Bu ülkede hukukun, demokrasinin göz göre göre yok edilişinden o kadar yorulduk ki içimizde geleceğe ilişkin en küçük bir umut ışığı bile yakamıyoruz.
19 Mart 2025 sabahı yaşananlar, nasıl nefes almakta zorlandığımız bir Türkiye yarattığımızı çok acı bir şekilde gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 100’ü aşkın ismin gözaltına alınmasının hukuken izah etmenin mümkün olmadığını, bunun bir darbe girişimi olduğunu, diploma iptal etme skandalının kabile devletlerinde bile görülmesinin mümkün olmadığını söylüyoruz.
Ama bütün bunlar, bizim zihnimizde kurduğumuz iyi niyet hayallerinden başka bir şey değil. Çünkü bu topraklarda ve bütün İslam coğrafyasında yaşanan örneklere baktığımızda, bir ‘hukuk devleti’nin ve demokrasinin hayat bulabilmesinin imkansız olduğunu rahatlıkla görebiliriz.
Birkaç ay önce çıkan “Müslüman Sokağında Demokrasi Hayal mi?” isimli araştırma kitabımda, her şeye rağmen bir hayale tutunmaya çalışmıştım. Eğer Müslüman zihni bir aydınlanma yaşayabilirse, Müslümanların hakim olduğu topraklarda da insan hakları temeline dayalı bir hukuk sisteminin inşa edilebileceği umudunu taşıyordum.
Şimdi amasız-fakatsız ifade etmem gerekiyor ki bu coğrafyalarda artık adaletin hayalini kurmak bile mümkün değildir.
Halihazırdaki Müslüman ülkelerin hukuktan, özgürlüklerden, insan haklarından mahrum olduğunu biliyoruz. Ağır aksak da olsa 70-80 yıllık bir demokrasi tecrübesine sahip olan Türkiye hep bir umuttu. Ama ne yazık ki Türkiye, son uygulamalarla hukukun kayıtsız şartsız iktidarın denetimine girdiği kabus dolu günlere gelmiş bulunuyor.
Yıllardır “Hz. Ömer adaleti”nden söz edip kendilerine özel bir dindarlık alanı oluşturanların, din üzerinden adaletsizlik ürettiklerini görmek gerçekten insana acı veriyor. Rıza Tevfik’in dizelerinde olduğu gibi “Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz.” Adaletten kastettikleri Kur’an’ın ve Sünnetin önerdiği değil, dini ideolojiye indirgeyen zihniyetin icat ettiği zehirli bir adalet anlaşıymış meğer…
İşte bu yüzden hukukun yok sayıldığı, adaletin kaybettiği her olaydan sonra, özellikle merdiven altı İslamcılar adeta sevinç gösterileri yapıyorlar.
Dünyanın hiçbir makul ülkesinde, adaletin kaybetmesine sevinen akıl nimetine sahip bir Allah’ın kulunu mümkün değildir. Ama bizim ülkemizde mebzul miktarda var… Mesela AK Partili vekiller, İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesini alkışlayarak sevinçle karşılamışlar. Muhtemelen bazılarımız bu durumu abes bulmuş olabilirler ama bence kendilerine yakışanı yapmışlar. Aslında AK Partili vekiller, bugünlerde çok özendikleri o ‘tek parti’ döneminin genlerinden devraldıkları jakoben mirasa sahip çıkıyorlar, o kadar…
Hiç lafı dolandırmaya gerek yok, biz artık özgürlük ufku kapalı Ortadoğu ülkelerine, o çok sevdiğimiz otokrat Türk Cumhuriyetlerine, her sabah erken kalkanın darbe yaptığı Afrika’nın kabile devletlerine doğru ilerliyoruz.
Galiba bu ülkenin makus talihi hiç değişmeyecek, Cumhuriyetin kuruluşunda hedef olarak ‘muasır medeniyet’ seviyesi gösterilmiş olmasına rağmen, 1960 ihtilaliyle demokrasinin yolu kesilmiş ve idamlarla büyük acılar yaşanmıştı.
Sonrasında 12 Eylül darbesi ve 28 Şubat postmodern ahlaksızlığı ile demokrasinin bir kez daha kolu-kanadı kırılmış ve Türkiye cuntacılar ligine düşmüştü. Ama ne yazık ki darbelerden ders alınmadığı için 15 Temmuz’da akıl yoksunu bir vaizin peşine takılan meczuplar ordusu darbe girişiminde bulundu. Neyse ki milletin aklı selimi galip geldi ve meczuplar püskürtüldü…
Ama kara talihimiz hiç değişmiyor… Artık darbelerden, kirli vesayet uygulamalarından kurtulduk derken, 19 Mart sabahı alaturka rejimin ‘vesayet darbesi’ ile uyanıverdik... Bir sahur vakti ansızın millet iradesine yapılan ‘Şafak operasyonu’, 12 Eylül ve 28 Şubat kabusunun bir benzeriydi sanki…
Kimse bu olup bitenleri sadece bir Ekrem İmamoğlu meselesine indirgemeye kalkmasın, esas talihsizlik bunca yaşanan acı tecrübelerden sonra, 21. Yüzyılın dünyasında birilerinin bu ülkenin siyasi mühendislik projeleriyle yönetilebileceğine hala inanıyor olmasıdır.
Öyle anlaşılıyor ki iktidar bu oyunu, tahmin edebileceğimizin de ötesinde çok sert oynayacak. Bugün İmamoğlu’nu tasfiye yolunu seçen irade, yarın Mansur Yavaş’ın önüne de başka barikatlar kurabilir, bütün bunların hepsi mümkün. Ama bilelim ki iktidarın bu bilek bükme çılgınlığının bir tek kaybedeni olacak, o da Türkiye…
Çok güzel bir yazı.
Yanıtla (0) (0)Ne yazık ki durum bu.Toprakta mı birşey var,genlerde mi, inançlarda mı?
Bu inancın olduğu topraklarda hak hukuk adalet demokrasi yaşayıp gelişemiyor.İnsanların çoğunluğunun DNAsında bu hususlarla ilgili bir sorun nu var?Havasında suyunda mı bir eksiklik var?
Ne dersiniz !!?
Üzülmeyen müslümanlar, hiristiyanlarda bu duruma 400 yılda geldi. Aydınlanmak zor şeydir. Önce incil latince olmak zorunda diyorlardı. Ortalık çan sesinde geçilmiyordu. Ne oldu? incil her dile çevrildi çan sesine desibel sınırı geldi bazı yerlerde çalması bile yasak oldu. Yahudiler hiç gelemedi, israilde görüyorsunuz hala tevratta yazanı yapmaya çalışıyorlar.Sıra bize geliyor biraz geç geliyor ama geliyor. Diğer yöntem çindeki gibi devrimdir seç beğen al.
Yanıtla (19) (1)Cok dogru bir yorum. Bugün dünyanin bilimde, teknolojide, sanatta, hatta sporda en gelismis, en ileri gitmis ülkeleri Hristiyanlarin coglunlukta oldugu ülkelerse, bunun nedeni AYDINLANMA'dir. Ne Islam'in, ne de Museviligin bir aydinlanmasi hic olmadi. Aydinlanma hareketi icinde bir sürü Yahudi vardi ama onlarin ezici cogunlugu irk-köken olarak Yahudi olsa da, inanc-kültür olarak Musevi degildi. Bugun Israil terörist bir din devletiyse, bunun nedenlerinden biri, aydinlanmasi olmayan Museviliktir
Yanıtla (9) (1)Hangi hıristiyanlar hangi iyi doğru haklı duruma 400 yılda geldi? Turump Putin Zelenski ülkeleri hıristiyan değil mi? İsrail soykırımlarına Hıristiyan liderler destekçi ve Netanyahu’ ya ilk sarılan Alman İngiliz Fransız İtalyan.. başbakanları olmadı mı, ar var haya var edep var!
Yanıtla (1) (10)Sen inkar etmete devam et Ali...
Yanıtla (0) (0)ABD 'deki bir önergeyle türkiyenin ortadogu kategorisinde değerlendirilmesi gündemde olurmu olur diye güçler hikayesi gerçek oluyor fakat bu erdoganın işine yarar çünkü simdiyekadar delil yoktu şimdi biz bu diş güçlerin varlığını size anlatıyordum diyecek
Yanıtla (0) (0)'' ....……amasız-fakatsız ifade etmem gerekiyor ki bu coğrafyalarda artık adaletin hayalini kurmak bile mümkün değildir.'' Sn Ocaktan bile böyle düşünür oldu. Çok acı ve düşündürücü değil mi?
Yanıtla (1) (0)Şöyle diyordu haberci: Hangi ülkenin adalet bakanı, acaba, son iki ayda kaç kere ülkesinin hukuk devleti olduğunu söylemiştir dedi! Evet ya! bizim bakan belkide 40 kere bu lafı etti. Almanya`da ve Fransa`daki tanıdığım iki akademisyene bunu sordum. Oralarda: Hiçbir zaman böyle cümle duyulmamış. Neden bizde bu cümle tesbih tanesi gibi dökülüyor! Psikolojideki yansıtma olayı bunun adı.
Yanıtla (10) (0)Her ne kadar yürek burkuyorsa da günümüze cesaretle ayna tutan harika bir yazı. Bugün yapılanlar baştan sona hukuk dışı, ahlak ve vicdan dışı, ben yaptım, yaptırdım oldu hesabı...Bu kadarı da çok fazla dedirtirken umutsuzluk, çaresizlik içinde bırakıyor insanı.. hukuk eliyle yaratılan bu karanlik ortami bazan sokaktaki sıradan bir insan, bazan bir gazete yazarı aydınlatacak umut ışığı oluyor, sabırla bekliyoruz...
Yanıtla (4) (0)Sayın Ocaktan, benim görüşüm bu konuda biraz farklı. İslam ve demokrasi bağdaşır mı eksik bir sorudur. Müslüman ülkelerde demokrasinin gelişmemesi sadece dine bağlı değildir. Bu durum biraz genetik, çoklukla da kültürel bir sorundur. Dünyanın bu kısmında toplumlarda aileden başlayarak itaat etme öğretilir. Aksi durum ise isyandır. Anlaşma ve uzlaşma niyeti eksiktir. Dini öğretiler de bu kültürel anlayış üzerine inşa edilmektedir.
Yanıtla (3) (0)Maalesef Önümüz bayram. Bayramı bile huzur içerisinde yaptırmayacaklar. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan yarı aç yarı tok oruç tutan bir halka huzuru bile Çok Gördüler.Yalaka olmayan üreten çalışan emekliye sorsan, soygunların nerede planlandığını.Teşviklerin ihalelerin işe alımların, organize eden Merkezi söylerler gösterirler.Bu bir hedef saptırma, 16 milyonluk bir şehrin, şehir emin'ine operasyon yapmak, koluna girerek aşağılayarak götürmek, ancak otokratik rejimlerde yapılabilecek bir şey...
Yanıtla (18) (0)AK Partili olmaya karar verdim, gördüm ki AK Partili olmak müthiş bir beyin konforu sağlıyor. Hiçbir şey düşünmenize gerek yok, zira sizin adınıza bir düşünen var.
Yanıtla (15) (0)Size düşense; sadece, gelişmeleri sizin adınıza yorumlayanları dinleyerek çekirdek çitlemek.
Ocaktan iyi açıklamış, hoş açıklamış sagolsun da lakin şunu unutmuş;Artık bu ülkede "Sozkonusu iktidarı cehape ye devretmemek ise gerisi teferruattır "anlayışına sahip olanların at kosturdugu ciddi bir alan ve ciddi sayıda bir kitle var.Esas sorun burada bence
Yanıtla (9) (0)“Müslüman sokağında hukuk sadece bilek bükmek için değerlidir!”
Yanıtla (2) (10)Sayın yazar; burası Türkiye sokağı Müslümanlar dünyası sokağı değil. Her ülke kendinden sorumlu, siz müslümanlardan sorumlu ve müslümanların yetkilisi değilsiniz! Herkes sorumlu sokağını tanısın yetki ve görev aşımına lüzum yok.
Islam ile Demokrasi, Erdogan'in da yillar önce söyledigi gibi, ters miknatislanma yapiyor. Ikisinin birarada olmasi mümkün degil. Tarihte de hic olmadi. Dinimiz buna cevaz vermiyor. Peygamberimiz döneminde demokrasi mi vardi? Ne yapalim? Hak din Islam bize yeter, hukukmus, adaletmis önemi yok. Yeter ki AKP'miz, reisimiz basimizda olsun.
Yanıtla (8) (20)Selam ve dua ile
Sana da hidayet dilemek gerekiyor hudaci.
Yanıtla (4) (1)Sular hep aktı geçti ,
Yanıtla (9) (0)Kurudu vakti geçti ,
Nice Han nice Sultan ,
Tahtı bıraktı gecti;
Dünya bir penceredir ,
Her gelen baktı geçti .
Zulm ile âbât olan , ahiri berbat olur !
Bunlar Yunus Emre'den.
"Her şer de bazen hayır da olabilir " halka mal olmuş bir sözdür. Benim şahsi düşüncem, inşallah bu garabet ötesi süreç sona erer de aklıselim galip gelirse bu ülkede ; alnı secdeye gidenden zarar gelmez, hakka hukuka riayet ederler bunlar algısı toplum nazarında yıkılmıştır artık. Bundan sonra, hiç kimse elinde kuran ile meydanlarda halktan oy isteyemeyecektir. Hiç kimse din simsarlığı yaparak halkı kandıramayacaktır. İnşallah! Milletimiz olanları sağduyu ile takip ediyordur...
Yanıtla (3) (0)Niye muasır medeniyetler seviyesine çıkma yolunda yaşanan olumsuzlukları 1961 ile, darbelerle sınırlandırıyorsunuz ki. 1937-38 yılında dersim operasyonu ile bir halk askeri operasyon ile ezilip sindirilirken milli irade darbe yemiyor muydu? 1924 anayasası ve sonrasındaki değişikliklerle beraber Kürtler saf dışı edilirken o milli iradeye darbe değil miydi? Ya da Terakkiperver Cumhuriyet fırkası saf dışı edilirken. Bu ülke hiç bir zaman sıradan bir orta doğu ülkesinden fazla bir şey olmadı.
Yanıtla (0) (9)Siyaset sorunları çözmek için yapılır. İktidar, krallık rejimine evrildi. Ülkenin sorunlarını çözmüyor, her geçen gün ve kasıtlı olarak artırıyor. Çare; En büyük ve meşru hakem olan Millete başvurmaktır.
Yanıtla (17) (0)1-İstanbulda bütün belediyelerde ve büyükşehirde seçimlerin 3 ay içinde yenilenmesidir.
2- Tüm ülkede 2025 yılı bitmeden erken genel seçim yapmaktır.
3- Parlementer ve Kuvvetler Ayrılığı Sistemine geçiş için referandum yapılması Türkiyeyi düzlüğe çıkarır.
Bu üç seçim, üç sandıkta olabilir
abi adam diyorki yapın yolsuzluklardı yakalandık mı bizi engelliyorlar diye çığırtkanlık yaparız. ahada oluyor. sizin gibiler de bir topluma düşmanlığı yüzünden asıl olaya bakmıyor bile. üniversitedeki çete zengin çocuklarını diploma sahibi yapmış irdeleyen yok.
Yanıtla (1) (33)Yazınızın her kelimesine katılıyorum Sn Ocaktan Teşekkürler. Partili CB, Seçimle yenemediği muhalefeti ve rakibini ortadan kaldırmaya, İstanbul halkının iradesini hiçe saymaya, İBB nin kaynaklarına el koymaya, tüm türkiyede seçme seçilme hakkını ortadan kaldırmaya, bu suretle demokrasiyi geçtik Cumhuriyeti ilga etmeye Monarşi rejimini realiye etmeye kastetmiştir. Evet, bu bir Krallık darbesidir. Millet buna izin vermez, vermeyecek.
Yanıtla (18) (0)Partisinin adının başında "adalet" sözcüğü taşıyan "Tek adam" rejimi 19 Mart ta adaleti bir nevi darağacına asmıştır.
Yanıtla (13) (0)Imamoğlu'nun diplomasını iptali ile birlikte milletin vicdanında kendilerini iptal etmiştir
Yaşım neredeyse 40 olacak eskiden islam bu milleti düzeltir türk ıslam ümmet birlği kurulur dindar güzel insanlarla çok güçlü bir ülke toplum oluruz zannederdim boş rüya imiş çocukluk işte Atatürk çok değerli büyük insan ileriyi görmüş
Yanıtla (29) (2)Dindar bilincin, yasa-hukuk bilinci olmaz ya da asgaridir.
Yanıtla (25) (1)Zira, aklın ürünü olan yasalara boyun eğmeyi ZÜL sayıyor.
Konu kapanmıştır.
1
Yanıtla (0) (0)E tabi, yolsuzluk, terör, rüşvet vb. suçlamalar epey bir ağır. İnsan sevdiğine konduramıyor. Aklanana kadar herkes masumdur, tersini de siz düşünün...
Yanıtla (2) (22)Sayın Ocaktan. Bak şu halkı Müslüman olan 57 devletin haline. Bak şu son 20 yılda ve şimdi yaşananlara. Git bin yıl geriye, bak bir daha. Müslüman sokağında demokrasi, adalet hukuk, huzur var mı demenin, bunun için nefes harcamanın bile insanlara eziyet olduğunu hep birlikte anlayacağız.
Yanıtla (25) (0)Musluman sokagi kaybediyor maalesef. Mertlik yok. Durustluk yok. Hukuk yok. Adalet yok. Sadece dunyada dunya malinin, ahirette ahiret malinin pesindeler. Tek bildikleri bu.
Yanıtla (58) (1)Doğru tespit, biraz ekleme Dünyada dünya malının (zevkü sefa) ve ahirette hurilerin (zevkü sefa) peşindeler
Yanıtla (22) (1)Allah aşkına sayın ocaktan bir tane İslam ülkesinde demokrasi varmı hepsi en kalabalık kabile, aşiret reisi lideri ile yonetilmiyor mu , bunun için filozof olmaya gerek yok şöyle kafanı kaldır bak herşey görürsün.
Yanıtla (16) (0)Turkiyemizde bir zamanlar varmis, Islam ulkeleri icinde ilk ve tekmis. Bir Musluman ulke icin olabileceklerin en iyisi imis, adeta bir Mucize imis...
Yanıtla (13) (0)Ben bu milletin halifeliye müsade edeceğini düşünmüyorum
Yanıtla (6) (0)Bin yil oncesinin ezberlerleriyle buraya kadar! Artik Takke Dustu Kel gorundu. Ben bir vatandas olarak hakkimi helal etmiyorum, Sebep olanlardan iki Cihanda davaciyim...
Yanıtla (23) (0)Vallaha sasilacak bir sey yok, bundan on sene kadar evvel AKP'li arkadaslarima ataturkcu olacaksiniz dedigimde yok artik o kadar da degil demislerdi. Bugun cumhuriyetin ilk yillarina donduk, hukuk rafa kalkti, ozgurlukler alabildigince yasaklandi. Basin kulli ekseriyetle sahibinin sesi oldu. Ayni 1920'lu gunler tek farki din sosu. Isin tiraji komik tarafida RTE karsitlari hala kemalizmden medet umuyor.923 yilinda kurulan sahane devletin geldigi nokta tilkinin kuyrugunu kovalamasi gibi basa dondu
Yanıtla (6) (26)18 Mayıs 1919 a gelelim de sen kurtar da görelim. Ya da kim nasıl kurtaracak gel anlat bakalım.
Yanıtla (18) (1)Musluman sokağında osman sınavın cenaze namazı gürültüye gidecek...
Yanıtla (3) (0)Çare Erdoğan, Yavaş, Özel, İmamoğlu veya bir başkası değildir. Çare tek adam sisteminden kurtulmaktır. Çare parlamenter sistemdir. Çare barajsız, ön seçimli, ön seçim sonrası ilk üç adayın yer aldığı, tercihli oyun kullanıldığı 2 turlu dar bölgeli seçim.
Yanıtla (8) (0)Evet iktidarı çok ama çok eleştirin son olan olayları da
Yanıtla (1) (33)Fakat CHP bülteni gibi manşetler atıp ve bizi kurtaracak lider İmamoğlu 'dur demek Müslümanlık değildir.
Biz bunu günlere kanunsuz suç olmaz denilen gerekçelerle binlerce kişiye ceza verilirken ihraç edilirken geldik. Zira AİHM Yalçınkaya kararında kanunsuz suç olmaz dedi madde 7. Anayasa 90 derki AİHM kararları bağlayıcıdır.
Yanıtla (8) (0)40 yaşımdan sonra Müslüman toplumlarda adalet, hak hukuk temelini esas alan bir duzenin olmayacağı düşüncesine gelmekten çok üzgünüm.
Yanıtla (18) (0)"Ben iktisatçıyım" diyordu... Meğer siyaset mühendisi imiş. Yalnız inşa etmeye çalıştığı siyaset binası şimdiden çarpık görünüyor. İlk seçimde göçebilir.
Yanıtla (19) (0)Acı gerçekler acıtıyor, kaybolmadan sandık lazim
Yanıtla (10) (0)Sustukça sırtından sırtlanlar, durdukça kurtlar sofrası kurulur. Üretim, paylaşım ve adalet olmadıkça efsane olsan ne yazar.
Yanıtla (11) (0)İçimde ufacık bir umut kırıntısı vardı birşeylerin düzelebileceğine dair ama maalesef bu yazıyla o da yok olmuş oldu. Ama ne olursa olsun Allah'ın rahmetinden umut kesilmez. Ne demişti hazreti Yakup oğullarına ''Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin! Çünki kâfirler topluluğundan başkası, Allah'ın rahmetinden ümîd(ini) kesmez.”
Yanıtla (10) (1)Sorun biraz da güçlülerin hukukunda mı? İmamoğlu gözaltına alınınca çıkarılan vaveyla her nasıl oluyorsa Ümit Özdağ, herhangi bir gazeteci tutuklandığında gösterilmedi. Yanisi şu, haksızlığa uğrayanların bile sesi gücü kadar çıkıyor. Ve buna toplumsal duyarlılık, demokrasiye sahip çıkmak denmesi bekleniyor. Ben bu işte şahsen yokum. Hakim ve savcılık sınavı yazılılarını üç kez kazanıp üçünde de mülakatta elenen gencin hayali ve Ekrem'in cumhurbaşkanı olmasından daha değerli benim gözümde.
Yanıtla (8) (7)M. Kemal Paşa her şeyi değiştirdi. Bir tek dini aynı bıraktı. O da bela oldu. 600lü yıllardaki çöl kültürüne özenenler var. Devrimlerin değeri bir kez daha kanıtlandı. Din sadece siyasi bir araç. Tayyip müslümansa, müslüman buysa, ben değilim. Gençleri dinden soğuttu.
Yanıtla (29) (2)sayın yazar, klişelere kaptırmayalım kendimizi. önce bu mahallenin islam’la ne kadar alakası kaldığını sorgulayalım.
Yanıtla (17) (2)O mahalleye Müslüman! demek, bir daha düşünün
Yanıtla (12) (1)Ortadogudaki darbeleri yapanların çoğunun İslam'a ilgisi yoktu. Baas ne kadar islam?
Yanıtla (3) (14)Latin Amerika Yunanistan vs bissürü darbeler var.
Şu an turkiyede musluman mahallesi olayları teenni ile seyr ediyor. Göstericilere saldıran gruplar hangi cenahtan?
Musluman mahallesi isminin telif hakkı olmayan acuzeler mahallesi. Herkes adlarını kullanıyor diye her şeyin faturasını oraya gönderip durmayın
demokrasi eğitimli, akıllı, kültürlü, hoşgörülü ve saygılı insanların rejimidir. nitelikli eğitimle desteklenmesi ve kıymetinin bilinmesi gerektir. maalesef biz bilemedik, yöneticilerimiz hep kişisel çıkar peşinde koştu, halk da yanlış tercihlerde bulundu. atatürkün gençliğe hitabesinde her şey yazılı.
Yanıtla (16) (0)Ahlak biterse Adalet; Adalet biterse Devlet Ölür. Nitekim öldü de.
Yanıtla (10) (1)umutlar tukendı mıllet bunaldı ekonomı herkesın belını buktu...Bu gun marketten sogan aldım 30 lırayı asmıs...sogan ekmek yerız dedık de onu da zor yıyecegız eee var 25 e de yesermıs curumeye baslamıs....Tarım ulkesıyız guya...sayın yazar hıc beklentımız yok maalesef...Yeter kı Reısımız cok yasasın
Yanıtla (18) (0)Acı ama gerçek bu sayın yazar. Müslüman sokağında demokrasi mümkün değil. doku uyuşmazlığı var. yalan ve geçici görülen dünya için neden sıkıntıya girsin müminler. artık Tanrı inancı ile din farklılaştı. bunu görmek lazım. din ideolojidir aynen faşizm gibi sosyalizm gibi. toplumsaldır yani. her toplumsal olan siyasidir, ideolojidir aynı zamanda. Tanrı inancı çok daha farklı bir durumdur.
Yanıtla (9) (0)Müslüman sokağında, ilime fenne değer verip çalışan adama yer yoktur. orda önce iman sonra akıl gelir, aklın üstü imanla örtülerek işlevsizleştirilir. Aklının üstü örtülenlerin akılları işlevsizleştiği için bağlandıkları dini veya siyasi yapıların ürettikleri akılla idare ederler. Onlar için zamanın üretim, dağıtım ve tüketim bilgisini üretmek diye bir kavram yoktur. manasını bilmeden lafzı tekrar etmek, rakipleri dinsizlikle itham edip, cehennemde görmek, kendini cennette görmek vardır.
Yanıtla (22) (0)Siyasiler,partiler dinimizin ölçüsü değildir.Siyaset entrikalardan başka neki?
Yanıtla (2) (5)Kul hakkına girip de bu dünyadan gidenler/Yarın Hakk divanında güler mi sanırsınız/Kul hakkını yedimse ne olmuş ki diyenler/Hakk’ın yanında yeri olur mu sanırsınız/Kul hakkına girenin rahat mıdır vicdanı/Ala dareveyle yakıyorken çok canı/Yoktur böylece insanın övülecek bir yanı/Bu veballe öleni güler mi sanırsınız/Oturup insan gibi rahat konuşmak varken/Orta bir yolu bulup rahat anlaşmak varken/ Başka yola Hakk razı gelir mi sanırsın/ Kul hakkıyla gelme diyor Rabbim hak yiyen rahat ölürmü sanırs
Yanıtla (12) (2)