Bölücülüğün fikri ve eylemi

İktidar bölücü terörle mücadele ediyor. Bölücülüğün fikrine itirazı yok. FETÖ ile mücadele ediyor, FETÖ’nün fikrine itirazı yok.

“Devletin fikri olmaz!” Hayır efendim. Fikri olmayan devlet olmaz. Bugün dünyada devletler millet devletleridir. Bozuk Türkçe ile “ulus devlet” de derler ki ulus devletinin sahibi olan bir ulus vardır. Devleti kuran toplum, ırkçıların ve siyasi ümmetçilerin sandığı gibi bir ırk değildir. Bir millettir. Milletleri DNA değil değerleri tarif eder. İşte o değerler, milletin fikridir.

Millet devletleri çağından önceki imparatorluk devletlerinin de fikri vardı. O devletlerin fikri, millete değil hanedana göre tanımlanır, ona sadakati şart koşardı.

NAMUS VE ŞEREF

Fikir yoksa devlet yoktur. Değerleri olmayan devlet olmaz. Yoksa rastgele toplanan sürülerden bahsedersiniz ve her isteyen, o sürüleri kendi çıkarına göre ağıllara koymaya, onların yaşadıkları coğrafyayı kendi menfaatlerine göre kesip biçmeye kalkar.

Devlet, değerlerini anayasasına yazar, o değerler için kanunlar çıkarır, o değerleri okullarda yeni nesillere okutur, benimsetir. O değerler adına anıtlar diker; caddelere, sokaklara o değerlere göre isim verir; anma törenleri, bayramlar düzenlerler. Her kademede devlet memurunun görevi de bu değerleri yüceltmektir. Yüksek memurlar, bu değerleri koruyacaklarına yemin de eder. Mesela milletvekilleri, “…vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma…” diye namus ve şerefleri üzerine ant içerler. Aynı ifade, cumhurbaşkanlığı andında da geçer. Egemenliği kayıtsız şartsız korunacak milletin ismi var mıdır? Yoksa millet la-edri midir, anonim midir? Anonim millet de olmaz. Bu devleti kuran, egemenliğin sahibi olan millet, Türk milletidir.

Anayasadan yönetmeliklere kadar her kademede bu değerleri, bu değerlerin korunmasını görürsünüz. Dolayısıyla “bölücü örgüt”, terör yapsa da kanun dışıdır; yapmasa da kanun dışıdır. Çünkü “vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğine” karşıdır. Hani bunları koruyacağınıza namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin etmiştiniz ya.

KORUMUYORSAM SORUN NİÇİN KORUMUYORUM?

Terör yapsa da kanun dışıdır, yapmasa da kanun dışıdır. Kim mi? Bu ilkelere karşı teşkilatlananlar. Bu ilkelerin aksini, nesillere telkin etme gayreti içinde olanlar. Vatanı, milleti ve milletin egemenliğini bölmeye çalışanlar.

O hâlde soru şu: Bu kişilerle mücadele ediyor muyum? Onların teşkilatlarını derdest ediyor, fikirlerine karşı millî değerleri savunuyor muyum? Bunları yapmak keyfe bağlı değildir. Yemin etmiştim ya. Yemin ederken ayağımı kaldırmamışsam, ha bir de namus ve şeref sahibiysem bu mücadeleyi vermeye mecburum.

Yapmıyorsam bir sebebi vardır. Nedir o sebep?

Her şeyden önce ben bu değerlere inanmıyorumdur. Bakmayın yemine, namusa, şerefe.

Ardından: Benim yandaşlarım arasında, bana oy verenler arasında vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünden, milletin kayıtsız şartsız egemenliğinden hoşlanmayanlar vardır. Ben sadece bu değerleri çiğniyorlar, aksini telkin ediyorlar, gençleri bunlara karşı eğitiyorlar diye onları yakalamaya kalkarsam beni bırakır başka yerlere giderler. Ne oy verirler bana ne de para.

Bakın başka şeyler için de ant içmişim: “…demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma…”. Şimdi bunu da düşünceden eyleme geçirirsem bugüne kadar ilmek ilmek işlediğim örgütlerime, vakıflarıma, derneklerime ne olur? Bana saygıları, sevgileri ve her şeyden önemlisi oyları kalır mı?

BIRAKINIZ YAPSINLAR- MUHALİFLER HARİÇ

O hâlde? O hâlde, bırakırım. İster vatanı bölmek için ister milleti parçalamak için teşkilatlansınlar. İsterlerse milletin kayıtsız şartsız egemenliğini tanımasınlar. Öyle ya, egemenliğin bir adı da “hâkimiyet”tir. Hâlbuki hâkimiyet milletin falan değil Allah’ındır ve Allah bu hâkimiyetini cemaat, tarikat, gavs, şıh, mele, cüppeli gibi “kurumlar” vasıtasıyla kullanır… Bir de benim vasıtamla tabii. Herhâlde değil mi ya?

İşte bunun içindir ki bu değerlere düşman olanların ne milletvekili olmalarına ne de belediye başkanı seçilmelerine engel olurum. Bunları engelleyecek kanunları çıkaramam. Çünkü onlarınkilere yasaktır ama benimkilere değildir dersem olmaz. İlkelere göre hepsine yasaktır dersem benim yandaşlarımın da canı sıkılır- maazallah. Onun için bırakırım seçilene kadar ne derlerse desinler, hangi teşkilata girerlerse girsinler. Yarısı zaten seçilmez, mesele yoktur. Seçilir ve bendense yine mesele yoktur. Seçilir de bana muhalifse… İşte o zaman gürlerim, kükrerim, hapsederim, kayyum atarım.

Onun için ben bölücülükle, laiklik karşıtlığıyla, Türk egemenliğine düşmanlıkla mücadele edemem. İnsan kendiyle mücadele eder mi? Ama bana muhaliflerse görün siz bendeki mücadele azmini.

_______

Aziz Atatürk’ü sevgi, tâzim ve rahmetle anıyorum.

YORUMLAR (51)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
51 Yorum