Salgın bitse de bitti bitmese de

Sağlıkçılar salgın önlemlerinin sürdürülmesi için ne kadar çırpınırsa çırpısın artık onların dediği olmayacak; çünkü iktidardaki siyasetçilerde daha korkunç bir korku başladı.

Hangisi daha zararlı, salgından ölenler mi yoksa işsiz ve gelirsiz kalmış seçmenler mi? Ya da Salgın mı yoksa ekonomik çöküş mü bizi iktidardan eder? İktidarlar böyledir; doğal veya sosyal felaketleri sadece iktidarda kalış süresine etkisini bakımından önemserler, diğer her şey onlar için ikinci derecede önemlidir, lafı güzaftır.

ÖLÜM KADER YOKSULLUK BAŞARISIZLIKTIR

Birleşmiş Milletler’e göre bazı ülkelerde 2020 yılında beklenen toplam ölüm sayısı (salgın öncesi):

Yani bu salgın olmasaydı da Türkiye’de 461.244 kişi ve İtalya’da 639.480 kişinin ölmesi bekleniyordu. (Ölüm Oranı: Milyonda kişi sayısı)

Covid 19 bu tahminleri nasıl değiştirdi?

11 Mayıs itibarıyla Covid 19’dan ölenlerin sayısı:

Bu ülkelerde, bu salgın bitinceye kadar, Covid 19’dan ölecek toplam kişi sayısı beklenen ölüm oranlarının %2’si ile en çok %10’u kadar olacaktır. Kaldı ki, salgında en hızlı ölenler, zaten hasta ve yaşlılardır.

HER KORKUDAN DAHA BÜYÜK BİR KORKU VARDIR

Salgın başlarken iktidarlar sağlık sisteminin çökmesinden çok korktular. Yani 100 birim kapasiteli Hastaneler Sistemine, aynı anda 900 kişinin gelmesi halinde sistem çökerdi. Nitekim Fransa, Belçika ve İspanya’da, böyle bir iki gün yaşandı. Bazı yorumcular, Avrupa Birliği’nin dağılma noktasına geldiğini bile söyledi, salgın şiddetlenince.

Şimdi bu tehlike püskürtülmüş oldu. İktidar odakları hafifçe rahatladılar. Çünkü hükümetler tarafından bilinçli olarak yaratılan “dehşet atmosferi” sayesinde insanlar evde tutulabildi ve salgının yayılma hızı düştü. Böylece salgın zamana yayılarak sağlık sistemi ayakta kaldı.

Tedavi edilip sağlığına kavuşan her hastanın, kendisini iyileştiren başta doktoru olmak üzere tüm sağlık ekibine minnettarlık hissettiği bilinen bir olgudur. Doğrusu bu salgın sayesinde dünyanın her yerindeki hükümetler sağlık ekiplerinin itibarına adeta ortak oldular. Mesela, yapılan kamuoyu araştırmalarında, Trump’ın itibarı tam yedi puan artarak, rakibi Joe Biden’la arasındaki farkı kapattı.

AH İŞSİZLİK…

Fakat salgın, Amerika’da işsiz sayısını astronomik rakamlara çıkardı: 33 milyon.

Sağlıkla ilgili “gerçek endişeler” sona erdi. Bunun yerine işsizliğin ima ettiği tehlike ve hoşnutsuzluklar tüm iktidarları endişeye sevk ediyor.

Şimdi şöyle düşünüyorlar: “Sağlık sisteminde eksik olan ne varsa tamamladık. İnsanlara nasıl korunacaklarını da öğrettik. Buna rağmen hastalanan olursa hastaneye gelir. Ya hastanede tedavi ederiz ya da ilaçlarını verip eve yollarız. Eğer iyileşirse bizim başarımız olur, vefat ederse başımız sağ olsun. Kaldı ki hasta ve yaşlıların erken ölümünün sağlık sigortaları ve sosyal güvenlik kurumlarının gelecekteki finansal yapısı üzerinde olumlu etkisi olacaktır.”

Mesela Rusya 130.000 yoğun bakım yatağı temin etmiş. Her gün 10 bin civarında yoğun bakım hastası kabul etmeye hazırım diyor. Bu hastalar iki haftada ya iyileşir ya da vefat eder; her iki durumda da yatak boşalır, diye düşünüyorlar. Bu özgüvenle herkese işbaşı talimatı verildi bile.

Sayın Bakan Fahrettin Koca da ne yaparsa yapsın, salgın bitse de bitti, bitmese de bitti; bunu anlamak zorunda. Yani Avrupa ve Amerika’da işler açılmak mecburiyetinde; bilgi bombardımanı altında kafası karışmış her ihracatçı işadamına hiç kimseyi işten çıkarmamasını hatta artacak talepler için hazırlıklı olmasını öneriyorum. Kafa karıştıranları dinlememeli.

“Yeni Normal” paraya boğulmuş piyasalardan azami derecede yararlanmak için kaldığımız yerden, daha özenli olarak devam etmektir.

Vefat edenlerin yakınlarına başsağlığı, hastalara da Rabbim’den şifa diliyorum.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum