‘Oyunun kuralını değiştirme’nin kuralı
En yakıcı dış politika hamlelerinden ekonomideki kararlara kadar, bütün tercihlerin başarısı veya başarısızlığı imkan ve fırsatların sınırından ibarettir. Gücü ve imkanı olan oyunun kurallarını zorlayabilir. Yahut da oyundan memnun olmayan güç kullanmak yoluyla kuralı değiştirebilir. Sanılanın aksine sadece büyük devletler değil, orta halli veya küçük devletler de bu yolu deneyebilir. Aradaki fark, büyükler işler ters gitse de kaybetmezken, küçükler için kazanmanın tek yol herşeyin yolunda gitmesidir.
Sözgelimi Rusya, uzun süren pasif dış politika döneminin ardından agresif yöntemlere geri döndü ve Gürcistan ve Kırım’da istediğini aldı. Suriye’de ABD’nin açtığı alanı sonuna kadar değerlendirerek bu çağda kimsenin hayal edemeyeceği rahatlıkla uydu devlet sahibi olmayı başardı. Büyük devlet olmanın avantajları kurallara bağlı kalmaksızın Rusya’nın önünü açıyor. ABD ve AB yaptırımlarına muhatap oldular ama doğal zenginlikleri bu problemi en azar hasarla aşmaya yetti. Ki, zaten bunu hesap ederek yola çıktıklarına şüphe yok… Muhataplarının nereye kadar ilerleyeceğini hesap ettiler ve üstesinden gelebileceklerini gördüler.
ABD malum… Batağa saplansa bile zarar görmeden çıkabiliyor, kural tanımak gibi bir problem yaşamıyor. Obama döneminde küresel dış politikada gerilemeyi tercih ederken de avantajlıydılar, gayet tabii Trump döneminde küresel ticaret yoluyla kasayı doldurmaya karar verdiklerinde de… Yeniden işgal veya saldırı planlamaya başladıklarında önlerinde bir engel olamayacaktır.
Öte yandan İran gibi bir ülke de oyunun kurallarını değiştirip mesele nükleer tesis kurarak bunu nükleer silaha varabilecek bir perspektife ulaştırabiliyor. Riski alıp kimseyi dinlemeden yoluna devam ediyor. Sorun şu ki İran zengin petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip olmasına rağmen Rusya kadar şanslı değil ve bu kararının bedelini ağır ekonomik kriz olarak ödüyor. Halkı fakirleşmeye devam ediyor ama sonuçta karar karardır ve yaptığı da Tahran’ın yanına kâr kalıyor.
***
Türkiye de kendi çapında oyunun kurallarına değiştiriyor. S-400 alım kararı bunun en açık göstergesidir. İstenince yapılabildiğini dünyaya gösterdi. Riski var mı, evet ve görünen o ki benzer kural değiştirme girişimlerinden daha fazla ama sonuca ulaşmış bulunuyor. S-400 savunma sistemi karşılığında, F-35 uçaklarından mahrum olmak veya eğer gerçekleşirse yaptırım maliyetini ödemek pahasına kuralı değiştirebiliyorsunuz. İşte değişti… Bir NATO ülkesinin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan, inanmayan bakışlar altında bunu başardı. Elbette Türkiye’nin yaptığı şey; Rusya, ABD veya İran’ın yahut da Kuzey Kore’nin yaptıklarıyla aynı hacimde değildir ama içinde bulunduğumuz ekonomik durum ve diplomatik mesainin ağırlığına bakınca, alınan risk de küçümsenemez. Bizim içinde bulunduğumuz stratejik denklem için asla kolay ve sıradan bir hamle değildir.
Ne var ki, küçük ya da büyük farketmez, oyunun kuralını değiştirirken aslolan kazanmaktır. Dış politikada tek kural kârlı çıkmaktır.
Kendi ifademizle “S-400 tarihi bir karar” olduğuna göre, sürecin bundan sonrasını tarihi bir ustalıkla yönetmek ve günün sonunda kâr/zarar hanesinde artı değer üretmek zorundayız. Bu tercih o zaman tarihi önem kazanmış olacaktır.















ne bedbaht bir kisiliksin iktidar kadar tasdissun basina sanki iktidar bir basari elde ettiginde uzuntuden kahroluyorsun hangi ulke vatandasisin yuh
Yanıtla (0) (0)Radarının tespit mesafesi 600 km, füzenin vuruş mesafesi 400 km. Sen bunun anlamını biliyormusun.Mesela Kıbrısla ,Türkiye arasındaki mesafe 90 km kaldı ki füzelerin yerleştirme işlemi daha başlamadı.Sadece uygun hava alanına parçalar indiriliyor tamamlandıktan sonra Rus mühendislerle Türk mühendisler kurulumu sağlayacaklar.Yerleri o zaman belli olacak.
Yanıtla (0) (0)Merak etmeyin Rusya bizi altın yumurtlayan tavuk olarak görüyor; vurursa kendisi kaybeder:)
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar sanki S400 almakla meydan muharebesi kazandık. İktidar buradan bir kahramanlık destanı çıkarmaya çalışıyor. Kendin üretemediğin, başkasından aldığın uçakla, füze ile oyunun kuralını değiştiremezsin. Ancak figüran olursun. Biz bu şekilde rahmetli Erbakan'ın deyimiyle ancak onların pazarı oluruz.
Yanıtla (0) (0)Disarida oyunun kurallarini degistirebilmenin zorunlu kosulu iceride oyunun kurallarini guclu bir ulke yaratacak sekilde degistirebilmek: Birkac ornek: uluslararasi standartlarda yuksek kaliteli egitim verebilmek, hukuk temelli rasyonel isleyen profesyonel bir kurumsal yapi kurabilmek, yuksek tekonolojiye dayali uluslararasi rekabetci bir ekonomi yaratabilmek, ve toplumun refah seviyesini yukseltmek. Bunlar becerilemeyince disariya horozlonarak oyun kurallarini degistirebilecegini sanmak naiflik degilse ciddi bir seviyesizlik ve sorumsuzluktur. Horozlanmalarin faturasini ulke oduyor cunku...
Yanıtla (0) (0)Sevgili Peygamber Efendimizde var Diploması nasıl olur.Savaş ve Tedbirleri nasıl olur. !.. Bağımsızlık ve Ekonomik tedbirler nasıl alınır. Halkta nasıl Şuur. İrade nasil inşa Edilir. Hepsi SÜNNET degil mi .?..Sünnet Dendigi zaman Sakal, Bıyık Mantığından Çıkalım. !.yeter ki .! Mesela köydeki adamın Sünnet Anlayışı ile Akademideki adamın aynı olmaz. !.Zaten Sevgili Peygamberimiz Bedeviye başka söylemiş, Sehirliye başka. Bunu bile fark edemiyor çoğumuz. Sonra Dünyada sürünüyoruz 4-5 asırdan beri. !.İslam =Ahlak, Bilgelik, Cesarettir. !.
Yanıtla (0) (0)S-400'ler de "davul biz de,fakat tokmak Putin'nin Rusya'sin da.Kafana göre atip tutmak yok,sistem devamli kitli,Rusya'nin cani ne zaman isterse,kilidi acarsa kullanilacak,yoksa süs olarak kalacak 2,7 milyarlik S-400'lerimiz (!)kime karsi bunlari kullanabiliriz,orasi hala mechul,Ruslara karsi zaten olmayacak,basar kilidi,bizde bekleriz baska hangi ülkeye karsi kullanilir,bilen var sa,buyursun.Biz de ögrenelim gari (!)..
Yanıtla (0) (0)Zor oyunu bozar der eskiler...Tamam, Nato ve ABD'yi karsimiza alarak fuzeleri aldik. Tarihi bir karar olup olmadigini zaman gosterecek..Soru ve Sorun su: Nicin?..Her gun karayollarimizda ceset parcalari topluyoruz, kara sularimizda tavuk olusu gibi insan olusu topluyoruz, tren kazalarimiz katliam gibi, yollardan magandalardan guvende degiliz, adalet sistemi sorunlu oldugu icin, insanlar mafyalardan meded umar duruma gelmsi, depreme karsi hic bir hazirligimiz yok ve biz hava sahamizi guvenli hale getirdik...! Yani bir seyler yanlis gibi duruyor..?!
Yanıtla (0) (0)İngilize karşı Almanlara yaslanan Osmanlının 1. Dünya savaşı sonrası tarih sahnesinden silinişi taraf seçerken dikkatli olmak gereğini gösterir. Tarihin en ağır savaşı sırasında ise ülkenin gösterdiği denge politikaları ise yıkımdan uzak durmanın yollarını. Ayrıca ilk Rus silahı satın alan NATO ülkeside Yunanistandır Türkiye değil!
Yanıtla (0) (0)Beyefendi siz çok farklı bir mekandasınız. Gününüz aydın olsun...
Yanıtla (0) (0)ABD, Rusya ve İran plan yapar, sonra hamle yapar.Biz önce hamle sonra PLAN yaparız. S 400 Doğu Akdeniz, Eğe tehdidi için alınmadı mı, peki Ankara'da ne geziyor! Nato yu dinlemedin Rusya için gerdan kırdın, sana faydası ne! Tamam S 400 alınması gerek bedelini de ödeyelim. Ekonomik ve Suriye şartları ORTADA. Bu hamle zaman, şartlar,stratejik zemin itibariyle bizden çok Rusya ya yaradı.İnşallah sonu iyi olur. Nisan 2020 ye kadar kurulmayacakmış dedi Reyiz,çünkü ABD senato seçimleri var mış!
Yanıtla (0) (0)Gecen haftaki yazinizda vardi bu tespit; sorunu biz yaratiriz sonra tavizle cozup zafer cigliklari atariz.
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar siz aklımızla dalga mı geçiyorsunuz? Mehmet Ocaktan'ın bugünkü muhteşem makalesini okursanız ne demek istediğimi anlarsınız...
Yanıtla (0) (0)Reis’miydi Davutoğlu’muydu hep oyun kurucu olmaktan dem vururlardı. Kadroya bile giremiyoruz şimdi. İşin komik yani, ingilizce basını takip ediyorsanız, bu oyun kurma tabirleri onların politik dillerinde yok. Kendi fantezi dünyasında yaşadığımızın bir diğer örneği kullandığımız politik dildir. Oyunun kurallarını değiştireceğiz, oyunu belirleyeceğiz, masada olacağız ...
Yanıtla (0) (0)S-400 ile vuracagimiz dusman kim. Ya saldiri dogudan Rusya cenahindan gelirse ve biz yanliz kalirsak ne olacak
Yanıtla (0) (0)Züğürt tesellisi
Yanıtla (0) (0)Size gùlmek değil kahkaha atıp geçiyoruz
Yanıtla (0) (0)Dediğiniz gibi sonuçta güç ve onun silahı para kazanır. S 400 bir viraj değildir. ABD zaman içinde Kürt kartını ortaya koyacaktır. Zira Türkiye batı denkleminden çıkmıştır. Doğu denkleminde de henüz yeri yoktur. Batı halen sosyal, politik, ekonomik olarak ağır bir üstünlüğe sahiptir. 2. Dünya savaşında ABD gücü Rus, çin ve İngilterenin ayakta kalmasını tek başına sağlarken o günki Alman ve Japonya yı tarihten silmiştir. Son otuz yılda soğuk savaşın güçlü Sovyetleri dahil kaç devleti fiilen dağıttığıda ortadadır
Yanıtla (0) (0)S/400 almak o kadar önemli mi?
Yanıtla (0) (0)Anlamadım. Ateşten gömlek giymek nasıl bir şehvettir böyle. Uçurumdan atlamak nasıl birşeydir. Bile bile muz kabuğuna basmak nedir. Tek kazancımız biz istersek intihar teşebbüsünde bulunabilirizi dünyaya göstermiş olduk. Tabi buna yazardan başka kazanç diyen var mı bilemem.
Yanıtla (0) (0)O kadar dar bir vizyonla yönetiliyoruz ki parasını verip aldığımız bir sistemle ordumuzun yenilmez bir güçe kavuştuğumuzu sanıyoruz. Aldığımız S-400 leri Rusya kontrol eder. Bizim ordu bunu bal gibi biliyor.
Yanıtla (0) (0)Turkiye'nin (az) gelisme olculerinde olan bir ulkenin stratejik bir zorunluluktan kaynaklanmiyorsa (ki S-400 ler de boyle bir zorunluluk acik olarak yok) oyunun kurallarini degistirme cabalarina dunya alem guler gecer...
Yanıtla (0) (0)