Günlerdir Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen yoksulluk haberleri ve de dramatik görüntüler karşısında insan olarak üzülmemek mümkün değil. Enflasyonun yüzde 50’lede dayandığı, her gün iğneden-ipliğe zamların adeta yağmur gibi geldiği bir ortamda ucuz ekmek kuyruğunda insanlar utancından göz yaşlarını gizlemeye, mahalle pazarlarının bitiminde arta kalan sebze ve meyveleri toplamaya çalışıyor.
Evet ekonomik krizin altında ezilen insanlar büyük sıkıntılar ve mağduriyetler yaşıyorlar, ancak esas yürek yakıcı olan dertlerini açıktan söylediklerinde iktidar temsilcilerinin azarlayıcı sözlerine muhatap olmaları…
Mesela geçtiğimiz hafta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın katıldığı toplantıda bir vatandaş, “Kendim de AK Partiliyim. Esas meselemiz işsizlik, vallahi açım şu anda” deyince salondan çıkarıldı. Ünal ise olaya ilişkin “Bu ses hakikatin ve milletin sesi değil” açıklaması yaptı.
Bilindiği gibi Ünal 2021 yılı Şubat ayında da “Bizi mahvettiniz, bizi öldürdünüz” diyen çiftçiyi “Cebindeki telefonu kaça aldın” diyerek azarlamıştı…
Bence de Mahir Ünal haklı!.. “Açım” diyerek memlekette fitne çıkaranlar ‘Yerli’ ve ‘milli’ olmadıkları gibi ülkenin bekasını da tehlikeye atan gafiller olabilirler ancak…
İşte yaşadığımız mutlu(!) Türkiye manzarası bu… Ekonomik olarak büyük sıkıntılar yaşasan da, ucuz ekmek kuyruklarında beklesen de, dükkanının ve evinin kirasını ödeyemesen de haline şükredeceksin, “Avrupa yiyecek sıkıntısı çekiyor ama bizim ekonomimiz uçuyor” şarkılarına eşlik etmeye devam edecek ve makbul vatandaş olacaksın.
Nitekim geçtiğimiz hafta Aydın’da değişik etkinliklere katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Türkiye’nin yükselişine devam ettiğini söyledi. Erdoğan’ın sözleri aynen şöyle: “Gelişmiş ülkelerin 6-7 katına çıkan enflasyon ve artık ipin ucunu kaçırdıkları para genişlemeleriyle şaşkın şekilde sağa sola yalpaladığı bir dönemde Türkiye kendi rayında güvenle yoluna devam ediyor. Amerika’ya bak, enflasyon felaket. Avrupa’ya gelin, aynı. Aradığınız gıda ürünlerini bile bulamıyorsunuz oralarda. Hamdolsun Türkiye'nin böyle bir sorunu yok.”
Evet bütün dünyada olduğu gibi gelişmiş ülkelerde de pandemi dolayısıyla enflasyon yükseldi. Ama hemen belirtmek gerekiyor ki küresel ekonomilerdeki bütün sıkışmışlıklara rağmen Amerika ve Avrupa ülkelerinde enflasyon oranı yüzde 7’ler civarında. Bizde ise toplumun çok da güvenmediği TUİK verilerine göre bile geçtiğimiz ay enflasyon yüzde 36 olarak gerçekleşti.
Her ne kadar iktisadi olarak bir gerçekliğe tekabül etmese de farzedelim ki enflasyonun yüzde 7 civarında olduğu gelişmiş ülkeler kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya… Peki gerçek enflasyonun yüzde 50’lere dayandığı Türkiye’nin ekonomik mucizelere imza atan bir ülke olduğunu hangi matematikle ve ekonomik gerçekliklerle izah edeceğiz?
Zira biliyoruz ki şu anda bütün dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 4-5 ülkeden birisiyiz, Avrupa’da ise şampiyonuz. Eğer bu bir başarıysa, evet başarılıyız ama Venezuella’ya, Arjantin’e, Suriye’ye, Etyopya’ya, Zimbabve’ye ve Surinam’a göre başarılıyız o kadar…
Kuşkusuz başka şampiyonluklarımız da var, mesela şu anda en yüksek faizle borçlanan ülkeler arasında da müstesna bir yere sahibiz… World Government Bonds’un dünya ülkelerindeki 10 yıllık borçlanma faiz oranlarını gösteren değerlendirmesine göre Türkiye 24.795’lik, Zambiya 25.000’lik, Venezuella 46.582’lik, Arjantin 49.070’lik oranlarla borçlanıyorlar. Yani faizde de Zambiya ligindeyiz…
Aynı şekilde World Justice’in (WJP) 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre de Türkiye 139 ülke arasında 117. Sırada yer alıyor.
Bu arada Yolsuzluk Algı Endeksi’nde de Türkiye 40 puanla 86. Sırada yer alıyor, 28 Avrupa Birliği ülkeleri arasında ise Romanya’nın ardından sonuncu sıradayız. En dramatik olanı da Türkiye’nin “kısmen özgür” ülkeler kategorisinde yer almasıdır…
Kısacası hukukta, ekonomide, şeffaflıkta ve özgürlüklerde hiçbir derin analize gerek duyulmayacak kadar negatif bir görüntümüz var. Hal böyleyken Türkiye’nin her alanda uçuşa geçtiğine inanmaya devam edeceksek, fazla söze gerek yok; durmak yok yola devam…
