Depremler, yangınlar ve insanın değeri
Kısa zaman önce Kartalkaya’da tamamen insan kusurunun sebep olduğu, 78 cana mal olan bir yangın faciası yaşadık. 6 Şubat, 53 bin küsur insanımızın ölmesine, 107 bin insanımızın yaralanmasına, binlercesinin sakat kalmasına, ayrıca 518 bin konutun yıkılmasına veya ağır hasar almasına yol açan depremin ikinci yıldönümüydü.
Bazıları bu depreme “asrın felaketi” diyerek kendi sorumluluğumuzu gözden kaçırmaya çalıştılar. Yalnız bu şark tipi kurnazlığımız bile hâlâ aklımızı başka yerlere çalıştırdığımızın bir alameti idi. Yangın sırasında giriştiğimiz siyasi polemikler de öyle.
Depremler doğal afetlerdir ama –vaktinde tedbir alan ülkelerdeki tecrübeler gösteriyor ki- bizdeki ağır kayıplar ve yıkımların sebebi, insanımızın zihin ve ahlak sorunudur; onun da asıl sebebi, bizde insanın değersiz oluşu ya da para ve makamın insandan daha değerli oluşudur.
Öyle görülüyor ki, bütün mesele geliyor, “insanın değersizliği” sorununa dayanıyor. Gelir dağılımındaki eşitsizlikten ve bunun oluşturduğu yoksulluktan tutun da hukuk ve yargı sorunlarımıza, bir türlü insana insan olarak değer veren bir anayasa ve kamu hukuku oluşturamamış olmamıza, hokus fokusla siyaset yapmamıza kadar başka pek çok toplumsal problemimizin temelinde de “insanın değersizliği” yahut temel haklar bakımından bazılarımızı bazılarımızdan daha çok değerli gören anlayışımız var.
***
Sudan asıllı ABD’li akademisyen Ahmed en-Naîm’in ifadesiyle “Hz. Peygamber, Kur’an’ın tamamını muhataplarına ileterek ve Kur’an değerlerine uygun yaşayarak, İslam’ın evrensel ve ebedi mesajının nebevî rolünü sadakatle yerine getirdi. İslam’ın bütününden yola çıkan Peygamber, daha sonra [zamanın şartlarına göre] en uygulanabilir modeli inşa etti; geri kalanını da Müslümanların kendi ihtiyaçları ve deneyimleri ışığında geliştirmeleri ve uygulamaları için onlara bıraktı” (“Islamic Law, International Relations, and Human Rights: Challenge and Response”, Cornell International Law Journal, XX [1987], s. 334).
Kur’an ve Peygamber, insanın değeri konusunda da temel fikri oluşturdu; zamanın icaplarına göre güncellenmesini de gelecek nesillere bıraktı. Fakat Müslüman topluların zihnini esir alan dogmatizm (nasçılık), güncellemeye hiçbir zaman izin vermedi. Dolayısıyla Müslüman dünyada sorun, “insanın değeri, onuru ve hakları”nı yücelten bir felsefe, doktrin ve uygulama için uygun dinî ve kültürel kaynakların bulunmaması değil, katı dogmatizmin böyle bir felsefe, doktrin ve uygulama üretecek entelektüel yapının oluşmasını imkânsız kılmasıdır. Bu yapı oluşmayınca maşeri vicdanda insan ve hak bilincini diri ve tavizsiz tutacak bir eğitim felsefesi ve programı geliştirilemedi.
Bu nedenle halen İslam ülkelerinin çoğunda az veya çok sayıda insanlar hak ihlalleri, siyasi baskı, terör, mezhep çatışmaları, işsizlik, yoksulluk gibi maddi ve manevi haksızlıklar sebebiyle acı çekiyorlar. Bunların hepsi, bu ülkelerdeki “insan”ı ve onun haklarını değersizleştiren zihniyetten kaynaklanmakta, üstelik bu anlayışı İslam’la ilişkilendiren fetvalar verilmektedir.
***
Ülkemizde vaktinde gerekli tedbirleri rasyonel şekilde almamak yüzünden doğal olan ve olmayan her afette büyük kayıplar veriyoruz. Çünkü asırlar boyunca uyguladığımız örgün ve yaygın eğitimin formatladığı zihinlerimizde insanın onuru, saygınlığı ve Allah tarafından bahşedilmiş olan doğal hakları, başka hiçbir şeyin onları öncelemeyeceği kadar mutlak, şartsız ve dokunulmaz değildir. “Bizden değilse canı cehenneme!” fikri zihinlerimize hâkimdir. Halbuki belirtilen doğal felaketlerde kayıpları azaltmamız da, insan kusurlarını en aza indirmemiz de ve sonuçta huzurlu bir toplum inşa etmemiz de mutlak anlamda insanın değerini önceleyen bir zihinsel dönüşü yaşamamıza başlar.
Kur’ân-ı Kerîm, Allah’ın tüm insanlığa halifelik onuru ve sorumluluğu verdiğini bildirir. Fakat Emevî yöneticilerinden itibaren bu ‘halifelik’ sıfatı insanlıktan alınıp, –sorumluluk kısmı atılarak- yöneticilere verildi; önce Emevî sultanları kendilerine “halîfetullah” (Allah’ın vekili) dediler; arkasından şairler ve edebiyatçılar bu sıfatı sultanlar için kullandılar. Daha sonra siyasetle içli dışlı olmaya başlayan ulema kesimleri, hükümdarlar için “es-Sultânu zıllullahi fi’l-arz” (Sultan Allah’ın yeryüzündeki gölgesidir) şeklinde hadisler üreterek sultanları kutsal, dokunulmaz ve eleştirilemez varlıklar yaptılar.
Velhasıl, hâlâ insanı ve onun haklarını önceleyen bir anayasa ve kamu hukuku oluşturamamış olmamızın arkasında böyle bir siyasal ve toplumsal zihin dünyası var. Ve acilen bu zihin dünyasından kurtulmamız gerekiyor. Sorunlarımızı çözme sürecine girmemiz bu kurtuluşa bağlı.















Kuran,mealinde söyle diyor,biz o sapık kavmi büyük deprem oluşturarak yok ettik...bazı kavimleri sel baskını,gökten taş yağdırdı,yok ettik..diyor.
Yanıtla (2) (1)Bir savaşta, karşı tarafta asker çok.. siz melekleri,size yardım edenleri...diyor.
Bunlar akla,mantığa aykırı.insanlarda deprem olunca Allahını verdiği ceza diyor,hocaların tamamı korunmak içim Allaha yalvarıyor.
Arkadaş sen neden dert ediniyorsun ki... Kuran seninle ilgili değil Kuran iman etmek isteyenler için bir öğüt.
Yanıtla (0) (0)Sayın Hocam "Şark tipi kurnazlık" diyorsunuz da, bu sömürgeci batının oryantalist söyleminden siz bile kurtulamamışsınız ne yazık ki. Batı tipi kurnazlığı, ingiliz kurnazlığı ve sinsiliğini bilir misiniz? Daha derin okumalar yapmanız gerekir. Saygılarımla
Yanıtla (1) (0)BM Akın Öztürk hakkında ihlal kararı verdi. Siz ne düşünüyorsunuz
Yanıtla (1) (1)Düşü-ne-miyoruz.
Yanıtla (0) (0)Tanrı buyruğu olduğuna inanılan sözlerin güncellenmesi mümkün olsa bile işe yarar mı çok emin değilim. her elli yılda bir güncelleme yapılmak zorunda kalınabilir. bu Tanrının tüm zamanları dikkate almadan konuştuğunu iddia etmek olur ki, Tanrıya eksiklik izafe etmek olur. sorun başka yerde bence. ancak dindar insanlarımız bunu tartışmaya hazır değil henüz.
Yanıtla (6) (0)Kaynak kitap orada durur algıyı anlayışı tefekküru guncellersin her zaman ki gibi din insan ve hakları için dir. Güzel ahlak hakkı teslim edip, kimseye zarar vermemektir. Saygıdır.
Yanıtla (2) (4)Sayın Okur, kutsal kitap diyor ki, tanıklık için iki kadın bir erkek gerekir. bu gün matematik profesörü Üniversite rektörü bir kadına bunu izah edemeyiz. bunu güncellememiz lazım dediğinizde ana kaynaktan bunu çıkarmıyorsunuz ki, duruyor yerinde. öyle değil böyle anlayın demekte bir yorum görüş sonuçta. Tanrının buna ne dediğini nasıl bileceğiz.
Yanıtla (3) (1)O zamanın kadını ve bu zamanın kadınını: statüyü verilen değeri algıyı anlayışı açıklayabilirsiniz, siz o günden bu güne değer ve algı açısından son yüzyıldaki kadını ve kız çocuklarına verilen değer(diri diri gömmek'ten mirasta hak verme-me-ye kadar) üzerinden eskiçağdaki kadını karşılaştırın..
Yanıtla (1) (1)Ben hocamla dertleşmek için bunu yazdım.'İnsanın değeri' konusunda geldiğimiz yere dille: 'eşrefi mahlukat' diyerek geldik.Hele 'yaratılanı severiz yaratandan ötürü' söylemi bizim islamcı siyasetçilerimiz için sadece ve kısmen 'Akp'li olanlar için geçerli.Akp'li olmayan Türk vatandaşları iğrenç, düşük, sürtük, terörist vesairedir.Göçmenler, afrikalılar vs bu Türk vatandaşlarından daha değerlidir, daha çok ilgiye layıktır. İşte böyle hocam
Yanıtla (2) (0)İnsanların Allah'ın halifesi oldukları hususu biraz şüpheli!
Yanıtla (1) (1)Kur'an'a göre, Hz.Adem ve Hz.Davud'un halifeliği söz konusu. Yani ilahi öğretiye mazhar olan peygamberler Allah'ın halifeleridir. Davut ile ilgili ayet okunursa, halifelik şarta bağlanmıştır. Nefsine uyma ve adalet üzere hükmet! Demem o ki, insanlar halife değildir. Ancak kendi aralarında kullandıkları rütbelerdir. İnsanlardan halife diyebileceklerimiz ancak şahit olanlardır. Yani ilimde derinleşenler. Aklınızı karıştırmak istemem.
Sevgili Orcan, selamlar
Yanıtla (1) (0)Yazıda "insanlar Allah'ın halifesi" ifadesi yok; bu ifade bana ait değil. "İnsanlar Allah'ın halifesidir ifadesi Kur'an'da da yok. Kimin halifesi olduğu uzun uzun tartışılmıştır. Bu ayrı bir konu.
"Kur’an ve Peygamber, insanın değeri konusunda da temel fikri oluşturdu; zamanın icaplarına göre güncellenmesini de gelecek nesillere bıraktı." ifadesinden kastedilenin ne olduğu hususu çelişki oluşturabilir. Yazının devamında yer alan haksızlıkları o dönemde uygun mu görülüyordu ki! Haklar konusunda daha ileri gidilemeyeceği "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" sözünde saklı. Üzerine bir şey konamaz yani aşılamaz demektir. Ama hedef insan olmak ve kalmaksa bugün çok uzaktayız o kesin.
Yanıtla (1) (0)Künefe , Öğretmene galebe çaldı....!?
Yanıtla (0) (0)Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verildi ...Osmaniye Öğretmenevi'nin lokal olan bölümünün yıkıldığını ve yapımı sonrasında "Ehl-i Künefe" adını taşıyan ve künefe satan bir işletmeye kiraya verildiğini belirtti... Künefe hiç olmazsa keyifle yenir!.. Öğretmen !? çoğu zaman sıkıntı bile verir... zaten ne öğretiyorlar ki ...Kara Davut mızraklı ilmihal felan vs olsa neyse... laik taguti vs ...
Devami :
Yanıtla (6) (2)Ben bunu dünyayı gezmiş dolaşmış başka bir büyüğüne sordum , o da 300 sene demez mi !
Bendeniz de üst düzeyde bir bürokrat sayılmama rağmen hayatım boyunca hiç bir devlet dairesinde insanca bir muamele gördüğümü bilmiyorum , hatırlamıyorum !
Bizde Osmanlı'dan kalma bir tepeden bakma , vatandaşı adam yerine koymama , onu devletin bir kulu kölesi olarak görme anlayışı vardır!
Devleti yönetenler, kendilerine her türlü ayrıcalığı hak görürken vatandaşı zerre kadar düşünmezler!
Sayın Ali Namlı bey, aynen katılıyorum. kamu görevim sırasında bende çok tanık oldum. kamuda görev alan vatandaşlar kendilerini devletin sahibi gibi görürler. vatandaşta bunu bildiği için kapıda görevli olana bile 'paşa' diye hitap eder işini yaptırmak için. iyi muamele gördüğünde de adam yerine konulduğu için mutlu olur. yüzyılların birikimi yani. kolay değil.
Yanıtla (3) (1)Sn Hocam Müslüman bir ülke Ürdün'ün kukla lideri Kralı o da Müslüman! akşam Trump denilen günümüz Firavun'u ile beraber Filistin hakkında önemli anlaşma yaptilar. Bu müslümanlara ne söyleseniz haklısınız. Teşekkürlerimi arzediyorum
Yanıtla (4) (0)Tam 30 sene önce Almanya'da 7 yıl görev yapmış olan bir amirimizle sohbet ederken şunu söyledi,
Yanıtla (6) (0)-- Onlarla aramızda çok önemli bir farklılık yok ancak bir konuda tam 200 (iki yüz) sene fark var dedi !
Ben merakla nedir o dedim , o da zihniyet dedi ve soyle izah etti .
'Orda kim olursa olsun bir devlet dairesine gelen vatandaşı, ilgili memur elindeki işi bırakıp ayağa kalkarak karşılar ve onu, mutlaka o işini bitirerek öyle gönderir! '
Bir kuyumcu;
Yanıtla (5) (0)“Çıraklıktan ustabaşılığa giden bir güzel yoldu benim için altınla uğraşmak. Eskiden saygı ve disipline çok daha fazla önem verilirdi ..Şimdi ise ne yazık ki altında ve altın takılarda pek çok hile yapılıyor. İçi boş dediğimiz, yani dolgusu olmayan ya da döküm olmayan bileziklerde zift ve kum doldurması yapılıyor... hile , sahtekârlık. 23 yıllık siyasal İslamcıların devri iktidarında zirve yaptı.. önce ekmekler bozuldu sonra herşey.. huzur İslam'da ama siyasal İslamcılarda değil..
hocam dinsel konuları kritik edecek durumum yok. ama üç kağıt, bir koy üç al, çıkar… gördüğüm her yerde var. dindar içten ise, samimi olacak yani veya kişide erdem denilen nitelik var ise kaçınabilir. devlet işleyişi ise tek boyut zaten olmaz.
Yanıtla (2) (0)Sn. Hocam,
Yanıtla (5) (0)Sermayesi din olanın terazisinin okkası da dindir ve her şeyi dinle tartar...
-ibretlik makalenizin son parağrafının gerçekleşmesi için, OKKASI (Din değil) BILİM olan teraziye...
-(Din için değil) DİNİYLE YAŞAYAN demokrat Müslümanların sayıca dincilerden fazla olmasıyla mümkündür.
-Ne yazık ki, Müslümanlarımız DİNDARLIK ile DİNCİLİĞİN kahredici farkının bilincinde değil.
"..Acilen zihin dünyamızı değiştirmemiz.." temenninizin acilen gerçekleşmesi hayaliyle...
Selam ve say
bir cambaza bak hikayesi daha .... Malezya'ya togg götürmüşler... güya ona buna satacaklar... hâlbuki önce başta süslü Ali efendi olmak üzere büyük büyük makam mevki sahibi erkân zevat , Togg 'a binseler... nazik mabadlarını Mercedeslerin, audilerin alltan ısıtmalı deri koltuklarından kaldırıp yerli ve milli Togg kullansalar..yalan rüzgârı
Yanıtla (1) (1)200 TL tedavüle ilk girdiği 2009 Ocak döneminde aylık dolar ortalamasına göre 125 dolar ediyordu, 2010'da bu değer 140 dolarla zirveyi de gördü. Kasım 2024 itibarıyla ise 200 TL 5,8 dolara kadar geriledi... an itibariyle ise 5.4 Usa doları... yani yaklaşık 134 doları birileri vatandaşın cebinden çalmış... adına da enflasyon demiş.. aslında herkes biliyor geminin su aldığını, yine herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini... yalan rüzgârı... yetişkinlerin yalan hayatları !... masallara devam..
Yanıtla (2) (0)Eski günler % 50 hayalî!...
Yanıtla (2) (0)Muktedirlerin seçmen desteği azaldıkça da hırçınlaştıkları ve bu yolla yönetime devam etmek istedikleri görülüyor...
Ama onlar aynen müflis tüccar gibiler.
İflas etmiş tüccar nasıl yeniden eski günlere ulaşmayı hayal ederse iktidar kadrolarının da benzer halde olduklarını görüyoruz.
Seçmenlerini çok incittiklerinin farkında değiller! .. işin daha vahimi artık kendilerinin de farkında değiller... Gayretullah v
Bir islam alimimiz 50 kitap okuyan kendini tanır 100 kitap okuyan cevresini tanır 250 kitap okuyanin duruşu bile sorunları çözer diyordu.Biz tüm canimiz ve ruhumuzla ilme irfana okumaya anlamaya sarilmazsak bir yere varamayiz.Biri yapar biri bozar.islam dünyasının tüm fertleri acik ufukla dunyayi ihata eden bir anlayisla müspet hareket ederek ve Prof.Dr.Fuat Sezgin gibi Çok çalışarak hareket etmeli.Herkesin 1000 kitaplik kaliteli bir kutuphanesi olmali.
Yanıtla (3) (0)Kitaplığiniza birkac külliyat sahibi isim.
Yanıtla (4) (2)Ibrahim Kalın,Mahmut Erol Kilic,Kemal Sayar,Nurettin Topçu,Cemil Meriç,Erol Güngör,Şerıf Mardin,Kemal Karpat,ilber Ortayli,Ahmet Yaşar Ocak.Suleyman Uludağ,Kenan Gürsoy.
Allah'ın rahmeti bereketi lütfü ikramı üzerinize olsun.
Okura: Fazla teori kasmak, kafayı bozar...
Yanıtla (3) (1)Bunlar buğday olmayan değirmen taşını boşa çevirip, harab eden zihin yorgunluğu eserlerdir.
Bunlar yerine üniversitede alanınızdaki tezleri okuyun bol bol...
Dini konuda ise Allahin kitabı Kuran, peygamberin sözleri hadisler... elmali tefsiri ile tecridi sarih tercüme ve serhini güzelce hatm edin...
Bilgi lazım, boş yorum kafa yorar. Psikolojik denge gider...
Okura: Kardeşim Allah'ta seni bu kardeşlerimizle haşır etsin.. Okuyacak eser kalmasa da bunların yazdığı kitabı okumam.. Ya bir insan kötü yolda olabilir, gayri ahlaki işler yapabilir, hırsız olabilir, dinsiz de olabilir.. Ancak adalet ve liyakate kör ve sağır olanlarla birlikte olmaz..
Yanıtla (2) (1)Bu kitapları yazanlar akp üyesi falan değil. Bu kitaplar yazılırken reis ilkokuldaydı.
Yanıtla (2) (1)Adamları akp döneminden de sorumlu yaptınız.
İşte vaziyetimiz Bu...
"Romayı kimin yaktığını sordum, valla ben yakmadım öğretmenim diyor" diye müdüre şikayet etmiş öğretmen öğrencisini. Müdür de "hocam idare et, bunlar hep öyledir, yaparlar yaparlar yapmadım derler" demiş...
Böyle bir şey işte...
Tek cümle; kutsal olan her şey kurban ister. Servet, sehvet, devlet ve din kutsalsa kurban insandır. Tek kutsal İNSAN ve CAN' dır. Teşhis doğruysa tedavi doğru olur. Yaşadığımız sorunları konuşarak ve duygusal tepkiler vererek hiç bir yere varamayız. İnsanı ve insanlaşmayı; kavransal, kuramsal ve varoluşsal olarak yeniden tanımlamak ve tartışmak gerekiyor.
Yanıtla (2) (1)Sayın ÇAĞRICI,
Yanıtla (0) (0)Önemli bir konuyu ele almışsınız. Elinize, kafanıza sağlık...
Bu arada insanoğlunun fırsatçılığını da dikkate almak lazım. Meselâ herhangi bir afet olduğunda "Ne yapmalıyım?" diye sormaz. "Ne kazanabilirim?" diye bakar. Maalesef, her seviyede bu ahlâkî problem var. Bundan dolayı, din de toplumu terbiye etme özelliğini kaybetmek üzere....
Bir soru: İnsan Allah'ın halifesi mi?
Önceki varlıkların halifesi diyenler de var. Siyak sibaka bakılırsa sanki ikincisi daha akla uygun.
. Bireyler ve toplumların insanlaşma ve yetişkinlik evresine geçmesi servet, şehvet ve devlet karşısındaki ahlaki ve evrensel değerlere bağlılığı ile test edilir. Bu söylemle değil eylemle olur. İnsanlaşma ve ademleşme davranışlarının ve kararlarının sorumluluğunu almakla, iblisleşme ve şeytanlaşma sorumluluğu başkasında aramakla ya da tanrıya yüklemekle olur. Bu durum animal insanla başladı, hüminal insanla bitecek.
Yanıtla (1) (1)Sadece Müslümanları eleştirmek adil olmuyor. ABD de ne ka dar yer cayır cayır yandı gitti. Onların hukuku, insana değer vermeleri vardı çok üstündü, paraları araçlari da vardı, ama felaketi seyrettiler . Filistinlilerin ciğerini yakanların evleri yandı gitti. Dünyaları başlarına yıkıldı. Bunu da dusunmeli. Müslüman feraset, basiret, ehliyet, adalet, faziletten yanadır. Gereğini de yapmalidir
Yanıtla (4) (4)Aman kardeşim aman... Sakın bana yok feraset... yok Anadolu irfanı falan demeyin !!! Okumayan, okuyanın da anlamadan okuduğu, anlamadan okuyanın da okuduğunu ona buna okuyup üflediği bir ümmetten hayır gelmez.. Sonuç olarak; Kuranın ilk ayeti oku ile başlıyor ancak ümmet okuma fiilini yerine getirmemek için ısrarla gayret gösteriyor..
Yanıtla (5) (2)Sevgili Hakkı Söyler, yorumun için teşekkürler. Dediklerin doğru. Öyle yazılar da yazdım. Ama Müslümanlar olarak bizim görevimiz önce kendi kusurumuzu görmek ve düzeltmek... Başkalarını eleştirerek kendi yanlışlarımızın üstünü örtemeyiz. "Onlar bizden daha kötü" demek mazeretimiz olmamalı.
Yanıtla (6) (0)Hocam asrın felaketinde insanların yaptığı cürümlerin etkisi var mı? Zira 17 ağustos depremi ile ilgili yapılan zulümler nedeniyle başımıza felaket geldi denirken.
Yanıtla (0) (1)Böyle düşünmemiz gerektiğini bize Kuran salık veriyor. Bir kötülük gelirse başına kendinden bil diye. Böyle düşüncenin insana zararı değil faydası olur.
Yanıtla (4) (1)İnsanların yaptığı cürümlerin etkisi olmaz mı ?... mesela zemin etüdü yapmadan fay hattının üstüne 12 katlı bina dikmek... inşaat demirinden çalmak, kötü beton , kaçak yapılara bizzat çevre şehircilik bakanlığı tarafından imar barışı deyip para alıp, oturum izni vermek vs vs vs ... hepsi kasten ve taammüden cinayetten yargılanmalıdır...
Yanıtla (7) (0)İnsanların cürümleri !... Hepsi mevcut... Görevi kötüye kullanma, görevi suistimal savsaklama, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, evrakta sahtecilik, ihaleye fesat karıştırmak, dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık vs vs ...hepsi insanların özellikle yönetenlerin cürümleri..
Yanıtla (5) (0)Bknz Bolu Kartalkaya vahşeti ... binlercesi...
Asrın felâketi diye yalan söylediler... Güya bizim kabahatimiz yok , Allah'tan geldi deyip Allah'a iftira atacaklar... Hatay Erzin ilçesinde tek bir ölüm vakası yok , asrın felaketinde ...neden acaba , açın araştırın...Allah'a iftira etmeyin
Yanıtla (2) (0)Teşekkürler hocam.
Yanıtla (1) (0)İslâm dünyası Avrupa'nın aydınlanma çağını yaşayıp insanı ve rasyonel aklı merkeze almadığı sürece sürünmeye mahkumdur, kendi kendimizi kandırmanin bir anlamı yok
Sırada meteor yağmurları var.
Yanıtla (0) (0)Güncelleme olmaz Hocam; buna biz güncelle demeyelimde, yüce dini Arap örf adetlerinden, Şeyh’lerin, Gavs’ların tasallutundan kurtarıp, Hz. Muhammed’in Kur’anı Kerim’in ne dediğini ne emrettiğini net bir şekilde, niyetlere tevil etmeden, Allah’ın demediğini niyet okuyup dedi, demek istedi demeden anlarsak mesele biter. Bu da mümkün değil, kafir ilan edilir taşa tutulursun!.Onun için Furkan suresi 63/64, ayetleri hep hatırda tutup dini çıkarı için kullananlardan uzak duracaksın.
Yanıtla (4) (1)Dolayısıyla Müslüman dünyada sorun, “insanın değeri, onuru ve hakları”nı yücelten bir felsefe: e o zaman hepimiz eşit oluruz hangimiz sarayda yaşayacak kapı kulları kim olacak bu gün de makarna yiyip tanrıya şükür edecek.. hak eşitlik mülakatsiz memuriyet isterler sonra. Cahiliyede Ebu cehil, E.Süfyan Utbe, Muaviye diğerlerinin saltanatı.
Yanıtla (1) (0)İnsan mı dedi birileri ?... İnsan gören duyan olursa haber edin lütfen , görmeye gidelim ne mene bişeymiş? .. Haşimi oğullarına mensup Ürdün kralı Hüseyin'in oğlu kral Abdullah Trump'la görüştü.... Trump'ın; Filistinsiz Filistin bana da makul geldi, Araplarla görüşüp ikna edeceğim diye basın toplantısı bile yapmadan ilk uçakla döndü... Babası da mossad elemanıydı..67 savaşlarına bknz!
Yanıtla (2) (0)O konumda daha yigit davranabilen, veya davranabilecek bir başkası var mı elinizde?
Yanıtla (0) (0)Basın toplantısı yapıp bizimkiler gibi mi yapacak?
Almanyada işletme ruhsatında en illet aşama itfaiyeden izin aşamasıdır. Biz olayı üst kontakt yöntemiyle hall etmeyi kanuna koymuşuz.
Yanıtla (2) (3)Itfaiye korkusu sorunu olmaksızın şirketlerimiz rahatça ve hızlıca ruhsat alıp hemen para kazanmaya, ekonomiye katkı yapmaya başlayacak.
Böyle bir kanunu muhalefetin tefe koyması lazımdı.
Ama genel ciddiyetsizlik her yerde.
Chp'nin bu kanun için yırtınmaması, reisi zillullah gördükleri için değildir malum.
Genel ciddiyetsizlikten kaynaklanıyor...
Evet doğru, CHP iktidarda iken olan bitenden CHP sorumlu. CHP muhalefette iken yine CHP sorumlu, iktidar partisi değil. Ne güzel ya.
Yanıtla (6) (0)Iktidar belli zaten. Yangın devam ederken, yangin haberlerinin günlerce hazırlığı yapılmış rozet törenini gölgelememesi için çabalayan bir irade karşısında ne söylenecek ki?
Yanıtla (1) (0)Şu an ülkeye acil iktidar alternatifi lazım.
ülkenin genel gelişmişlik düzeyi sebebiyle, göz doyurucu bir alternatif hala aranıyor. Iktidar alternatifi olması gereken muhalefet, genel düzeyimiz kadar ciddiyet sahibi...
Konu bu
Bilmem annatabildim mi
Emire/yöneticiye itaat hem Ortaçağın hem Arap kültürünün temel unsurlarından iken, Kuran, sultanı Allah ve Resulü seviyesine taşıyan bir üslupla "Allah'a, Resule ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin" diyerek bu kültüre çanak tuttu. Ayet orada duruyor, biz ancak teville yumuşatmaya çalışıyoruz.
Yanıtla (0) (0)Ahlaksızlığın ummanı olan bu Şark´ı
Yanıtla (0) (0)yaşadıkça tanıyorum.
Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar.
“Müslümanız diyen insan yığını´ yok mu?
Onlar, Şark´ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor.
Yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark´ı bitirmiş.
Buraya artık ne ilim girer, ne ahlak;
ne de Allah uzanır bunlara…
Bunların önce her şeyi bırakıp,
insanlık devrine girmeleri lazım.” diyor rahmetli Nurettin Topçu..sene 1965 tarihli mektubunda !...
Çok güzel hocam, Allah razı olsun.????
Yanıtla (4) (0)Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, geçen hafta ortaya koyduğu Gazze planı için Ürdün Kralı 2. Abdullah'tan destek aldı.... Allah'ın değil mossadın kulu Abdullah!...
Yanıtla (2) (0)Bu yazının altındaki haberde Balıkesir'de fay hattında izin verilen maden ocağı haberi gündeme getiriliyor.
Yanıtla (1) (0)Bu ciddiyetsizliği hangi islami prensibe fatura edeceğiz?
Ülkedeki bütün bu paragöz adımları hangi islami saikle yapıyor bu iktidar?
Dini saikle hareket eden bir tane yetkili var mı gerçekten?
Guney Amerika'daki Afrika'daki benzer laçkaliklar da mı islami algılama sorunundan kaynaklanıyor?
Yıldıray Oğur kara maraştaki patlıcan tarlalarının imara açıldığı siyasi iklimi anlatan güzel bir yazı yazmıştı. Cumhuriyetin çatık kaşlı yasağına boyun eğen tevekkülcü Anadolu Müslümanı ayiplaniyordu. Islamin şaha kalkması için çalışan, aydın, gözü açık islamci okumuşlar, İslamı ileri taşıyacaktı.
Yanıtla (5) (0)Bunun için zavallı halkın ev bark sahibi olmasına engel olan kemalist zihniyetten kurtaracaklardi ülkeyi.
Nitekim kurtardılar.
Mâşeri "ebrar" ev bark sahibi oldu hep.
Sonucu gördük maalesef...
Gelismsik düzeyi Afrika ülkeleri, guney Amerika vs diye asgidan başlıyor, orta yerlerde biz varız. Yukarı doğru gidiyor.
Yanıtla (4) (0)Disiplin skalası bu aynı zamanda.
Otel odasında ve koridorda sigara tabudur. Hem de kamyoncular oteli değil bu otel.
Odalarda ve koridorlarda sigara içenler yüzünden alarm iptal edilmiş. Avrupada disiplinsiz musteriyi yüksek fatura ile yola getirirler.
ciddiyetizlik ve disiplinsizlik gelişmişlik sorunudur. Bizde Yukarıdan aşağı her yerde paçadan akıyor.
Müftü olduğunuz için konuyu dini perspektife oturtmaya çalışarak kendi alanınızda ele alma çabanız anlaşılabilir.
Yanıtla (2) (0)Ama konunun islam teolojik gelişimi vs ile ilgisi yok.
Ülkenin genel eğitim ve gelişmişlik düzeyi ile ilgili dümdüz.