Yanlışlarınızın sorumlusu gazeteciler değil

Türkiye’nin bugün tek bir problemi var. O da kötü yönetim. Diğer bütün problemler de aslında bu ana problemin başka alanlardaki tezahürleri. Ülke kötü yönetiliyor, problemler çözülemiyor, verilen sözler tutulamıyor… Doğal olarak da iktidar partilerinin toplumdaki desteği hızla eriyor. Bunun sorumlusu kim? İktidar ortaklarına bakarsanız, her şeyin kötüye gitmesinin sebebi muhalefet. Sanki ekonomiyi, dış politikayı, eğitimi, tarımı, sağlığı -onların nezaketten uzak tabirleriyle- “zillet ittifakı”nın kadroları yönetiyor.

Bir de olup bitenleri eleştire(bile)n az sayıdaki gazeteci sürekli hücum altında. Türkiye’yi bu noktaya getiren politikaları bu köşe yazarları belirliyorlarmış gibi.

Aynı şekilde muhalefet partilerinin seslerini duyurabildikleri çok az sayıdaki basın kuruluşu da hedefte. Sanki beş gazete, üç TV kanalı laf dinlemeyip muhalif bir siyasetçiyi ekranlarına çıkarttıkları veya sayfalarına konuk ettikleri için işsizlik artıyor, enflasyon durdurulamıyor, Türk lirası pul olup cebimizdeki paranın değeri iki yılda iki kat küçülüyor…

Bu köşe yazarları yüzünden döviz kurundaki artışı kontrol etmek için bütün ekonomi uzmanlarının itirazlarına rağmen Merkez Bankasının 140 milyar dolarlık rezervini eritip bitirdik.

Türkiye’yi uçuracak… hızlı karar aldıracak… bu kardeşinize yetkiyi verin, gerisini merak etmeyin…” diye sunulan Türk tipi başkanlık sisteminin geçen dört yılı yine köşe yazarları yüzünden her alanda kötü yönetim pratiklerinin zirve yaptığı dönem oldu.

***

Sanki köşe yazarları yüzünden pandemi sürecinde dünyadaki bütün hükümetler harıl harıl ülkelerine gereken miktarda aşıyı tedarik etmek için uğraşırlarken Çin aşısı dışındaki alternatiflerle ilgilenmedi bizim hükümetimiz.

120 milyon doz aşıya ihtiyacımız varken köşe yazarları yüzünden Çinliler sadece 50 milyon doz tedarik sözü verdiler. Yine köşe yazarları yüzünden bunun da ne zaman ve ne kadarının gelebileceği belli değil.

Diğer ülkelerin aldığı aşılara köşe yazarları yüzünden ilgi göstermedik ve şimdi yine köşe yazarları yüzünden sipariş kotaları çoktan dolduğu için ne yapacağımızı bilmiyoruz.

Elimizde aşı yok, köşe yazarları yüzünden varmış gibi yapıyoruz. Köşe yazarları yüzünden iktidar partisinin MKYK üyelerine herkesten önce aşı vuruyoruz.

Köşe yazarları yüzünden “hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz” retoriğinin yerini “çatlasanız da patlasanız da... oh oh…” lafları aldı.

Köşe yazarları yüzünden çeyrek asırdır ellerinde olan İstanbul’da ve Ankara’da belediye seçimlerini kaybettiler. Köşe yazarları yüzünden “Ne olduğunu bilmiyoruz ama kesin bir şey oldu, çünkü çaldılar…” diyerek İstanbul seçimi tekrar ettirildi. Köşe yazarları yüzünden ikinci defa daha ağır hezimet yaşandı.

Köşe yazarları yüzünden damat-gelin, eş-dost, akraba kayırmacılıkları milletin vicdanına dokundu.

***

Hayır, iktidar partilerinin toplumdaki desteği hızla eriyorsa bunun sebebi köşe yazarları değil, kendi yanlışları. Sayın Erdoğan ve sayın Bahçeli bu basit gerçeği kabullenip bu doğrultuda bir çözüm aramak yerine suçlu aramakla vakit geçirmeye devam ederlerse karşılarına bugünden çok daha vahim bir tablonun çıkması mukadderdir. Onu bunu hain ilan ederek bağırıp çağırmakla hiçbir şeye çözüm bulamazsınız. Üstelik bu kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı, kışkırtıcı dil öngörülemez başka olumsuzluklar da doğurabilir.

Muhalif siyasetçilere ve bazı gazetecilere yönelik şiddet eylemleri -eğer organize saldırılar değilse- ülkedeki egemen siyaset dilinin sonuçlarıdır. MHP lideri Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde meydana gelen saldırılar konusunda partisine yönelen eleştirileri reddederken “Milliyetçi Ülkücü Hareket herkesin hayat, düşünce, inanç ve ifade hakkına saygı duyar… Milliyetçi Hareket Partisi’nin sokakta işi yoktur” gibi ifadeler kullanma gereği duyması olumlu bir tavır. Ancak bazı KARAR yazarlarını ismen zikrederek kullandığı haksız ve yakışıksız ifadeler bu tavrın içtenliğini sorgulatacak derecede büyük bir talihsizlik.

Anlaşılan o ki Taha Akyol ile Elif Çakır’ın KARAR.tv’deki yayınına katılan sayın Davutoğlu’nun eleştirilerine kızmış sayın Bahçeli. Davutoğlu’nu ekrana çıkarıp konuşturdukları için Karar yazarlarına veryansın ediyor. (Yıldıray Oğur’un da bir yazısındaki ifadeler muhalif siyasetçiler tarafından paylaşılıp tekrarlandığı için öfkeye sebep olmuş.)

Oysa yalnızca Davutoğlu değil, Kılıçdaroğlu’ndan Akşener’e, Karamollaoğlu’ndan Babacan’a muhalefet liderlerinin tamamının seslerini duyurabildikleri çok az sayıdaki mecradan biri olarak KARAR’ın sayfaları ve ekranı iktidar cephesindeki siyasetçilere -ve arzu ederse elbette Sayın Bahçeli’ye- de açık. Çünkü biz şu veya bu siyasi hareketi desteklemek için değil fikir hürriyetini yaşatmak ve mesleğimizi kendi bildiğimiz şekilde yapmak gayesiyle yola çıktık. Bunun için ödeyeceğimiz bedeli de ödedik.

YORUMLAR (77)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
77 Yorum