Çin rahatsızlık vermeye devam ediyor...

Çin önce devrimi ve ideolojisiyle, sonra Kuzey Kore, Kuzey Vietnam gibi ülkelere verdiği desteğiyle, ardından da hızlı büyümesi ve ekonomik güçlenmesiyle Amerika’yı ve biraz da yakın komşularını huzursuz etti. Bir süredir de artan askeri gücü, karşılıklı bağımlılığı pekiştiren projeleriyle rahatsızlık yaratıyordu.

Obama’nın döneminden itibaren Amerika’nın stratejik ilgisi Çin’e yoğunlaşmaya başlamıştı. Askerler kaydırılmış, Çin’in çevrelenmesi için ittifaklar kurulmaya çalışılmış, gerekliliği tartışmaları ziyaretlerle Tayvan sorunu canlı tutulmuştu. Çin şirketleri de olası casus yazılımlar nedeniyle ve anlaşılması zor muhtelif gerekçelerle kara listeye alınmış, Çin’le olan ticaret fazlasını dengelemek için kural dışı tedbirler uygulamaya konmuştu.

Bu rahatsızlık öyle bir düzeye çıkmıştı ki ciddi bir akademisyen Çin’le Amerika’nın çatışmasının mukadder olduğunu yazan bir kitap bile yayınlamıştı. Graham Allison, Peloponez Savaşını Yunan trajedi geleneğine uyumlu bir şekilde kayıt altına almış Tukidides’den hareketle iki ülkenin tuzağa çekilebileceğini okurlarıyla paylaşmış ama asıl Çin tehlikesine kamuoyunun dikkatini çekmişti.

Tam da Çin’in tüm dünya için ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğu, insan hakları ihlalleri ve Uygurlara uyguladığı zulüm üstünden ve artan askeri gücünden hareketle anlatılırken devreye Rusya girdi. Önce askerlerini Ukrayna sınırına yığdı, geçtiğimiz 24 Şubat’ta da günümüze değin süren, zafiyetlerini de ortaya çıkartan ve tabii ki uluslararası normları ihlal eden işgalini başlattı.

Putin, dünyanın ilgi ve alakasının bir anda Çin’den kendi ülkesine kaymasına neden oldu. Çin bazı stratejik akıllarda öncelikli tehdit olmayı sürdürse de Amerika’nın ve aslında Amerika’nın Çin politikasına pek de sıcak bakmayan Avrupa’nın gündeminden düştü. Yerini kendilerini de içine çekebilecek Ukrayna Savaşı aldı.

Neyse ki imdada Temsilciler Meclisi eski Başkanı Pelosi yetişti. 2 Ağustos 2022’de Tayvan’ı ziyaret ederek Çin tehlikesini dünyaya bir kez daha hatırlattı. Çin’in toprakları saydığı Tayvan için işgal tatbikatları yapmasını sağladı.

Şimdi Batı bloğunun, özellikle de Amerika’nın karşı karşıya olduğu meydan okuma bir yandan Çin’i çevrelerken, diğer yandan Rusya’yı Ukrayna’da yenilgiye uğratmak, en azından yorup hırpalamak, mümkünse bileşenlerine ayırmak.

Tüm bunlar olurken de savaşın sıçramasını önlemek, bir de Çin’le Rusya’nın daha fazla yakınlaşmamasını, daha da önemlisi askeri yardımda bulunmamasını temin etmek. Yani yaratıcı düşünmek, kapsamlı stratejiler geliştirmek.

Ama görünen o ki bu konuda bir sıkıntı var. Ne istediklerini biliyorlar fakat istediklerini nasıl elde edeceklerini bilmiyorlar. Çin’le Rusya’yı daha yakın işbirliğine itiyorlar, kendilerini de içine çekecek Ukrayna’daki savaşın sürmesini teşvik ediyorlar.

Evet, deneme yanılmayla savaşın sınırlanması amacıyla bir denge kuruldu. Zaman içinde askeri yardımların niteliği savunmadan saldırıya doğru kaydı, Rusya da savaşı tırmandıracak tepkiyi göstermedi.

Miğfer, üniforma, piyade silahlarından başlayan yardımlar en modern tanklara, çok namlulu füze sistemlerine, savaş uçaklarına kadar ulaştı. Pazartesi günü de AB’nin 17 ülkesi 1 milyon adet 155 mm’lik top mermisi için fon yarattı.

Diğer alanda, yani Rusya’ya askeri teçhizat yardımında ise Çin çekimser, Rusya’nın bu özel savaşına taraf olmaktan kaçınır bir politika benimsediği izlenimi veriyor. Zaten muhtemelen bu yüzden de “Barış Planı” olarak anılan 12 maddelik bir ilkeler bildirgesi yayınladı, Rusya’nın çok da hoşuna gitmeyecek prensiplerden söz etti.

Henüz Moskova’ya giden Çin Devlet Başkanı Şi'nin üç günlük ziyaretinden nasıl bir sonuç çıkacağını bilmiyoruz. İki liderin Pazartesi günü yaptığı kısa ortak açıklamada “barış planından” biraz söz edildi ancak detaya girilmedi. Rusların Çin’in ilkelerine temelde sıcak baktıkları söyleniyor. Çin’in ise Rusya’ya askeri yardım konusunda çekimser olduğu görülüyor.

Fakat asıl Amerika “plana” hiç sıcak bakmıyor. Şi’den herhangi bir ateşkes öncesi Rusya’yı Ukrayna’dan tamamen çıkmaya ikna etmesini bekliyor, Şi ile Putin’in buluşmasını ahlaken mahkum etmeye çalışıyor. Bir de belli ki geçtiğimiz günlerde İran ve Suudi Arabistan’ı barıştıran Çin dünya siyaset sahnesinde diplomasiyle, barışla, ateşkesle daha fazla anılmasın diye uğraşıyor...

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
14 Yorum
  • Kamil / 22 Mart 2023 23:47

    Çin, tarih boyunca, kendi sınır komşularının dışındaki dünya ile ilgilenmemiştir. Dışarıdan gelen kültürlerle beslenmiştir... Batı'nın, Çin'deki milyarlık nüfusu, Batı'nın ekonomik üstünlüğüne açma politikasının şu anki aşamasında bulunuyoruz... Çin, sömürge dehası Batı ile başedemez. Sonuçta birtakım maceralardan sonra, tam kapitalist bir ülke olur ve batıya ayak uydurur. Veya parçalara ayırırlar.

    Yanıtla (1) (0)
  • Hüseyin / 22 Mart 2023 23:40

    Evet Çin geliyor 21. Yy soykırımcısı Çin batının Asyada yükselişini önleyemediği İslami asimileci, ve yok edici Çin ile önlemeye çalışacak anlayın .Çin il batının düşmanlığı aldatmaca . Çini bu hale getiren ve destekleyen ABD ve AB sermayesi ve yatırımlarıdır Batı sermayesini çeksin Çin kağıttan bir dev gibi çöker. Anlayın .Çin batının siyonizmin maşasıdır. Asimileci ve yok edicidir ve Talasta yemiş olduğu darbenin intikamı peşindedir. Asimileci ve yok edicidir ve asla acıması yoktur.

    Yanıtla (0) (0)
  • Zenci Musa / 22 Mart 2023 18:10

    ÇİN geliyor,,,bunu gormek icin Allame olmaya gerek yok..misal,,Herkes evinde ki kullandigi eşyalara baksın,kim üretmiş, cocuklarin oynadığı oyuncaklar,,Telefon yan ürünler,,daha bircok ürünler made in p.r.c...Ucaklarda ki yolculara bakalim kimler encok seyahat ediyor..Tartışılmaz ÇİN GELİYOR...hemde gümbür,gümbür...

    Yanıtla (1) (1)
  • insan haklari savunucusu / 22 Mart 2023 17:52

    20. yuzyil Amerika'nin yuzyili idi. 21. yuzyil Cin'in yuzyili olacak. Sadece ekonomide degil, dunya siyasetinde de Cin'in ABD'den daha etkili bir devlet olacagi kesin. ABD, Irak savasiyla dunya'da tum kredisini kaybetmis bir devlettir bugun. Askeri guce, tehdit ve santaja dayali dis politikasi son demlerini yasamaktadir. Buna karsilik Cin, daha ilimli ve yapici bir dis politika uygulamaktadir. Mesela ABD, Ukrayna savasini devam ettirmeye calisirken, Cin savasi sona erdirmeye calismaktadir.

    Yanıtla (1) (1)
  • Adnan Topuz / 22 Mart 2023 16:40

    Dünyada oyun kurucu ABD ve Batı, oyuna dahil olanlar dünyanın geri kalanı diye anlatılır. Yukarıdaki yazıda Sudi Arabistan ve İran arasında barışı sağlayan, diplomatik başarıyı gösteren bir Çin var. Yani oyun kuran bir ülke. Aynı şekilde Tayvan ve Uygur'da da oyun kuruyor. Bu tür yazım teknikleri dünyada tek taraflı oyun kurulduğunu bize sürekli empoze ediyor. Bizim gibi ülkelerde de dış düşmanlar fenomeni hiç bitmiyor. Bu da bizim gibi ülkeleri aşağılık kompleksine götürüyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 22 Mart 2023 00:24

    Cine, proaktif, muteffiklerimize hic gerek duymadan saldiralim.... Suriyede, Libyada, Somalide yaprtigimiz gibi !! Maasli cihatcilarimizi baris icin... basta kullanalim Hukuk, adalet, insan haklari, ilkeler, demokrasi, ozgurlukler, hosgoru...tolerans....iyi komsuluk... barisa katki ... kahramanlik destanlari yedi duvele karsi ... ic ve dis hainlere...fesatcilara ...gereken sert tokat... cihanda, sadece bizden sorulur !!

    Yanıtla (3) (3)
  • cevap / 22 Mart 2023 14:19

    ne anlatıyorsun sen ya. adamın yazısını da rezil edip bırakıyorsun. git limon sat işine bak. sanane bu konular

    Yanıtla (1) (2)
  • Ali Namlı / 22 Mart 2023 11:11

    Evet , üç günlük ziyaret henüz bitmedi , bu nedenle verilecek olan beyanatların ne olacağı pek bilinmiyor . Çin acaba kısmi de olsa Rusya'ya destek mi verecek yoksa barışı sağlamaya mı çalışacak ? O konuda yazarımız da pek tahmin ve yorumda bulunmamış. Eğer barışı amaçlıyorsa oradan Ukrayna'ya da geçmesi gerekmez mi ? Evet, şimdi haberlerde verildi ;Putin '' Kiev hazır olunca Çin barış planı devreye girebilir '' diyor ! Demek ki barış ağırlıklı bir görüşme olmuş, bu iyi haber !

    Yanıtla (3) (0)
  • tahsin fatih ozorhan / 22 Mart 2023 09:48

    10 yildir USA az rahatsizlik vermedi ...birazda CHINA versin...uygur ulkesi ile iraki mukayese edince nasil bir sonuc cikar acaba...nekadar cok rahatsizlik olursa o kadar RAHAT ederiz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ali demirci / 22 Mart 2023 07:59

    Kürt düşmanlığı yapıyordunuz. Türkiye ne batının nede rusyanın yanında olsun. Her ikisinide jeostratejik konumuna göre kullansın. Herkes safını çoktan belirledi. Öngörülü ırkçı faşist akademisyenler yçn çizsennize. Kürtlere de türklere de büyük ihanet ettiniz. Tarih bunu böyle yazacak. Şimdi hem türkler hem kürtler topun ağzında. Çıkın işin içinden. Çözüm sürecini heba etmenin bedelinin nelere mal olduğunu umarım sağduyulu onurlu akademisyenler görüyordur. Siz ırkçılık yapmaya devam edin.

    Yanıtla (3) (2)
  • Okur yazar / 22 Mart 2023 07:16

    Bizim neyimiz eksik. Halkını düzgün eğitmeyen devletimiz ve kadın düşmanı tarikat ve siyasal partilere izin veren göz yuman adaletimiz.

    Yanıtla (2) (1)
  • A. Şevket Börtücen / 22 Mart 2023 02:33

    Çin, tarihsel süreç içinde, bilimin, felfesenin, teknolojinin doğup büyüdüğü bir ülkedir. Çin'in bu özelliği, onun liderlerinin gerçekçi/uzun vadeli düşünme ve stratejiler geliştirme yeteneklerinin var olmasının nedenidir. Çin ABD'yi alt edecek en büyük "kozu" elinde bulundurduğu ABD tahvilleridir. ABD'nin Çin'den korkusunun nedeni budur.

    Yanıtla (1) (0)
  • emre / 22 Mart 2023 00:44

    "ortak pazar" küresel paradigmanın temel direklerinden. ucuz işgücü ve sınırsız emek. sınırsız üretim ve sınırsız tüketim. sınır tanımayan lojistik ağ. "liberal demokrasi" çıkmazından "çıkar" a dayalı toplum fikrinin revizyonuyla kurtulabilecek mi göreceğiz. imparatorluklar, faşizm, nazizim ve komünizm hepsi gümledi. sıra liberalizmde mi? liberalizmin entelektüel yansıması olan tek dünyacılık cebirle nereye kadar dayatılacak? hep birlikte göreceğiz?

    Yanıtla (2) (0)