Anayasa devlettir

Anayasa devleti tarif eder. Devletin sahibini tarif eder. O devleti o sınırlar içinde ayakta tutan değerleri tarif eder.

Milletin kimliğini, devletin şahsiyetini anayasa belirler. Bu yüzdendir ki anayasayla ikide birde oynanmaz. Anayasayı aşağılamak; ona “darbe anayasası”, “karanlık anayasa” falan demek, millî kimliğe, millî devlete hakarettir. Geldikleri makamlara gelirken o anayasaya bağlı kalacaklarına namus ve şeref sözü verenlere hakarettir. Muhtemelen demokrat dünyada böyle hakaretlerin şiddetli müeyyidesi vardır. Devletler kendilerini korumakla mükelleftir.

Şimdi hemen aklı evvellerin, “Ama İngiltere’nin anayasası yok.” dediklerini duyar gibiyim. Hayır, İngiltere’nin anayasası o kadar var ve o kadar içselleştirilmiş; her hükmü bazen halktan bazen yöneticilerden kelleler almış ki, Magna Carta’dan beri toplanıp gelen kurallar topluluğunu iki kapak arasında toplamaya gerek duymamışlar. İngiltere’nin kurucu kanunları ve yönetim geleneği, değme anayasalardan daha değişmez bir anayasadır.

İZLENEN ŞÜPHELİ AŞIRILIKÇI

Geçen hafta ajanslara düşen bir haber bunları yazmama sebep oldu. Almanya için Alternatif (AfD) partisi büyüme eğiliminde. Alman Anayasası’nın ilkelerine uymadığı, ıkçı, Nazi benzeri bir rota izlediğinden şüphe ediliyor. Bu şüpheye dayanılarak sokulduğu “İzlenen Şüpheli Aşırılıkçı” sınıflandırılmasından çıkarılmak için mahkemeye başvurmuş. Bu sınıflandırmadaki bir partiyi veya grubu, Alman istihbarat servisi BfV izleyebiliyor. Almanya demokratik bir ülke. Bize kıyasla birkaç kat daha demokratik bir ülke. Ama Alman demokrasisi, Almanya’nın ilkelerini, kimliğini, millî çıkarını ve devletini kararlılıkla korumaya muktedir. BfV öyle canı istedi diye veya Alman Şansölyesi telefonla talimat verdi diye kimseyi izleyemez. Onun da kanunu var, hukuku var. İşte AfD o yollar aşılıp “İzlenen Şüpheli Aşırılıkçı” olmuş. Neye göre? Neye göre’nin cevabı, izleyen kuruluşun adında gizli: BfV, Anayasayı Koruma Dairesi demek! Yani devleti; yani milleti koruma dairesi.

BfV “izleyebilir” demek, telefonları dinleyebilir, yazışmaları okuyabilir, hatta içlerine adam yerleştirebilir, hâlen içeride bulunanlardan kendine ajan tutabilir demek.

SAHİ BİZ KİMİZ?

Alman Devleti’ni kendi anayasası tarif eder. ABD devletini de. Fransız devletini de. Ya bizi? Bizim devletimizi tanımlayan bir anayasamız olmadığı anlaşılıyor. Bizim anayasamız darbe anayasası ve darbelerin karanlık izlerini taşıyor. Bizim devletimizi, bizim millietimizi, anayasa tanımlamıyorsa kim tanımlıyor?

Kim tanımlıyor? Sahi, biz kimiz? Ama “Kimlik siyaseti yapma!” uyarısı benim için de geçerli değil mi? Biz öyle, haritada, tesadüfen Türkiye denilivermiş topraklar üzerinde tesadüfen bulunan bir halkız. Yok yok halklarız. Hani Dubai Havaalanı transit salonundaki halklar gibi…

Peki nerelere Türkiye denir? Bu daha da karışık ve zor bir soru. 20. asrın başındaki haritalara bakıyorsunuz, Türkiye Adriyatik’ten başlıyor. Allah Allah! Ne garip! Şimdi artık oralara Türkiye demiyorlar. Garabet üstüne garabet. Sanki coğrafya millete isim vermiyor da millet coğrafyaya isim veriyor gibi. Sanki… Hadi oradan sen de. Irkçılık etme! Kimlik siyaseti yapma! Kimliksizsin sen, kimliksiz kal. Türk yoktur zaten. Türk diyen ırkçıdır.

Çok kültürlülüğe alış. Sonra cevap ver bakalım: Ülkeyi millet belirlemiyorsa, şu sınırın buradan değil de biraz öteden geçmesinin ne itirazın olabilir? Haydi bakalım. Alın elinize cetveli geçin haritaların başına. Kendinizi Sykes, Picot, Gertrude Bell gibi hissedin!

ANAYASA DEĞİL TELEFON

Dönelim anayasalara ve devletin kimliğine, temeline. Anayasalar devleti, milleti tanımlar. Bal gibi kimlik siyaseti yaparlar. Dünya anayasalarını bu yönden tek tek ele aldığım Türk’üm Özür Dilerim kitabıma bir göz atın. Anayasanın tanımladığı millete ve devlete aykırı kuruluşlar da izlemeye alınır, aykırılıkları devam ederse kapatılırlar.

Biz böyle yapabilir miyiz? Hayır, yapamayız. Çünkü bizim anayasamız, onlarınki gibi her şeyin üstünde, kanunların kanunu, milletin ve devletin taşıyıcı sütunu, kutsalı değildir. Bizim anayasamız kimliğimiz değildir. Bizim kimliğimiz yoktur. Biz kimliksiziz. Bizde izlenecek, dinlenecek, kayyum tayin edilecek grupları kanunlar ve anayasa belirlemez. Telefon talimatları belirler.

Anayasaya saygınız olmayınca o anayasayı yıkmaya çalışanlara karşı elinizde bir silah kalmaz. Onlar anayasayı ortadan kaldırmaya mı çalışıyor? Bu suç mu? Siz de aynı şeyi yapmaya çalışmıyor musunuz? Böyle bir suç tarifi yapmaya muktedir değilsiniz. Muktedirseniz haydi bakalım, Almanya’yı örnek alın ve “İzlenen Şüpheli Aşırılıkçı” tanımı yapın. MİT’in de ismini değiştirip Anayasayı Koruma Teşkilatı deyin. Yalnız bir tehlike var, İzlenen Şüpheli Aşırılıkçı listesine öncelikle sizi yazmasınlar!

YORUMLAR (47)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
47 Yorum