Varsayımlar, varsayımlar, varsayımlar…
Uzunca bir zamandır enflasyon en önemli gündemimiz. İktidar yetkilileri 2018 yılından bu yana enflasyonun kontrol altına alınacağı tarihleri bize söylerler. Hep birlikte bekleriz ve işin kötü tarafı söyledikleri tarihlerde hep daha yüksek enflasyon oranıyla karşı karşıya kalırız.
Gerçi o eski yükselen enflasyon oranlarını dahi mumla arar haldeyiz.
Eskiden tek haneye ne zaman düşeceğimizi söylerlerdi. Şimdi yakında çift haneye ne zaman düşeceğimizi söyleyecekler sanırım.
Bu kez açıklama en üst makamdan geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz pazartesi günü enflasyonu 2023 Şubat ve Mart aylarından itibaren önemli ölçüde geride bırakmış olacağımızı söyledi.
Benim de aklıma iki soru geldi.
Birincisi neden 2023 Şubat ve Mart? Ne olacak bu tarihlere kadar da enflasyon düşecek?
İkincisi enflasyonu geride bırakmak ne demek mesela? Ne kadar bir enflasyonumuz olduğunda enflasyonu geride bırakmış oluruz? Bugünleri geride bırakacak kadar geride bırakabileceğimiz bir enflasyon oranı ne olmalı acaba?
Kendi kendime yine cevaplamaya çalıştım.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 Şubat ve Mart aylarını işaret ettiğine göre o tarihlere kadar ekonomide bir dengelenme olması bekleniyor demektir.
Yani bugün enflasyonun bu seviyelere gelmesine neden olan döviz kurlarının istikrarlı bir hale gelmesi, bütün dünyada enerji fiyatlarının gerilemesi ve tedarik zincirlerindeki bozulmanın düzelmesi. İç pazarda üretimin ve ürün arzının artması ve bunlarla birlikte iç talebin sakin seyretmesi de gerekecek.
ABD Merkez Bankası FED’in yıl sonuna kadar sıkılaşmaya devam edeceği, AB’de faiz artırımının başlayacağı ve durgunluk ihtimalinin konuşulmaya başlandığı bu dönemde döviz kurlarında sakinleme beklemek dışarısı açısından zor. İçeride de döviz ihtiyacı artan ithalata bağlı olarak artmaya devam ediyor. Haydi diyelim ki dışarıdaki koşullar iyi gitti ama bu sefer de Türkiye gibi sürekli risk primi artan bir ülkeye kim niye döviz getirecek?
Yani anlayacağınız döviz kurunda bir istikrar yakalamak mevcut şartlarla pek olası değil gibi.
Enerji fiyatlarındaki gerileme ihtimali elbette var. Rusya-Ukrayna savaşı sona erer, artan faizlerle beraber gelişmiş ekonomilerde yavaşlama ve hatta durgunluk söz konusu olursa elbette enerji fiyatları bir miktar gerileyebilir. Ancak bizim için enerji fiyatlarının enflasyonda bu kadar bariz bir etkisi olmasının temel nedeni petrol fiyatlarındaki artıştan öte TL’nin değer kaybından kaynaklanıyor.
Tedarik zincirlerindeki düzelmenin etkisi ise olası durgunluk ve düşen talep nedeniyle yine arzda bariz bir artışla sonuçlanmayabilir.
Ha bir de tabii Şubat-Mart 2023 denmesinin bir nedeni geçtiğimiz Aralık-Ocak aylarındaki baz etkisi ile fiyatlardaki artışın yavaşlaması olabilir. Ancak bu baz etkisinin ortaya çıkabilmesi için önce önümüzdeki aylarda enflasyonun yavaşlaması gerekiyor. Son on beş gündür kurda yaşadığımız artışın da fiyatlara önümüzdeki günlerde yansıyacağını göz önüne alırsak bu varsayım da işe yaramamış oluyor.
Ezcümle mevcut politikalarla hükümetin daha önceki söylemlerinin sonuçları gibi 2023 Şubat ve Mart’ta da yine yüksek seyreden bir enflasyonla karşı karşıya kalmamız olası.
İşte tam da bu noktada diğer soru geliyor aklıma.
İkincisi enflasyonu geride bırakmak ne demek mesela? Ne kadar bir enflasyonumuz olduğunda enflasyonu geride bırakmış oluruz? Bugünleri geride bırakacak kadar geride bırakabileceğimiz bir enflasyon oranı ne olmalı acaba?
İşte o gün çıkan enflasyona göre sanırım bunu da konuşacağız.
O günlerde yukarıda anlattıklarım çerçevesinde yüzde 60 yıllık enflasyona gelir miyiz?
Orasını bilmem ama iktidarın o yavaşlamayı bile bakın size demiştik diye bize anlatacağını biliyorum.
Tabii o zamana kadar bir seçim olmamış ve AKP hala iktidarda devam edebilmiş ise…