Hani kur yükselince ihracat artacak, ithalat düşecek, cari açık kapanacaktı?

Neydi adına “Yeni Ekonomi Modeli” (YEM) veya “Türkiye Ekonomi Modeli” (TEM) denen ama nedense resmi hiçbir kanalda yazılı hali bulunmayan “model”in özü?

TL değer kaybedince ihracat artacak, ithalat azalacak; bu sayede cari açık veren değil cari fazla veren ülke olacaktık. Bu arada kur artışı dengelenceği için enflasyon da düşecekti.

Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK dün dış ticaret rakamlarını açıkladı. 2021 yılında ihracatımız 225,3 milyar dolara yükselmişti; ama ithalatımız da 271,4 milyar dolar olmuştu.

Yani ithalatın düştüğü falan yoktu.

Diyeceksiniz ki, “Haksızlık etme YEM yılın son dört ayında devreye girdi.” Peki, öyle kabul edelim.

Gelin TL’nin değerinin dibe vurduğu, gerçek bir kur krizi yaşadığımız Aralık ayına bakalım: İhracatımız 22,3 milyar dolar olmuş; ithalatımız ise 29 milyar dolar. Bir önceki yılın aynı ayına göre ihracatımız yüzde 24,5; ithalatımız ise yüzde 29,9 artmış.

Geçen hafta Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, enflasyon raporu sunumu sonrasında gelen “Ama ithalat yapmadan ihracat yapamıyoruz” anlamındaki bir soruya kızdı, “Konuşulan yüzde 70-80 rakamları abartılı” dedi, “OECD çalışmasına göre ihracatın ithalata bağımlılığı yüzde 20 seviyesinde.”

Gelin bir de TÜİK’in rakamına bakalım: Aralık ayında yaptığımız 29 milyar dolarlık ithalatın yüzde 79,3’ü ara malı ithalatıymış. Yüzde 13,1’i “sermaye malı” (yani makine ekipman vs yatırım malları) olmuş; sadece yüzde 7,4’ü tüketim ithalatımıymış.

Bütün 2021 yılına baktığımızda da durum değişmiyor: İthalatımızın yüzde 77,4’üne tekabül eden 210 milyar doları “ara malı”na gitmiş; yüzde 13,2’ye denk gelen 36 milyar dolarlık “sermaye malı” ithal etmişiz, tüketimin payı yüzde 9,2; miktarı ise 25 milyar dolar olmuş.

İçinde bulunduğumuz sene boyunca bu YEM safsatasından vaz geçilmez ve kur enflasyondan daha hızlı artmaya devam ederse, büyük olasılık seneye bugünlerde 2022 için tüketim malı ve sermaye malı ithalatının azaldığını göreceğiz. Yok tersi olur, kur enflasyondan daha yavaş artarsa bu kez tüketim ithalatı azalmayacak, aksine artacak. Ara malı ithalatımız ise her durumda ihracatımız kadar artacak.

Orijinal planı hatırlayalım: TL değer kaybedecek, bu sayede ihracat artacak, ithalat azalacak; cari açık kapanıp fazlaya dönüşecekti…

2021’de yıllık dış ticaret açığımız 46,1 milyar dolar. Cari açık 2021’de azalacak belki ama kapanmayacak; cari fazla ise olmayacak. Bu kadar kesin konuşmamın sebebi, yine TÜİK’in açıkladığı 2021 yılı turizm gelirleri rakamları. TÜİK’e göre 2021’de turizm gelirlerimiz 24,5 milyar dolar olmuş. Bir önceki yıla göre muazzam bir artış gibi gözükse de, Türk turizmi maalesef salgın öncesi performansından çok uzak daha. Eğer 2022’de salgında vahim şeyler yaşanmazsa herhalde gelir 40 milyar dolara yaklaşacaktır; Türkiye’nin böyle bir kapasitesi var çünkü.

Lafı uzattım, 2021’i 15 milyar dolardan az olmayan bir cari açıkla kapatacağız büyük olasılıkla. (Türkiye’ye sınır ticareti de dahil bir de “kaynağı belirsiz” ciddi miktarda döviz giriyor.)

Gelin toparlayalım: TL’nin değerinin düşmesinden umulan “fayda” sağlanamadı; dolayısıyla dövizin yükselmesine sebep olan faiz takıntısının gerçek tek bir sonucu oldu: Hepimiz yoksullaştık; gelirlerimiz artsa bile giderlerimiz kadar artamadığı için hayat çok daha pahalı artık.

Bakın dün Türk-İş’in uzun yıllardır sürdürdüğü açlık sınırı araştırmasının son rakamı açıklandı; 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 4 bin 249 lira 95 kuruş oldu. Yani asgari ücreti yakaladı. Oysa asgari ücret daha yeni yüzde 50 artmış ve bu seviyeye gelmişti.

Gelelim YEM’in en son ve en çarpıcı iddiasına: Cari açık cari fazlaya dönüşecek; bu sayede dolar kuru istikrar kazanacak ve kur artış hızının duraklamasıyla enflasyon da düşecekti…

31 Aralık 2021 günü Merkez Bankası doları 13,35’ten satıyormuş; dün öğlen saatlerinde bu rakam 13,63’ü gösteriyordu. Artış oranı yüzde 2. Perşembe günü açıklanacak enflasyon rakamına göre oldukça düşük bir artış oranı bu. O bakımdan iyi aslında. (Günün sonuda dolar 1 ay önceki fiyatından daha aşağıya da gelebilir bu arada, ben bu yazıyı öğlen saatlerinde yazıyorum.)

Ancak başından beri anlatmaya çalışıyorum: Cari açığımız azalsa bile kalıcı ve sürekli bir cari fazlaya geçiş ufukta gözükmüyor; kurda bugün gördüğümüz istikrar da aslında kalıcı olmayabilir, çünkü enflasyon çok daha hızlı artmaya başladı.

Geçen yıl Ocak ayında enflasyon yüzde 1,68 imiş. Perşembe günü bu rakam yıllık yüzde 36,08’den eksiltilecek, yerine ocak ayı için belirlenem yeni rakam girecek ve birden enflasyonumuzun yüzde 40’ın üzerine tırmandığını göreceğiz.

Sonuç şimdiden belli: YEM bizi fakirleştirmekten başka hiçbir işe yaramamış olacak!

YORUMLAR (32)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
32 Yorum