Akşener’in sözleri ‘başka’ ne anlama gelir?
Siyasetin çok hareketli olduğunu düşünüyoruz ama gerçekte öyle değil. Türkiye’nin son derece ciddi sorunları var ve hükümet bu sorunlarla mücadelede başarılı olmamasına rağmen işler yolunda gidiyormuş gibi rahat hareket edebilme imkanına sahip. Çünkü, erken seçim talebi anketlerde de boy göstermeye başladı ama Meclis aritmetiği de muhalefetin baskısı da seçimi öne çekmeye müsait değil. Erdoğan ve Bahçeli’nin kontrolündeki takvim tıkır tıkır işliyor. İktidar eğer bulursa kendisi için uygun bir zamanda erken seçime gidebilir. Bulamazsa ki bu ihtimal oldukça yüksek, artık bahtına ne çıkarsa zamanında seçime gidecek. Yani, durum daha kötüye gitmeden sandığı erkene çekmek iktidar için artık bir seçenek değil çünkü oy kayıpları hem Cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimi açısından bu fırsatı vermiyor. Dolayısıyla, seçimin zamanında olma ihtimali diğer bütün senaryolardan daha güçlüdür.
Tablo böyle olunca, iktidarın muhalefete, muhalefetin de iktidara yüklenmesi görünürde bir siyasi faaliyet olsa da gerçekte ülkenin gidişatı adına olağanüstülüğü ifade etmiyor. En nihayet ülkede işler yolunda giderken de bu kadar siyasi çekişme vardı; şimdi yolunda gitmezken olup biten çok farklı değil. En genel ifadeyle süreç Cumhur ittifakının kontrolünde ve bu kontrolü zorlayacak; sürece ortak olabilecek güçlü bir siyasi girişim yoktur. Gayet tabii bu durum hala işleri toparlama umudu taşıyan Erdoğan lehine büyük bir avantajdır.
Bu siyasetsizlik ortamında İyi Parti Lideri Meral Akşener’in “Cumhurbaşkanı değil başbakan olmak istiyorum” çıkışı keskin bir siyasi hamledir. Ve epeydir rutine bağlanmış olan gidişatı etkileyebilecek bir adımdır. Cumhur İttifakı’nın Millet İttifakı’ndan hiç beklemediği bir çıkış olduğu da açıktır.
Akşener’in yaptığı cesur ve hatta sorumlu bir hamle oldu olmasına ama soru işaretleri üreten bir karar aynı zamanda. Akşener böylelikle, ittifak içinde muhtemel adaylık belirleme gerilimini düşürdü ve aynı zamanda muhalefetin seçim stratejisini tersyüz etti. Adaylık gerilimi riskini azaltırken olumlu iş yaptı ancak beraberinde seçmene vaadedilen değişimin tahakkukunu belirsiz tarihe uzatarak yeni bir risk aldı.
Türkiye’nin birkaç elin parmaklarıyla ancak sayılabilecek kadar çok ve acil problemleri vardır. Bir elin parmaklarıyla yetinelim… Hayat pahalılığı, işsizlik, hukuksuzluk, liyakatsizlik ve dış politikada ertelenemez problemler yaşanıyor. Muhalefet olmanın tabiatı gereği CHP, İyi Parti ve muhtemel diğer bileşenler seçimi kazandıklarında hızla bu sorunları çözmek zorundalar. Zaten, çözebilecekleri kanaati oluşursa seçimi kazanacaklar. Akşener’in açıkladığı plana göre ise, bütün bu acil sorunların çözümü anayasa değişikliği yoluyla yeniden parlamenter sisteme dönülünceye kadar bekleyecek. Planı da muhalefetin anayasa değişikliğini hiç olmazsa referanduma taşıyabilmek için Meclis’te en az 360 sandalye alacağı varsayımına dayanıyor. Bu sayıyla başkanlık sistemine son verilerek, yeni bir referandumla “güçlendirilmiş” parlamenter sisteme dönülecek ve sorunları çözme vaadiyle seçilen cumhurbaşkanının yetkileri sembolik düzeye indirilecek. O cumhurbaşkanı görevine sembolik yetkilerle devam ederken, bir parti liderine -Akşener’e- hükümet kurma görevi verecek. Sonra da o hükümet Türkiye’nin sorunları için kolları sıvayacak. Özetin özeti… Millet ittifakı seçimde başkanlık sisteminin bitirilmesini ve parlamenter sisteme dönüşü oylatacak. Her şey yolunda giderse; yani Cumhurbaşkanlığını ve Meclis’te 360’ın üzerinde sandalye kazanılırsa “öncelik” anayasa değişikliği mesaisinde olacak. Sistem değişikliği için bir tür ön referandum!...
Türkiye elbette, başarısız olduğu besbelli olan başkanlık sisteminden geri dönmelidir ama çözüm bekleyen sorunlarının herhangi birinin bu problemden daha önemsiz olmadığı da kabul edilmelidir. Seçime kadar şu kadar süre, üzerine seçimden sonra da anayasa değişikliği için bir o kadar daha süre eklenince tablonun ne kadar tahammül kaldırmaz olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Akşener siyasetsiz gidişe dur demekle iyi bir adım attı ama icraat beklentilerinin ertelenemez oluşu gerçeği çerçevesinde, o adımın ve takvimin izaha ihtiyacı vardır.















Konya büyüklüğündeki Hollanda, Türkiye'nin 6 katı tarımsal ürün ihracatı yaptı. Hollanda, geçen yıl gerçekleştirdiği 116 milyar dolarlık tarımsal ürün ihracatıyla ikinci sırada gelirken Türkiye 19.4 milyar dolarla 23. sırada yer aldı. 20 yıldır iktidarda olan Erdoğan ise bu ay marketleri denetliyor...
Yanıtla (19) (3)Sanırım marketlere kayyum geliyor:)
Yanıtla (8) (0)Koslisyonda birinci parti olursan basbakan olursun.veya donusumlu(erbakan-ciller)basbakanlik yaparsin.bu biraz da kilicdaroglunu cb adayligina itmis olmadi mi?veya onu bende aday degilim noktasina da getirmis olabilir
Yanıtla (1) (0)2023 “devletler sürekliliği” ve o siyasi genetik için nihai bir hesaplaşma olacak, kesin. Türkiye Ekseni ile Batı vesayeti arasında büyük bir çarpışma olacak.
Yanıtla (2) (11)Ayakları bu topraklara basanlar ile ABD ve Avrupa başkentlerinden talimat alanlar arasında vuruşma olacak. “Bizim Türkiye’miz” mi “Onların Türkiye’si” mi, belli olacak.
Yerli olanla yabancı olan kapışacak. Bu ülkeyi büyütmek isteyenlerle küçültmek isteyenler boy ölçüşecek.
Yerli-yabancı, büyük-küçük benim hayatımı pek etkilemiyor açıkçası. Devletin (dolayısı ile siyasetin) hayatım üzerinde 3 etkisi var: 1) hukuki güvence 2) kişi başı gelir 3) serbestiyet. Ben de bunlara göre oy veriyorum.
Yanıtla (8) (0)Bence Cumhurbaşkanlığı sistemi ile parlamenter sistem arasında ülkeyi yönetme açısından önemli bir fark yok.
Yanıtla (8) (65)Her ikisinde de bakanlar var, müsteşarlar var,müşavirler var,genel müdürler var,valiler var,kaymakamlar var.Ülke başkalık sisteminde başkanın, parlamenter sistemde başbakanın organizatörlüğünde ve riyasetinde bu ekipler vasıtasıyla yönetilir.Başkanlık sisteminin avantajı her seçimin mutlaka bir iktidarı ortaya çıkarması ve kararların biraz daha çabuk alınması.
Cumhurbaşkanlığı sistemine tek kişilik hükümet diyor bazıları,bunca bakan varken. Cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkeyi uçurması da,batırması da söz konusu değil.Önemli olan en tepedekinden en alt seviyeye kadar görevlilerin işlerini güzel yapmaları. Elbette başkanın veya başbakanın dirayetli biri olması başarıyı artırır.
Yanıtla (3) (36)Sizi bilgi sahibi olmaya davet ediyorum.
Yanıtla (13) (2)Seni bilgi sahibi olmaya davet ediyorum.Bahsettiğin konular hakkında uzaktan yakından hiç bir benzerlik yok ve olamaz.
Yanıtla (11) (2)Söylediğimin neresi yanlış?Sağlık Bakanlığını,Milli Eğitim Bakanlığını,
Yanıtla (3) (20)Savunma Bakanlığını ve diğerlerini
Cumhurbaşkanı mı yapıyor?Aynı durum
Başbakanın olduğu sistemde de yok mu?
Hacı, cumhurbaşkanının merkez bankası dahil, Tüik ve diğer tüm önemli kurumları bizzat yönettiğini (şimdi sıra marketlere de geldi); bakanların(!) bizzat kendi ağızlarıyla ikrar ettiği gibi, kendilerinin sadece bakarak seyrettiği ülke sorunlarını aldıkları talimatlarla uygulamak zorunda kaldıklarını hala anlayamadiysan, bence sen Mars'ta yaşayan birisinin.
Yanıtla (13) (5)İbo!Bir insan çok istese de tüm kurumları yönetemez.Ama elbette Cumhurbaşkanı,Yargı ve Yasama hariç tüm kurumlara talimat verme yetkisine sahiptir.Bu yetkisini icabettiğinde kullanır.Günlük rutin işlere karışmaz.
Yanıtla (1) (6)Aynı manzara başbakanlıkta da var.
Yanıtla (0) (4)Tepede hiç bir şeye karışmayan yada karıştırılmayan bir CB var geride her şeye bakan her şey den sorumlu olan başbakan var.
Şimdi bunun başkanlık sisteminden farkı nerede.
Yazınızda aslında güçlendirilmiş (neresini güçlendireceklerse) parlementer sistemin ne kadar vakit kaybettireceği açıkça anlatılıyor. Sizce bu zamanda memlekette bu kadar başıboşluk olması nasıl bir durumdur. Daha vahimi aynı iktidar gibi sistem değişecek dertler bitecek yalanını söylemeleri ve bir projelerinin olmayışı.
Yanıtla (1) (3)23 Nisan 1920 ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dualarla açılması acayip karşılanmıyor da, 1 Ekim de açılacak meclisin
Yanıtla (2) (4)dualarla açılmasın neden birilerinin uykusunu kaçırıyor.
Haydi Reis! Bugüne kadar her şeyi aslına uygun yaptığın gibi bunu da yapmak sana yakışır.
Gökten 10 elma düşürüp “biri bana 9’u size, koçanı dahil hepsi sizin olsun” diyorsunuz yine de söz işitiyorsunuz. Vatandaş daha ne yapsın? Ona göre karar vereceğiz… Veçhesine, cephesine baka baka bir hal olduk. “Psikopatları” göre göre biz de mi psikopat olduk? Biri, bir şekilde, bir yerde, neyin anlamı ne, bir şey söylesin…
Yanıtla (0) (0)Ben de padişah olmak istiyorum
Yanıtla (8) (0)Almanya'da sosyal demokratlar, yeşiller ve liberaller koalisyon kuruyor. Onlarla da konuşmak lazım.
Yanıtla (2) (0)Sağ seçmeni iyi tanıyan biri olarak muhalefete faydalı bir uyarıda bulunuyorsunuz. Akşener mutlaka bu tarz yazıları ciddiye alacaktır.
Yanıtla (2) (0)Bu plan, biz yönetemiyoruz Erdoğan yine gelsin planıdır. Akıl almaz...
Yanıtla (2) (5)Chp ve Iyip, ortak kararlarin aciklamamalairi, henüz erken bulduklarindandir. Ama en azindan parmanter sisteme dönüs diyorlar. Akp`nin heybesindeki Turp`un büyüklügünü kimse bilmiyor. Zaten Sn yazarda Erdogan`in avantajli oldugunu söylüyor. Simdi 1 Ekim Yasama yili acilisinda, Diyanet Isleri baskaninin dualari ile meclisi acmak kaldi! Artik milli ve yerli yanina Islam devleti resmi vermek farz oldu! Akp icin ölümden öte ne var, durumlari yani. Demokrasi icin birlik olmak daha da önemli simdi.
Yanıtla (8) (2)Politikacilar gemisine bakar..:))..bedavaya calismaz...!...sermayeside yok...batacak mali'da..:))..
Yanıtla (2) (0)Rutine bağlanmış yerine OLAĞAN yazsaydınız ne güzel olurdu
Yanıtla (1) (0)Eşitlikçi, çoğulcu, sosyal demokratik, laik, kuvvetler ayrılığı bağlamında tam bağımsız bir hukuk devletinin kimseye zararı yoktur.. Hayali bile güzel...
Yanıtla (11) (2)sistemi değiştirecek parlemento çoğunluğuna ulaşmak imkansız gibi bir şey.muhalefet ham hayali bırakmalı.makul olan kuvvetler ayrılığını esas alan demokratik başkanlık sistemi...
Yanıtla (2) (7)muhalefetin parlementer sisteme geri dönme gişimi mutlaka olacaktır. ama zaman lazım. bana göre cumhurbaşkanı kim ve hangi partiden olursa olsun millet ittifakının 1 yılda neler yapacağını 2. yılda neler yapacağını 3. yılda neler yapacağını ve perlementer sisteme geçileceği tarihleri seçmene anlatması gerekmektedir. bunları seçmene izah edebilirse hemseçimi kazanır hem de seçmen gidişatın nasıl olacağını bilir ve ona göre beklentiye girer
Yanıtla (6) (2)Akşener, Kılıçdaroğlu, Babacan, Davutoğlu, Hdp ve Demokrat parti bizi normalleştirecek ve başarılı olacaktır. Yürekten inanıyoruz, inanmak istiyoruz...
Yanıtla (29) (9)Umutsuz olmamak için pek çok sebep var.Yeni iktidarın ülkeye ilk ve en büyük faydası mevcut gudubet ve de çürümüşlükten kurtarması olacaktır.
Yanıtla (9) (2)Eskisehir Belediye Baskani Prof.Dr.Yilmaz Büyükersen ideal bir Cumhurbaskani adayi ,bilgili,donanimli,nitelikli ,bir Türk vatandasi.
Yanıtla (12) (13)Millet Ittifaki belki bunu degerlendirir.. Sayin Y.Büyükersen her kesimden rahatlikla oy alir..
Yanılıyorsunuz.Yeni gelecek iktidarda CB. nının isminin önemi yoktur.Önemi şuradadır:Mevcut durumdaki gibi yönetilmeyecektir ülkelke.Önemli olan o dur.
Yanıtla (6) (3)En büyük sorun başına yetişmiş sıfatı getirilen insan gücü, ne yetiştiği var ne yetişeceğine dair bir emare. Olabildiğince suçu başkalarında arıyoruz, yetmezliğimizi, tembelliğimizi gizlemeye çalışıyoruz. Herhalde dünyadaki üniversite mezunu en çok olan ülkeyiz. Her şey övünme amaçlı ama aslında övünülecek bir şey var mı yok mu araştıran yok.
Yanıtla (3) (0)Başkanlık sistemi daha iyi bir sistem ancak sert kuvvetler ayrılığı ve liyakatli hukukculardan oluşan tarafsız bağımsız güçlü bir yargı ile olursa, yoksa idare-î sahsiyye dönüyor.
Yanıtla (2) (2)Önce sistem değişikliği demek vatandaşa birkaç sene daha acı çek demektir. Erdoğan’ı yenip, sonra birşey yapamadan tekrar Erdoğan’a davetiye çıkarmak demektir. Sembolik cumhurbaşkanı seçmek tarihi hata olur.
Yanıtla (9) (11)Erdoğan kaybettiği bir seçim sonunda Türkiye de kalama, bu konuda hiç endişen olmasın, o koltuğun altı hic temiz değil
Yanıtla (8) (1)Bir siyasetçi şöyle söylemiş.
Yanıtla (8) (1)"Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına şunu tavsiye ediyorum.
500 milyon dolarlık uçaklarla gezmek yerine iki uçağı satsalar Türkiye’nin bütün vilayetlerine ikişer bin kişilik yurt yapabilirler."
“Hayat pahalılığı, işsizlik, hukuksuzluk, liyakatsizlik ve dış politikada ertelenemez problemler yaşanıyor.”…. Kendisinin bir zaman yürekten destek olduğu bir anlayışın ülkeyi getirdiği yeri böyle tarif etmek nasıl bir duygudur acaba?
Yanıtla (7) (4)Erken secim karari iktidarin elinde oyuncak tabanca gibi. Vatandas izdirap icinde diyor. O halde; Milletvekilleri mecliste zaten is yapmiyorlar. Neden sine.i millete dönsünler diyemiyor? Erdogan-Bahceli tahterevallisinden bir an önce kurtulmanin tek yolu bu olamaz mi?
Yanıtla (3) (1)Meral Hanımın Cumhurbaşkanlığına talip değilim açıklaması Millet ittifakının tek adayla seçime katılma işaretidir. HDP yi dışarda bırakacak bir ittifakla seçime girilse bile sağduyulu Kürt seçmenin yarıdan fazlasının Millet ittifakına oy vereceğini tahmin etmekteyim. Çünkü bu güdümlü parti ittiifaka alınırsa getirisinden çok götürüsü olacaktır. Sağ- milliyetçi tabanın oylarını olumsuz etkileyecektir.
Yanıtla (7) (2)mustafa bey, dediğiniz gibi bir geçiş dönemi hükümeti kurulacak olursa, siyaseten iddiası olmayan bir cumhurbaşkanı seçilecek olsa dahi, bir yandan yeni anaysa çalşmları yapılırken, diğer yandan merkz banksının bağımızlğını sağlayacak, hakimlere coğrfi temnat dahil pek çok yargı refrmu, khk hakszlkları, siyasi şeffaflık, liyakatsiz- sözlü sınav gibi kayırmacı pek çok atamanın engellenmesi, yolsuzluklar, kamu ihale yasası vs vs pekçok sorunlu durum parlmntdan çıkrlack yasalar ile düzenlenemez mi?
Yanıtla (2) (1)Bence de kesinlikle başkanlık sisteminden vazgeçilmeli. Reis yerini Babacan'a bırakmalı.
Yanıtla (0) (7)Başkanlık sistemi Recep Tayyip Erdoğan sonrası için siyasi istikrarın teminatıdır.
Yanıtla (2) (16)Akşener'in taktiği zaruretten geliyor.
Yanıtla (4) (26)Baktı ki CB aday olması zor veya sıkıntılı o zaman başbakanlığı gözüne kestirdi.
Ha.. yapabilir mi.
Orası biraz müşkül.
Zira başbakanlık yapmak çarşı pazarda esnaf tiyatrosu oynatmaya benzemez.
Daha önce 60 milyonu aşan 28 lüks makam aracı alan Orman Genel Müdürlüğünün, bünyesindeki 155 arazi aracını AKP ve MHP’li belediyelere hibe ettiği ortaya çıktı.
Yanıtla (4) (2)Gelece umutla bakmak bile Türkiye de bazı sorunları çözer
Yanıtla (3) (2)Akşener, sembolik hâle dönüşecek olan cumhurbaşkanlığını değil de, icranın başı olarak başbakanlığı istiyor..Bunu millet ittifakında en çok oy oranına sahip olarak değil, stratejik konumu nedeniyle istiyor..Bu etik midir? Diye sormak istiyorum..
Yanıtla (7) (2)"İktidar eğer bulursakendisiiçin uyğunbir zamanı erken seçime gidebilir"
Yanıtla (12) (4)Cümlesine çok güldüm.
Uyğun zaman daha nasıl olsun.
Yıllar, aylar, haftalar hatta günler değil,
Saat başı uçan Türkiye var.
Hiçmi televizyon izleyip haber dinlemiyorsunuz.
Gitmiyorlarsa ,milletin keyfini bozmamak için gitmiyorlar. Hadi
yanlışlıkla hiç bir şey olmasada bir şey olup seçimi kaybetseler,
Buzdolapsız yıllara dönmek Bu saatten sonra milletimize ağır gelir. Uçarken dış güçlere hizmet etmiyelim lütf
Çözümün ertelenmesi kafa karıştırır. Erdoğan’a yarar. Muhalefeti beceriksiz gösterir.
Yanıtla (6) (2)Tek adam sistemiyle Devletin bütün kurumları yerle bir oldu. Türkiye bir meftaya döndü ve bunun canlanmsı tabi ki yıllar alacak. Gelecek hükümetin yapacak çok işleri var.
Yanıtla (15) (4)Gıda ve elektriğe kira eklendi. Kira mülteci meselesini de gündeme getiriyor. Ateş bacayı sararsa etekler tutuşur. Demir, çimento ve inşaat malzemeleri uçmuş. Müteahhitler bina işine girişmiyor. Sezon evlilik sezonuydu. Talep patlaması yaşandı. Kredi faizi yüksek. Talep ve teşebbüs sekteye uğradı. İnsanlar kaldı mı sorunlarıyla yüz yüze.
Yanıtla (0) (7)Şimdilik çare TOKİ’nin her ilde hızla bina yapması.
Çevrede izlenim şu: İktidarın oyları hızla düşüyor. O nedenle erken seçim olmaz. Ne zaman ki ibre tersine döner erken seçim olur.
Yanıtla (8) (4)Hayat pahalılığı kira, gıda, elektrik, doğalgaz...
iktidarı “mutfak belirler.” Gıda, elektrik ve doğalgaz geçim sıkıntısını azdıran unsurlar. Tespitler böyle. Görmemek mümkün değil. Önlem ve iyileştirme mühimdir, önceliklidir.
Saygi duymakla birlikte; Aksener’in bu cikisini, cumhurbaskanligi hukumet sistemine gecildikten sonraki yikimin bugun yasanan bir cok sikintinin kabul ettigimiz uzere nedeni oldugunu vurgulamasi acisindan makul ve mantikli buldugumu dusunebiliriz. Ulke sahlanacakti, burokrasi daha hizli isleyecekti vaadlerinin aslinda tek adamliga donustugu ve parementer sistemle genis bir hukumet ve yonetim birligi ile tekrar ulkeyi ayaga kaldirabiliriz mesaji olarak da bu cikis yorumlanabilir.
Yanıtla (7) (3)Bu sistem ve bu başkan değişmeden zaten hiçbir şey iyiye gitmeyecek.
Yanıtla (23) (4)Önce başkan gidecek
sonra yönetim sistemi değişecek
maalesef uzun bir yol, ama unutulmasın ki yıllardır bu yıkım sürüyor...
Beş acil sorun yazmışsınız, olabilir. Ancak bu sorunları illa ki Başbakan'ın mı çözmesi gerekiyor ki, ertelensin. Pahalılık ve işsizlik zaten kısa sürede ha diyince çözülemez ama hukuksuzluk, liyakatsizlik ve dış politikada ehil, dürüst ve kararlı bir yönetimle birkaç ay içinde sonuç alınır. Oluşan iyimser hava ile yatırımlar artar, israf da önlenir yani ilk iki problemde de bir yılda ciddi mesafe alınır. Bir yandan da parlamenter sisteme geçiş süreci yürür. Suyu bulandırmayın!
Yanıtla (30) (4)Çok sorun var. En büyük sorun iktidardan kurtulmak. Anlaşılan o ki, bu sistemden kurtulamasak sorunlar katlanarak üstümüze binecek. İktidar, bu kadar uzun döneminde, sadece, sorun ,sıkıntı üretmiş. Çığ gibi büyüyen bu sorunların altında daha fazla ezilmeden bir hal çaresi düşünelim.
Yanıtla (15) (5)Sn Akşener’in Başbakanluk mesajını tabanını besleyen en kritik mesajı şuydu:
Yanıtla (11) (2)“Ben buradan Bahçeli ve Erdoğan'a sesleniyorum Kandil ile İmralı ile aralarına mesafe koysunlar.”
Bu şu demek: Sn Cumhur İttifakı, dilerseniz kartları açalım; nereden ne çıkacak görelim halkımızla birlikte.