Ahlak yetmezliği
Bugünkü toplumsal düzlemde tespit/teşhis ettiğiniz en ciddi sorun nedir?” şeklinde bir soruya muhatap olsam, hiç tereddütsüz, “ahlak yetmezliği” diye cevap verirdim.
Nasıl ki kalp yetmezliği yorgunluk, nefes darlığı, mide bulantısı gibi sıkıntılara yol açıyorsa ahlak yetmezliği de toplumsal alanda ve gerçek yaşamda sıkkınlık, bıkkınlık ve hatta bulantı hissi gibi sorunlar yaratıyor. Ahlak alanındaki “yetmezlik/kifayetsizlik” sorununun kaynağı üzerine adamakıllı düşünmek gerekiyor. Felsefe tarihinde ahlakın köken ve kaynağına dair çok farklı görüşlerin öne sürüldüğü biliniyor. Bazı düşünürlere göre ahlakın kaynağı insan ve duyguları, bazılarına göre akıl, bazılarına göre ise din ve ilahi buyruktur. Ahlak ve ahlaki duyarlılığın daha ziyade yadırgama ve ayıplamanın yaşandığı yerde belirginleşmesi ve çoğu zaman din ile aynı zeminde kendini göstermesi dikkate alındığında, dinin ahlak konusunda en temel kaynak olduğu yönünde bir tez öne sürülebilir. Ancak şahsi kanaatime göre “iyi” (hüsün) ve “kötü”nün (kubuh) kaynağı din olmadığı gibi ahlakın temel kaynağı da din değildir. Hatta din ve dinî öğreti ahlak konusunda kaynaktan ziyade destek unsuru olabilir.
Ahlakın en temel kaynağı aklıselim ve iyi-güzel eksenine oturmuş vicdana irca edilebilir. Kaldı ki ahlak meselesi ancak akıl, fikir, vicdan ve tercihin mevcut olduğu yerde konuşulabilir. Zira ahlak ve ahlakilik diğer canlıların aksine insanla alakalı bir meseledir. Dolayısıyla ahlakın temel konusu “insanın ne olduğu” konusuyla çok yakından ilişkilidir. Kısacası, ahlakın kaynağı meselesi öncelikle ve özellikle insan meselesidir. Din insanın ahlak sorunlarını bertaraf etme yolunda etkili olabilir; fakat buradan hareketle “Dindar insan mutlaka ahlaklı insandır” veya “Dinsiz insan mutlaka ahlaksız insandır” şeklinde önermeler kurmak gibi bir zorunluluk söz konusu değildir. Zira bu yazıya konu olan “ahlak yetmezliği” sorunu dünya görüşlerini ve hayat düzenlerini dinden bağımsız şekilde oluşturmuş kitlelerde görüldüğü kadar kendilerini dindar olarak algılayıp tanımlayan kitlelerde de fazlasıyla mevcuttur. Bu noktada, Hz. Peygamber’in “İnsanlar madenler gibidir; cahiliye döneminde hayırlı/nitelikli olanlar İslam’la tanışıp müslüman olduktan sonra da hayırlı/nitelikli olurlar” mealindeki hadisini hatırlatmak lazımdır; çünkü bu hadis ahlakın temel referans kaynağının din olmadığı yönündeki fikri/kanaati teyit eder tarzdadır.
Ahlak yetmezliği sorununun temel sebeplerinden biri, insanın kendini ve haddini bilmemesi, erdemli olmayı ve erdemli yaşamayı hayati bir mesele olarak görmeyip çoğu zaman behimi/şehevi hırs, arzu ve tutkulara rıza göstermekten imtina etmemesidir. Bu noktada varlık kazanan gayr-i ahlaki tutum ve davranışlar ateistinden dindarına kadar en geniş yelpazede temsil imkânı bulabilir. Çünkü buradaki sorun en genel manada insanın kendini bilmeme, kendine gelmeme sorunudur. Bu müzmin sorunun çözümü ise Hacı Bayram Veli’nin şu dizelerinde ifadesini bulur: “Bilmek istersen seni, can içre ara canı. Geç canından bul anı, sen seni bil, sen seni. Kim bildi ef’alini, ol bildi sıfatını. Anda gördü zatını, sen seni bil, sen seni… BAYRAM özünü bildi, bileni anda buldu. Bulan ol kendi oldu, sen seni bil, sen seni…”
Ahlak yetmezliği sorunuyla ilgili bir diğer temel sebep, dinî alan da dâhil olmak üzere ahlak ve ahlaki davranışın çıkar ve menfaat hesabına dayandırılmasıdır. Şayet mümin insanın Allah’la ilişkisinde ve O’nun buyruklarına uyma gayretinde temel veya belirleyici unsur, azap endişesi ve mükâfat beklentisi ise, burada söz konusu olan din referanslı ahlakın ancak sonuç odaklı, yani çıkarcı ve faydacı bir ahlak olduğuna hükmedilebilir. Bu tür bir ahlak, Tanrı’yı kandırma teşebbüsü olarak “kurnazlık ahlakı” diye de tanımlanabilir. Bu bağlamda alternatif olarak deontolojik ahlak nazariyesinden kısaca söz etmek gerekir. Alman filozof Kant der ki “saf pratik akıl (irade) kendiliğinden kayıtsız şartsız ahlaki ilkeyi/yükümlülüğü (kategorik imperatif) üretebilir ve ona tabi olabilir”. İnsan aklı ve vicdanı kayıtsız şartsız ahlaki ilkeyi kendiliğinden üretmediği ve ona uymadığı sürece birtakım kurnazlıklar ve şahsi çıkarlar eşliğinde sahte ahlaki imajlar ve illüzyonlar oluşturabilir. Bir ahlaki eylemi salt ahlaki imaj ya da illüzyon olmaktan çıkarabilecek şey, her şeyden önce insan iradesinin hiçbir kayıt ve şart tanımaksızın salt ahlaki olanı istemesidir. Bununla birlikte en masum ahlaki ilkelerin beşeri kurnazlıklar ve dizginlenemez tutkular neticesinde çıkar/fayda ahlakına dönüştürülmesi, birtakım kişisel isteklerin ahlakilik kisvesiyle meşrulaştırılması ve sonunda ahlakın bir tür manipülasyon aracına dönüşmesi de her zaman mümkün ve muhtemeldir.
Bütün bunlara rağmen Kant’ın savunduğu ödev temelli deontolojik ahlak, her ne kadar soğuk görünse de sonuç ve fayda odaklı teleolojik ahlak anlayışından daha temiz ve daha nezihtir. Kaldı ki bizim toplum gibi kural, kaide ve ödev sorumluluğuna riayetten pek hazzetmeyen, hatta yasak delme, hile-i şer üretme, savsaklama ve sulandırma gibi işlerde maharetiyle temayüz eden bir toplumdaki ahlaki yetmezlik sorununa fayda ve sonuç ahlakından ziyade “Öyle davran ki davranışın temelindeki ilke tüm insanlar için geçerli olan evrensel yasa olsun… İnsanlığı, kendinde ve başkalarında, bir araç olarak değil de her zaman bir amaç olarak görecek şekilde davran. Öyle davran ki iraden, kendisini herkes için geçerli olan kurallar koyan bir yasa koyucu olarak hissetsin” şeklinde özetlenebilecek ödev ahlakını aşılamak elzemdir; fakat bu ahlakın nasıl aşılanacağını ancak Allah bilir…















Bu kadar güzel ve doğru bir tanımlama şimdiye kadar görmedim...
Yanıtla (0) (0)Bence harika ve okunması gereken bir yazı
Yanıtla (0) (0)Hocam sosyal medya kullanmıyorum, onun için buradan soruyorum. önümüz kurban bayramı, ortak kurbanla ilgili ayet yok, Peygamberimizin emri ve uygulaması yok, İbni Abbas'tan bir rivayet var. "Bir seferde" diyor, seferin ne olduğu belli değil, Peygamberimiz vefat ettiğinde bu şahıs 11- 12 yaşlarında imiş. İkincisi İbni Ömer'den gelen anlatımlarda Ortak kurban olmadığı belirtiliyor. Sadece aile arasında olur diyor. Hiçbir yerde 3 kişi, 5 kişi, 2 kişi, 4 kişi kesebilir diye bir not veya yazı yok.Bu hocalar neye dayanarak "Ortak kurban" hakkında fetva ve verebiliyorlar. Cevaplayabilirmisiniz.
Yanıtla (0) (0)Saygıdeğer hocam, ahlak yetersizliği konusuyla ilgili sizden kanıt isterlerse, yorumları örnek gösterebilirsiniz. Allah size uzun ömürler, sabır ve metanet ihsan etsin...
Yanıtla (0) (0)Bilgi için teşekkürler. "Yaratılışta Hz Adem'e Rab zorunlu üçleme soruyor. Aklı,imanı,ahlakı yarattım birisini seç, Adem zorlanarak akıl diyor" ifadesine direkt ayet numarası şeklinde bi cevap alamasam da Mesneviden olduğunu öğrenmiş oldum. Kuran'da Allah’la Adem arasında o şekilde geçen bi diyalog olduğunu hatırlamıyorum. Şüpheye düştüğüm için ayet numarası sordum. Ayet numarasıyla belirlenen Kuran’da yeri yoksa, Mevlana o üçlemenin geçtiği diyalogu kendi inşa etmiş diyebilir miyiz? Bu tür çıkarımları diyalog olarak vermek biraz riskli. İçeriğe dayalı felsefe geliştirilmesinde bi sorun yok.
Yanıtla (0) (0)Dinin aynı zamanda evrensel bir ahlak yasasıdır. Allaha, rasulüne, insanlara, kendisine, ailesine, çevresine karşı belirlenen itikadi, ameli, hukuki kuralların tamamı aynı zamanda ahlak yasasıdır. Bu yasaya uygun hareket etmemek ahlaksızlıktır. Ahlakın ne olduğuna Mustafa beyin sönük aklı değil seni yaratıp yaşayanın iradesi karar verir. O Raslunu yüce ahlak üzere yaratarak düşmanın bile kabul ettiği yegane model haline getirmiş tüm insanlığa ona tabi olmaya emretmiştir Mustafa Kuran okur ama anlamadığı için boş okur. Din adına konuşur Allahın kitabını değil elin papazını konuşturur.
Yanıtla (0) (0)Değerli hocam emeğinize sağlık. Ben deontoloji ve teleoloji kısmına bir soru işareti eklemek istiyorum. Yaptığı işin sonucuna da bakmadan, sadece gorev parçasına odaklanmakta problem olduğunu düşünüyorum. Toplama kamplarına insanları taşırken Eichman'da sadece gorevini iyi yapma dışında bir amacı olmadığını kanitlasa da, ifa ettiği işin sonucu milyon insana mal oldu. Büyük amaca hizmet ediyor diye vicdan suzgecinden gecirmeden gorev yapmak, sanki günümüzün sorumsuz vicdansizlarini, siradan kötülüğü hatirlatmiyor mu?
Yanıtla (2) (0)Sayın H.K edep, ahlak ,akıl hz .Adem anlatımı üzerine cevaben uzun bir yazı yazdım bir aksilik oldu galiba sn. editör yayınlayamadı.
Yanıtla (0) (0)Sayın Mustafa Hocam size saygı duyuyorum. Söylediklerinize de katılıyorum. Yalnız sizin içinizde hastalık var. Tedavisini de söyleyeyim. Spor yapın. Koşun,Eğilin kalkın. Barsaklarınıza bol miktarda kan gitsin. Arada bir kan bağışı yapın. Kanınız tazelensin.İyileşeceksiniz. Aklınıza da fazla güvenmeyin.İnsan bir gün gelir bildiği herşeyi unutabilir. Yanlış yapabilir. Sapabilir. İman hareketle yani ibadetle ayakta tutulabilir.İbadetler tekrar insanı iman dairesine getirir.Bu çok önemli.
Yanıtla (0) (2)Sn.H.K 06.09 tasavvufcular kendi günlük yaşantılarını,kurallar manzumesi içinde yaşamaya çalışırlar.Bu ölçüleri koyarken tarihten günümüze, Kurandan,hz Resulden ve sahabeden almışlardır.Kurandaki akıl ayetleri:Bakara13-170-171-242-269-Al-i İmran7-190-Maide58-100En-am32Enfal22Yuns16-42-100Yusuf2Rad4-19İbrahim52Nahl12-67Ha婪Furkan44Şuara28Ankebut35-43Zümer18Mümin54Zuhuf3Casiye5Mülk10.Edep ayetleri:ARAF20-22hUCURAT49/1-5lOKMAN12-19 ayetleri :akıl,edep ve ahlak konusunun genel çerçevesini betimler.Mesnevide Mevlana derki"Gözünü açta Allah'ın kelamına baştan başa bir bak!ayet,ayet -
Yanıtla (0) (0)2)bütün kuran edep taliminden ibarettir. Mevlanaya göre edep iki husustan ibarettir:zahiri edep Hakk'ın açık emir ve yasaklarına uymaktır. Batini edep ise:insanın içini kirlerden temizlemesi,her yüzde Hakk'ın tecellisini ve güzelliğini görmesidir.Otobüste bir yaşlıyı itip,kakmak ahlaksızlık ve suçturona yer vermemek ise edepsizlik ve ayıptır.Utanmak edebin göstergesidir.Hz. Resul "utanmıyorsan dilediğini yap" demiştir.Yazınızda sayın numero diye hitap ediyorsunuz buda edebin bir göstergesidir.Mesnevide yaklaşık 25 bin beyit var yaklaşık 950 başlığın 50 sini ayetler 53 nü hadisler oluşturur.
Yanıtla (0) (0)Sn nümero 00:31/Karar Okuru, "Evrensel bir ahlak yasası din tarafından" nasıl açıklanmıştır? Burada işin püf noktası nedir, kısaca? Kaynak varsa onu da yazarsanız iyi olur... Bunun (bu konulara meraklı araştırmağa çalışan biri olarak) yardımcı olabileceğine inanıyorum. Sn Öztürk’ün üzerinde durduğu bazı noktaları da haklı bulmuyor değilim, ancak kendi payıma hemfikir olmadığım noktalar da var. İşin kendini izah edebilecek akla da dayanan daha farklı noktaları var kanımca...
Yanıtla (0) (0)Sn nümero 20:26/Edep ve ahlak, Kalem 68/4 ü kaynak göstererek ayet nakletmişsiniz (buldum okudum). Peygamberimizin bi özelliği vurgulanıyor (Ahlak-El Eminle ilişkili). Ayrıca, "Yaratılışta Hz Adem'e Rab zorunlu üçleme soruyor. Aklı,imanı,ahlakı yarattım birisini seç, Adem zorlanarak akıl diyor" şeklinde geçen ifade nerede geçiyorsa sure & ayet numarasını verebilir misiniz? Bir şey daha "Edep Ahlak'ın zirvesidir". Ahlaksızlık bi "suç"diyorsunuz ki "suç" cezasız kalmamalı.Edepsiz ahlaksızdan daha beter bi şeyse ayıplanmakla paçayı kurtarmalı mı? Topluma zararı varsa edepsizin ki de suç değil mi?
Yanıtla (0) (0)Evrensel bir ahlak yasası din tarafından açıklanmıştır. Bu konuda ölçüt akıl olsaydı ahlaksızlık probleminden bahsetmiyor olacaktınız. Çünkü sizin ahlaksızlık gördüğünüzü akıl sahipleri bir erdem olarak görüyor. Onların aklı mı yok sizin aklınız mı yok yoksa evrensel bir ahlak yasası mı yok? İddianız kendinizle birlikte çöküyor. Süslü ama muhtevası mantıksız kendisiyle çelişen mutezile çarpıtmasyonu üzerine kurgulanan içi boş temelsiz düşünceler. Bu yazınız dinin evrensel ahlak yasası olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Dinsizlerin ahlak kırıntısı taşıması buna engel değildir. Mantık yok ki
Yanıtla (0) (0)Mutezileyi anlayacak kapasite lazım. hüsün kubhun kaynağı akıldır diyerek bunu mutezileye isnat etmek mutezileye iftiradır, düzmecedir, onlar eşyanın özünde hüsün kubh vardır bundan emredilmiştir yasaklanmıştır, akıl emir yasağa konu olan hüsün kubhu vahiy olmadan da idrak eder, yoksa akıl hüsün kubhun kaynağı falan değildir. Ancak vahiy geldikten sonra hüsün kubhu takrir eder. Vahiyden önce akıl hükmedebilir ancak Vahiyden sonra akıl vahye tabidir hükmün kaynağı vahiydir. Mutezile budur. Ona göre Vahiyden sonra ahlaki hükmün kaynağı vahiydir. Yanlış anladığın mutezile üzerinden dini yormlama
Yanıtla (0) (0)Sevgili Mıstafa senin "şahsi kanaatinin" seni bağlar i, şahsi bir kanaatin doğruyla, ahlakla hele evrensel bir ahlakla hiçbir alakası yoktur. Çünkü göreceli hususlar evrensel ahlakın ölçütü olamaz. İlk insan ilk peygamberdi. Dolayısıyla sizin dejenere olmuş itikadınızın dışında kalan hususlar kadar varsa evrensel ahlaki faziletleriniz bunun kaynağını dinde arayın.
Yanıtla (0) (0)Hocam, hadisleri şüpheli görüp Kuran’ı araştırma konusunda iddialı kişilerden birisiniz. “Ahlak” konusunu anlamak/anlatmak için o kadar kafa yorarken Kuran’dan ilham almak yerine filozoflardan yardım ister bi durumdasınız,sanki. Ahlak yetmezliği ya Kuran’dan nasibini hiç alamamış, ya da nefsi manipulasyonla işi kendine göre yorumlamış olanların yetersizliğiyle ilgili. Bi de iki kutbun arasında kalmış oportunist insan kitlesi var. TR’de bu kültür M.Kemal Atatürk Paşa ile kutuplaşarak bu hale geldi. Ahlak,“liyakat” denen şeyin hakkını teslim eder.Sorsan,işin bahanesi güvenilecek adam yokluğudur!
Yanıtla (0) (0)Değerli Hocam, Tıkanma, yorulma, çaresizlik sinyalleri alıyorum. Son 1 yıldır pencereleriniz karardı. İslam dinini anlatma hevesiniz düştü. Sizi ölümle tehdit eden goriller hala yaşıyor. Saygılar.
Yanıtla (0) (0)O kadar güzel bir yazı ki. Şükür...
Yanıtla (0) (0)cehennemden korkup, cennet isteyip kendini dizginlemeye çalışanlara, Tanrı’yı kandırma teşebbüsü, “kurnazlık ahlakı” nitelemesi yaparak ne olduğunuzu ele veriyorsunuz. Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerde kaldı gayrıya himmet ede.
Yanıtla (0) (0)1)Sayın yazar, affınıza sığınarak ve haddim olmayarak yazı başlığınızı edep yetmezliği olarak seçseydiniz,konunun ana fikri ile daha çok uyumlu olurdu kanaatindeyim.Neden mi:Edep,ahlakın zirvesidirlakin ahlaksızlık suç teşkil eder, çoğu zaman gizlice yapılır. Edepsizlik ise kabahat unsurudur, suç değil ayıp oluşturur.Kant'ın söylediğini tasavvufcular çok önce söylemiştir.Yaratılışta hz Adem'e Rab zorunlu üçleme soruyor.Aklı,imanı,ahlakı yarattım birisini seç,Adem zorlanarak akıl diyor.Rab:iman akılla berabersin,ahlak sende ikisi ile berabersin,Adem üçü de seninle beraber diyor.
Yanıtla (0) (0)2)Mesnevide Adem ve iblis sahnesinde iblis,verilen cezanın sorumlusunu kaderi tayin eden Rabba: isteseydin beni azdırmazdın deyip kendisinİ temize çıkartmaya çalışıyor..şeytanın tam aksine Adem ise :iyilikler senden kötülükler bendendir diyor.Rab sen niçin böyle cevap verdin soruna ise Adem banana ilk önce edebi öğrettin Allah'ım."Şüphesiz ki sen üstün ahlak üzerindesin. kalem68/4"
Yanıtla (0) (0)1- insanda temel kuvveler var.Kuvvei şeheviye gazabiye ve aklıye. Bu kuvvelere yaratılıştan bir sınır konmadığından hayatta sınırlamak şart.Bu sınır herkesi kuşatacak külli bir akıl düzeneği gerektirir.Bu düzenek vahyi ve nebevi olmalı ki aklen kalben hayalen kabul görsün. Mesela çok zekiye cerbeze ve demagojiyle insanları kandıranilirsin ama hesap var.Çok güçlüye dünyada insanı ezebilirsin ama seni ezecek biri var, aşırı menfaatçiye çok kazanıp aşırı tüketebilirsin ama hak terazasi var demeli.Şeriat elbette ahlakın sınır ve yaptırımlarını insana bildirmeli ki uyarmadın demesin.
Yanıtla (0) (0)Profil fotoğrafının değişme zamanı gelmedi mi? Son hali kabullenmek.
Yanıtla (0) (0)Hocam kaleminize, ruhunuza sağlık????
Yanıtla (0) (0)2- Şeriatın bu sınır ve tehditleri kanun/ kolluk kuvvetiyle de koordineli şekilde desteklenmeli. Ayrıca ahlak kuralıinsan vicdan akıl duygu mantık hayalinde ne kadar kutsi ve etkiliyse o kadar ma'kes bulur.Bu ise fıtri şeriat ve ilahi mesaj şeklinde olur. Bu kuvvelerin odağı ise vicdandır.Amma vicdan da paslanır yetersiz kalır hatta çürür.Vicdanı beslemek korumak gerek.Bu da ibadet marifetullah muhabbetullah ve ruhani sürur ve lezzetlerle olabilir.( SNursi'den mealen)
Yanıtla (0) (0)Muhterem Hocam! Geçen gün "Ateistleri" sövdüğünüz videonuzu seyrettim. İrkildim. Olmamalı. Vahiyle büyüyen vahiyle hemhal olan birisi (vahiyde fetvası var demeyiniz 4/148) Canım yandı falan. sizin canınız yanmalı hemen feryat etmeyiniz. (30/60) sizi "fevri" davranış sürükleyip "etkisiz" hale getiriyorlar. Ne olur dikkat. Fenerbahçelilerin soluganını ödünç alayım "sizi seviyoruz"
Yanıtla (0) (0)Hz. peygambere Mekkeliler ''Emin insan'' diyorlardı ama din konusunda anlaşamadılar. günümüzdede bir dindarla bir ateist aynı şekilde din konusunda anlaşamıyorlar ama ahlaki erdemler(dogruluk,dürüstlük,digergamlık vb.) konusunda birleşebiliyorlar. bu durum neyi gösterir. din bazen ayırımcı olurken, ahlak her zaman birleştirici olabiliyor.
Yanıtla (0) (0)Cennet başlı,başına Ahlak,Edep Ehlidir..Dunyadada oyle degilmi Ahlak,Edep Zirve olsa bizde,,Varsin 1 kap aşımız eksik olsun..Soyle Kapılarımız Kilitsiz,Gecelerimiz Huzur olsa insana Cennet degil mi yaşadığı yerler.Hem Sevgili Peygamberimiz en sıkıştığımız zaman Arkadaşı ne zaman Huzura ereceğiz diye sorduğu zaman.Acele ediyorsunuz,Allaha Yemin Ederim ki cok uzak mesafeleri isaret edip Müslüman bu yolculuğunda sadece Vahşi Hayvanlardan korkacak ve Guven,Huzura kavusacaksiniz.bu Ahlak,Edep,Adalet tabi ki IMAN degilmi.Alamet i Farikasi.Fakat Dil,kiyafet Muslumani olduk.YAZIKLAR OLSUN..bizlere.
Yanıtla (0) (0)Hoca’m Allah selamet versin.
Yanıtla (0) (0)Neden ahlak yetersiz ? 1- suç işlediklerinde onları rencide edecek ifşa edecek kurum yok gazete benzin istasyonlarında cam parlatmada kullanılıyor tv. davulcu yellenmesi bile değil 2 -Mahkeme hakim avukat ben iktidar karşıtııydım ondan içerdeyim de malını çadığın insan bile inansın acaba çalarken kumpasmımkurdular zavallıya ben alet oldum diye düşünür 3 - Uyanık yaancı dolandırıcı eli uzun olmayana artık kız vermiyorlar dürüst doğrucu kızımı aç bırakır bu keriz diyor kız babaları sen ol ahlaklı ol olurmuzsun olmazsın aç kalıp keriz olmak içinmi baba sennde rüşvet alsaydında aç kalmasaydık
Yanıtla (0) (0)Bu dünyanın üstü kadar, altıda var.
Yanıtla (0) (0)Ah..... Lak.... İçini Bi doldursak. Görünüşe aldanma ma içine bak derler. Yani.... Ah.... L.... A.. K..... Yolculuk yap. Alışveriş yap. Beraber gün geçir.Dersini okumak yetmiyor.
Yanıtla (0) (0)Amelden anladıkları sadece ve sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek. Bilmiyorlar ki asıl müslümanca amel hakkı tutup zalimin karşısında olmaktır, ahlaklı olmaktır, hak yememektir, yolsuzluk yapmamaktır, eş dost akraba kayırmamaktır. Bunlara gelince hiçbir itirazları yok. Yazık, çok yazık.
Yanıtla (0) (0)Hocam, yıllarca Ayasofya'yı ibadete açalım mı açmayalım mı tartışmasının gündeme getirilmesini, konunun sürekli siyasetin oyuncağı yapılmasını ahlaki buluyormusunuz? Ben açılmasını istiyorum, Çünkü ibadethanelerin siyasetin oyuncağı olmasını istemiyorum. Bu konuyu camilerde cemaatten oy istemeye benzetiyorum.
Yanıtla (0) (0)Sayın yorumcular allame i cihan olan sizsiniz, siz ne çok şey biliyorunuz inanın hayranım, hastayım size sıradan bir okuyucu olarak keşke ben de sizin kadar allame i cihan olsaydım da hocaya her hafta klavye başından ayar verebilseydim.
Yanıtla (0) (0)"Öyle davran ki iraden, kendisini herkes için geçerli olan kurallar koyan bir yasa koyucu olarak hissetsin” şeklinde özetlenebilecek ödev ahlakını aşılamak elzemdir" cümlesi her haliyle sakat bir ifade.
Yanıtla (0) (0)Hangi ahlaktan bahsediyorsunuz hocam.Eski bir guresci bir kamu bankasina,Rtuk cu bir amca baska bir kamu bankasinin yonetim kuruluna atanmislar.Hangi ahlak hocam.Salla basini al maasini.Sevsinler sizin muslumanliginizi.Asagida yorumcular bir takim ayetlerden bahsetmisler.Dogrudur.Sabah aksam ayet oku ayetleri yaz.Birde memleket insaninin haline bak.Birde onu oku oku yazki dilsiz seytanlardan biri olma.Adamlar oyle hale geldiki dinimiz elden gidiyor diye diye kendileri yakinda dini elden gonderecekler.Hergun her an camura batmakta nedir.Yok olan kavimler sirasi kimde acaba.
Yanıtla (0) (0)“İnsanın doğası yoktur, tarihi vardır” Ortega Y Gasset
Yanıtla (0) (0)Bakara sûresi 112. Ayet Belâ men esleme vechehu lillâhi ve huve muhsinun fe lehû ecruhu inde rabbihî, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne). “Hayır, kim VECHİNİ Allah’a teslim ederse o, muhsinlerden (olur). Artık onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Onlara (onların üzerine) korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.”
Yanıtla (0) (0)Naat İsmet Özel Söylemez size kimse dünyadaki ömrü boyunca Hiçbir insana yan bakışı olmayan kimdi Kimdi yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile Öğretmek için cephe nedir Kıyam etti Torunu kucağında Dönünce bütün gövdesiyle döndü Bir bu anlaşılsaydı son yüzyılda Bir bilinebilseydi Nedir veche..
Yanıtla (0) (0)Bu hocamız çok kıymetli kendisi bir sürü allame-i Cihan olduğu söylenen alimlerin fark edemediği halka anlatmadığı gerçekleri görmüş ve halka anlatmıştır. Onun gibi bir kaç tane alim var kıymetini bilmek lazım!!
Yanıtla (0) (0)Imannuel Kant’ın Königsberg’deki mezar taşında yazılı sözü ‘Üstümde yıldızlı gök, içerimde ahlâk yasası’. Yasa müesses yapı, uzlaşı sahası, kurgusal alan, kural, statüko, konvansiyonel. Königsberg’li için yasa insana mahsus sahayı ifade ediyordu, yıldızlı gök ise Tanrı’ya mahsus olanı. Sezar’ın hakkı Sezar’ın, Tanrı’nın hakkı Tanrı’nın.
Yanıtla (0) (0)Sebeb-i Telif İsmet Özel ‘Üstümde yıldızlı gök’ demişti Königsberg’li ‘içerimde ahlâk yasası’. Yasa mı? Kimin için? Neyi berkitir yasa? İster gözünü oğuştur, istersen tetiği çek idam mangasındasın içinde yasa varsa. Girmem, girmedim mangalara Yer etmedi adalet duygusu içimde benim çünkü ben ömrümce adle boyun eğdim.
Yanıtla (0) (0)Ahlakın kaynağı nedir sorusunun cevabı kanaatimce hem yoktur, hemde yorumlardan ve yazıdan da anlaşılabileceği gibi çoktur. Yoktur, çünkü bu hususta akla gelebilecek çeşitli sorulara verilebilecek herkesi tatmin edebilecek tek bir cevap yoktur. Bununla beraber, kanaatime göre insanlığın bir yaradan tarafından yaratıldığına inanlar için bu insanın nasıl davranacağını bildiren bir prospektüsünün aynı yaratan tarafından gönderilmiş olacağı ve ilerleyen zamanlarda mekan ve zamana göre revize edilmesinin makul bir izah olabileceği düşüncesindeyim.
Yanıtla (0) (0)hocam şu ......./........şeklindeki ifadeleriniz yazınızın okunma tadını kaçırıyor. Olabildiğince Türkçe (yerleşmiş Osmanlıca da elbette olabilir) ve fakat tek kelime kullanmanızı öneririm. sevgi ve saygılar.
Yanıtla (0) (0)Eskiler cinleri iblisleri aniden ortaya çıkma özelliği ile birlikte anagelmiş. Para da sanki cin gibi aniden zenginleşen insan çarpılıyor, bu aniden zenginleşenleri görenler de ayrı çarpılıyor ahlak falan kalmıyor. Zaten psikolojik gözlemler de var misal büyük ikramiye vuran insanlarda depresyon kaçınılmazmış. "İyiye doğru" da olsa ani yaşam değişikliğini insan ruhu kaldırmıyor.
Yanıtla (0) (0)Her milletin iyi ve kötü yanları vardır. Neden milletimizi bu kadar aşağılıyorsunuz? Neden kendi milletinizde bu kadar nefret ediyorsunuz?
Yanıtla (0) (0)Yazarı Kur'andan ornek vermemekle elestiren arkadaslar sanirim makaleyi anlamamış. Yazar zaten ahlak kavramının sadece dinin değil aklın dusuncenin yani bilimin konusu oldugunu dinin ancak ahlakı destekleyebbilecegini annlatmyta çalışmış
Yanıtla (0) (0)Bence ahlak yaratılışdaki o çocuk masumiyetini koruyabilmek,anlattığınız kurnazlıklara bulaşmadan dünyadan gidebiĺmektir.Efendimizin ifadesiyle " Din Samimiyettir."
Yanıtla (0) (0)Mehmet Yazıcı bey siz Kuran’dan örnekler verin de görün diğer tarikatların itirazlarını. Örneğin: İslami bir ülkede devlet başkanı ve yöneticiler nasıl seçilmelidir? Bunun yanıtını bekliyorum.
Yanıtla (0) (0)Ben ticaret hayatında şunu anladım, sağcısı solcusu, dindarı, dinle ilgisi olmayanı hep aynı.
Yanıtla (0) (0)Entellektüel olarak kabul edilme dürtüsü Kuran'dan uzaklaşınca artmış yine. Dindar yanlış sa, o zaten Kuran yasalarına uymadığı için dinle ilgili bir örnekle kullanılamaz. Mantıken tutarsız.
Yanıtla (0) (0)Tabi tabi dinin ahlakla hiç bir ilgisi yok. Objektif olayım derken ne savrulma ama.
Yanıtla (0) (0)güzel bir yazı olmuş sayın hocam. yıllardır din eşittir ahlak diye anlattılar. öyle olmadıgını yaşayarak gördük.cennet vaadi, cehennem korkusu ile ahlaklı olacaksak vay halimize. onun için ahlakın kaynagı din degildir. insanın kendisidir. aksi halde başka toplumlardaki ahlaki davranışların açıklaması zor olur.
Yanıtla (0) (0)Bir ahlaksızlık kaynağı olarak din ve ırka dayalı dünya görüşü. Bunu din adamları biliyorlar ama ne var ki ekmek kapısı din olduğu için itiraf etmek istemiyorlar.
Yanıtla (0) (0)Garabete bakın ki makalelerinde Kur'an ve Sünnetten daha ziyade filozofları atıf gösteren ilahiyatçı akademisyen!
Yanıtla (0) (0)