Vicdanın da tahammül sınırı var
Normalde bugün bir zamanların efsane grubu Abba topluluğunun neşeli müziğinden çıkarak, biraz da eğlenceli bir yazı yazmayı planlamıştım. Ancak tam bilgisayarın başına oturduğumda, birkaç günce çıktısını alıp okumayı planladığım bir röportajı hatırladım ve bütün planlarımı değiştirdim. Bu röportaj tam 1419 gündür cezaevinde tutuklu bulunan Osman Kavala’nın değerli eşi Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Buğra’ya aitti.
Cumhuriyet'ten İpek Özbey'e konuşan Buğra’nın içime işleyen sözleri karşısında vicdanımın sesini dinledim ve Abba yazısını rafa kaldırdım. Buğra’nın sözleri aynen şöyle: "Eşim Ekim 2017’den beri cezaevinde. Son derece ağır suçlamalarla yargılanıyor. Bu anlaşılması zor süreç, bizim hayatımızın dört yılına mal oldu. Onun cezaevinde geçirdiği dördüncü yazın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu alışılacak bir şey değil. Toplumun buna alışmakta olduğu düşüncesi ise yaşadığımız şeyin ağırlığını daha da artırıyor. İnsan bazen takatinin tükendiğini hissetmiyor değil, ama ne kadar zor olsa da dayanmak ve güçlü durmak zorundayız. Başka çaremiz yok."
Hukukun işlemediği, insan hayatının en değerli varlığı olan özgürlüklerin askıya alındığı bir ülkede yaşamanın ne kadar acıtıcı olduğunu anlamak için sanırım sadece Kavala davasına bakmak bile yeterli olacaktır. Sadece Kavala değil elbette, daha pek çok insan hiçbir hukuki gerekçe olmadan, hatta doğru dürüst bir iddianame bile hazırlanmadan ceza evinde tutuklu kalmaya devam ediyor.
Bu ülkede yaşamanın insanlara bu kadar acı vermesi ne büyük bir talihsizlik… İfade özgürlüğünün ortadan kalktığı, kimsenin kendini güvende hissetmediği, gençlerin gelecek hayallerini kaybettiği bir ülkenin insanları nasıl mutlu olabilir ki…
Ve işte böyle bir ülkede iktidar bir gün ‘hukuk reformu’ vaadinde bulunuyor, bir baka gün İnsan Hakları Eylem Planı açıklıyor, bir başka gün ise “Yeni anayasa masalları” anlatıyor. Ama ne yazık ki ülkede var olan hukuk bile işletilmediği için hak mahrumiyetinin mağdurları her gün biraz daha artmaya devam ediyor.
Maalesef bir dönemin demokratik değerleri önceleyen, özgürlüklerin önünü açmakla övünen AK Parti iktidarı, bugün demokrat olan her şeyden nefret ediyor. Şimdi, Avrupasız bir Türkiye’nin daha güzel olacağına inanan ve her şeyi ‘biat’ esasına dayandıran bir AK Parti var artık karşımızda… Yasamanın, yargının ve yürütmenin tek elde toplandığı alaturka sistemde denetim mekanizmaları tümden ortadan kaldırıldığı için de iktidar paşa gönlü nasıl isterse ülkeyi öyle yönetiyor.
Yani layüsel bir iktidar… Ülkede yaşayan hiçbir bireyin “gözünün üstünde kaşın var” diyemediği bir ortamda doğal olarak iktidar da kendisiyle aynı fikirde olmayan herkesi düşman olarak ilan edebiliyor, devletin kurumlarını, üniversiteleri biat eden liyakatsizlerle doldurmayı ‘milli’ bir dava olarak görüyor.
Galiba, iyi başlayan ama vicdanlardaki kirliliğin tahammül sınırlarını aşması yüzünden umutsuzluğa dönen bir iktidar hikayesinin sonuna geliyoruz. Keşke böyle bitmese diyenler olabilir, ama unutmayalım ki bireyler, toplumlar ve de iktidarlar kaderlerini kendi özgür iradeleriyle belirliyorlar.
Evet müziksiz başlayan bir Pazar yazısını yine de müziksiz bitirmeye gönlüm razı olmadığı için Osman Kavala’ya efsanevi İngiliz rock grubu Jethro Tull’un ”A Christmas Song” şarkısıyla selam vermek istiyorum. Her şeye rağmen hayatı savunmaya devam…
/Akşam güneşinin renkleriyle kuruyan,
Yarının yağmurları lekeleri yıkasa da,
Yine de bir şey hep kalacak zihinlerimizde.
Belki bu nihai eylemin anlamı,
Perçinlemek içindir tüm bir yaşamın iddiasını:
Şiddetten bir şey çıkmadığını ve asla çıkamayacağını,
Öfkeli bir yıldız altında doğanlar için.
Unutmayalım diye, ne kadar kırılgan olduğumuzu
Hiç durmadan yağacak yağmur
Bir yıldızın gözyaşları gibi
Hiç durmadan anlatacak yağmur./















Devleti ele gecirenler niye adaleti uygulasin ki.adalet saltanat surmelerine engel.cunku adamlarin demokrasi gibi bir derdi yok.ama gun gelecek adalet adalet diye aglayacaklar.
Yanıtla (4) (0)O gün geldiğinde, yaşlanmış olacağız. Bu sefer başka bir zorba gelir
Yanıtla (0) (2)Suat bey siz bu ülkede geçmiş dönemde zorbalıkları görmemişsin herhalde emeklilerin banka önünde ölmeleri başörtüsü ile asker oğlunun düğününde ordu evine alınmayan annesi başörtüsü ile üniversiteye alınmayan öğrenci başörtülü çalışamayan doktor polis öğretmen memur subay bunlara yapılan zorbalık degilmiydi bu insanların Kavala gibilerin ülkeyi kan gölüne cevirenleri paraya boğanlar kadar bu öldürülen gezi olaylarındaki masumların gördüğü zorbalık degilmiydi Erdoğan'ı siz sevmeyin biz seviyoruz
Yanıtla (0) (2)Düşünce ve ifade özgürlüğü kadar hayatî bir özgürlük yok… İnsanoğlu belki ateşi tesadüfen buldu ama saklamayı, paylaşmayı düşünerek, başkalarına söyleyerek, onları ikna ederek buldu. Tekerleği de başka icatları da… Biliyor musunuz, biliyorsunuzdur da sözgelişi söyledim; açık kod diye bir şey var. Daha doğrusu varmış. Benim uzmanlık alanım değil. Hane halkından bilenler var. İşbirliği içinde geliştiriliyor. Yanlışı bulunuyor, eksiği
Yanıtla (3) (0)tamamlanıyor. Bila bedel. Challenge! Belki biz de sosyal olayları böyle görür ve anlarsak yanlışlarımızı bulur, eksiklerimizi geç de olsa tamamlayabiliriz. Neden olmasın ki?
Yanıtla (3) (0)Ne hoş bir ütopya
Yanıtla (1) (0)Adalet bakanı konuşmalarında çok demokrat ve özgürlüklerden yanaymiş gibi görünüyor,fakat tam tersi davranışlar da bulunuyor.Bu olup bitenleri içine nasıl sindiriyor anlayan beri gelsin.
Yanıtla (15) (1)Adalet bakanı sadece göstermelik. Niye yukleniyorsunuz garibime.
Yanıtla (12) (1)Adalet Bakanligi diye bir merci yok bu ulkede yillardir, farkinda degil misin? "Adalet Bakani" unvaniyla arasira hukuk - mukuk - adil - madil diye mirildanan bir insan var. Her sabah uyandiginda kimbilir ne dusunur, ne hisseder bu insan.
Yanıtla (6) (5)arkadaş sen sinirlimisin biraz, yoksa yazılanı dikkatli okumuyormusun? zaten senle aynı şeyi yazmış bu arkadaş.
Yanıtla (4) (0)Evet İHS biraz sinirlidir. Çok fazla kahve içiyor olmasın sakın?
Yanıtla (2) (0)Karşı mahalleden de olsan, vicdanlı olunabileceğini, demokrasiyi, kardeşliği, vatandaşlığı; şarkılarla, türkülerle süslü yazılarla, herkese güzel yarınlar için; haksızlıklara, baskılara karşı olduğunu medeni bir cesaretle gösteriyor ????yazar.
Yanıtla (3) (1)Eger bu ülkede hak hukuk adalet istiyorsanız kürtleri dovdurtmeyeceksiniz. Her türlü hukuksuzluk önce kurtlerde denenir sonra tüm topluma yayılır.
Yanıtla (5) (3)Bu sarkı böyle bitmemeli idi.Eski bir AK lı olarak üzgünüm,madurum,mahcubum,utançlıyım.
Yanıtla (7) (1)Osman Kavala ve Selahattin Demirtas,Eylül ayinin son günlerinde serbest kalacaklar.ABD'de Joe Biden bu konuda RTE'ye "bir seyler
Yanıtla (12) (4)söylemesi cok muhtemel geregini yerine getirmek RTE'ye düser..
Öyle veya böyle isterse "No" desin ancak "One Minute" bir düsüneyim diyecektir..
Umarız öyle olur. Artık bu ülkede adaletin yerine gelmesi AB ve ABD bin duruma mudahalesine bağlı. Acı ve utanç verici günlerde yaşıyoruz.
Yanıtla (10) (3)Benim bildiğim bir insanın suçlu ya da suçsuz olduğuna yargı karar verir.Bir köşe yazısında bir insana suçlu denmesinin de,suçsuz denmesinin de bir kıymeti harbiyyesi yoktur.Ayrıca Türkiye'de yargılanma sürecindeki kişiler hakkında genellikle yanlı yazılar yazılır.Bazı yazarların,gazetecilerin,sivil toplum kuruluşu mensuplarının yargılanıyor olması kimilerinin umurunda olmaz.İdeolojik ve siyasi olarak yakınlık duyulanlar hakkında yazılan yazıların ise haddi hesabı olmaz.
Yanıtla (3) (8)Yargı yerine karar veren, Çoook Sayın Büyüklerimiz ile Çook Sayın basın mensuplarımız örnek alınmış olamaz mı? Bazen sizin de yaptığınız gibi?
Yanıtla (2) (4)Senin bildiğin normal hukuk kurallarının tarafsız yargı tarafından isletildigi ülkelerde geçerli. Türkiye uzun zamandır öyle bir ülke değil.
Yanıtla (6) (2)Buda gelir buda geçer , tarih notunu düşer , akşama kadar TRT türkü Türk halk ozanı Pir Sultan Abdalın deyişlerini söyler , hani zalim Hızır paşa hani nerde , pir sultan abdalım can göğe ağmaz ,Hak’tan emrolmazsa ırahmet yağmaz , Zalimlerin taşı hiç bana değmez , İlla dostun gülü yareler beni , idama giderken herkes taş atar bir dostu gül atar , hani zalimler nerede , rahmetli Tarık Buğra okuru olarak Ayşe hanıma sabır ve sıhhat dilerim ,
Yanıtla (5) (0)Basinda ara ara, muhalefetin adını söylemeden genelde özgürlük olarak, TÜSİAD in ise adını iç anmadigi Osman Kavala için yazılmış en samimi bir yazı, teşekkürler Ocaktan. Ülkedeki baskıcı uygulamanın simgesi olan Kavala olayı AKP'nin tarihinde kara bir sayfa olarak anılacaktır.
Yanıtla (6) (0)Bazan merak ediyorum: Bunlar, Allah'ı ve hesap gününü düşündüklerinde ne hissediyorlar acaba?
Yanıtla (6) (0)Yine arada bir merak ediyorum: Allah, bunlar hakkında - haşa- ne düşünüyor ola?
Ve yine zaman zaman, utana-sıkıla da olsa merak etmekten kendimi alamıyorum: Allah, "bunlara bakarak" bizleri - ahirette- kolay geçitlerden geçirir mi ki?
Dindarların kindarlığı böyle bir şey ne yazık ki...
Yanıtla (17) (1)Dindarlar demiyelim. Dinciler dersek daha doğru olur
Yanıtla (20) (1)Doğrusu din tüccarları olacaktı
Yanıtla (15) (0)Lyrics Sting’in Fragile şarkısından olmasın hocam?
Yanıtla (2) (0)İslamcı gazetenin okurları böyle şeyleri bilmez nasıl olsa diye biraz rahat davranmışsınız sanki ama geçmişini hatırlayıp hala böyle gazetelere göz atan mürtedler olabilir okuyucular arasında.. Dikkatli olmak lazım. :)
Zenginler daha cok zenginlesti,fakirler daha fakirlesti.Akp kimin partisi.Bizi bol,birbirimize dusur.Duzen devam etsin %1 % 60 i gotursun.Birakin sagi,solu,muslumani,dinsizi,hep beraber hakkimizi alamiyoruz,calisip fakirlesiyoruz.Bos seyler icin bolunmuyelim,bir olalim,adil bir duzen isteyelim.Allahta kul hakkindan bahsediyor,hani kulun hakki.
Yanıtla (2) (0)Malesef toplum duyarsız olmuş.
Yanıtla (27) (0)Sıra kendine gelinceye kadar,
Duymadım, görmedim,bilmiyorum diyor.
İktidarında, İyice yoldan çıkması birazda bundandır.
İnsan hakları konusunda, Dünyada son sıralarda olmamız bu ülkenin ayıbıdır. Bir yorumcumuz buraya yorum yazarken bile korkuyoruz diyor. Yalanmı?
Kendimdimde korkmasam bile yazdığım yorum onaylanırmı onaylanmazmı diye terettüt ediyorum.
Türkiye adı konmamış bir rejimle idare ediliyor. Bakın adını yazamıyorum Ayşe hanım yalnızlığını haykı
Ben koyayım bari: İslamcı faşist rejim
Yanıtla (6) (1)Geriye dönüp baktik,
Yanıtla (1) (0)Donup kalmadik gördügümüzle.
Cünkü biliyorduk,
Batacakti ,
Sodom gibi
Günü gelince.
Sayın Ocaktan devletten adalet bekleyen belki nüfusun yarısıdır. Tabi inleyen kalplere kadar pek çok insan da var. 55 yaşıma kadar devlet adil olsun diye dua etmemiştim. Muhafazakar biri olarak söylüyorum. Allah adil idareciler nasip etsin ülkemize ister maocu ister leninci ister hangi dinden olursa olsun. Altı yıla başladık ben görevime dönmeyi bekiliyorum
Yanıtla (10) (0)Dünya seyrediyor! Iki insan, O Kavala 4 yildir, S. Demirtas 5 yildir, mahkeme hükmü ile olmaksizin hapisteler. Ve birisi, bu Dünya`ya nutuk atmaya, Birlesmis Milletler Gen. Kur. toplantisina katilmaya gidiyor!! Ucagi alanda, ucaginda zirhli arabasi, cebinde TR`de hukuk ve özgürlük palavrasi. Avrupa Konseyi ve AIHM nin defalarca, bu insanlari birakin, tutuksuz yargilayain kararlari ise cantasindadir.
Yanıtla (20) (0)Dünya kücük, ama adalet büyük. Bekliyoruz. TR`ye hukuk ve adaletin geldigi günleri bekliyorum.
Millet buraya yorum yazmaya, tweet atmaya bile korkar oldu. Ne kadar demokratikleşmişiz böyle. Yazık oldu ülkeye, hayallere.
Yanıtla (28) (0)Bunlar asıl bizden bunu istiyorlar korkmamızı, sinmemizi, susmamızı. SUSMIYACAĞIZ IŞTE.
Yanıtla (12) (0)Sayın yazar, ben 1960 lardan beri İslamcı denen insanları tanırım, konuşurum düşüncelerini bilirim. Onlar hep kendilerine özgürlük isterler. İslam ülkelerine bakın hangisinde evrensel insan hakları var? Bu gazatenin okurları arasında anket yapsanır burada bile %40 civarında insan hakları düşmanı bulursunuz! Çünkü dinciye göre insan yoktur, ümmet vardır. Başörtüsüne özgürlüğü savuur ama şortla geçme hakkının düşmanıdır. Zamanında ampül, ülkedeki diri güçlerden korktuğu için ABci ve özgürlükçüydü!
Yanıtla (17) (1)Birisi 4 ay hapis yattı diye yıllarca mağduru oynadı. Halbuki cezaevi koşulları da baya torpilliydi. Ama Kavala ve diğerleri yargılanmadan 4 yıldır içeride. Bu nasıl müslümanlık, bu nasıl insanlık. Ama hala mağduriyet kimselere bırakılmıyor.
Yanıtla (16) (0)Gerçekten Kavala hukuken de, aklen de ve vicdanen de hiç makul olmayan bir şekilde hapiste ve hayatları karartan bir süreç yaşıyor. Ancak AB ve ileri demokrasi aldatmacaları ile tüm denge kontrol mekanizmalarını tahrip edecek şekilde sınırsız yetkiler veren düzenlemelere tüm uyarılara rağmen hezeyan denebilecek bir hevesle destek olanlar da bu kapıyı açanlardır. Hiç kuşkusuz doğru ilkeleri esas almışlardır, fakat dümeni kimlerin eline teslim ettikleri konusundaki uyarıları da hiç dinlemediler.
Yanıtla (6) (0)Bu ülkenin en büyük bayramı sevinci umudu yolsuz adaletsiz hukuksuz yoksulu daha yoksul zengini daha zengin yapan ülkenin tüm kaynaklarını üç beş müteahhide peşkeş çeken bu iktidarı sandığa gömüp siyaset sahnesinden silip bir daha asla bu ülkenin kaderinde söz söyleyemeyecek hale getirdiği gün olacaktır.
Yanıtla (19) (0)dindar olup dininin gereklerini eksiksiz yapmaya çalışan 60 yaş üzeri bir fert olarak ben böyle düşünüyorum.
Kendileri gibi düsünmeyen herkesi terörüst ilan ettikleri ülke olduk maalesef Dünya liderimiz(!) sayesinde
Yanıtla (13) (1)Kindar adam kendisinden olmayan her şeyi yok ediyor böyle giderse ülke diye bir şey kalmayacak Anadolu'yu mollalar sarmış Cumhuriyeti yıkmaya çalışan Dinci kafaların arkasında bu kafa var.
Yanıtla (28) (2)Rabbim bizlere bir daha ne akp gibi bir dönemi, ne de geçmişin yobaz askeri dönemlerini yaşatmasın...
Yanıtla (28) (1)Keşke Demirtaş a da bir paragraf ayırsaydınız....
Yanıtla (11) (1)Zurnanın zırt dediği yer
Yanıtla (9) (0)".....ama unutmayalım ki bireyler, toplumlar ve de iktidarlar kaderlerini kendi özgür iradeleriyle belirliyorlar..." Yazıda geçen bu ifadeler...
Kavgamızın hayat tarzları ile değil haksızlık ve hukuksuzlukla olduğu ve asaletimizi koruduğumuz sürece bir geleceğimiz olacak. Barış, umut, sevgi ve özlemleri büyüttükçe sökecek şafak. Paylaşacağız ekmek ve acıyı kardeşçe. Ne umutsuzluğa düşeceğiz, ne de yalvaracağız kimseye....
Yanıtla (22) (0)Bir kesim demokrasi ve adaletde dünyaya örneğiz diyor.birkesim sabah kapıyı polis çalarsa diye korkuyor...birileri yargı altın devrini yaşıyor diyor.Ama yaygın kanaat güçlülerin adaleti doya doya yaşadıkları hayatın her alanında sürüp gittiği ve gideceği.Kimsesizlerin her alanda yaşadığı eşitsizlik ve adaletsizliğin bir an önce sona ermesi.Geleceğe dair en büyük güven ve umudumuz..selamlar
Yanıtla (19) (0)Dört yıl tutuklu kalan bir insanın cezası hale belli değilse nasıl bir yargılama anlamak zor. en azından ev hapsine çıkar yine yargılansın. bir inat için oldugu anlaşılıyor.
Yanıtla (30) (0)Yerinde güzel bir yazı
Yanıtla (16) (0)