Daha çok İbn-i Arabî üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanıdığımız Michel Chodkiewicz 91 yaşında vefat etti.

Sahilsiz Bir Umman başta olmak üzere bazı kitapları Türkçe’ye de çevrilen ve sevilen yazar, tasavvufla ilgilenenler için değerli bir kalemdi. Ruhu şâd, mekanı cennet olsun.

İstanbul’un iyice tenhalaşan akşamları

Gündüz telaşı hayli azalan İstanbul, akşam ezanından sonra iyice kabuğuna çekilmeye başladı. Hemen her gece İstanbul’u dolaşırım. Ama bugünlerdeki sessizlik ve tenhalığı ileri düzeyde.
Bahar geliyor gibi olduysa da son günlerde havanın yeniden soğuması akşam sonrası İstanbul tenhalığını arttırıyor.

Geçen akşam Süleymaniye’ye bir bakmak istedim. Câmiyi iyi görebileceğim bir yere oturdum ve bakmaya başladım.

Gecenin içinde Süleymaniye’ye bakıyorum.
Mimar Sinan’ı, Kanûnî’yi ve Yahya Kemal’i görüyorum önce.

Taşların arasında ve oradalar.
Sonra yüzyıllar içinde okunmuş ezanları, salâları duyuyorum.
Sabah namazı için câmiye sessizce giden mü’minlerin hafif ayak seslerini.

Sabah ve her namazdan sonra onların mırıltılarla dağılıp evlerine, dükkânlarına gidişini duyuyorum.
Sonra câminin içinde yüzyıllar içinde koşan sevinçli çocuk görüntüleri.

Bayram sabahlarında Itrî’nin tekbiri ile dolan o büyük kubbe.
Gecenin içinde İstanbul, İstanbul’un içinde Süleymaniye.
Bir yanı Ayasofya’ya bakıyor, bir yanı Fatih’e, bir yanı Galata’ya ve bir yanı Şehzadebaşı’na.

Arada bir Beyazıt’a da bakıyor kuşkusuz.
Ne çok kardeşi var Süleymaniye’nin. Çağrışımı ne çok.
Sinan, gölgesinde sessiz uyuyor.

Kânunî bahçesinde sessiz yatıyor Süleymaniye’nin.
Ve İstanbul, geçiyor sessizce gecenin ve içimizin ilmekleri arasından.
Corona günleri hayırlısıyla gelip geçtiğinde de geride bazı şehirlerin, bazı bilinçlerin ve bazı yapıların tenhalığı yapışıp kalacak gibi bazı zaman aralıklarına.

Süleymaniye’nin bayram sabahları ve Corona akşamlarının çelişkisi de öyle.