Uzun menzilli füzeler konusu…
Geçtiğimiz cuma ABD Başkanı Biden ve İngiltere Başbakanı Starmer Washington’da bir araya gelerek Ukrayna’ya verilen uzun menzilli taktik füzelerin Rusya içindeki hedefleri vurmasının savaşın tırmanmasına yol açıp açmayacağını konuşmuş. New York Times’ın yazdığına göre Biden bu konuda çekimsermiş. Toplantı öncesi yaptığı açıklamada da inceliyoruz demekle yetinmiş.
Belli ki 240 kilometrelik menzili olan Storm Shadow seyir füzelerini Ukrayna’ya aktaran ve bunların Rus toprakları üstünde kullanılmasına izin veren İngiliz hükümeti henüz Amerikalı muhataplarını ikna edememiş. Rusya’dan gelebilecek tepkileri de anlaşılan tek başına karşılamak istememiş. Oysa yaptıkları açıklamalardan Rusya’nın tehditlerini ciddiye almadıkları anlaşılıyor.
Times Amerika’nın önceliğinin savaşı tırmandırmamak olduğunu, ayrıca Ukrayna’ya Amerika, Fransa ve İngiltere tarafından aktarılan sınırlı sayıda füzenin savaşın seyrini değiştirmeye yetmeyeceğini yazıyor. Zaten savaşı yakında takip eden Kiev Independent gibi mecralarda da Rusya’nın tedbirini şimdiden aldığı vurgulanıyor.
İngiltere ise son derece atılgan bir şekilde oldum olası bu savaşı tırmandırmaya, Rusya’yı Ukrayna’da yıpratmaya çalışıyor. Putin’i ve uyarılarını hafife alıyor, muhtemelen kendi nükleer caydırıcılığına güveniyor. Ama her nedense Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı taktik nükleer silahlarla tırmandırabileceğini unutuyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı ise risk almaya hazır. Israrla kendisine müsaade edilmesini, daha doğrusu aldığı silahların Rusya topraklarında kullanılmasına yardımcı olunmasını, esirgenen lojistik ve teknik desteğin verilmesini istiyor. İddiası Putin ve yakın çevresi savaşın ağırlığını üstünde hissettiğinde savaşın biteceği, Rusya’nın onun taleplerini kabul edeceği.
Ben Zelenski’nin beklentisinin gerçekçi olduğunu düşünmüyorum ve sanırım bu konuda yalnız değilim. Okuduğum çoğu analiz Ukrayna’nın mutlak galibiyetine hemen hiç şans tanımıyor. Aklı başında uzmanlar, akademisyenler ancak uzlaşma içeren bir çözüm mümkün diyor. Putin de her fırsatta Mart 2022’de İstanbul’da varılan mutabakat temelinde ateşkese hazır olduklarını vurguluyor.
Umarım çok geç olmadan sorunun çözümü için kalıcı bir adım atılır ya da hiç olmazsa kararı BM Genel Kurulu’nun açılışı sırasında yapılacak toplantılara ertelenen uzun menzilli taktik füzelerin Rusya topraklarında kullanım izninin verilmesinde Amerika şu anki tutumunu sürdürür. Bir de umarım bu konu NATO bünyesinde de derinlemesine tartışılır. Söz sadece askerlere ve onların mantığına bırakılmaz.
Çünkü savaş Ukrayna toprakları dışına taşacak olsa da, ABD, İngiltere ve Fransa Ukrayna’ya karşı kullanılacak nükleer silahlara karşı bir biçimde güvence verecek olsa da sorun NATO’yu ilgilendiriyor. Üye ülkeler istemedikleri, seçmedikleri bir büyük dünya savaşına sürüklenme riskini omuzlamak zorunda kalıyor.
Türkiye’nin bu konuda çekincesi olup olmadığını, varsa dillendirip dillendirmediğini bilmiyorum. Bildiğim kendi sattığı silahlara genelde pek çekince koymadığı. Dışişleri Bakanlığı’nda tanıdığım bir kaç kişiye ulaşma çabam da ne yazık ki başarıya ulaşmadı. Fakat ben Türkiye’nin yerinde olsam konuyu Washington Antlaşması’nın 4’üncü maddesi çerçevesinde Brüksel’de tartışmaya açardım.
Hemen hiç bir konuda Amerika’nın politikaları desteklemesem bile onları bu konuda destekler, baskılara direnmelerini, bizi ve dünyanın geri kalanını riske atmamalarını söylerdim. Elimdeki istihbaratı paylaşıp siyasi ve teknik açıdan ATACMS, Storm Shadow ve hatta Fransa’nın verdiği 80 kilometre menzilli GMLRS füzelerinin savaşın seyri üstünde etkili olup olmayacağını masaya yatırırdım.
Hatırladığım Almanya’nın da uzun menzilli silahların Rusya topraklarına yönelik kullanılmasına karşı olduğu ve savaşın tırmanma tehdidini ciddiye aldığı. Dolayısıyla Türkiye isterse Almanya’yla işbirliği içinde sorunu NATO veya makul başka bir platformda konuşmaya ve müttefiklerini dengelemeye, onları olabilecekler konusunda uyarmaya çalışabilir.
Ben, uzun bir Türkiye direnişinin ardından NATO’ya 32’inci üye olarak katılan İsveç’in bugün Ankara’ya sembolik ve siyasi önemi büyük bir ziyaret için gelecek olan Dışişleri Bakanı Maria Malmer Stenergard ve ekibiyle de -diğer konuların yanı sıra- Ukrayna savaşının bu veçhesine ilişkin kaygıların -tabii ki varsa- konuşulabileceğine, geçtiğimiz günlerde verdikleri desteği bir kez daha gözden geçirmeye davet edilebileceğine inanıyorum…