Derdimiz zafer değil çocuklarımız ölmesin yeter

Moskova mutabakatının ardından özellikle iktidara yakın gazete ve televizyonlarda pek coşkulu olmasa da bir ‘zafer’ havası yaşanıyor.

Galiba meseleyi ‘zafer’ ya da ‘hezimet’ bağlamının ötesinde, daha gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmekte yarar var. Her ne kadar mutabakat metninde ‘ateşkes’ ifadesi kullanılmamış olsa da, çatışmaların durdurulması konusunda anlaşılmış olması son derece önemlidir. Moskova’daki anlaşma bir zafer değildir, ama art arda şehitlerin geldiği bir tabloda çatışmaların sürdürülmesi yerine sükunetin sağlanması en azından isabetli bir sonuç olmuştur.

Eğer mutabakat sahada da sürdürülebilir hale gelirse, bundan sonra artık çocuklarımız şehit olmayacak demektir, bundan daha büyük bir kazanç olabilir mi?

Maalesef son dönemde dış politikamızda hamaseti köpürtüp, stratejik tercihlerimizi muğlaklaştırdığımız için Suriye gibi özellikle güvenliğimiz açısından önem arz eden temel meselelerde sağlıklı yol haritası belirlemekte zorluk çekiyoruz. Eğer geleneksel dış politikamızda var olan temel perspektifimizi koruyabilseydik, Astana ve Soçi süreçlerinin bugün bizi bu sıkıntılı tabloya mahkum edeceğini de görebilirdik.

Çünkü Rusya işin başında Suriye’ye ilişkin bütün stratejilerini belirlemiş, Astana ve Soçi mutabakatlarıyla sürecin hangi istikamette ilerleyeceğini net olarak ortaya koymuştu. Ama biz gerçekten Suriye’de ne istiyorduk ve bu konuda stratejimiz neydi onu bilmiyoruz.

Esasen 2018’e Soçi’de Suriye’nin ‘Siyasi ve toprak bütünlüğü’nü taahhüt ettikten sonra, yapabileceğimiz çok fazla bir şey de yoktu. Nitekim Rusya, elindeki bu sağlam taahhüde dayanarak son Moskova mutabakatıyla Türkiye’nin beklentilerine kapıyı tümüyle kapatmıştır.

Oysa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Moskova öncesinde Türkiye’nin talepleri konusunda son derece kararlıydı. 26 Şubat günü, AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada bu konuda şunları söylemişti: “Talebimiz, rejimin saldırılarını bir an önce sona erdirip, Soçi Muhtırası sınırlarına, yani gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesidir. Rusya, maalesef bu insani hassasiyeti bir türlü kabul etmek istemiyor ama gözlem, gözetleme kulelerimizi kuşatma altına alanlara verdiğimiz süre doluyor. Gereği neyse bu gözetleme, gözlem kulelerimizi bu defa kuşatmalardan öyle veya böyle bu ay sonuna kadar kurtarmanın planlaması içindeyiz.”

Maalesef Moskova’da ortaya çıkan metinde Ankara’nın, Esad güçlerinin 2018 Soçi sınırlarına çekilme talebi yer almamıştır.

Neticede Türkiye şimdilik İdlib’deki varlığını korumuştur ama, Esad’ın önü de sonuna dek açılmıştır. Moskova’da Türkiye ve Rusya’nın birlikte onay verdikleri ‘Terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele’ stratejisi çerçevesinde Suriye İdlib’de yoluna devam edecektir.

Böylece Esad hem Soçi sınırlarına çekilmekten, hem de M4 kara yolu çevresindeki Türkiye korkusundan kurtulmuştur. Çünkü mutabakata göre, M4 karayolu Türk-Rus ortak askeri devriyeleri tarafından korunacaktır. Herhalde Esad İdlib’deki operasyonları için bundan daha elverişli bir ortam bulamazdı. Zaten Moskova zirvesini değerlendiren Esad, anlaşmadan son derece mutlu olduğunu açıkça ifade etmiştir.

YORUMLAR (25)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
25 Yorum
  • KARAR OKURU / 09.03.2020 22:48

    Sayin Ocak'tan kaleminize saglik. Gencecik fidanlar, böyle ölmesin:((

    Yanıtla (0) (0)
  • misafir / 09.03.2020 19:24

    84 te başlayan pkk terör olaylarında yurt içinde insanlarımız suçsuz yere öldürülürken çiçek gibi çocuklar.sigara izmaritini bile yere atmıyorlar güzellemesi yapıyordunuz paydaşlarınızla.şimdi yarı profefesyonel bir orduyla pkk.nın ve diğer terör güçlerinin canına okurken hala çocuklar ölmesin edebiyatında kalmışsınız.vah vah..şekerde yiyebilsinler cümlesini unutmuşsunuz.arkası öyle geliyordu..esad sevicilerinizide toplayın düşün milletin yakasından.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 09.03.2020 18:21

    Evet onlar çocuklarimiz ve ölmelerini istemiyoruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • fakir / 09.03.2020 16:48

    mütareke zafer mi hezimet mi mısırlıoğlu na sormak lazım sağ olsa ne derdi acaba

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 09.03.2020 16:00

    Ne çocuğu Allah aşkına. İnsanımız ölüyor. Ölenler evli barklı, çocuklu uzman askerler. Çocuk demeyin lütfen

    Yanıtla (0) (0)
  • Mustafa ALSANCAK / 09.03.2020 15:53

    Biz, Suriye’ye devlet politikası adı altında PKK ile mücadelemizi sürdüreceğiz söylemleri ile dalmıştık. Fakat işin gerçeği bizimkiler bir sürü terörist gurupları masa atından desteklemeyi bırakıp sanki bizzat Esad’ı devirme işbirliğine soyundular. Yahu Esad’ın devrilmesi bize ne kazandırır? Esad kendi vatantoptaklarını savunmak İçin terör guruplarına en büyük darbeyi indirmeye devam etmekte.Esad ne diyor? Suriye’nin Türk milletine karşı bir düşmanlığı yok.Kardeşlik münasebetleri içinde olmalıyız diyor adam. Maalesef Sn. Erdoğan’ın Esad’la konuşmak değil adını duymaya bile tahammülü yoktur.

    Yanıtla (0) (0)
  • ÖTÜKENLİKURT / 09.03.2020 15:53

    Syın yazar çok ciddi söylüyorum, ülkemizi ABD yönetiyor. İdlib bizim için önemli değildir. önemli olan PYD teröristlerinin olduğu bölgelerdir ki, ABD bir emirle o harekatı durdurmuştur. İdlib'de bizim işimiz yokutr, ABD'nin beslemesi teröristleri koruyoruz! Bunun akılla ilgisi var mı? Rusya bizim ABD çmaşası olduğumuzu bildiği için adma yuerine koymuyor! Kapıcıyı bekletir gibi kapıda bekletiyor! İstekerini dikte ettiriyor! Bizimkiler sözlerini yutuyorlar ama zafer kazanmış pozu takınıyorlar! Zeka ve tahsil seviyesi düşük kesim alkışlıyor! Bu da onlara yetiyor! Düşünen aydın kesime yazık!

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 09.03.2020 13:09

    neden acep! bu salaklık neden acep?

    Yanıtla (0) (0)
  • konuk1 / 09.03.2020 12:18

    çatışmasızlık bölgesi sınırımız ve idlibde garantiye alınınca inşaallah, bundan sonra coni ile kocaoğlan karşı karşıya gelecek suriyenin bölünüp bölünmeyeceği de belli olacak artık esedle pkk baş başa kalacak suriyenin akıbetide açıklık kazanacak diye düşünüyorum

    Yanıtla (0) (0)
  • Uģur avcı / 09.03.2020 09:52

    YAZIK

    Yanıtla (0) (0)
  • Vatandaş / 09.03.2020 08:43

    Halkımız yoksul askerlerin ölümü üzerinden, şehitlik edebiyatına izin vermediği zaman bütün bu acılar biter. O cenaze törenlerinde o ölümlerin sorumlusu olan elini tabutlara koyarak yapılan konuşmaları yapamayacak hale getirmeliyiz siyasileri.

    Yanıtla (0) (0)
  • Okuyucu / 09.03.2020 07:35

    Esed ,Suriye savaşının galibidir bunu kimse inkar edemez. Boşuna 9 yıldır meydan okuduk ve sonunda elin oğlunun ayağına giderek biz ettik sen etme diyerek bu Suriye bataklığından kurtulmanın yollarını arar olduk. Kısacası Suriye’den sesi yerinde kısa zaman içinde sınırımıza çekilmek zorunda kalacağız. Doğrusu da bir an önce Suriyeyi terk etmemiz bizim yararımıza olacaktır.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 09.03.2020 07:17

    Bence yandaş medya bir taraftan şehitler tepesi boş kalacak diye üzülmüştür.

    Yanıtla (0) (0)
  • Neden acep? / 09.03.2020 01:39

    Moskova mutabakatı ile Esed ÖSO'yu kabul etmek zorunda kalmıştır. Bunu söylemek size zor geliyor. Neden acep?... Esed'le ya da Rusya ile bir ilişkiniz mi var?...

    Yanıtla (0) (0)
  • Sabır / 09.03.2020 01:32

    Gerçekten sizi anlamakta zorlanıyorum.Biz Suriye de olmasaydık,şehit sayımız daha mı az olurdu.Biz 40 yıldır terörle mücadele ediyoruz.Bu ülkede ne travmalar yaşandı.O zaman Suriye de değildik.Biz ülkemize doğru süpürülen Sünni Suriyelilerin topraklarında kalmasını sağladık.Müdahale etmeseydik sığınmacı sayısı 7 milyon mu olsaydı?O topraklar Suriye halkınındır.Biz onları Evinden bağından bahcesinden kopmasın istiyoruz.Ölmesin istiyoruz.Hepisinden öte Suriye topraklarından ülkemize Terör saldırıları olmasın istiyoruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • BÜYÜK / 09.03.2020 01:05

    Büyük lokma ye büyük konuşma atalardan bir tavzsiyedir . İç siyasette bile terazi şaşmamalıki ekranlara çıkabileek hal olsun. bir de dış siyasette tüm dünyaya meydan okumak sözün arkasında durmak ayrı bir sorumluluk gerektirir. NAsreddin hocanın kayıp heybe fıkrasına döndü mesele, ayın sonunda sınırlara çekilmezlerse taş üstünde taş gövde üstünde baş kalmayacaktı. ateşkesi imzalamak büyük bir zafer oldu. Merak ediyoruz ateşkesle şehitler tepesi boş kalırsa kimler hain olacak...

    Yanıtla (0) (0)