Birbirini çekemeyenlerin ülkesi

Sıradan vatandaş ağlıyor, turizmci ağlıyor, galerici ağlıyor, müteahhit ağlıyor velhasıl herkes ağlıyor.

Peki, haklılar mı?

Sıradan vatandaş dışında –o da kısmen- aslında kimse haklı değil çünkü yıllardır Türk halkı izin verdiği ve verildiği için zaten sürekli soyuluyor. Ses çıkaranları da kuru gürültüde boğmakta üstümüze yok!

Mesela ülkemiz yerli turist için hemen hiçbir dönem hesaplı olmadı hep pahalı kaldı. Gerekçe ise memleketin dövize ihtiyacı olduğu… Tabi bizdeki tatil anlayışı da buna hizmet etti. Tatil hala pek çok insanımız için köyüne, memleketine gitmekten ibaret. Kimse kendisine beş yıldızlı otellerde bir tatili layık görmüyor.

Kendi ülkesinin alt ve orta sınıfını oluşturan yabancı turist içinse Türkiye hep bir cennet oldu ama üst segment paralı turisti çekmeyi hiç beceremedik. Ekonomiyi çok iyi bildiğimiz için de dönem dönem elin oğlu ülkemize gelip dövizini bozdurup döviz alıp vs. aslında arkasında tek kuruş bile bırakmadan ülkesine döndüğü bile oldu.

Eğe ve Akdeniz sahilleri kendi ülkesinde kıt kanaat geçinen birçok emekli Avrupalı ile dolup taşarken bu insanlar ülkemizde krallar gibi yaşıyor. Gerçi son dönemde onlar bile pahalıktan şikayetçi ve kaçma eğilimindeler.

Bir dönem Laleli esnafı kafasıyla nasıl birçok pazarı kaybetmişsek şimdi de gelen turistleri kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız.

Otomobil sektöründe de galeriler sıkılaşan para politikası ile vatandaşın üstüne kara bulut gibi çökerken sadece kazanca odaklanmıştı aynı şekilde konut sektöründe de para dağıtımı bitip kredi faizleri uçunca yaprak kımıldamaz oldu.

Geçmişte kredi faizleri düştükçe herkes zam üstüne zam yaptı. Şimdi ise fiyatlar bazı sektörlerde gerilese de –fiyatlar o denli absürtleşti ki- kimsede ne verecek nakit ne de faiz ödeyecek güç kaldı.

Velhasılıkelam orta sınıf bugün için Türkiye’de ölmüş durumda.

Ya fakirsiniz ya da çok zengin ama ülkemizde hala karnını tahılla doyuran geniş bir kitle var ve bunlar hala fakirliği peynir, zeytin, ekmek ve kuru soğan hesabıyla ölçüyor.

Böyle ölçen devasa bir kitle olunca da memleketin düze çıkma ihtimali kalmıyor.

Bir lokma bir hırka felsefesinin bu denli yanlış anlaşıldığı bir coğrafyada yaşamak gerçekten büyük talihsizlik.

Düşünün bir ülkede çalışanlar haklarını istediğinde işverenden önce kendi eş, dost ve çevresince “Bak falanca şu kadar, filanca bu kadar alıyor” denilerek susturulduğu gelişmiş kaç ülke vardır?

Sanırım bizden başka yoktur.

Sürekli bir ölümü gösterip sıtmaya razı etme hali…

Ekonomiyi çok iyi bilenler de halkımızın bu birbirini çekememezlik halini bildiği için sürekli bunu kullanıyor!..

Yandaş gazete manşetleri ve internet haber siteleri sürekli emekliye, ona, buna, şuna afaki-uydurma zam ve ek gelir haberleri ile dolu. Bu yemi yutan kitle de sanıyor ki birileri bu ülkede hak ettiğinden çok kazanıyor.

Kamuda ve özel sektördeki maaş dengesizliği korkunç boyutlarda. Kamu zaten birileri için bir nevi çiftlik ve kamuda çok az meslek grubu dışında gerçekten çalışan var ve ne hikmetse en fazla çalışanlar da en az maaş alanlar. Meslek yazıp saçma polemiklere girmek istemiyorum… Çünkü bu ülkede herkes sadece kendisinin çalıştığını diğerlerinin yattığını düşünüyor.

Özelde ise mevzu biraz karışık. Bizde insanlar kafayı diploma ile bozduğu için ortaokul, lise mezunu bir çalışanın üniversite mezunundan neden daha fazla alabildiğini anlayamıyor ve kalifiye olmanın ne demek olduğunun farkında bile değil. İşin acısı, kendisinin büyük bir bölümünü kafelerde, arkadaş gezmelerinde, sağda solda boşa harcadığı üniversite yıllarını muhasebe ederek daha fazla alması gerektiğini düşünen birçok boş beleş üniversite mezunu var.

Halbuki çalıştığı kuruma faydası okuma yazması olmayan bir kalifiye elemanın yarısı kadar bile değil. Ama sorsan ondan daha fazlasını hak ediyor.

Türkiye sanırım İrlanda olma yolunda ilerliyor. İrlanda’da en çok parayı kimsenin beğenmediği işleri yapanlar kazanıyor çünkü herkes çok iyi eğitim aldığı için küçümsenen işleri yapanlar doğal olarak en çok arananlar konumunda.

Bizde durum biraz karışık, okulda geçen zaman arttıkça daha fazla para kazanma ihtimaliniz gittikçe azalıyor. Eğitiminiz yeterli ise bu kez de dayınızın olup olmadığı işin içine girdiği için gene kaybeden olabiliyorsunuz. Becerikli de olsanız biraz fazla istedi mi bu kez de kapıyı size gösterebiliyorlar. Ya aza kanaat edeceksiniz ya da çekip gideceksiniz. Maalesef nice yetenekli ve becerikli insanımız koca bir kısır döngü içinde dönüp duruyor.

Neyse su akar yatağını bulur diyerek biz çekememezlik yarışına devam edelim en iyisi; belki bir gün düzeliriz…

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum