Yapay zekâ yapay zekâ yapay zekâ
Raymond Kurzweil’in Patlama Daha da Yakın’ını dün bitirdim. Bu kitabı daha önce haber vermiştim (https://bit.ly/io-patlama ). Mustafa Süleyman’ın Gelen Dalga’sını da yazmıştım (https://bit.ly/io-gelendalga). Durmadan aynı şeylerden mi bahsedeceğim! Başka şeyler yazayım artık değil mi?
Değil! Ben asıl bu konuların dışında şeyler yazıp konuştuğumuza şaşıyorum. Kinayeli bir deyiş vardır: Herkes telaş ve şaşkınlık içinde sağa sola koşuşup dururken siz sükûnetinizi ve soğukkanlılığınızı muhafaza edebiliyorsanız olup bitenin farkında değilsiniz demektir! Şu anda bunun tam tersini yaşıyorum. Kafamın içi telaş ve şaşkınlık içinde sağa sola koşuşup duruyor da çevrem sükûnetini ve soğukkanlılığını muhafaza ediyor! Olup bitenin farkında değiller sanki.
Mustafa Süleyman’ın dalgası da Kurzweil’in patlaması da geliyor. Üstümüze üstümüze geliyor. Zaten iki yazar da aynı oluşun az farklı cephelerini yazmış, o kadar. Temelde aynı şeyleri söylüyorlar. Fakat bunlar illa felaket vaat etmiyor. Hani “İktidar çürütür, mutlak iktidar mutlak tarzda çürütür.” denir ya. İşin felaket kısmı biraz buna benziyor. Mutlak güç geliyor. Ama bir kişiye, iki kişiye değil, ona hazır olan herkese geliyor. İşin korkulan kısmı, bu kadar gücün ortada olup kapanın elinde kalması sebebiyle kötüye kullanılması. Mesela birinin ucuz bilgisayar gücünü, CRISPR imkânını ve PCR cihazını ele geçirip hızlı bulaşan ve öldürücü bir virüs tasarlayıp üretmesi gibi. Bunlar torunlarımızın zamanında gerçekleşmesi beklenen fanteziler değil, bilen her kişinin bugün elde edip gerçekleştirebileceği şeyler. Emmanuelle Charpentier ve Jennifer Doudna CRISPR’la 2019’da Kimya Nobeli aldılar. Buluşları, DNA veya RNA zincirinin hedeflenen bir yerini ve sadece o yerini istenildiği gibi değiştirmeye yarıyor. PCR, DNA’nın istenilen bir parçasının hızla çoğaltılıp incelenebilmesini sağlıyor. Geçen yıllarda en güvenilir COVID testleri bu teknolojiyle yapılıyordu. Peki, yapay zekâ işe nerede karışıyor? O kötü virüsün tasarımında.
ÜSTÜN İLAÇ TEMİZ ENERJİ
Aynı yapay zekâ ve bilgisayar, düşünülmesinden veya keşfinden uygulamaya geçene kadar on milyarlarca dolar ve on yıllar harcanan ilaçların ve tedavilerin çok daha çabuk ve ucuza yapılmasına imkân veriyor. Hemen, şimdi. Eski aşıların ne kadar uzun zamanlarda elde edildiğine bir bakın. Bir de COVID-19’un ortaya çıkmasıyla aşısının piyasaya sürülmesi arasındaki aylar mertebesindeki zamana.
Kurzweil’in döne döne vurguladığı cephelerden biri bol ve temiz enerji. Bugünkü imkânlarla, hemen kapıda gibi. En uygunu güneş enerjisi. Güneş panelleriyle. Daha doğrusu moleküler seviyede, nanoteknolojiyle tasarlanıp üretilmiş güneş panelleriyle. Dünyadaki çöllerin bir kısmı bile dünyanın tamamının enerji ihtiyacını karşılamaya yetiyor. Hâlbuki bundan yirmi yıl önceki teknolojiyle, Atlantik Okyanusu’nun tamamını güneş panelleriyle kaplasanız, bir şehrin elektrik ihtiyacını karşılayamıyordunuz. Fark? Fark panellerin malzemesinde. Elektriğin depolanma tekniğinde.
İNSAN ÖTESİ
Kurzweil’in bir diğer kehaneti ölümsüz insan. Transhumanizm diyor buna. Ölümsüz insana emin adımlarla yürüyoruz. Peki, şahsen siz bu ipi göğüsleyebilecek misiniz? Bugün doğanlar kesinlikle göğüsleyecek. Daha yaşlılar da ümitlerini kesmesin. Önümüzdeki birkaç yılda, hiç olmazsa 2030’a kadar ölmemeye çalışın yeter!
İnsanın beyninin bilgisayarla, yapay zekâyla birleşmesi de bir başka transhumanizm. Elon Musk’ın Neuralink şirketinin ilk adımlarını atmaya çalıştığı teknoloji…
İnternet ve onunla gelen sosyal medya, kendisiyle birlikte bir de problem getirdi. Söylenenleri kolay kolay ciddiye almıyoruz artık. Çünkü o kadar abuk sabuk ve inanılmaz şey o kadar sık ve yüksek sesle söyleniyor ki. Hani topçu askerleri gürültüye karşı diğerlerinden daha duyarsızdır ya. Sosyal medya da hepimizi haber ve iddia sağırı yaptı.
YAPAY ZEKÂYA TRİLYON DOLAR
Gerek bu iki kitapta anlatılanlar gerekse onların dışındaki kaynaklardan gelen haberler bu konudaki gelişmelerin hiç de abartılmadığını gösteriyor. Bir kere “paran kadar konuş” denir ya. Dünya çapında yukarıda saydıklarımdan sadece yapay zekâya, bir yıl içinde yapılacak yatırım 1 trilyon dolar. Bu, Türkiye’nin GSMH’sinden birkaç yüz milyar üstünde bir rakam. Bu rakamı Goldman Sachs, Temmuzda verdi. Sadece Microsoft’un, ChatGPT’nin sahibi Open AI firmasına yatırımı 100 milyar doları geçti. Takdir edersiniz ki bu paralar, sosyal medyada takipçi kazanmak veya kendilerinden bahsettirmek için harcanmıyor.
Mustafa Süleyman ve Raymond Kurzweil, benim gibi olan bitene dışardan bakıp anlamaya çalışan tipler değil. İkisi de işin içinde. İkisi de gelişmelere öncülük etmiş, hayatlarını bu konularda çalışarak kazanmış, hem de iyi kazanmış insanlar. Onların her öngördüğü gerçekleşmeyebilir ama çoğunun gerçekleşeceği muhakkak. Öngörmedikleri hâlde gerçekleşen, onların da şaşıracağı gelişmeler de olacaktır.
***
Niçin yazmıyorlar diye içim içimi yerken Taha Akyol’un Salı günkü yazısı çıktı (https://bit.ly/takyol-yapay-zeka). Sağ olsun.