Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?
Acı bir tebessüm uzun uzun konuşmaktan daha anlamlı geliyor; sözler, kelimeler yerine, o ifadeyle bakmak daha fazla şey ifade ediyor. Bir ülke bu kadar mı talihsiz olur? Akıl almıyor, havsala kalıyor…
İstanbul Belediye Başkanı’na “Gözünün üstünde kaşın var” demişler, ceza vermişler, siyasi yasaklı olmasına hükmetmişler. Yok, 25 sene öncekine değil bugünküne… Kazandığı birinci seçim iptal edilip sonra tekrar kazanan belediye başkanına… 25 sene önceki belediye başkanı kendisine işlemeyen yasağı, eksiksiz ve aynen; bu kez rakibine karşı denemek istemiş. Galiba, bana işlemedi ama bakarsın ona işler diye düşünmüş. Yasakmış, yasakçılıkmış, tarih ne yazar, ne çizer umursamamış. Böyle bir manzaranın hak ettiği nazar, sadece acı bir tebessümdür. Gayrısı fuzulidir.
Aynı yoldan, aynı haksızlıktan geçmiş bir siyaset bu kadar mı basiretsiz olur?
Oldu diyelim, nahak yere iptal ettiği son seçimin ağır neticesine bu kadar mı bigane kalır?
Kaldı diyelim, o iptalin demokrasi ayıbı olduğunu bu kadar mı görmezden gelir?
Geldi diyelim, sahada kaybedilen masada alınamayacağını, alınsa da yanına kar kalmayacağını bu kadar mı ıskalar?
Iskaladı diyelim, aynı yanlışa koşar adım yürürken hiç mi durup düşünmez?
Düşünmez diyelim, neticesi hüsran olduğu hem şahsi, hem tarihi tecrübeyle sabit bir yasaktan nasıl medet umar?
Umdu diyelim, koltukta kalmanın yasaktan başka yolu kalmadıysa o koltuğa koltuk, o siyasete siyaset denir mi?
Denir diyelim, yasakla kaim koltukta huzur içinde gün geçer mi?
Ekrem İmamoğlu’na verilen siyasi yasak kararı büyük bir hata, telafisi zor bir yanlıştır. Demokrasimiz ağır ve onarılması güç bir yara almıştır. Millet iradesine bir kez daha ve çok ağır bir darbe indirilmiştir.
Akıl, mantık, havsala bunu almaz, alamaz. Bilenler, görenler, duyanlar, yaşayanlar dünü asla unutulmaz…
Tarih tekerrür eder ama tarihi bilmeyenler için, kendi tarihini unutanlar için tekerrür eder. Ve ayrıca, ibret alınacak olsa asla tekerrür etmez. Ne yazık ki bu ülkenin ibretten de nasibi yoktur.