Sentetik biyoloji ile yapay zekanın buluşması
ChatGPT’nin kullanılmaya başlamasıyla Yapay Zekanın (YZ) muktedir olabileceği teknolojik imkanları hakkında sayısız tahminler ve gelecek senaryoları üretildi.
Buharlı makinelerin keşfinden mikroçiplerin üretimine varan baş döndüren teknolojik gelişmeler temelde fizikle teknik arasındaki diyalogla sağlandı. Önümüzdeki on yıllarda ise biyoloji ve teknik daha doğrusu sentetik biyoloji ve yapay zekanın etkileşimi ile tahminlerin çok ötesinde bir teknolojik dönüşüm yaşanacak.
Bu iddianın sahibi geçtiğimiz yıl yazdığı The Coming Wave isimli kitapta YZ dünyasında yeni bir tartışma başlatan Mustafa Suleyman. Sentetik biyolojinin en önemli ayaklarından birisi de DNA araştırmaları. Bu teknoloji ile yeni gıdalar, ilaçlar, hammaddeler üretilebiliyor. Ayrıca üretim süreçleri ve tüketim ürünleri de değişim göstererek yeniden yapılandırılıyor. Benzeri değişimler artık insan vücudu üzerinde de yapılabiliyor.
***
Sentetik Biyoloji sahasında sayısız denemeler yapılıyor. Batarya üretebilen, virüsler, kirli suları temizleyebilen proteinler, özel kaplarda yetiştirilen organlar, atmosferden karbon çeken yosunlar, zehirli atıkları yok eden bitkiler hayatı baştan aşağı değiştirecek denemelerden bazıları.
Sentetik biyolojideki en ilginç gelişmeler ise tıp alanında yaşanıyor. Yosunlardan alınan genlerden elde edilen ışık tanıyabilen proteinlerle yeni sinir hücreleri üretildi ve kör bir adam 2021 yılında sınırlı da olsa görmeye başladı.
Orak hücre nemisi ve lösemi gibi hastalıklar artık potansiyel olarak tedavi edilebilir noktaya geldi. Bu amaçla geliştirilen CART-T-CELL terapisi hastanın bağışıklık sistemini yeniden hedeflendiriyor. Yaklaşık 350 bin euroluk maliyeti olan bu tedavinin, sentetik biyoloji ve YZ’daki gelişmelerle daha da ucuzlaması bekleniyor.
***
Üzerinde yoğun şekilde çalışılan ve aynı zamanda tartışılan bir başka çalışma ise bilişsel, estetik ve verimlilik arttırıcı müdahaleler. İlk çalışmalar hafızayı güçlendirme ve kasları güçlendirme gibi sonuçlar verdi. Pek yakında (henüz gizlice yapılmıyorsa) sporda, eğitimde ve meslek hayatında gen dopinglerinden bahsedeceğiz.
Çin’de genomları manipüle edilmiş ilk ikizler dünyaya geldi. Pervasız bir profesörün çiftler üzerinde yaptığı deneyler sonucu dünyaya gelen ilk genomları değiştirilmiş ikizler bilim dünyasında büyük tartışma yarattı. Kulağa ürpertici gelse de bu yöntemle doğan bebeklerde istenilen fiziksel ve bilişsel özellikler DNA müdahaleleri ile önceden belirlenebilecek. Tehlikeli olan, bu tür gen müdahalelerinin önünde bilimsel olarak artık bir engelin kalmamış olması. Bu teknolojinin ne türden suistimallere müsait olduğunu düşünmek bile insanı ürpertiyor.
Bu tür tehlikeler bir yana önümüzdeki on yıllarda gen teknolojilerindeki gelişmeler akıl almaz yenilikleri de beraberinde getirecek. Zararlı haşarata karşı dayanıklı bitkiler (meyve sebzeler) daha az su, toprak ve gübre kullanılarak üretilebilecek. Bu yeni teknoloji tarım ürünlerinin çok daha ucuza ve yoğun şekilde üretilmesi anlamına gelecek ‘’tarım devrimini’’ tetikleyebilecek bir gelişme.
***
Gen müdahaleleri ile mantarlardan evler üretilebilecek. Genlerine müdahale edilen bitkiler üretim ve tüketim alışkanlıklarımızı kökünden değiştirecek. Bu yöntemle günlük hayata kullanılan bir çok araç gerecin ‘’yetiştirilmesinin’’ mümkün olabileceğini tahmin etmek için sentetik biyoloji ve YZ uzmanı olmaya gerek yok.
DNA aslında en verimli veri depolama platformu. Teorik olarak dünyanın bütün verileri bir kiloluk DNA içinde depolanabilir. Henüz bu teknolojiye ulaşılmadı. Ancak bir bilgisayarın bütün fonksiyonları (Veri depolama, enformasyon aktarımı, algoritmik sistemler) prensip olarak biyolojik materyallerle üretilebilir.
Günümüzde gen tekniğiyle değiştirilmiş organizmalar başta ilaç ve tarım sektörü olmak üzere Amerikan ekonomisinin yüzde 2’lik kısmına denk düşüyor.
McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre günümüzde ekonomiye yapılacak girdilerin yüzde 60’i “Bio Innovationların’’ konusu olabilir. Dünyadaki hastalıkların yüzde 45’i bugün bilinen ve öngörülen teknolojilerle tedavi edilebilir. Araçlar ne kadar geliştirilir ve ucuzlarsa imkanlar da o denli artıyor.