Kültürümüzde akıl ve bilim karşıtlığı

İster bireysel ister toplumsal düzeyde olsun, bugünün sorunlarını aşmanın birinci şartı, hangi sebeplerin bizi buralara getirdiğini bilmektir. Hıristiyan dünya da özellikle yaklaşık 4-15. yüzyıllar arasında bizde olduğu gibi kilise/din adamı bağlantılı ağır sorunlar yaşadı. (Hıristiyan dünyanın şimdiki sorunlarını başka zeminde tartışmak gerekir ve zaten kendileri tartışıyorlar.) Müslüman toplumlarda ise –son iki yazımda bahsettiğim- Zâhirî ve Selefî din yorumu, bilhassa 12. yüzyıldan sonra akıl ve bilime karşı en iyimser deyimle genel bir ilgisizlik, daha açıkçası zihinsel bir kapanmışlık üretmiştir.

Zâhirî ve Selefî zihniyet sahibi ulema, ilk üç Müslüman nesle atfettikleri birikime dogma olarak sarılmışlar; kutsadıkları bu birikim (sünnet/âsâr) için tehdit olarak algıladıkları aklî ve zaman zaman deneysel ilimleri reddetmişlerdir. Bunları savunan felsefe ve bilim çevrelerini, hatta Ehl-i sünnet savunuculuğuna dönüşmesinden önceki kelam ilmini ve kelamcıları bile şiddetle eleştirmişlerdir.

Çağdaş Müslüman ve yabancı araştırmacıların neredeyse tamamına göre bu eleştirilerin gerçek sebebi ise dinî olmaktan çok siyasi idi. Çünkü Mu‘tezile kelamının öncüleri, insanî ve ahlâkî düşüncelerle, Emevî yönetiminin Kur’an’daki ve Peygamber uygulamasındaki mutlak adalet, hakkaniyet ve şefkat ilkelerine uymayan yönetim tarzlarına karşı çıkıyorlardı. Bu yaklaşımlarıyla onlar, Emevî yönetimini mazur göstermek için mutlak cebirciliği, yani “Siyasilerin yapıp ettikleri kaderin gereğidir, karşı çıkılmaz” anlamında kaderciliği savunan Ehl-i hadis’in bu iddiasını açıkça reddetmiş oluyorlardı. İkinci olarak M‘tezile kelamının öncüleri bu gibi konularda Kur’an’ın yanında aklî kanıtlara da başvuruyorlardı. İşte Ehl-i hadis’in kelamcılara hücum etmelerinin başlıca sebepleri bu iki tez idi.

Mesela mutaassıp bir akılcılık karşıtı olan hadisçi ve tarihçi Hatîb el-Bağdâdî’nin naklettiğine göre, Ehl-i hadis zihniyetinin öncülerinden, zamanımıza kadar İslam dünyasının en etkili birkaç âliminden biri olan İmam Şâfiî (ö. 204/820), bu ilk kelamcılar hakkındaki nefretini şu sözlerle dile getirmiştir:

“Kelam taraftarları hakkındaki hükmüm şudur: Dayağa çekilsinler; deveye bindirilip aşiretler, kabileler arasında dolaştırılsınlar. Ve şöyle nida edilsin: Kitabı ve Sünnet’i bırakıp kelamla uğraşanların cezası işte budur!” (Şerefu ashâbi’l-hadîs, nşr. M. S. Hatiboğlu, Ankara, s. 78).

Ehl-i hadis’in “Selef akidesi” denilen tezlerini muhaliflerine karşı savunmasıyla tanınan hadis âlimi Kıvâmü’s-Sünne et-Teymî, 12. yüzyıl gibi hayli geç bir dönemde bile aynen şöyle der: “Bir adamın … felsefeyi, geometriyi ve bu alanlarla uğraşanların yazdıkları kitapları övdüğünü görürsen, bil ki o adam bir sapkındır” (el-Hucce, Riyad 1999, II, 539-540).

Şafiî fakihi ve Eş‘arî kelamcısı Gazâlî’nin (ö. 505/1111) filozofları kâfirlikle suçlayıp, bizim dünyada felsefeyi belini doğrultamaz hale getirmesi de aynı zihniyetin öldürücü serpintileridir. Yine de Gazâlî, Kıvâmü’s-Sünne’ye göre daha lütufkâr davranıp geometri ve matematiği sakıncasız (mubah) saymış; tıp, fizik, kimya, astronomi gibi bilimlerin din bakımından mahzurlu olmadığını belirtmiştir (Tehâfüt, Beyrut 1990, s. 25, 190-191). Fakat onun seleflerinden alıp geliştirdiği felsefe karşıtlığı ulema çevresinde o kadar etkili olmuştur ki, bu karşıtlık zamanımıza kadar kesintisiz devam etmiştir.

Gazâlî’nin “sakıncasızlık” fetvası da deneysel bilimlerin İslam dünyasında kalıcı olarak itibar kazanıp gelişmesine yetmemiştir. Nitekim Gazâlî’den yaklaşık beş yüzyıl sonra Takıyyüddin er-Râsıd’ın padişah fermanıyla kurduğu Osmanlı’nın tek rasathanesi yine padişah fermanıyla imha edilmişti. Bu imha için fetva veren Şeyhülislâm Kadızâde Ahmed Şemseddin Efendi’nin ‘Rasathaneler bulundukları ülkeleri felâkete sürükler’ şeklindeki gerekçesi de sayısız benzerleri gibi aynı öldürücü selefî serpintinin sonucudur. Hatırlayalım ki, Kadızâdeliler Osmanlıların katı selefîleri idi.

***

Benim fikrime göre insanın doğasına uygun ve doğru olan düşünce, akıl/bilim - din - ahlak - sanat alanlarının gerçekliğini, birbiriyle hem ilişkili hem de farklı alanlar olduğunu inkâr etmeden, her birinin bizim insanî gerçekliğimizin bir parçası olduğunu bilmemiz; dolayısıyla tam gerçekliğimizi ve mutluluğumuzu ancak bunların birlikteliğinde bulabileceğimizi kabul etmemizdir. Bilebildiğimiz insanlık tarihi gösterdi ki, bu dört alanın birindeki eksiklik ve yanlışlar, aralarındaki ilişkiden dolayı diğerlerini de olumsuz etkiliyor ve sonuçta insan ve insanlık bundan ağır zararlar görüyor.

YORUMLAR (91)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
91 Yorum
  • Eyyubi / 24 Kasım 2022 00:36

    Hocam, musadenizle, bu degerli makalenize yapilan harika yorumlara genel bir yorumla katilmak istiyorum ve bu baglamda ABD'nin dünyaca ünlü saygın bilim-teknoloji sitesi WIRED.com kaynaklı üç link paylaşıyorum: Fathers of Invention: What Muslims Gave the Scientific World: www.wired.com/2009/05/st-islamtech/ Finding Math in the Muslim World: www.wired.com/2007/02/finding-math-in/

    Yanıtla (2) (0)
  • M.Çağrıcı / 27 Kasım 2022 20:37

    Katkınız ve linkler için teşekkürler

    Yanıtla (2) (0)
  • Kanada'da bir KARAR Okuru / 24 Kasım 2022 09:21

    "Dünyayı değiştiren insanlar gerçekten bunu başarabileceğini sanacak kadar çılgın olan kişilerdir." - Hocam, üste sıraladığım veciz sözler Apple'ın kurucusu Steve Jobs'a ait. Yorumlar yığını arasında temmenizi "ütyopik" bulan bir okurunuzun yorumu Jobs'in sözkonusu viral olan vecizesini hatırlattığı için paylaştım.

    Yanıtla (4) (0)
  • Eyyubi / 24 Kasım 2022 00:35

    Hocam sozkonusu WIRED.com paylaşımlarıma ilaveten, milyonlarca aboneye sahip evrensel Prezi.com multimedya platformunda Müslüman bilimadamlarının bilim dünyasına tarihboyunca sağladıkları katkıların sıralandığı ve yüzbinlerce takdir toplayan "Muslim Inventions" ve "Islam: Science and Inventions" başlıklı sunumları içeren linki paylaşıyorum: www.prezi.com/vplwdeytzk8c/muslim-inventions/

    Yanıtla (1) (0)
  • Okur / 23 Kasım 2022 23:58

    1400 yil boyunca bir sey bir cok toplum tarafindan zorla da olsa deneniyor. Siyasali Ilimlisi seriatlisi vs. Sonuclar uygulamalar ortada. Akil izan hukuk bilim kultur sanat ortada. Ayni seyleri deneyerek farkli sonuclar beklemek….

    Yanıtla (1) (0)
  • Demokrat hukukçu / 23 Kasım 2022 23:53

    Maalesef TARİHTEN HİÇ DERS ALMIYORUZ.

    Yanıtla (2) (0)
  • Demokrat hukukçu / 23 Kasım 2022 23:52

    İmamet yolundan gidenlerle saltanat yolundan gidenler kardeş kardeş anlaşsa ve ülkeyi beraber yönetseler islâm dünyası bölünmez,islâm dini daha hakkıyla anlaşılır ve bugünkü sorunlara sahip olmazdık.Bugün de aynı problemle karşı karşıyayız.İktidar iktidarını muhalefetle paylaşsa, onların da hukukunu korusa, demokratik ve katılımcı bir yönetim anlayışı uygulayıp toplumun bütün kesimlerini kucaklasa ve adaletten şaşmasa Türkiye bugün yaşadığı problemleri yaşamaz,toplum bu kadar kutuplaşmazdı.

    Yanıtla (1) (0)
  • Demokrat hukukçu / 23 Kasım 2022 23:46

    Kanaatimce sünnî ve saltanat yanlısı alimlerin sadece zahiri yoldan ibadette şekilci ve fıkıh temelli gitmeleri yerine imamet ekolünün takip ettiği özcü ve batınî yoldan(sevgi,deruni ibadet ve kul hakkı) da gitmeleri ve orta yolu bulmaları daha iyi olurdu.Nitekim Gazzali’nin de ömrünün sonunda sufi olduğu söylenir.Hz Peygamberin getirdiği dinin özünü yani imanî ve ahlakî yönünü esas alıp ibadetleri ikinci plana almak daha doğrusu idi.Öğretimde bu esas alınmalı idi.Ayrıntıda boğulundu.

    Yanıtla (1) (0)
  • Demokrat hukukçu / 23 Kasım 2022 23:34

    Her yazarı/alimi devrinin özellikleri ve o devirdeki ilim,kültür,anlayış,zeka ve iman düzeyi ile birlikte değerlendirmek lazımdır.Gazzali büyük bir alimdir ve devrine göre islami bilgileri derleyip toparlayıp insanlara sunarak islâmın yeniden canlanmasına ve doğru yaşanmasına vesile olmuştur.Devrinde belki felsefeye o kadar ihtiyaç yoktu.Ancak geometri gibi müspet ilimlere karşı olmadığı belirtiliyor.O dönemde üst perdeden felsefik tartışmalara girmek istememiş olabilir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Halit / 23 Kasım 2022 17:24

    Batılı bilim dünyası, El Biruni'yi evrensel dehalardan birisi olarak tanıyor ve değer veriyor. Sözde "İslam Dünyası" ise, bu büyük bilgini unutulmaya terk ediyor... Aslında, bu sözde dünya, ne yazık ki kendisini unutulmaya terk etmiş bulunuyor.

    Yanıtla (4) (0)
  • Eyyubi / 23 Kasım 2022 22:50

    www.famousscientists.org/famous-muslim-arab-persian-scientists-and-their-inventions/ Sadece Biruni'ye değil; Batılı bilim dünyası daha birçok Müslüman dahiyi hakkıyla tanıyor. Üstte sıraladığım linkte verilen 15 isimden bir kaç örnek: İbn Rüşd (Averroes) İbni Haldun, İbn Sina, Farabi, Khwarizmi, İbn Haiyan, El Razı, İbn Haytham. Aslında, alt yorumlar arasinda görülen Yeniden Endülüs rumuzlu yorumcu sizin belirtmis oldugunuz acı gerçeği çok net özetlemiş.

    Yanıtla (3) (0)
  • Demokrat / 23 Kasım 2022 22:34

    "Emevî yönetimini mazur göstermek için mutlak cebirciliği, yani “Siyasilerin yapıp ettikleri kaderin gereğidir, karşı çıkılmaz” anlamında kaderciliği savunan Ehl-i hadis’in bu iddiasını açıkça reddetmiş oluyorlardı." Kim bu ehli hadis mensupları isim verebilir misiniz mustafa Çağrıcı? Ehli Hadis Emevi zulmüne rıza mı gösterdi?

    Yanıtla (0) (0)
  • Rıfat ekinci / 23 Kasım 2022 14:46

    Ya hocam şu Gazali bilimin ilerlemesine engel oldu tarzı genel geçer saydığınız teori artık kabul görmüyor. İhsan Fazlıoğlu,Ömer Türker ve diğer yeni alimlerimiz bunun böyle olmadığını söylüyor . Gazali ve Şafii’leri artık bir rahat bırakın. Osmanlı’nın ikiyüzyıllık batılılaşma iddiası var. Elimizi tutan ne

    Yanıtla (1) (12)
  • İstanbullu bir okur / 23 Kasım 2022 22:31

    Sn.Rıfat ekinci;merak ettim nasıl bir İ.Fazlıoğlu okurusunuz?İyi okumalar dilerim.Şafilik bir konuda muhakkak bir hadis aramaya çalışır,Ebu Hanife ise konuyu inceler,Kur'an-ı okur ve elbette hadisede bakar,Rey'iyle kararını verir.Yani aklını,kendini ciddiye alır.Bugün insanlar halen taklit arıyor,burafan hayır çıkmaz.Syglr.

    Yanıtla (3) (0)
  • YAZAR / 23 Kasım 2022 11:41

    ▪Kimileri (güneş, insan, hayvan gibi) NESNELER, yani GÖRÜNÜR tanrılara tapınır iken, ▪Kimileri (Musevilik, İsevilik, Muhammedilik gibi) MEVHUMA yani GÖRÜNMEZ tanrıya tapınıyor... ▪Nasıl ki güneşe, maymuna, insana tapınmak akılla izah edilemiyor ise, mevhuma inanmak da akılla izah edilebilir değildir! ▪Bu manada, dini inancımız, aklımızın değil, hissimizin duygumuzun ürünüdür! ▪Özetle; AKILLA yürünen yol selamete, HİSLE yürünen yol felakete ulaşıyor!...

    Yanıtla (2) (1)
  • İstanbullu bir okur / 23 Kasım 2022 22:22

    Sn.YAZAR;tabi ki akıl kullanya çalışmışsınız,güzel olmaya güzelde,o kadar ilitisiz bağları,bir ilintililik gibi sunmuşsunuz ki,Hz.Muhammedin Felsefesi kitabından,ancak bu gibi çıkarımlar olur.Size saglıklı,anlaşılır bir Kur'an okuması tavsiye edebilirim.Ararsanız bulursunuz.Syglr.

    Yanıtla (0) (0)
  • Bir garip karar okuru / 23 Kasım 2022 13:56

    Gazali'nin serpintileri bugüne kadar gelmiş, ama biz bugün bu konuda hiçbir şey yapamıyoruz. İslam'da ruhban sınıfı olmaması ile övünürüz ama bu aklı başında bir fikir önderi olmaması anlamına da geliyor. Papa Francis Katolik kilisesini tek başına reforme edebiliyor ama bizi reforme edecek biri yok. (O güce sahip biri olsa o kişi daha mı iyi yapar daha mı kötü, o da ayrı bir soru.)

    Yanıtla (5) (1)
  • karar okuru / 23 Kasım 2022 19:26

    O papalar değil miydi yüzyıllarca Avrupa'yı karanlığa gömen? Reform papalara rağmen yapılmadı mı? Oldu olacak kimin halife olmasını istediğinizi de yazsaydınız.

    Yanıtla (1) (0)
  • Garip / 23 Kasım 2022 22:07

    Gazali, serpintisiyle değil, koskocaman felsefe düşmanlığı ile üzerimize kabus gibi çökmüştür.

    Yanıtla (4) (0)
  • karar okuru / 23 Kasım 2022 13:38

    İslam İlahiyatında yenilenme zor bir durum. yüzlerce yılda oluşmuş ağır bir bagaj var. dokunan yanıyor. çok zaman alacağa benziyor. Türk toplumu itikatta Maturidi denir ama tam tersi Eşari zihniyeti hakim.

    Yanıtla (7) (0)
  • Averroes / 23 Kasım 2022 14:46

    @karar okuru / 23 Kasım 2022 13:38 SAYIN YORUMCU "....yüzlerce yılda oluşmuş ağır bir bagaj var. dokunan yanıyor" MAALESEF, AYNEN OYLE - Ki SOZKONUSU iLAHYATIN %80'i SAPKIN iSRAiLiYAT'tan ALINTIDIR, ve AYNI ORANDA UYDURUK HADiS MEVCUTTUR. SUDAN'da MAHMUD MUHAMMED TAHA iDAM EDiLDi TOPYEKUN KAR$I GELDiGi iCiN, ve BiLiYORSUN BiZiM MUSTAFA OZTURK HOCA DA AYNI GEREKCEYLE ALMANYA'ya SIGINDI.

    Yanıtla (6) (0)
  • İbrahim Hanif / 23 Kasım 2022 18:53

    İran'daki Şii despot rejimi de unutmayın: "Sadece Kur'an dediği ve uyduruk hadis külliyatıni red ettiği için idam edilen bir bilim adamıni hatırlamak lazım. Bu Emevi sunnisi ve safevi Şiasi itikat aslında aynı kumaşın iki yüzünü temsil etmektedir.

    Yanıtla (5) (0)
  • Ali Rıza / 23 Kasım 2022 08:26

    Netice ortada Sayın hocam; 56/57 islam ülkesi var , benimsenip gidilen yoldan memnun iseler mesele yok, yok eğer memnun değillerse ki arayış içindeler, o zaman hata nerde diye düşünmeleri gerekir, hata bellide işte onu diyebilmek zor. Bana görede yüce kitabı isteyen istediği gibi yorumlayıp, hadis budur din budur kader budur deyip, halkı susturmalarıdır..misal siz şu anda gerçeği biliyorsunuz ama dilemiyorsunuz Sayın hocam, yazılarınızdan bunu anlıyorum, diyemezsinizde bu açık…

    Yanıtla (5) (2)
  • M.Çağrıcı / 23 Kasım 2022 13:40

    Sevgili Ali Rıza diyemediğim, "gerçek" dediğiniz şey neyse (ben anlayamadım), SİZ DEYİN DE BİZ DE ÖĞRENELİM o zaman.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ali Rıza / 23 Kasım 2022 15:11

    1/Günümüzde bütün islam ümmetinde uygulanan, islam budur, denilip yerine getirilmesi istenen vecibeler, (İran dahil Suudi’ler dahil) yüce kitaba uygun mudur? 2/ Müsbet ( pozitif) bilimi red eden ve ümmetin geri kalmasına neden olan alim, ulema denilen, bu günkü ümmetin bu noktada kalmasına neden olanları yaza bilirmisiniz?.Al’i imran 191 den sorumlumuyuz?. Şura 30 u net yorumlayabilirmisiniz? Şüphesiz hepsini biliyorsunuzdur, buyurun yazın sayın hocam.

    Yanıtla (3) (0)
  • Su şişesi / 23 Kasım 2022 16:22

    Yani kendi ülken içerisinde farklı islam yorumları var ve hassas iken her biri yüzyıllar içerisinde değerli alimler yetiştirmiş İran, Suudi Arabistan, Mısır vs gibi ülkelere hayır, bakın bir tane doğru var siz anlamamışsınız deyip düzeltme yapmayı mı öneriyorsunuz?

    Yanıtla (0) (0)
  • Ali Rıza / 23 Kasım 2022 18:35

    Su , şişede de olsa, semada da ( bulut) yerin altında da olsa azizdir, ben sayın hocama soru sordum, öneride bulunmadım, takdir sayın hocamızın cevap verir vermez bilemem, sayın arkadaşım…!

    Yanıtla (0) (0)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 09:26

    Gazali, düşünceyi reddetmemiştir islami olmayan düşünceyi, sonu allaha çıkmayan yolu reddetmiştir. Onu nasıl suçlayabilirizki o bir müslüman düşünce metodolijiside kurarak sırf tepkici değil yenilikçi bir aksiyonda getirmiştir. Ben araştırmalarımda gördümki, reddedilen, geometrik metafizik ki felsefenin dayanağıdır, haliyle bir fikir nesnesi olarak felsefenin tanrısından bir mutezili allahı üretilmesidir, bu allah bize uymaz bu tanrıdır. Hoş mutezilide binbir kol olmuş. Ehli hadiste, şu da bu d.

    Yanıtla (1) (1)
  • M.Çağrıcı / 23 Kasım 2022 14:07

    Aynı yönde yorum yapan bir arkadaşa yazdım: Ben Gazali'nin felsefe eleştirilerine değil (çünkü onların çoğunda onu haklı buluyorum), filozofları kâfirlikle suçlamalarına yanlış dedim.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 17:44

    Sevgili hocam, benimde size böyle bir itirazım yok. En azından doğrudan buna yönelik bir itirazım yok. Dahası gazalininde felsefecilere yok. Dediği şu, söylediğinizin iç tutarlılığından başka inanılanlada mutabakatının olması gerekir. Bu mutabakatı aynı geometrik metafiziği tatbik ederek yapamazsınız, yaparsınız yapmışsınızda fakat islami olmamış. Çünkü inanılan ile aklın kabul ettiği ilah aynı değil, kategorik olarak. Zira allah kategorik değil. Nasıl çıkarsayacak ve kuracaksın..

    Yanıtla (1) (1)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 17:52

    Gazalinin felsefecilere itirazını görünce, gittim felsefecileri aldım okudum. İç tutarlılık dediğim şeyin nasıl bir tehlikeye yol açtığını ve gazalinin başka bir eserinde zikrettiği 'felsefecilerin böylece iki büyük zararı olur biri bu fikirleri toptan red diğeri toptan kabul edenler açısından' dediğini gözlerimle gördüm. İbni sinada gördüm mesela cennet cehennem yok diyor. Bunlar bir tür vicdan azabı veya keyiflenme gibidir. Meseleyi öyle güzel getiriyor ki, yürür gidersin ve cennet yok....

    Yanıtla (1) (1)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 18:00

    Cennet yok dediğini bile farketmezsin. Galiba şifadaydı bu mesele, kusura bakmayın ben okumalarımı ve bilgiyi pazarlamak için yapmadığım için bu yönde ezber biriktirmiyorum. Ayrıca 'anlamıyorum' diyen okuyucu açısındanda canın sağolsun, demekki sözün muhatabı değilsin.. Devam edeyim, bağlayayım, sarmasın hocam.. Ben felsefeye itirazına değil tekfire karşıyım deyince.. Farkettiniz bile değilmi. Gazali diyorki şu düşünce ve uzantısı halinde peşin fikir haline gelirse, ki itikat olur, bu küfürdür.

    Yanıtla (1) (1)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 18:08

    Adam diyor ki cennet yoktur bunlar halk anlasın diye böyle filan filan. Kim diyor ibni sina, bu itikat küfür müdür evet. Taşıyıcı özne kimdir ibni sina... ben çok defa onun kişileri hedef almaktan kaçındığını, ancak zaruret halde tek tük isim zikrettiğine şahidim. Bakın işin bu yönüde olabilir elbet, gazali bunuda tartışmaya açmaktan çekinmemiştir. Yani işin fikre dönük tarafıda vardır. Zira inandığınla fikrettiğin arasında uyum derken kastettiğimde budur. Cennet fikirde lezzet olabilir. AMA..

    Yanıtla (1) (1)
  • Direksiyon / 23 Kasım 2022 17:30

    Her gün on tane selfi çeken şımarıkların resim sanatına tasvir diye karşı çıkıp sonra Osmanlı üzerine bir şey yazarken dizi görüntüleri kullandığı bir akıl tutulması yaşıyoruz.

    Yanıtla (2) (0)
  • Dr.Aks / 23 Kasım 2022 02:46

    Gazali yorumcusu Prof. Frank Griffel'de okudum; Gazali'nin akıl yürütmesini şöyle özetliyor: 1-Cennet yolu müminler için önde gelir ve biraz endişe verir. 2-Felsefe içinden gelip konuşanlar bazı müminlerin şeriat kavrayışlarını etkileyip saptırabilir. 3-Sağlam niyyet ile felsefeye yönelenlerin Cennet yolu'nda olma /kalma güvenceleri zedelenebilir. 4-Müminlerin yoluna çıkan felsefe ile o'nun Cennet yolu'ndan saz da olsa sapma yaşaması kabul edilemez. 5-Felsefeciler bu etkileme durumunu bil

    Yanıtla (2) (1)
  • M.Çağrıcı / 23 Kasım 2022 13:08

    Segili Dr. Aks,, benim takıldığım, üstadın felsefecileri eleştirmesi değil (ayrıca bu eleştirilerin çoğuna da katılıyorum). Yazımda da belirttim gibi filozofları kâfir olmakla suçlaması kalıcı bir sorun üretmiştir. Gazali gibi çok etkili bir alimin bu tavrı bütün Müslüman dünyada korkunç bir felsefe ve hür düşüme karşıtlığına yol açmıştır.

    Yanıtla (2) (0)
  • Dr.Aks / 23 Kasım 2022 17:08

    Sn Hocam, çıkmamış 5'in sonu ve 6ncı, ki sonuç idi; şöyle: Bu etkilemelerini görüp bilerek konuşmaya devam eden felasefe takımı "....."dır sonucunu çıkarıyor. Tabii dir ki ilahiyat içerikli felsefe. Ama, bu yorumuna kattığı akıl yürütmedeki insani ve filozofik kısıtları, epistémé olarak değer vermede mutlakmış gibi olmamaklığı tartışılamıyor. Ben şimdilerde de görmüyorum: Korkutuluyor muyuz, nedir?... (En azından "Bilgi Teorisi"ni bilmiyor, "kopuş"u yorumlayamıyoruz.)

    Yanıtla (1) (1)
  • muammer / 23 Kasım 2022 12:01

    HOCA'nın ''.....İnsanın doğasına uygun ve doğru olan düşünce, akıl/bilim - din - ahlak - sanat alanlarının gerçekliğini, birbiriyle hem ilişkili hem de farklı alanlar olduğunu inkâr etmeden, her birinin bizim insanî gerçekliğimizin bir parçası olduğunu bilmemiz; dolayısıyla tam gerçekliğimizi ve mutluluğumuzu ancak bunların birlikteliğinde bulabileceğimizi kabul etmemizdir..'' temennisi ancak bir ÜTOPYA olabilir..Uygulamada-yaşamda hiçbir GERÇEKLİĞİ yoktur.

    Yanıtla (8) (2)
  • Bence / 23 Kasım 2022 13:39

    Sn Muammer, ilginçtir, bu konuda da anlaşamıyoruz. 4 alan, insanların yaratılışı anlayabilmeleri için gerekli unsurlar. Ahlak, birlikte yaşamanın yoludur ; insan işi olaydı, bugünkü ahlaksızlık seviyesine ulaşılır mıydı? Sanat, yaratıcılığın emaresidir (Allah'ın ruhundan üflenme ?). Akıl-Bilim: Ölçmenin ve ikna olmanın kapısıdır. Din, bu 3 faktörle olursa, yerini bulur. Akıl, bilim( Ölçü), sanat ve ahlak yok ise, Din, bugünkü istibdat/çıkar elde etme vasıtası haline gelir. Saygılar

    Yanıtla (3) (2)
  • M.Çağrıcı / 23 Kasım 2022 14:29

    Sevgili muammer, insanların ve uygarlıkların ütopyasının olması kötü bir şey değildir. En büyük düşünürler ütopyacılardır. Ütopyası olanların, sürekli peşinden koştukları bir şeyleri var demektir. Çağdaş düşünür MCIntyre'ın meşhur kitabının adı "After Virtue (Erdem Peşinde)dir. Tam ahlak bir ütopyadır; "Dünya Barışı" da ütopyadır; red mi edelim?

    Yanıtla (6) (0)
  • muammer / 23 Kasım 2022 15:45

    Eyvallah Hocam.Ben de onu belirttim zaten. Ancak, çözüm odaklı bir şeyler arıyor insan ister istemez. Merhum Demire'in için söylenirdi ; çok şey söyledi ama hiçbir şey söylemedi diye..Hepsinden katıp karıştırmak, o da olsun, bu da olsun..Ama nasıl olacak? Tarihte oldu mu? Selam ve saygılarımla,

    Yanıtla (3) (1)
  • orcan tanyalçın / 23 Kasım 2022 15:39

    İyi ki varsınız. Sizın için şükrediyorum. Bana O'nu hatirlatiyorsunuz. Sağlık sıhhat ve afiyetiniz daim olsun.

    Yanıtla (5) (1)
  • orcan tanyalçın / 23 Kasım 2022 12:47

    Dosdoğru olmak, 4 basamaktır. Okumak, Anlamak, Yaşamak ve Idrak etmek. Şöyle desem yanlış olmaz, biraz abartılı ama hemen hemen doğru olur : Hz.Peygamberden beri insanlar sadece zan safhasında kaldı. Okuduğunu zannetmek, Anladığını zannetmek, Yaşadığını zannetmek. Din, trolle deniz dibini taramamaktir, Nehirlere atiklari dökmemektir. Toprak, su, hava temel elemanlardır. Insan kendini bitirdi.

    Yanıtla (6) (1)
  • M.Çağrıcı / 23 Kasım 2022 14:31

    Çok önemli katkıların için teşekkürler sevgili orcan tanyalçın.

    Yanıtla (4) (0)
  • Yeniden Endülüs / 23 Kasım 2022 13:18

    Necm/39. gibi ayetler doğrultusunda müslümanları düşünmeye çağıran ve 16.y.y'dan beri Vatikan'ın duvarlarını süsleyen Atina Okulu freskosunda Aristo, Plato ve Galileo gibi bugünkü Batı medeniyetinin 21 beyniyle birarada resmedilen İbn Rüşd'ün aydınlık ekolünden gelen Fazlu Rahman, Muhammad Hamidullah, Malik bin Nebi, Ali Şeriati, Mahmud Muhammad Taha ve İzzetbegoviç gibi aydın düşünürler yerine; Gazali ve onun bağnaz ekolünden yetişenleri benimsediğimiz sürece Batı karşısında gerilemeye mahkumuz

    Yanıtla (6) (0)
  • Saladdin / 23 Kasım 2022 14:19

    @Yeniden Endulus Siralamis oldugunuz isimler arasinda sozkonusu Ibni Rusd ekolunun 20.yuzyildaki en buyuk onculerinden Reşid Rıza ismini gormemek sasirtti beni. Mucerret'in web sitesinde "Mekke, İstanbul, Şam ve Beyrut sokaklarından, Reşid Rıza’dan mektup var" baslikli harika makaleyi bu vesilyle paylasiyorum: www.mucerret.com/roportaj/mekke-istanbul-sam-ve-beyrut-sokaklarindan-resid-rizadan-mektup-var/

    Yanıtla (0) (1)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 09:18

    Hocam biliyorsınuz:) kararda yorum yazmayı bıraktım. Lakin size bakıyorum arada. Bu yazı bu kararımın haklı olduğunu gösterenlerdendir. Fakat, insan bildiği algıladığı üzerinden diyalektik kurar fikir üretir. Bu yazınızda bahsi geçen meselelerde böyledir. Emevilik mutezili kıyaslaması, geometri meselesi ve diğerleri. Sanki emevilik sünni de mutezili başka filan. Oysa mutezili müntesibleri iktidar mekanizmasına çökünce bu sefer başka temellendirmelerle de olsa aynı hastalığı devam ettirmişlerdir

    Yanıtla (1) (0)
  • M.Çağrıcı / 23 Kasım 2022 14:03

    Çok haklısınız. Mutezile'in hem özgürlük savunması yapıp hem de muhaliflerine siyasal baskı (mihne) uygulatması tam bir çelişkiydi Ama karşı taraf da kısa süre sonra Mütevekkil döneminde (847-861) onlar da iktidarı yanlarına aldılar ve yeni mihneler yaşattılar. Akıl karşıtlığını da sürdürdüler. Bugünlere oralardan gelindi.

    Yanıtla (1) (0)
  • karar okuru / 23 Kasım 2022 00:38

    İmanın şartlarından biri kadere imandır. kader de Tanrının yazgısı demektir. hem buna inanıp hem de akıl, bilim demek çok zor.

    Yanıtla (4) (9)
  • O aslan / 23 Kasım 2022 11:00

    Sayın karar okuru, eğer herşey kaderin tecellisi ise insan oğlunu yaptıklarından dolayı nasıl sorumlu tutacağız,. Yok sorumlu tutacak sak kederi nereye koyacağız. Cahil liğime verin lütfen açıklarmisiniz.

    Yanıtla (3) (0)
  • karar okuru / 23 Kasım 2022 14:51

    Tam anlatamadım anlaşılan. Kadere iman, iman şartlarından dünya hayatına tekabül edeni. İlahiyatın çözmesi gereken temel sorun kader konusu. hayatın önünü tıkıyor. hem var, hem yok, az var, çok yok ( cüzi, külli) bir şey ya vardır, ya yoktur. 2x2 hem dört eder, hem beş eder olmaz. itiraz eden diğer iki yorumcu kardeş de haklı. ben izah edemedim.slm.

    Yanıtla (0) (0)
  • İbrahim Hanif / 23 Kasım 2022 11:21

    Bir delilin var mı? Kur'an'da buna ilişkin bir tek ayet gösterebilir misin? Tam tersine "biz insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık"(İsra-13) diyen kapı gibi bir de ayet var sevgili kararli okumaz! Sen de artık biraz oku be kardesim, bu kadar da edilgen olma!

    Yanıtla (4) (0)
  • Bence / 23 Kasım 2022 13:52

    0038: ' kader de Tanrının yazgısı demektir...' de.. Neden, dünya SINAV yeridir? Her şeyi Allah yapıyorsa, beni kim imtihan ediyor? Dünya imtihanının ne anlamı kaldı? Tanrı'nın ne yazdığını nerden, nasıl okudunuz? ' Senin yaşadığın şu olay..... kaderdir' diyen/ diyebilenler ( Çoğunlukla ruhban sınıfı ve eklentileri), kendilerini Allah'ın ortağı yerine koymuş olmazlar mı? Geleceği, Allah'tan başka kimse bilemez ise, kaderini sen nasıl bilebilirsin?

    Yanıtla (1) (0)
  • Sabah serin / 23 Kasım 2022 08:44

    Sahtecilikten dolayı geri çekilen bilimsel yayın yapan ilk dokuz ülkeden altısı ‘islam ülkesi’. 1470-1603 arasında ‘Sahn medreselerinde ulemanın yazdığı 189 kitaptan sadece 20 si akli ilimlere ait’. Artık eskiden iyiymiş gibi yapmayı da bırakalım evet yeterli değil ama bugün üniversitelerimizde hala çok iyi araştırmalar yapan bilim insanları var.

    Yanıtla (7) (2)
  • M.Çağrıcı / 23 Kasım 2022 13:50

    Sevgili Sabah serin, Allah bilir ki, o 20 eserin çoğu da Osmanlı'dan 1600 yıl önce yalamış olan Porfiryus (MS 234-305). adlı Grek filozofunun İsagoci'si isimli modası çoktan geçmiş olan mantık kitabı üzerine bizim ulemanın yazdığı şerhlerdir.

    Yanıtla (2) (0)
  • Demokrat hukukçu / 23 Kasım 2022 12:59

    Sn Ramazan Gün...Bir yüksek lisans mezunu hukukçu ve dini iyi kötü bilrn biri olarak söylediklerinizden hiç bir şey anlamıyorum.Çok üst perdeden ve felsefik konuşuyorsunuz.Mustafa Hoca’yı gayet net anlıyoruz.Siz de biraz anlaşılır yazsanız.Affınıza sığınıyorum.Slm saygılar.

    Yanıtla (2) (1)
  • Erciyes / 23 Kasım 2022 01:06

    Sn. Hocam, Gazalî’ye bu kadar karşıysanız, neden İhya’yı tercüme ettiniz? Hem sizin için zaman israfı, hem de okuyucular için gereksiz bir çalışma değil mi? Diğer yandan Anadolu’da Türkler yüzyıllardır Hanefî-Maturîdî çizgide yaşadılar. Selefî düşünce 70’lerden sonra, Rabıta vasıtasıyla siyasi olarak yaygınlaştı. Buna rağmen ülkemizdeki bilim-felsefe düzeyi ortada. O halde dini, bütün yorumlarıyla sosyal hayatın dışında tutmak daha akılcı değil mi?

    Yanıtla (7) (6)
  • İbrahim Hanif / 23 Kasım 2022 11:16

    Erciyesli kardeşim, tam da yazıda belirtilen tezi doğrularcasına selefi bir mantık öne sürmüşsunuz: "düşüncelerine katilmiyorsan, yok et, görmezden gel veyahut öldür" Oysa, bir ilim adamını daha iyi anlayabilmek için, onu yok saymak değil, onun fikirlerini kendi ağzından, kaynağından öğrenmek icap eder. Hocanın bu kitabı terceme etmesi onunla aynı fikirde olduğu anlamına gelmez ki...

    Yanıtla (3) (4)
  • M.Çağrıcı / 23 Kasım 2022 12:59

    İbrahim Hanif Bey'e benden daha iyi ve benim cevap vermeme gerek bırakmayan bir açıklamayla cevap verdiği için teşekkür ederim. Tabii Erciyes Bey'e de düşündüğünü söylediği için teşekkürler.

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar okuru / 23 Kasım 2022 12:56

    Hocam Allah sıhhat ve afiyet versin. Yorumunuza katılıyorum. Bir toplum ki hak hukuk, adalet konusunu ihmal edenleri bünyesinde barındıyorsa orada her şey sapar. Çalışmaya devam.

    Yanıtla (2) (0)
  • orcan tanyalçın / 23 Kasım 2022 12:34

    Din adamları, salih ameli ya da Allah hakkını Namaz, Oruç, Hacc,Zekat vb şeklinde açıklarlar. Dolayısı ile günümüzde din denince bunlar anlaşılmaktaç Bunlar doğru yolda, insanlara sunulan yardımcı vasıtalardır. Eğer bunlar yeterli olsa toplumda huzur, barış, esenlik olurdu. Din, ritüellere indirgenmiştir. Dünyevi çıkarlara aracı kılinmıştır. Peki Din Nedir? Din SAD"dir. SAD nedir? SAD, Dosdogru olmaktir.

    Yanıtla (7) (0)
  • orcan tanyalçın / 23 Kasım 2022 12:24

    Güzel değerlendirmeniz icin teşekkürler. Son parafrafta bildirdiğiniz alanlar birbirinden bağımsız değildir, etle tırnak gibi olduklarini düşünüyorum. Aklı olmayanin dini olmaz. Dini öğrenmek, dünya çıkarlarına karşı ahireti öncelemeğii öğrenmek ve toplumsal ahlaktan ilahi ahlaka yükselebilmek demektir. Arzular karsisinda toplumsal ahlak çökebilir ama ilahi ahlak geçit vermez.

    Yanıtla (7) (0)
  • Kanada'da bir KARAR okuru / 23 Kasım 2022 11:46

    Muhterem hocam, bu oldukca degerli makaleniz California'da Fizik dersleri veren Prof Dr Serkan ZORBA'nin yankilar uyandiran "Muslims and Their Chronic Intellectual Stagnation" ba$likli makalesini hatirlatti: www.islamicity.org/6318

    Yanıtla (4) (0)
  • KARAR OKURU / 23 Kasım 2022 11:35

    Müslümanların geri kalma sebeplerini araştıran Timur Kuran'ı Yollar Ayrılırken, Bernard Lewis'in Hata Neredeydi, Robert Reiley'in Müslüman Akıl Kapanışı, iskender Öksüz'ün Neden Geri Kaldık, Daron Acemoğlu'un Ulusların Düşüşü kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.

    Yanıtla (6) (1)
  • Ali Namlı / 23 Kasım 2022 11:20

    Artık geçmişle uğraşmanın bir faydası yok ; Hocamız da zaten son paragrafta noktayı koymuş. Önemli olan geçmişten ibret alabilmektir ancak bu gün ne yazık ki ondan da çok cok uzaktayız. Küresel Bilgi ve Iletisim teknolojisindeki gelişmede 70/167 ve bundan yararlanmada ise 48/140 nci sıradayız ! Allah aşkına biz ne zaman bu aklımızı ve mantığınızı kullanacağız ! Yazıklar olsun demekten başka diyecek bir sey bulamıyorum !

    Yanıtla (4) (0)
  • İbrahim Hanif / 23 Kasım 2022 11:06

    Sevgili hocam, yine çok değerli bilgiler ve kıymetli düşünceler içeren faydalı bir makale olmuş. Allah ilminizi ve ömrünüzü bereketli kılsın inşaallah!

    Yanıtla (2) (0)
  • O aslan / 23 Kasım 2022 10:39

    Teşekkürler hocam. Ne diyelim Allah sayıları nizi artırsın iyi ki varsınız.

    Yanıtla (2) (0)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 10:28

    Düşünsek, sert gelir size devam ile kuracağım cümleler.... Seneler önce burda bşr yorumda demiştim. Cumhur, toplumda tanrı gibi niteliği ve sınırları belirsiz bir kavramdır. Cumhuriyet ve demokrasi içindi o yorumum. O zaman kendi bağlamında kapatmıştım meseleyi. Şimdi geliş dayanakları ile tamamlamış olduk. Tanrı bir fikirdir, allah bir fikir değildir.. O ÜSTADLARKİ SANATLARINI GİZLİ TUTMUŞLARDIR.. Ve fakat bu yaramızki hergün kanar... Acıtıyor, elektrikten çok bazen..

    Yanıtla (1) (3)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 10:19

    Adamların bize akılcılık satması ayrıca ızdırap sebebi. Şimdi buradada vasat altı köşe yazarlarında sıkça karşılaştığım klişe, eşarilik aklı dışlamıştır. Yukarıda göremedikleri şeyi basitçe formüle ettim (onuda farketmediniz değil mi) uzatmayayım ayrıca naylon alim yerine doğru dğzgün orjinal metin okuyun. İbni arabi eşariyi felsefeye çok dalmakla suçlar, anlatırda muhtelif yerlerde, arayın bulun, söylemeyeceğim. E, ne oldu şimdi. Bir açıdan sizin sözğnüze karşı ibni arabinin sözü gibi düşünsek,

    Yanıtla (1) (5)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 10:13

    Üzerinden ehli sünnet karşıtlığı yaparsan mutezili tayfasının iktidarı aldığında hem yönetememe, hem askeri hem coğrafi hem refah hem adalet her açıdan işlerin sarpa sardığı vakitleride gör. Katliamları ve şia işbirlikçiliğini unutma. Şia bu dğnyada akli olmayan hristiyani bir aşırılık olarak aklını başka mecradan devşirmiştir. Tıpkı hristiyanlığın eflatun ve aristodan devşirmesi gibi.. Acaba yakınlıklarının sebebi bu iştirak noktaları olmasın. Üstelik bunun farkında bile olmayan adamların bize

    Yanıtla (1) (4)
  • ÖTÜKENLİKURT / 23 Kasım 2022 10:09

    Ben düşünen ve akla bilime değer veren bir kişi olarak 5. yüzyıldaki ahalinin bilim düşmanlarının telkin ve öğretilerine kapılmasını mazur görürürüm. Fakat günümüzde bile akıl ve bilim düşmanlığı yapanlar binlerce onbinlerce kişiyi mürit kimliğiyle yanlarına alabiliyorlar. Bu aklını terkeden topluluk siyasilere "oy definesi" gibi görünüyor ve bu günkü mollalar gibi o yapıları el üstünde tutuyorlar hatta devleti onlara teslim ediyorlar! Tanrı aklını kullanmayanları SÜRÜNDÜRÜYOR! İyi ediyor!

    Yanıtla (8) (2)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 10:08

    Bildireyim. Hepsi kant, eflatun ve özellikle bergsonun fikirlerinin ya kendileri veya tarafımca uzatılmış sündürülmüş uçlarıdır. Daha bunu farkedemeyen adamın, filan tarihte emeviler şöyle yaprıydı mutezile akılcıydı filan diye lafa girmesi ne ifade eder. Evladım ben bunları biliyorum, bak bakalım sen bu söylediklerimi biliyor musun. Şimdi ben mi düşünceye karşıyım sen mi. Ben amigo değilim samimi bir müntesibim, sen, üzgünüm.. Mutezili bin kol. Ancak felsefede bin kol. Siyasal bir saçmalık

    Yanıtla (1) (4)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 10:01

    Alaka kurmak isteyenler yine gazalinin anlatmak istediği metodu ıskalayanlardır. Kabul eden akıl (kabul nedir, teslim olabilir mi ve buna aklı selim denirmi ya islam teslim ise) başkadır bir çıkarım ile karşılaştığı zaruret sebebiyle muhtevasını boşaltmak zorunda kaldığı ideasını sonsuzca genişletip böylece en yetkin idea manasına tanrı diyen, ona yer konum ve tartışılabilirlik veren bir kategorizasyon içine hapseden akıl başkadır. Söylediklerim gazali savunmasıdır. Diye, beğenmeyenlere

    Yanıtla (1) (1)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 09:54

    İnhisarına alırız. Hülasa gazali aklı reddetmemiştir. İslam aklı reddetmez, allah verdiği aklı niye reddetsin. İslam akla hitap eder. Hitap eder ve akla bir usul metod verir ki bir anlayış üretsin ve inandığı ile fikrettiği birbirine uysun. Akıl ki tümeller üstünde çalışmaya muktedir bir alet, allah tümel değildir, tümellerin tümeli deyincede mutezili gibi işin içinden çıkmış olmuyoruz. Akıl anlayamaz bu eşaridir fakat akıl kabul edebilir buda maturididir.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 09:46

    Adam batıcı ideacı geometrik tanrı çıkarımı metoduna karşı olduğu için böyle diyor. Bunda haklı ama islamın allah telakkisi, allahın kendisi buna izin vermiyorsa, biz kendi aklımızla kuşattığımız bir tanrı fikrinden fazlasına inanmaya davet ediyor ve meseleleri kendimizden yansıyan çevreden üreyen algı alanı (gözlemlenebilir evren) den fazlası üzerinden okumaya davet ediyorsa, etmiyor mu, anlamıyorum ki.. Bakınız bu ne kadar açık fikirliliktir. Biz onlarıda düşünür ve islami fikrimizin inhisarın

    Yanıtla (1) (0)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 09:40

    Makasıdda hata çıkıntılarını gösterir, tehafütte bu çıkıntıları speküle ederek antinomileri üretir. Ne enterasandır ki, bu tartışmalarda felsefeciler çok defa tanrıyı ispatlamaya çalışan gazali ise ispatı çürüten taraftır, değil mi. Vay kefere!.. Bu gazali düşünceyi engellemiştir kafasını anlamıyorum. Bunu ilk çıkaran adam batılı bir gazali araştırmacısıydı. Adamı bulmuştum vakti zamanında türkçeyede çevrilmiş eseri adını unuttum. Bizdeki naylon alim ve entelektüel tayfa üzerine atlamış

    Yanıtla (1) (0)
  • Ramazan Gün.. / 23 Kasım 2022 09:33

    Bu cümlemi, (ben buldum:) en çok siz takdir eder veya eleştirirsiniz ki, tanrı bir fikirdir, allah bir fikir değildir... Gazalinin meselesi şudur ki, bir fikir kurup sonra bu fikrin en tepesine muhtevası herşeyi kaplayacak kadar genişletilen ve 'şey' veya aslında 'hiçbirşey' haline getirilen bir zirve idea koyarak geometrik çıkarım mahsülü ideacılık ve yansıması sudurcululuk bize uymaz. Gazali bunu söyler ve hem felsefenin maksadında ve hem tehafütte bunu izah eder. Makasıdda metodu gösterir.

    Yanıtla (1) (1)
  • Mehmet Simsek / 23 Kasım 2022 07:13

    Nasil olsa Turkiye'de ciddi ilmi eserleri okuyan pek kucuk bir zumre var, ne satarsaniz alici bulursunuz...

    Yanıtla (1) (1)
  • Mehmet Simsek / 23 Kasım 2022 07:12

    Bir akademisyen olarak, tarih icinde soylenmis bir sozu, zaman, mekan, muhatab ve maksat suzgecinden gecirmeden, bu sozun sahiplerine vurmak icin kullanmanizi son derece gayr-i ilmi buldum. Imam Safii ve Imam Gazali gibileri son derece sathi ve dislayici bir uslupla akla muhalif ilan etmek de tam bir akil tutulmasidir. Zira bu insanlarin yazdiklari hem akla hem de kalbe hitap eden, ilmi eserler oldugunu, bunlarin icerikleri bir tarafa, asirlardir bu eserlere karsi alimlerin ilgisi ispat eder.

    Yanıtla (3) (16)
  • Demokrat hukukçu / 23 Kasım 2022 06:57

    Herkes korkuyor bu meselelere girmeye.Alevilik Şiilik meselesinin aslına inip doğrusunu söyleyene rastlayamadım.Konuya hep siyasi bakılıp aman konuyu kaşımayalım alevi kardeşlerimizi gücendirmeyelim,aman tarikat ve cemaatlere dokunmayalım,aman atalarımızı incitmeyelim havasında herkes.Bir tek terörist yanları sebebiyle Fetö’ye rahatlıkla dokunuldu eleştirildi.

    Yanıtla (8) (1)
  • Demokrat hukukçu / 23 Kasım 2022 06:46

    Bütün bunlarda gerek TR gerekse dünya çapında açılacak medya ve akademi platformlarında konuları bir bir ele alıp ciddi bir aydınlanma ve saflaşmaya ve barışıp kucaklaşmaya ihtiyaç var.Her şey tekrar yerli yerine konulup islamiyet nedir ayan beyan ortaya konulduktan sonra islâm dünyası kısır tartışmaları bir kenara koyup asıl meselelerimize odaklanmalı ve peygamberler yolu olan Sırat-ı Müstakîmde hızlıca yol almalıdır.İslâm birliği sağlanacaksa ancak aydınlanma ile sağlanır.Aydın müslüman lazım

    Yanıtla (4) (3)
  • Demokrat hukukçu / 23 Kasım 2022 06:38

    Bazan asıldan çok uzaklaşıldığı zaman mevcut durumu sorgulamak ve asıla,orijinale dönmek gerekiyor.Ancak biz müslümanlar bunda da ifrata kaçmışız.Bir türlü orta yolu bulamıyoruz vesselam.Bir uçta zahirîlik yani Selefilik öteki uçta Batınilik yani Şiilik,Alevîlik ve Tarîkatlar ve tasavvuf.Hepsinin yozlaşmış,akıl yolundan sapmış,abartıya kaçmış bazı yanlış yönleri var.Ancak kimisinde bunlar inanç noktasında ciddi sonuçlar doğurduğu için küfre kadar gidiyor.Esas bu yönlerini ortaya koymak lazım.

    Yanıtla (2) (2)
  • F.okur / 23 Kasım 2022 03:14

    İhya'yi tercüme etmesi sayesinde sen de gazalinin fikirlerini daha iyi öğrenmiş olmadın mı?.gerçekler başka türlü nasıl ortaya çıkar.

    Yanıtla (1) (2)
  • İstanbullu bir okur / 23 Kasım 2022 00:57

    Degerli Üstat;yazınızı bir girizgah olaraktan bulur ve devamını istirham ederim.Şunada dikkatinizi çekmek isterim.Katillerinin istifaya çagırdıgı Mübarek insan Hz.Osman'ın Allahın giydirdigi gömleği çıkartmam sözü nasıl birşeydir?..İnsanın tartışılmazlığı sadece Resul'le sınırlı değilmi?o da sadece getirdigi Ayetle sınırlı değilmi?Öz ve aslolan Kur'an değilmi,O ise Kur'an-ın maksadıyla açılıma muhtaç değilmi?Temel mesele siyasi değilmi?Fıkıh imalatı,o siyasi hali ayakta tutmaya dayalı değilmi?Sy

    Yanıtla (8) (1)
  • karar okuru / 23 Kasım 2022 00:05

    bunların dünya'daki dünya kadar sebep sonuç ilişkileri içinde belirleyiciliği yok hacam ya

    Yanıtla (1) (1)
  • Karar Okuru 2 / 23 Kasım 2022 00:37

    kelebek etkisi diye bi şey var diyorlar hocam yaaa

    Yanıtla (2) (0)