Modern köleler: Atanamayan öğretmenler
Pazar günü KPSS vardı. Binlerce insan devlet kadrolarına yerleşebilme umudu ile Kamu Personel Seçme Sınavına girdi. Ancak, malum olduğu üzere pek çok alanda mülakat var ve mülakatın bu topraklarda ne anlama geldiğini herkes biliyor. Gerisini yazamaya gerek bile yok…
Sabah yapılan Genel Yetenek-Genel Kültür Oturumuna 1 milyon 470 bin 487 kişi başvurmuş. Demek ki insanımızın hala bir umudu var.
Var olmasına var da; bu umut çok da makul bir umut değil. Daha doğrusu eğri oturup doğru konuşacak olursak bu umut çok da safiyane bir umut değil.
Bir ülke, halkı nasılsa öyle yönetilirmiş derler bizim halkımız da “bugün olmasa da yarın bir yolunu buluruz” mantığı ile işlere bakıyor.
Günlerdir gazetelere yansıyan mülakat ve atama skandallarına rağmen kimsenin kılı kıpırdamıyor ülkede… Bakmayın muhalefetin gürültüsüne onlar muhalefette oldukları için bağırırken diğerleri de iktidara yakın oldukları için susuyor. Yarın devran dönerse bugün bağıranlar susacak diğerleri bağıracak.
Ve biz de çok şaşırmayacağız…
Cumhurbaşkanımız muhalif belediyelerdeki akraba atamalarından şikayet ediyordu geçenlerde ama aynı Cumhurbaşkanımız nedense hakim-savcı-kaymakamlık-polislik vs. alımlarındaki eş-dost-akraba atamalarına karşı sessiz.
***
Pazar günü öğleden sonra yapılan KPSS’nin ikinci ayağı Eğitim Bilimleri Oturumuna başvuran aday sayısı 526 bin 926 kişiymiş. Yani öğretmen olma umudu ile yarım milyona yakın insan sınava girdi. Son öğretmen alım kontenjanı ise sadece 20 bin civarında idi.
Öğleden sonraki oturumda görevliydim ve ister inanın ister inanmayın ağlamamak için kendimi zor tuttum. Dışarıda bekleyen insanların yüzündeki umutsuzluk ve bezginlik yürek yaralayıcı idi. Ve işin kötüsü bu insanların pek çoğunun bu sınava belki 5. belki 10. girişi idi.
Ve içlerinde genç yok denecek kadar azdı. Yaşları 30’u geçmiş 40’ına merdiven dayamış, bir kısmı çoluk çocuğa karışmış binlerce insan MEB’in yeni çıkardığı yeni ucube sistemde 100 tam puan alsalar bile atanamama ihtimalleri olmasına rağmen öğretmen olabilmek için bir umut ter dökecekti.
***
Zaman zaman kinaye yollu yazıyorum başka bir ülkede olsa YÖK ve Üniversite Rektörleri “Milli Kaynakları” kötüye kullanmak ve israf etmekten ağır cezada yargılanırdı diye.
Nasıl bir düzen kurmuş isek benim yeğenim gibi 15 senedir, arkadaşım gibi 26 senedir yapılan hemen her KPSS sınavına katılan yurdum insanı var. Ve bazıları ısrarla başka bir yol arama seçeneğini yok sayıyor. Sınava giren sayısına bakıldığında artık öğretmen olma umudunu kaybetmiş, işsizliği benimsemiş ya da başka işlere girmiş (bunların binlercesi polis, asker, gardiyan vs. oldular çaresiz) bir yarım milyon görülüyor. Gireni girmeyeni ile sayısı 1 milyonu geçen bir atanamayan öğretmen aday adayı havuzumuz var.
Ve maalesef bu insanların çoğu mevcut düzende devletinden özel kurumlara adeta köle öğretmen olarak istihdam ediliyor. Devletimiz öğretmen açığını asgari ücreti bile zor gören 66 bin 780 ücretli öğretmenle kapatırken, Özel Eğitim Kurumlarımız da bu insanlardan çoğuna asgari ücreti layık görerek o da sadece 9-10 ay ücret ödeyerek (1-2 yıllık sözleşmelerle) istihdam ediyor.
***
Bu rahatlık neden?
Çünkü, piyasa yüz binlerce öğretmen aday adayı ile dolu. Ve hala İhtiyacın kat kat fazlası öğretmen adayı arkadan gelmekte ve buralara harcanan boşa emek ve paralar da kimsenin umurunda değil.
Bir ülke kendi insanına böyle bir kötülük yapabilir mi?
Demek ki yapabiliyormuş. Çok yazık…