Görüntü
Adana’da polis şiddetinin bırakın orantıyı, sınır tanımayan boyutu izahı mümkün olmayan bir görüntü ortaya çıkardı. Şiddete maruz kalanların başörtülü olması iktidarın siyasi kimliği açısından bir problem; daha problem dert ise Türkiye’de böyle sahnelerin yaşanması, böyle şeyler yapabilme cesaretinin sergilenmesidir. Olup bitenleri savunanlar ya da görmezden gelenler veyahut da ortayı bulmaya çalışanlar olsa da kimse bu görüntünün asayişe hizmet ettiğini söyleyemez. Bir hukuk devletinde asayiş şiddetle tesis edilemez. İyi bir görüntü değil…
Bitmek tükenmek bilmez bir Osman Kavala davası var. İçeride hukuku ve vicdanları yaralıyor, dışarıda Türkiye’yi. Ne içeri izah edilebiliyor ne de dışarıya ama Kavala’yı hapiste tutma ısrarı devam ediyor. Söylemeye ne hacet, iyi bir görüntü değil…
Et kuyruğu var daha önce tanzim kuyrukları vardı, biraz daha önce sebze meyve kuyrukları. Et Balık Kurumu et fiyatlarını artırdı, artırırken de yükseltilen fiyatın kuyrukları azaltacağı umut edildi. Hem kuyruk hem de bu tarz idare biçimi iyi bir görüntü değildir.
Ekonomi yönetimi Dolar kurundan gayrısını düşünemez halde. Kuru düşürmek için Hazine kesesinden para dağıtmayı göze almış, mevduata kur garantisi veriyor. Birinci parti mevduatların süresi bitmek üzere ama yapısal önlem alınmadığı için şimdi mecburen aynı yöntemin önü açılıyor. Herkes istediği kadar kur korumalı mevduata para yatırabilecek. Hükümet elini açık etti, KKM kesilir kesilmez kuru tutamayacağı endişesini ilan etti. Böylelikle sonu belirsiz bir yol açıldı ve Türkiye makul yolla milli parasının değerini korumayı akıl edemediği için koskoca bir kara delik açmayı göze alıyor. Faizi bitirmek için çıkılan yolun sonunda faiz üzerine faiz veriliyor. Bu maliyetin tek maksadı döviz tabelası hiç olmazsa sabit kalsın. Sonrası? Sonrası ne olursa olsun! Bu da iyi bir görüntü değil.
Faizin bir de yabancıya ödenen kısmı var ki tam kara delik. Türkiye, Dolar’la borçlanırken yüzde 8 faiz ödüyor, risk primi (CDS) oldu 700… Dünyada en pahalı borçlanan birinci, ikinci ülke oldu çıktı. Para lazım, fiyatı önemli değil, sonrası da Allah kerim! Hiç iyi bir görüntü değil…
Enflasyon yüksek, görüntü iyi değil. Ücretler eriyor, iyi değil. Asgari ücretin rüzgarı üç ayda dindi hiç iyi değil. Salgının şiddeti azaldı, piyasa açıldı ama işsizlik düşmedi bu görüntü iyi değil…
Bütün bu iyi olmayan görüntülerin ortaya çıkardığı ülke görüntüsü de iyi değil.
İktidar bütün bu parçaları bir araya getirip, adı acil eylem planı veya her neyse bir adım atarsa iyi eder. Devam etmekte olan rutin tarz, işlerin idaresi için yeterli değil ve böyle devam ederse iyileşmeyecek. İcraat standartları düşüyor, düştükçe de ülkenin hukuk, iktisat ve asayiş standartları geriliyor. Sahada dikkat dağıldı ve neyin iyi olduğu ve ne kadarının altına inilemeyeceğine dair referanslar belirsizleşti…
Herkesin aklı yaklaşmakta olan seçimde anlıyoruz. Onca acil mesele dururken üzerinde en ince çalışmalar yapılan kanun da seçim kanunudur. Ama sokakta, çarşıda, pazarda sergilenen geçinme, tutunma ve ayakta kalma mesaisi gözden kaçıyor. Yüzleşmesi gereken iktidar bu gerçekle yüzleşmiyor. Seçim önemli elbette ancak sandık vaktine 15 uzun ay var ve eğer problemlerin üzerine gidilirse o güne kadar ülke daha iyi olabilir. Ülke zaman kaybetmez ve hiç olmazsa hasarın bir kısmını onarabilir.
Ya da şimdi olduğu gibi en kıymetli zamanlar, seçim kanunun bilmem kaçıncı maddesini yazıp bozmakla heba edilir. Ama tecrübeyle basit ki memleketin görüntüsü düzelmeden hangi kanun hangi fıkrası düzelirse düzelsin fayda etmez.