Türkiye’nin siyasi tarihini doğru okuyamayan iktidarlar eninde sonunda toplumsal vicdanda kaybetmeye mahkumdurlar. Biliyoruz ki Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana halka tepeden bakan jakoben zihniyet hep kaybetmiştir.
Çünkü ‘halkı adam etme’ zihniyetiyle hareket eden siyasi elitler, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Cumhuriyet’in topluma sağlayacağı kazanımları makul bir dille anlatmak yerine, eli sopalı olmayı tercih etmişlerdir. Esas itibariyle ilk yıllarda yeni rejimin zaafı da bu zihniyet yapısından kaynaklanmıştır.
Evet Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki doğal sıkıntıları gözardı etmek elbette mümkün değildir. Ama uygulama sürecinde yaşananlar da bir vakıadır. Ancak bugün geldiğimiz noktada başka bir Türkiye’yi konuşuyoruz, dolayısıyla bugünden geriye dönüp o yıllar üzerinden siyaset üretmek hakkaniyetli bir tutum olmayacaktır.
Yıllarca dindar-muhafazakar kesimler haklı olarak 1930’lu-40’lı yılların tek parti döneminin uygulamalarını en sert şekilde eleştirdiler. Ama o yıllar artık çok gerilerde kaldı, şimdi başka şeyler söylemek lazım.
Talihsizliğe bakın ki yıllarca tek parti döneminin jakoben anlayışını eleştiren bugünkü dindar-mahafazakar AK Parti iktidarı, 2023 yılında kelimenin tam anlamıyla tek parti dönemine rahmet okutacak bir zihniyete teslim olmuş bulunuyor.
Son günlerde AK Parti elitlerinin, toplumun farklı kesimlerinin en doğal taleplerini küçümseyen siyaset dilini gördükçe insan hayretler içinde kalıyor. Düşünebiliyor musunuz, insanların en temel gıda maddesi olan soğanın adeta döviz kuruyla yarışır hale gelmesi karşısında çıldıran Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, soğan fiyatlarına isyan eden halkı küçümseyen bir eda ile diyor ki: “Ben de onlara diyorum ki, git cücüğüyle oyna biraz, cücüğüyle.”
Herhalde yıllarca AK Parti’ye gönül vermiş-oy vermiş insanların, bir gün bu partinin halkı aşağılayan böyle bir dil kullanacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Maalesef AK Parti ekonomik krize çözüm üretemedikçe, zamlara çare bulamadıkça kendi yola çıkış hikayesini bile unutarak böylesine ayıplı bir dile mahkum olmuş bulunuyor.
Ama Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Maliye Bakanı Nebati’nin halkı küçümseyen sözlerine adeta bir ders niteliği taşıyan öyle bir cevap verdi ki siyasi tarihimizde belki de yıllarca unutulmayacak. Kılıçdaroğlu’nun sözleri aynen şöyle: “Eskiden bunları sureti bizlerden görünenler yapardı. Makarnacı, kömürcü diye alay edilirdi fakirle fukarayla. Çok şükür onları aramızdan uzaklaştırmayı başardık. Çok zor oldu ama başardık, vallahi de billahi de. Biz halkçı olma mücadelesi verdik ve kazandık. Saraylılar ise zenginleşti. Çok zenginleşti. Artık fakirle fukarayla alay ediyorlar. Soğan, peynir, yağ onlar için komik şeyler. Allah’ımıza şükürler olsun ki, biz değiştik.”
Evet yıllarca eleştirdiğimiz CHP, halka tepeden batan nobran dilden büyük ölçüde kurtuldu ama ne yazık ki bu kez de o zihniyetin yerini AK parti aldı. Neredeyse her gün bir AK Partili yönetici, bakan, milletvekili zamlardan bunalan fakir-fukaranın feryatlarını duyarak onları anlamak yerine “Siz ezikler biz TOGG yapıyoruz, siz soğan derdindesiniz” benzeri sözlerle hepimizi utandıran hakaretler yağdırıyorlar.
Bu AK Partili bakanlar, genel başkan vekilleri, danışmanlar nasıl bir dünyada yaşıyorlar acaba… Bunlar hiç çarşıya-pazara inmezler mi, evinin en hayati ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan ailelerin yaşadığı hüznü hiç duymazlar mı?
Çoğu zaman özellikle sosyal medyada muhtaç ailelere poşetlerle yardım taşıyan kadirşinas insanların fotoğraflarını görünce içim sızlıyor. Gerçekten onlar çok güzel işler yapıyorlar ve taktiri hak ediyorlar.
Ama ne yazık ki bu güzel insanların fedakarlıkları devletin ayıbını örtmeye yetmiyor. Maalesef 21. Yüzyıl Türkiye’sinde ülkeyi yönetenler görevlerini yapmadıkları için halkın önemli bir bölümü yardımlarla yaşar hale gelmiştir.
Kimse kusura bakmasın ama iktidar yetkililerinin her gün televizyonlarda “Türkiye dünyanın lider ülkesi, Avrupa’da market rafları boş, yiyecek bulamıyorlar, Almanlar bizi kıskanıyor” söylemleriyle yeri-göğü inlettiği bir ülkenin fotoğrafı böyle olamaz, bu fotoğrafta bir yanlışlık var.
