Belirsizliklerin dönüştürücü potansiyeli

Belirsizlik, olayların gerçekleşme ihtimalinin bilinemediği durumları ifade eder.

İhtimal hesapları matematik/istatistik biliminin konusudur. “Belirsizlik” terimi ihtimal hesabı yapılamaması durumunu ifade etmekle beraber, günlük kullanımda, düşük gerçekleşme ihtimali olan olaylar için de kullanılır.

Kurların belirsizliği, faizlerin belirsizliği, savaşlara bağlı pazar belirsizlikleri ekonomik birimlerin belirsizlik risklerinden bazılarıdır.

Gelişen finansal piyasalar, ekonomik belirsizliklerin oluşturacağı riskleri azaltmak için, “türev araç” ve “sigorta” mekanizmasını geliştirmiştir. Hatta sigorta sektörü o kadar gelişti ki “kar kaybı” sigortası bile üretildi.

Belirsizlik genellikle bir tehdit olarak algılanır. Bu sebeple koruma refleksi harekete geçer.

Bazen de belirsizlik yokmuş gibi davranmak da tercih edilebilir.

Öncelikle yapılması gereken belirsizliği olduğu gibi kabul etmektir. Bir adım sonrası belirsizliğin bazı fırsatları da içerebileceğini düşünmektir.

Şirket yönetimleri karar verirken bazen belirsiz durumlarla da karşılaşırlar.

Belirsizlikle baş etme veya bunu fırsata çevirme için uzmanlar dört öneride bulunuyorlar (1).

  1. Durumu farklı açıdan değerlendirmek

New York Üniversitesi profesörü James Carse tarafından geliştirilen “sınırsız oyun” yaklaşımı durumu farklı açıdan değerlendirme üzerine kurgulanmış. Carse, oynadığınız “oyunun” kurallarını, sınırlarını ve amacını değişmez şeyler olarak görmekten vazgeçmeyi öneriyor. Klasik oyuncuların “ya kazanacağım ya da kaybedeceğim” mantığı, kaygınızı daha da yükseltiyor. Sınırsız oyuncular ise, belirsizliği, oyunlarının bir parçası olarak kabul ediyor. İhtimal unsuru devreye girince, oyuncular kendi rollerine ve oyunun parametrelerine meydan okuyabiliyorlar.

Şunu kabullenelim: Alternatifler alışkanlıklarımız ve çevremizde gördüklerimizle sınırlı değil. Alışkın olmadığımız ve çevremizde görmediğimiz alternatifler de bulunabilir.

Uluslararası bir giyim markası, mağazacılık sektöründe o güne kadar görülmemiş üç farklı şey yaptı: Üretimde sürdürülebilir malzemeler kullandı, yeni binalar yerine eski binaları yenileyerek mağazaya dönüştürdü, şirket bünyesinde çalışanları için kreş hizmeti sundu. Tüketiciye, halka ve çalışanlara dönük bu üç farklılıkla markasını güçlendirdi.

Sık sık herkesin vurguladığı gibi, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alınamaz. Bu sebeple durumu farklı açılardan değerlendirmeliyiz.

  1. Yeni risklere hazırlıklı olmak

Yaşamda sıfır risk ihtimali hiçbir zaman bulunmaz. Risklerle iç içe yaşıyoruz.

Risk yönetiminde risk alma katsayısına “risk iştahı” deniliyor. Risk iştahı kişiden kişiye ve kurumdan kuruma farklılık gösterir.

Risk iştahı yüksek olmayanlar, belirli alanlardaki risklerini azaltarak, diğer alanlar için belirsizlikleri daha iyi tolere etme şansını yakalayabilirler.

Örneğin, bazı insanlar, istikrarlı ve uzun süreli ilişkiler sürdürerek kendilerini köklenmiş hissederler. Böyle düşünen meşhur bir iş insanı şöyle diyor: “En iyi arkadaşlarım ortaokuldan ve liseden beri tanıdığım insanlar. Lise aşkımla evlendim. İş yerinde o kadar fazla muğlaklıkla cebelleşiyorum ki hayatımın diğer alanlarında hep daha azını arıyorum.”

Hayatınızın belirli alanlarındaki riski azaltarak, diğer alanlarda daha fazla risk üstlenebilirsiniz.

Risklerin finansal, entelektüel, sosyal, duygusal, fiziksel çok farklı çeşitleri vardır. Kişilerin bu risk çeşitlerine dönük hassasiyetleri de farklıdır. Hangi riskleri daha iyi tolere edebildiğinizi bilmek sınırlarınızın tanımlanmasına yardımcı olur.

Bir diğer önemli konu da küçük riskler alarak da risk toleransınızı artırabilirsiniz.

  1. Eyleme geçmek

Küçük veya büyük bütün yolculuklar bir adımla başlıyor.

Eyleme geçmek, belirsizlikle yüzleşmenin en önemli aşamalarından biridir. Çünkü attığınız her adımda yeni şeyler öğrenirsiniz. Çığır açan buluşlar insanların varını yoğunu riske atmalarıyla değil, bir dizi küçük adımın sonucunda hayat buluyor. Mütevazı bir başlangıç yapmak, her şeyi aynı anda yapmaya çalışmaktan daha efektif sonuçlar veriyor ve daha az kaygı yaratıyor.

Bu başlıkta şunu da hatırlatmakta fayda var: Değerlerinizi gerçekleştirmeye daha fazla önem verin. Harika ürünler yapar, çalışanlara iyi davranır, etik kurallara uyarsanız dünya size nasıl karşılık verirse versin gerekli özgüvene sahip olursunuz. Hedeflerinize %100 ulaşmamış da olsanız değerlerinize ulaşmış olmanızın hazzı size yeter.

  1. Kendine güç vermek

Bazı uzmanlar, bilimsel keşiflerin belirsizliklerle yüzleştikten sonra gerçekleşebileceğini ifade ediyorlar.

Belirsizliklerle yüzleşmek hayal kırıklıklarıyla baş etmede dayanıklılık kazandırır.

Başarısızlıklar ve yenilgiler de etkin öğrenmenin yoludur.

Belirsizliklerle yüzleşme olaylara dört farklı mercekten bakma yetkinliği kazandırabilir: Öğrenme merceği, şükran merceği (kaybettiklerinizden ziyade hala sahip olduğunuz şeylerin değerini bilmek), zamanlama merceği (şu an doğru zaman olmayabilir ama bu gelecekte gerçekleşmeyeceği anlamına gelmez), meydan okuma merceği (engellerle karşılaşarak kahraman olabilirsiniz).

Başarı ve gelişimin sürekliliği için özellikle zorlu zamanlarda özgüvene ve içsel öngörüye ihtiyaç vardır.

Kendisine güç vermek isteyenler bu merceklerden bir veya birkaçını benimseyebilirler.

Belirsizlikler karşısında darbe alsak da ayakta kalabilmek mühim. Ancak bunun da ötesine geçerek, belirsizliği fırsata dönüştürmeyi öğrenebiliriz. Yeni ihtimallere erişmek için bilinmeyenin kapısını aralamamız gerek. Zorlukların üstesinden gelebilme yetinize inanıyorsanız, bu sandığınız kadar da sancılı bir süreç olmayabilir.

  1. Nathan Furr, Susannah Harmon Furr. Bilinmeyenden Korkmamak Mümkün. HBR Türkiye, Temmuz 2022.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum