Seçim kazanmanın yolu bu değil
Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının hem asıl hem de usul bakımından kabul edilemez bir idari kararla apar topar iptal edilmesinin ardından tüm Türkiye’yi şoke eden gözaltı hamlesi her bakımdan endişe verici. Toplumdaki hukuk duygusunu da yargıya güveni de derinden sarsan son derece talihsiz ve vahim bir müdahale bu.
Ancak ana muhalefet partisinin cumhurbaşkanı adayı durumundaki İBB Başkanına yönelik malum yargı süreci ve diğer olağandışılıklar tabiatıyla cumhurbaşkanlığı seçimiyle doğrudan ilişkili bir konu. Bunu göz önünde tutmak ve gelecek projeksiyonlarını bu perspektiften kurgulamak durumundayız.
Aslına bakarsanız, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri daima siyasi kriz süreçleri olmuştur. Atatürk’ün yerine İnönü’nün seçilmesinden başlayarak bu makamda kimin oturacağı meselesi hep kavga konusu olmuştur. Bu ülkede cumhurbaşkanlığı seçimleri hiçbir zaman olağan şartlarda gerçekleşmemiştir. Hiçbir seçim kavgasız gürültüsüz geçmemiştir. (Söz konusu kriz süreçleriyle ilgili olarak Prof. Hikmet Özdemir’in “Atatürk’ten Günümüze Cumhurbaşkanı Seçimleri” başlıklı eserinde ayrıntılı bilgi ve belge bulunabilir.)
Cumhurbaşkanlığı makamı -belli dönemlerde sembolik bir değer de taşısa- devlet hiyerarşisinde son basamak, siyaset piramidinin zirvesi olarak her siyasetçi için daima “kızıl elma” anlamına geldi. Bugün ise cumhurbaşkanlığı makamı, bırakın sembolik olmayı, bütün iktidarın temerküz ettiği en güçlü pozisyon.
Dolayısıyla tarihi boyunca hep kavga konusu olmuş, uğrunda canlar yakılmış, hiç kimseyle paylaşılmak istenmemiş bir makamın önemi eskisinden kat kat daha fazla. Bu bakımdan, daha önce olmaz denilen şeylerin olma ihtimali de artık daha fazla.
Peki, son genel seçimin üzerinden henüz iki yıl geçtiği halde niçin daha şimdiden harıl harıl seçim konuşuyoruz? Atmosfer niye seçim atmosferi?
Anketlere göre vatandaşların yüzde 60’ı sandığın hemen kurulmasını istiyor. Bu olağandışı bir durum. Siyasetçi her zaman erken seçim isteyebilir ama vatandaşın erken seçim talebi normal değil. İşinde gücünde, ekmeğinin peşinde olan ahali ikide bir sandık başına gitmekten hoşlanmaz çünkü.
Peki, erken seçim talebindeki yükselişin sebebi ne? Ekonomi mi? Evet, seçimden önce verilen sözlere rağmen, sorunların bir türlü düzelmemiş olması önemli bir sebep mutlaka. Düzelmeyi bırakın, yoksullaşmanın artarak sürmesi, seçim öncesi verilen sözlerin tutulmaması vatandaşta “Bir an önce gelsin artık şu sandık” duygusu uyandırmış görünüyor.
Gelgelelim ekonomi alanındaki sıkıntıların çözümü hususunda maalesef bir “başarı” elde edilemediği için başka alanlardaki birtakım “başarı”ların konuşulmasını istiyor hükümet. Söz gelimi Suriye’de yaşanan rejim değişikliği veya Türkiye’de başlatılan “İmralı süreci” gibi siyasi gelişmeleri kendi başarı hanesinde görmemizi istiyor.
Toplum genelinde bu konularda hükümete belirli bir desteğin olduğu söylenebilir gerçi ama vatandaşın gündelik hayatına dair hiçbir iyileşme olmamasının yüksek dozda bir bıkkınlık oluşturduğu ortada. Suriye gündeminin ekonomi gündemini unutturması fazlasıyla zorlaştı artık.
Ancak toplumun böyle erkenden bir seçim atmosferi içine sokulmasının en az ekonomideki sıkıntılar kadar önemli bir sebebi daha var. Bu sebep erkenden muhalefete yönelik hamlelere girişilerek gündemin aşırı bir tonda politize edilmesi.
Hükümet siyasi rakipleriyle uğraşmak yerine kendi işine gücüne yoğunlaşsa, vatandaşın “Bir an önce sandık gelsin” talebi bu derecede yüksek seviyelerde olmazdı büyük ihtimalle.
Muhalefet belediyelerinin “silkelenmesi”, rakipler üzerinde yargı kıskacı oluşturulması, siyasi figürlere yönelik gözaltıların ve tutuklamaların sıradanlaşması, bir partinin genel başkanının hapse atılması vs… gibi “seçmenin iktidar değiştirme yetkisini rehin alacak çapta” uygulamalar vatandaşta “Sorun bakalım, ben ne diyorum bu konuda” tepkisi uyandırmış görünüyor. Halihazırda Türkiye’de seçimle gelinen en önemli ikinci makamın sakini ve birinci makamın namzedi olan İmamoğlu’na yönelik süreç de bu psikolojiyi beslemeye devam edecektir.
Diğer yandan, kendisine yönelik eleştirileri derhal susturabilen, rakiplerini tasfiye edebilen ama çözmesi gereken sorunları çözemeyen, dahası son genel seçim öncesinde verdiği sözleri unutan bir iktidar görüyor karşısında vatandaş.
Genel seçimden hepi topu dokuz ay sonra yapılan yerel seçimde bile seçmen bu yöndeki tepkisini göstermiş, iktidara son derece sert bir uyarıda bulunmuştu. Ama o günden bugüne değişen bir şey olmadı.
O seçimde verilmiş olan mesajın alınması ve bunun gereğinin yapılması yerine o seçimde halktan oy alıp göreve gelen belediye başkanlarının kimileri iktidar partisine transfer edildi, kimileri hapse atıldı, bir kısmının da yerine kayyum atandı. Yani seçilenlerle ilgilenildi, seçenlerle, onların ne söylediğiyle veya ne istediğiyle, ilgilenilmedi.
Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi için de aynı yaklaşım gözleniyor. Rakip adayları bertaraf etmeye yönelik işler yapılıyor ama onlara oy vermesi muhtemel kitleyi ikna edecek bir şeyler söylemek düşünülmüyor. Siyaset yapılmıyor, siyaset mühendisliği yapılıyor. Çünkü galiba artık siyaset yapma gücü de kalmadı, imkanı da. Mevcut “Türk tipi” Başkanlık rejimiyle bu kadar oluyor herhalde.
Peki, bu gidişle ne olur? Şöyle anlatayım: 2023 genel seçimi öncesi uygulanan sandık ekonomisi sayesinde tüketici güven endeksi 90 puanın üstüne çıkmıştı. (Ekonometrik analizler itibarıyla bir seçim sırasında tüketici güven endeksi 90 puanın üzerinde ise iktidar partilerinin sandık başarısı elde edebildiği, 90 puanın altında ise muhalefetin kazandığı görülüyor.)
O dönemde “köprüden önceki son çıkış” olarak görülen genel seçimde eldeki barutların tümü atılıp tüketilmiş olduğu için dokuz ay sonra gerçekleşen yerel seçimde tüketici güven endeksi 80 puanın bile altındaydı. Yani 2024 yerel seçiminde “muhalefetin başarısı” gibi görünen tablo aslında iktidarın kendi kendine ürettiği sonuçtu.
TÜİK verilerine göre tüketici güven endeksi bugün yüzde 82 civarında. Bunun anlamı vatandaşın ekonomideki sorunları daha fazla hissediyor ve mevcut iktidarın buna çözüm üretebileceğini düşünmüyor olmasıdır.
Demek ki vatandaşı rahatlatacak işler yapmak yerine siyaset mühendisliğiyle meşgul görünmenin arzu edilmeyen sonuçları ortaya çıkabilir.
Daha açık konuşacak olursak, “Suriye, Filistin, ihalar sihalar…” diyerek oyunu alabildiğiniz dar kitlenin desteğinin yetmeyeceği bir süreçte ana sorunlar çözülmeden, yalnızca karşınıza çıkması muhtemel aday adaylarını yoldan kaldırarak seçim kazanmayı düşünmek hayalcilik olabilir. Bu tutumun doğurduğu tepki adayın kim olduğuna bakmaksızın sandığa yansıyabilir.















Bir üniversite mensubu olarak söylüyorum: Gazete ilanında ne yazılmışsa sürecin yasal sınırlarını o çizer. İst. Ün. ilanında "herhangi bir yükseköğretim kurulunda kayıtlı öğrenic geçiş yapabilir" diyor. Üniversite'nin kendi yatay geçiş yönetmeliği (en azından o zaman) yok. YÖK'ünkinin şartlarını zaten listelemişler. Eşdeğerlik ile ilgili tek bir kelime yok. Zaten o dönem YÖK eşdeğerliği diye bir kavram yok, sonradan geldi. Basındaki trollergözümüzün içine bakıp yalan söylüyorlar.
Yanıtla (41) (7)Sadece "hadi oradan" denir. Çünkü üniversite ile ilgili bilgin olsa bu yorumu yapmazdın.
Yanıtla (5) (38)20 küsur senedir bir üniversitede hocayım. İlanlara yazılan her kelime dikkatle seçilir. İlan koşullarını sağlamayanın başvurusu dikkate bile alınmayabilir. İ.Ü. rektörü, tam anlamıyla bir idari katliam yapmıştır. Üniversiteye bugün girmiş öğrenci mezun oluncaya kadar bugünkü yönetmeliğe tabiidir. Üniversite, girdiğinin ertesi günü yönetmeliği değiştirse bile... Bu aslında tüm kamuda böyledir.
Yanıtla (13) (0)O bir hukuk kuralıdır ve yasal sürecin bir parçasıdır. Herhangi bir zamanda, belirli bir konuda yasa ya da yönetmelik bulunmuyorsa, kişiler o zaman, o konuda yaptıklarından sorumlu tutulamazlar. Bu karar vericiler için de, hakkında karar alınanlar için de geçerlidir. Bir düzenleme yapılır ve yasal prosedürler izlenerek ilan edilirse, kurallar ilan edilen yürürlük tarihinden itibaren uygulamaya konur. Kurallar sadece ilave hak getirmeleri durumunda geçmişe yönelik uygulanabilir.
Yanıtla (3) (0)yatay geçiş yaptığı yer bir yüksek öğretim kurumu değil bir şirket. amerikadaki bir üniversitenin kursu. ekrem seviciliğiniz kör etmiş gözlerinizi. ekrem diye taptığınız adam baba parasıyla bile zor okumuş olan bir hak yiyicidir.
Yanıtla (0) (0)Hani Soylunun da iddiası vardı, belediyede PKK kılar çalışıyor diye, sonra bir şey çıkmadı da, nasılsa PKK ya para gönderildi çıktı. Nasıl gonderilmis acaba, bankayla mi, eşek yüküyle mi, açıklasınlar..
Yanıtla (2) (0)Bunu sizin kadar, kasdettiğiniz çevreler de, onca akıl, izân ve imkânları ile, bilirler herhâlde muhterem..
Yanıtla (0) (3)Bilselerdi yaparlar mıydı?
Yanıtla (1) (0)Onların şu anda beyinleri işlev yapmıyor, durmuş, yapay zeka bile bu yanlışları yapmaz...
Yanıtla (0) (0)Bir şeye çok üzülüyorum.
Yanıtla (49) (0)Vesayetçilerin ''bunlar takiyye yapıyor''sözü doğru çıktı!!!
Demek ki vesayetçi değillermiş.
Yanıtla (0) (0)Suc varsa takibi olacaktır...Kimin olduğu hic farketmez..seçim ayrı konu. Secmen nereden bilecek suçun olup,olmadığını..Adalet gereğini yapar.
Yanıtla (5) (86)İsminizden bile anlaşılıyor sizin ne zihniyete olduğunuz : "Matrakçı" !
Yanıtla (62) (2)Hatta emeklileri açlık sınırı altında yaşamaya mahkum edende İmamoğlu, 14469 lirayla geçinin daha ne olsun diyende İmamoğlu.
Yanıtla (10) (0)Suç varsa takibe uğrar, hukuken yanlış bir ifade. Doğrusu, kuvvetli suç şüphesi varsa takibat yapılır, olmalıdır. FETÖ'yü milletin başına bela edenlerin atamış olduğu ve FETÖ'nün rahle-i tedrisinden geçen hukukçular için ve FETÖ eski sevicileri için ikisi arasında tabii ki bir fark yoktur.
Yanıtla (5) (1)Bu ülkede bir tane akıl sahibi iktidar mensubu kalmamış. İmamoğlunun diploması nın iptal edildiği saatten itibaren, ulaşım araçları, internet hızı, bütün sosyal medya platformları iptal edildi. Süreli ödememiz var yapamıyoruz, gecikme faizini Validen isteyebilir miyiz? İstanbul halkını cezalandırarark elinize ne geçecek bakalım. Bütün ülkeyi 2 günde %10 daha fakirleştirdiniz.
Yanıtla (21) (0)Seçim öncesi seçmeni rahatlatarak kandırmak için kullanacakları dövizi İmamoğlu tutuklamasının ekonomiye olumsuz etkileri yüzünden kullanmak zorunda kaldılar ve kendi ayaklarına sıktılar. Allah'ın sopası yok.
Yanıtla (4) (0)Şu yazıya yorum yapıp da İmamoğlu'nu peşinen mahkum eden satılık kalemlere bir soru: "Kadir Topbaş, Melih Gökçek, başta olmak üzere istifaya zorlanan Balıkesir, Bursa, Niğde belediye başkanları hakkında nasıl bir yasal işlem yapıldı. Sizin demokrasinizde sadece muhalif olanlar mı suçludur?Siz hangi dine mensupsunuz, merak ediyorum." Size BAKARA MAKARA Egemenler yakışır....
Yanıtla (4) (0)En son Prof. Hüseyin Hatemi'de diploma yasal demiş. Valla yasadışı diyen bir hukukçu yok mu?
Yanıtla (18) (1)Yasadışı diyen bulunur mutlaka. Son 20 yıl bize, her türlü meslekten (gazeteci, hukukçu, iş adamı, doktor, üniversite hocası..) onur ve ahlaktan yoksun, aklını vicdanını nadasa bırakmış meslek erbaplarının hiç azımsanmayacak sayıda olduğunu gösterdi.
Yanıtla (4) (0)bu sence siyasi bir operasyonmu? 200 un üzerinde usulsuz ihale yapılmış. adamları yurtdışına kaçmış. İmamoğlu şirketler gurubuna son üç yılda 117 taşınmaz alınmış. hangi parayla ? yazsana bunuda? yatay geçişi uygun değil. yanı evrakta sahtecilik var. herşey var. devlet buna göz yumamaz dı ev yumamdı da. bu senın desteklediğin parti de olsa Boyle olacaktı.
Yanıtla (1) (11)Matematiksel bir hata var gibi seçime 3 yıl var.
Yanıtla (2) (18)Neden suçlamaların aslı astarına dair kapsamlı bir araştırma dosyası hazırlamak yerine niyet okuyuculuğu yapılıyor şaşkınlık verici.
bu dönemde kapsamlı yapılacak araştırma sizce güvenilir olurmu.Bu araştırmayı kim yapacak mesela,yökmü,üniversite yönetimimi ben bunlara hayatta güvenemem.
Yanıtla (9) (1)Diploma iptal edilerek CB olması engellendi. Engellendiği düşünülmesin diye yolsuzluk ile itham edildi. Belediyelerde yolsuzluk yapılması olağan olduğundan şüphelerin artması amaçlandı. Bir de terör ile iltisaklı denerek kayyum atanmasının yolu açıldı.
Yanıtla (14) (4)İmamoğlu yönetimi ve CHP'li belediyelerle ilgili ihbar ve sikayetlerin %90'ninin CHP belediyeler ve CHP'liller tarafından yapıldığı iddia edilmektedir .Sezgin Tanrıkulu dün katıldığı bir TV programında "Imamoğlu ve Istanbul Büyükşehir Belediyesi ve CHP'li diğer belediyelere yönelik tutuklamalar ve operasyonlar olabileceğini bekliyorduk..Imamoğlu'nun başkanlık
Yanıtla (12) (84)adaylığını öne crkmeyi ve ön secimi; bu operasyonlardan kurtulmak için planlayıp uygulamaya koyduk" mealinde açıklamalarda bulunmuş
Mülkiye müfettişleri yılda 365 gün denetliyor. Onlar neden hiçbir yolsuzluk vs bulamamış Yozkurt.
Yanıtla (91) (3)Bozkurt,senin dinine gör Ramazan ayında böyle yalan ve iftira dolu söylemler sevap mi sayılıyor?
Yanıtla (52) (3)Sayın Bozkurt, eğer dediğiniz doğru ve ihbarları yapanlar CEHAPE li ise, bu da CEHAPE nin dürüst ve namuslu bir parti olduğunu göstermez mi? İktidar partileri gibi "Kol kırılır, yen içinde kalır" dememişler.
Yanıtla (26) (0)Gösterir elbet ancak çıkan bilgilere göre pastadan pay alamayanlar ve aldığı payı begenmeyenler şikayet etmiş
Yanıtla (1) (2)Sayın Tozkurt hukuk olan ülkede mollalar milletle gazete haberleriyle bırak seçilmiş Başkanı sade vatandaş dahi tutuklanamaz.Bu ülke ne yolsuz Bakanlar, peşkeş çekilen kamu ihalelerine gördü.23 senedir kimse kılını kıpırdatmadığı gibi,anlı şanlı akıl Hocaları yolsuzluk hırsızlık değildir diye fetva verecek kadar alçaldı.
Yanıtla (24) (2)Seçim olursa tabii. Artık görelim lütfen!
Yanıtla (4) (1)Gerçi her mide her yemeği kaldırmaz, ama mecbur kalınca da yemek zorunda kalınır. Misal; Sayın Ekrem bey, Akape’ye (Akepe de diyebilirsiniz) transfer olsa açılan soruşturmalar derhal son bulur mu? Yoksa devam edip aklanır mı?. Veya acaba; yahu bir yanlış oldu kusura bakma mı denir?. Bilmiyorum hayal işte , Yıldıray Oğur bu minvalde bir yazı yazdıydı devam eder mi ki?. Bilemiyorum!!.
Yanıtla (15) (1)'Ne yani suç serbes mi dolaşacak' diyor akıllının biri. Diplomasız birinin diplamalıya kurduğu tuzağı anlamazlıktan gelen bir zihniyet ülkenin nereye sürüklendiğini göremeyecek kadar körelen zihniyet büyük vebal ve mesuliyettedirler.Yarattıkları enkazın altında kalacaklarını bilmiyorlar mı?
Yanıtla (24) (0)Ne yani.. suç işleyen serbest mi dolasacak.. gözaltına alınıp sorgulanmayacak mi?
Yanıtla (8) (41)20 milyon Euro kaldı.
Yanıtla (4) (0)Siz namaz kılmayı bahane ederek iktidara geldiniz.
Yanıtla (22) (3)Biz de buyurun namaz kılacaksanız yeryüzü seccade gökyüzü kubbe dedik siz doğru gittiniz devletin kozmik odasına girdiniz.
'Ankara'yı parsel parsel sattın 'diyeni ve kimsenin hesap vermediğini unutmayalım!
Yanıtla (24) (1)Hangi suç? Açılmış bir dava var mı? Avukata verilmiş bir dava dosyası var mı? İfadeye çağırmak için davetiye var mı? Yanında avukatı olmadan zorla ifade almak var mı? Baştan sona hukuk cinayeti.
Yanıtla (23) (0)Suçlular ortalıkta dolaşıyor, çoğu zaten salıverildi kaçtı, gitti. Emniyet Müdürü Gaffar Okan'ı öldürenler nerededir ? Madımak otelinde insanları yakanlar nerededir ? Kartalkaya'da insan yakanlar nerededir ? Gazeteci öldüren katil ve destekçileri nerededir? İmar barışı ile 50.000 kişiyi öldürenler nerededir? Bir o kadar insanın ölümünde sorumlu olan birileri de af edilmek ve milli kahraman olmak üzeredir.
Yanıtla (18) (0)Gazeteci İsmail Saymaz göz altına alındı ve yapılan suçlama şöyle : Gezi olaylarına katılanlarla görüşmek ve bu nedenle "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmek". Sayın Karar okuyucuları, aranızda bu şekilde görüşenler varsa lütfen hemen gidip teslim olunuz. Gülümsemeniz dileğiyle...
Yanıtla (20) (0)Türkiye'de neyimiz güvende?
Yanıtla (108) (5)Bankadaki paramız mı?
Borsadaki hisselerimiz mi?
Satın aldığımız devlet tahvilleri mi?
Binbir emekle kurduğumuz işletmeler mi?
Tarlamız, arsamız yoksa evimiz mi?
Canımız, malımız, şerefimiz mi?
Diplomalarımız, kariyerlermiz mi?
Vatanımız, bayrağımız, milli marşımız mı?
Lütfen yazarsanız sevinirim...en azından bir istatistik oluşturmuş oluruz.
Mevlâ yardımcımız olsun
Her şeyimiz güvende. 23 yıldır kendimi her açıdan güvende hissediyorum hiçbir sıkıntı yok. Ama yolsuzluk hırsızlık yaparsan haksızlık yaparsan tabiki güvende olamazsın.
Yanıtla (14) (138)Hele br muhalif ol ve sesini çıkar görürsün...
Yanıtla (38) (4)Bunların yaptığı yolsuzluk, hırsızlıklardan haberin yok galiba. “Sıfırlama” sana bir şey hatırlatıyor mu?
Yanıtla (33) (4)Etem.kendi de o düzenin kazananı olduğu için tabii güvende olacak.Bunlar yoksulun,garibanın ,ezilenin yanında hiç olmadılar.
Yanıtla (18) (4)Vatanını beş parasız bırakıp soyanlar şu anda muhalefette değil vatansever!
Yanıtla (10) (2)Ne iktidar ne muhalefet.ikisi de götürüyor.ancak biri sorgulanıp cezalandırılırken diğeri görmezden geliniyor.
Yanıtla (2) (3)Erdoğan bütün bunları bilmiyor mu? Tabi ki biliyor ama o gemileri yaktı artık geri dönemez.
Yanıtla (14) (2)Ömrümde CHP'ye oy atmadım.AKP'li de değilim. Kamu hukukundan behresi olan bir vatandaş olarak diploma iptali-nin idare hukuku teamülüne aykırı olduğunu belirtmek isterim. Ancak Cumhurbaşkanlığına aday olan bir kişinin etik olmayan bir şekilde Üniversiteye merkezi sınavdan geçmeden arka kapıdan girmesinin de savunulacak bir yeri yoktur.
Yanıtla (30) (114)Kendisine ve başkalarına da verilmiş bir hakkı kullanması, nasıl “arka kapı” oluyor? Sonuçta mezun olmuş. Sorun gerçekten sınava girmemiş olması ise, hazırlanması için bir iki ay süre verirsin ve sınava tabii tutarsın. Diplomayı iptal nedir?!
Yanıtla (64) (10)Zamanında İstanbul Üniversitesi'ne Merkezi Sınavda aldığı puanlarla girememiştir. Usulsüz yatay geçiş yapılmıştır.Fakülteye girişi usulsüz olsa bile 4 yıllık eğitim sonrasında aldığı diploma geçerlidir. Ancak,etik olmayan haksız bir süreç sonunda Üniversiteli olmuştur. Tabii uyanık vatandaşlar etik de ne demektir, diyebilir!Tıpkı kaçak inşaatların, imar affı ile hukuki tanınma kazanması gibi!
Yanıtla (20) (57)Şimdi bu şekilde yurt dışından bir şekilde bakanlık , üniversite vs geçiş yapan binlerce insan var. Biyolojiden tıp fakültesine geçiş yapıldığı söyleniyor. Bunlarla ilgili ne dersiniz?
Yanıtla (62) (4)KPSS puanin 70 . Siralamada degilsin.
Yanıtla (12) (2)Mulakat puanin 90 ve siralamaya giriyorsun.
Kamuya, burokrasiye hemen ataniyorsun. Etik olan nedir burda ?
Beyefendi,
Yanıtla (8) (1)Bize bir tane hukukcu gösterin, Imamoglu'nun yatay gecisi ve doplomasi gecersizdir diyen. Sadece bir tane gösterin, iki tane degil. Iktidar tarafindan fonlanan, hicbir hukuk formasyonu olmayan, kara cahil gazetecilerin söylemleriyle burada insanlara camur atamayin. Imamoglu'nun kapi gibi transkripti var. Anlasilan o ki, siz hayatinizda hic transkript görmediniz.
Adalet bakanı var:)
Yanıtla (0) (0)(İhtiyar 1) İmamoğlu Üniversite sınavına girmiş 370 puan almış,Türkiyede puanı yetmeyince kıbrıstaki Ünv.lerden birine girmiş. O dönem yatay geçiş yapılıyordu. İst.Ünv. yatay geçiş şartlarını ilan edince baş vurmuş kriterleri tutturmuş ve girmiş bunda bir şey yok. Geri kalan hususlar Kurumun sorumluluğunda İmamoğlunun sorumluluğu yok. İdare Huk. açısından durum bu ...Örnek Yargıtay kararı var bu konuda ....karar siyasi...Önünü keselim de ne olursa olsun
Yanıtla (115) (10)Melek, düzelttiğin için sağol. Sinirden doğru yazamadım. Erdoğan, bu hamlesinin sonuçlarının çok kötü olacağını zaten biliyor, fakat hiç umurunda değil. Gerçekten dehşet bir durum.
Yanıtla (58) (5)O dönem yatay geçiş yapılamıyordu denklik yoktu yatay geçiş usulsüz. Adam hak etmediği bir üniversiteye usulsüz yatay geçiş yapmış oraya layık değil ehil değil hakkı değil. Lafa gelince hak hukuk adalet ehliyet yersen.
Yanıtla (12) (82)Way anasına ne büyük olay,
Yanıtla (12) (1)%25 devalüasyon olacak kadar büuük bi şey!!!
Denklik yok doğru denklik uygulaması sonradan çıktı ondan önce üniversite duyuru yapıyor şartları taşıyorsanız başvuru yapıyorsunuz üniversite kabul ederse yerleşiyorsun denklik uygulaması çıkınca denkliği tanınmadıysa sizin başvurunuz kabul edilmiyor bilginize
Yanıtla (9) (0)O tarihte "Denklik yok" değil, "denklik şartı yok". İkisi arasında çok fark var. Biraz da Türkçe sever olmanız dileğiyle...
Yanıtla (9) (0)Yukardakinin hak dağıtan yorumuna bakarsan adam nerede ise doğduğu için dahi suçlayacak bir zihniyetle kapışıyor...
Yanıtla (6) (0)Melek hanım bu şahıs olayın ne olduğunu biliyor ama bir kulp takması gerekiyor. Şimdi aynı şekilde diploması iptal edilen Galatasaray Üniversitesinden bir bayan Prof. var. Onun ders verdiği bütün öğrenciler derslerini yeniden almak zorunda kalcaklar mı?
Yanıtla (10) (1)Ben hukukçuyum o dönemde okudum, dediklerinizin zerresi doğru değil...1983 de Uludağ Üniversitesini bitirdim 1990 da da İstanbul hukuk da okumaya başladım yatay geçiş, denkli vs. hepsini çok iyi biliyorum...
Yanıtla (0) (0)Oradan burdan duyduğu kelime ve cümlelerle caaka satıp, bilgiçlik taslayanlar yok mu, işte asıl sorun bu, adam tanınmış bir haktan faydalanmış ve okulu bitirmiş aksatmadan birde yüksek lisans yapmış, nasıl arka kapı oluyor bu! Türkçe yazıyorum anlaman için....
Yanıtla (9) (0)Peki burada suç;universiteye ; sinava girmeden arka kapidan gireninmi, yoksa boyle bir sistemi ihdas ederek, hali vakti yerinde ,ensesi kalin, ekonomik durumu buna musait, varlikli ailelerin cocuklarina boyle bir kapi, boyle bir imkan ayarliyan, once o donemin YOK yoneticileri ve ardindanda muteselsil olarak,MEB yoneticileri, Devrin basbakani ve Cumhurbaskani degilmi? Bu kapidan giren ogrencilerin soyliyecek tek sozleri var.Kapiyi siz actiniz, bizde bu kapidan iceri girdik.Bizim suçumuz NE?
Yanıtla (5) (0)Maalesef, devlet üniversitelerinde kanunun verdiği bir hakkın benzer suistimalleri vardır. Şimdi YÖK'ün yapması gereken son 40 yıldaki bütün yatay geçiş işlemlerini denetlme
Yanıtla (2) (23)almasıdır. Ayrıca fakülte yönetimlerinin yatay geçiş işlemlerinin de YÖK tarafından ciddi bir şekilde denetlenmesi gerekir. 30 yıl önceki fakülte yöneticiliğimde, YÖK denetçisi geldiğinde ilk işi yatay geçiş dosyasını incelemek olmuştu.
Tamamda,yatay gecisde bir suc var ie;1-)30 yildir devlet akli nerede idi? 2-) Devlet bu sucu bunca surede sirgulamamis ise,zaman asimi suresi calinazmi?3-) Yatay gecis usulsu ise;o zamanki yatay gecis şart ve usullerini belirleyip- ilan eden Istabul Üniv.si degilmi? Imamoglu bakmişki, kendi durumu sartlara uygundur,muracatini yaparak yatay gecisini yapmiş. Burada İmamoglunun suçu ne? Eger burada bir suç var ise,bu suç,sira ile,o gunku fakulte,universite ve YÖK yonetimine ait olmasi gerekmezmi?
Yanıtla (22) (0)Yabancı öğrencilere neredeyse ilkokul sorularıyla Tıp Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve benzeri giriş hakkı verilmesi doğrumu. Neredeyse hiç Türkçe bilmeyen hukuk mezunu avukatın videoları var binbir emek çeken gençlerimize yazık.
Yanıtla (24) (0)Bunu belirleyen ÝÖK degilmi.Bu sorulari ben hazirlamadim ya..MEB bu ulkede ilk ve orta ogrenimde sinifta kalma kaldirarak, koyde çoban olamiyacak vasiftaki cocuklari lise ve ozel universiteler yoluyla diploma sahibi yapilmadimi? Ozel Egitim kurumlari sahibleri diploma satarken iktidar sakinleri balli borekli ihaleler pesinde kosuo,ulke gencligi sosyal medya ve uyusturucu baronlrina emanet edilip,1+1 daireler saatligine kiraya verilip, buralarda fuhuş icra edilirkeniktidar nerede idi?
Yanıtla (9) (0)Sayın Kiras,adaletin,hukukun lağım çukurunda olan bir ülkede demokrasi olmaz.Olursa da canım Türkiye'de sandık demokrasisi( yasal olarak gecersizolan oylar geçerli sayan sözde hakimlerheyeti sonunda ülkeyi duvara toslatir.Muktedir ben yaptım oldudemokrasi der.Toplumlar layık oldukları yonetimle yonetilir.
Yanıtla (6) (1)Önce Yahudiler için geldiler, Sesimi çıkarmadım,
Yanıtla (46) (0)çünkü ben Yahudi değildim
Sonra komünistler icin geldiler, Sesimi çıkarmadım
çünkü komünist değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, sendikacı olmadığım için yine sesimi çıkarmadım
Sonra benim için geldiler
Ses çıkaracak kimse kalmamıştı...
(Pastor Nie Moeller)
Bunun anlamini bilmeyen yandaslar, eger birgün bu duruma düserlerse, bizler yine onlarinda yaninda oluruz. O güne ayakta kalabilirsek tabii.
Yanıtla (17) (1)Herkes apaçık görüyor, tek amaçları E. İmamoğlu nun adaylığının önünü kesmek. Hani bu son adaylığı demişti.
Yanıtla (12) (1)Maalesef demokrasi nin bizde ki ömrü de buraya kadarmış , ne diyelim Allah rahmet eylesin
Yanıtla (15) (1)Demokrasi eceliyle olmedi, katledildi.
Yanıtla (22) (1)Katillerinden hesap sorulmayacak mı?
Niceleri geldi neler istediler
Yanıtla (17) (0)Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenlerde hep senin gibiydiler
Bu dünya kimseye kalmaz bilesin
Er geç kuyusunu kazar herkesin
Tut ki , Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak sen değil misin ?ÖMER HAYYAM
Hani dışgüç beka meselesi deyip duruyorlardı ya, şakası olmazdı işte geldi dayandı.
Yanıtla (5) (0)Komplo oyun diye bir siyaset oyunu varsa böyle bişey olmalı; göz göre göre geliyorum diye diye.
Türkiye her şeye rağmen bölgede oyun kurucu dünyada oyunbozucu ve teknoloji treni görkemle ilerlerken; ahmaksadık yakınlar’ belki de bilip/ bilmiyerek bu treni durdurucak; uçak araba. da olduğu gibi. Vallahi billahi; hiçbişey olmadıysa bile birşeyler oldu/ oluyor! Dualar zaruret ve belagat boyutuna taşınmalı..
Şu anda iki muhalefet partisi başkanı hapiste. hem zıt kutupta olanlar. İmamoğlu tutuklanacağı kesin. kayyım atamak kolay olsun diye terör iltisakı da iliştirilmiş. Türk adaleti bağımsız ve tarafsızdır falan hikaye. eğer terör iltisakı varsa şu anda cumhur ittifakının Öcalan ve DEM parti ile yaptığı görüşmelerde aynı. hepsine soruşturma açılabilir. yolsuzluk varsa, Ziraat bankası kredisi ile gazete TV almak ve yıllarca ödememek te aynı. bu mu bağımsız ve tarafsız yargı.
Yanıtla (25) (0)Muhalefet tek adayla ve İmamoğlu’nun mağduriyetini bu millete çok anlatarak gelecek seçimleri alabilir. Erdoğan korktuğunu bu yapılan kanun dışı ve demirperde ülkelerinde yaşanan otokratik oyunlarla seçimi alacağını sanıyor fakat bu sefer işi çok zor eğer seçim olursa!!!!
Yanıtla (57) (2)İmamoğlu seçim alamaz. Yabancıların ERÜ olan seçim kazanamaz. Yapılanlar kabul edilemez ayrı mesele. Bize erbakan ve Özal gibi anadolu çocuğu lazım. Devletin malını deniz gören ikinci bir kişi değil
Yanıtla (9) (72)Benim memurum işini bilir diyen de Özal'ı.Ayrıca imamoğlu onlardan daha anadolu çocuğu..Köyde doğmuş büyümüş..
Yanıtla (43) (7)Denizi kurutanlardan değildi.
Yanıtla (5) (6)Referandum da tek adam sistemine oy verenler utanirlarmı acaba ? Zannetmiyorum.
Yanıtla (18) (4)Düne kadar askeri darbeleri haklı olarak eleştirenler, şimdi bal kovanı nı bırakmamak için kendileri darbe yapıyorlar.
Yanıtla (18) (3)Güzel Türkiyemiz bugün; devlet yönetim şekli olarak 1876 K. Esasi Öncesine (Monarşiye), Kamu ekonomisinde 1215 Magna Carta Öncesine, Hukukta, Muaviye Dönemine, Ahlakta,Taş devrine, Vicdanda, semavi dinler öncesine, Kadın haklarında İslamiyet öncesine, Demokraside Antik Yunan öncesine, Temel Hak ve Özgürlüklerde yazılı tarih (doğa haline) öncesine, kültür sanatta ilk çağa dönmüş bulunmaktadır. 21. yüzyılda, Göktürklerden daha gerideyiz. Memlekete ve sebep olanlara uğurlu kademli olsun (!)
Yanıtla (25) (0)Seçim kazanmanın yolu tabi ki bu değil,
Yanıtla (4) (9)Lakin, Başkan da hapse girip çıktı, bilfiil,
Hapishane adeta bir paye bu süreçte,
Seçim kazanabilmek sanki bununla kabil!
El oğlu koşadursun, emeklemek ne diye?
Çün bu kültürde rüşvet, içe sinmiş hediye
Bir üniversiteye girememiş yetenek,
Nereden bakarsan bak, yakışmaz bu ülkeye!
Meziyet ortadayken, şu siyasi hırsa bak,
Mağdur tadı vermekte işbu iştaha kabak,
Ülke geleceğini rehin alacak koltuk!
Mahşere dek “hep bana”! bu hırsla mümkün an
Çok teşekkür ederim güzel analiz ettiniz benimde okuyucu olaraksize söyleyeceklerim var ama hakkımızda soruşturma açarlar diye telaffuz etmiyorum hayırlı ramazanlar selam ve sevgiler ile iyi bayramlar İbrahim bey
Yanıtla (3) (2)Bir daha serbest secim yapacaklarini kim biliyor? Demokrasi tramvayi son duraga geldi ama Turkiye zorbalikla yonetilebilecek bir ulke degil. Ayrica aslinda kimin diplomasinin sahte oldugunu da herkes cok iyi biliyor.
Yanıtla (15) (0)Siz CHP'li belediyeleri silkeleme zamanı geldi dedikten sonra neyle suçlarsaniz suçlayin kimseyi inandiramasiniz
Yanıtla (13) (0)Bu diploma iptali olayi, hem de 35 yil sonra, cok ama cok ciddi bir olaydir ve ancak otoriter yönetimlerde görelebilir. Olayin vehametini anlatmak icin size bir örnek vereyim. Bugun AKP bir Türk vatandasina cikip dese ki, kardesim senin sahip oldugun evin tapusu sahte, bu ev sana ait degil, ben bu tapuyu iptal edip, evini devletlestiriyorum, ki 15 Temmuz'dan sonra bunun Boydaklar gibi bir sürü örnegini gördük, sizi savunacak tek bir mahkeme yok. Devlet maliniza cöküyor. TC artik bir diktatörlüktür.
Yanıtla (13) (0)28 Mayıs 2023 son seçimdi. Bundan sonra olanlar "ayarlanmış ve göstermelik" olabilir. 28 Mayıs 2023 son fırsattı, yazık oldu.
Yanıtla (9) (0)Katılmıyorum
Yanıtla (0) (0)Sakin olun beyler. Van'da,Mardin'de Diyarbakır'da sürekli yaşadığımız şeyler. Çabuk geçer. Unutursunuz. Hatirladığınız zaman da başınıza birdaha gelir.
Yanıtla (3) (0)Kaderini kendi tayin eden bu Toplum hakettiği şekilde yönetiliyor, kaleminizi yormayın...
Yanıtla (2) (0)AKP'NİN SEÇİM YOLU:
Yanıtla (11) (1)-2002 de, ABD'de Bush'un oval ofisinden geçti.
-2004 ve 2008 de, hilesiz seçimlerle sandıktan geçti.
-Sonraki seçimler;
▪ milyonlarca mühürsüz oyları geçerli sayan,
▪aynı zarftaki 4 oydan biri sahte diyerek milyonlarca seçmene utanmadan "sahtekar" muamelesi yapan,
▪seçim sahtekarlığında uzman AKP ekiplerinin önünü açan YSK'nın kararlarıyla kirlettiği yollardan geçti.
Demem o ki, AKP'nin cemaziyelevveli hep kirli yollardan geçti, geçiyor!!!
Bir Hint atasözü şöyle der: "Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa kesin altına pislemiştir" Bu atasözü ülkemizdeki son olayları çok güzel açıklıyor.
Yanıtla (12) (0)Olmamıştır olmuştur, şöyledir böyledir bilemeyiz. Burada hepimizin isyanı aynı fiili (belki de daha fazlasını) işleyenlerin bazıları pışpışlanırken bazılarının tokatlanması... Adalet!
Yanıtla (0) (0)Adalet mekanizmasının çalışmadığı bir ülke de başka kazanma yolu var mı?
Yanıtla (7) (1)Kur'an'ı mızraklara takmanın hesabı mahkemei kübrada.
Yanıtla (4) (0)O kadar korkaklar ki youtube x instegram ı yavailatmışlar. Arpalığınızın sonu geldi.
Yanıtla (4) (0)Değil bu kadar önemli bir makamı herhangi bir yeri bile çeyrek asır siz yönetseniz (ki sizi şahsen tanırım,erdemli ve ölçülü kişiliğinizle takdir etmişimdir) bir süre sonra orayı kendi mülkünüz olarak görürsünüz bayım.Sorun güç zehirlenmesidir ve bir yerden sonra artık toparlayamazsınızdır.Ülkeye yazık ediliyor malesef..
Yanıtla (2) (0)Erdoğan rejimi diploma iptali ile KKTC yi tanımadığını açıkça deklare etmiştir. Rumlara çok büyük bir koz vermiştir. Türkiyeye ve KKTC ye bundan büyük kötülük yapılamazdı.
Yanıtla (0) (1)İşinize geldiği zaman Maydonoz hadisesinde olduğu gibi savcılığın her iddiasını doğru kabul edip bu insanları terörist olmakla suçlarken bu konuda gevşememeli diye yazı yazdığını ne çabuk unuttunuz. Peki sormazlar mı adama şimdi niye İmamoğlu hakkındaki terörist iddiasına inanmıyorsunuz diye? Niye İmamoğlu ile mücadele konusunda gevşememeli diye yazı yazmıyorsunuz? İkisi de aynı bağımsız yargı değil mi? İşte çifte standardın dik alası budur. Önce kendi hukuk anlayışınızı bir sorgulayın.
Yanıtla (5) (2)Hukukçu kimliğiyle olan biteni bir de Mansur Yavaş'ın değerlendirmesinde fayda var. Tabi iddianamenin filan ortaya çıkması lazım
Yanıtla (3) (21)İddianame mi? Günün en güzel esprisi.. :)
Yanıtla (13) (1)Bahçeci; yargıya güvenim tamdır, dedi ...ya milletin sana ve yanındakilere güveni ?... o da tam mı acep?
Yanıtla (17) (2)Bu kafayla bir de bizi AB’ye alın diyorlar.
Yanıtla (16) (1)Belki Şanghay beşlisi kriterlerini sağlayarak oraya girmeyi düşünüyorlar.
Yanıtla (5) (1)Iktidar ne zaman milleti düşündüki?.
Yanıtla (13) (1)Tek amaçları o koltuklarda oturup, ülkenin milletin alınterini, milli serveti yandaşlarına peşkeş çekmek. Bu durumu vicdan ve ahlak sahibi hiçbir seçmen kabul edemez. Ama sorun, ülke manevi değerlerini yitirdi, Allah korkusu bile yok. Maalesef.
19 Mart 2025 operasyonu ile birlikte iktidar ve destekçileri DEMOKRASİ ile olan son bağlarını koparmış oldular. Bu halk kendi tercihlerinin sorgulanmasını ve gasp edilmesini geçmişte olduğu gibi bugün de kabul etmeyecektir. Yapılacak ilk seçimde iktidar sandıktan çıkamayacaktır.
Yanıtla (8) (1)Yeni ve güvenli bir Türkiye için Sayın Sami Selçuk gibi hukuk gurmesi biri gerekli.
Yanıtla (3) (0)Çünkü bu saatten sonra hangi muhalif siyasetçi cumhurbaşkanı olursa olsun bugünün "Tayyip saltanatı " teşkilatında yer almış herbir ferdin çok ağır cezalandırılıp lince uğraması kaçınılmazdır. Demem o ki yanlışı yanlışla düzeltmek toplumsal yaramızı derinleştirir.
Teşekkürler üstadım
Yanıtla (0) (0)Bizi tekrar aydınlattınız
Türkiye, cari açığı olan, ürettiğinden çok daha fazlasını tüketen bir ülke. 2002'de 125 milyar $ olan dış borcun, bugün 5 katına çıktığını göremiyoruz. Yaşadığımız refahın kendi üretimimiz değil, borç bir refah olduğunu anlamıyoruz. Alınan borçlarla sanal bir dönem yaşadık. Aldığımız borçları rantabl ve üretime yönelik alanlarda kullanmadık. Şimdi üstüne demokrasi ve hukuku da mezara gömdük. Bu pasta küçülecek. Ama halkın bunu anlamasına daha var. Bugünleri bile arayacağımıza şüpheniz olmasın.
Yanıtla (28) (1)Toplumun beklentilerinden çok uzaktalar....3bini 4 bin yapınca daha ne olacak diye adeta küçümseyici algı yönetimi sorunları çözemez....sorunlar onların derdi değil...ayda 300-400bin lira alanların 14-15 bin lira alanlara sabır tavsiyesi aymazlığı erken değil derhal seçimi zorunlu kılıyor.
Yanıtla (32) (0)Adam Secim kazanıyor iptal ediyorlar, üniversite okumuş ortada gerçek bir diplomasi var onu da iptal ediyorlar..Aynı Üniversite de birde Yuksek Lisans yapmış "vay efendim usule uygun değilmişs"..yetmiyor adamı sabahın köründe Örgüt lideri diye gözaltına alıyorlar..Bu bir zulümdür, siyaseten devre dışı bırakmanın çeşit yöntemlerinin hepsini deniyorlar, hangisi tutarsa..?
Yanıtla (66) (2)Bütün ünlü partiler düzenin devamı. Oy pusulasında sosyalizm veya kapitalizm seçeneği var mı? Yok. Jokeyi değiştiriyoruz. Ama at aynı at. Bu halkı kim sömürecek? Din tüccarları mı, milliyetçiler mi, Atatürkçüler mi?
Yanıtla (4) (16)Cin şişeden çıktı..Millet iradesini çarpıyor. Tekrar şişeye girmesi çok zor. İnşallah sağduyu hakim gelir, protestolar ülke geneline yayılmaz.. Şu mübarek aylarda halkına, huzuru refahı çok görenleri çarpar...
Yanıtla (37) (4)Sanki denmek isteniyor ki; 'ben olmayacaksam artık, o ülkeyi yakarım,hiç düşünmem bile",,ya itaat eder rahat edersiniz, ya isyan edersiniz bende ezer geçerim diyor,,hani trafikte kornaya basa basa üstüne üstüne gelen beton kamyonları minübüs otobüs ve şoförleri varya,,öyle birşey işte artık herşey.
Yanıtla (57) (0)Resûlullah şöyle buyurdu:
Yanıtla (41) (2)"Kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle o felâketten kurtarır da seni derde uğratır." (Tirmizî, Kıyâmet 54)
Amaç İmamoğlu’nun önünü kesmek. Bunu sağır sultan biliyor. Ak partililer İmamoğlu’nun ismini bile duysa nefretdili kullanıyor İstanbul’u ellerinden aldı. Millet de seviyor. Kendini sevdiriyor. Şimdi de CB. adaylığı açıklanınca acil devreye bu operasyonlar girdi. Bu kadar basit. Dün diploma iptali, bugün de bu.Çıkmasın artık karşıl
DEVAMLA:
Yanıtla (32) (2)Çıkmasın artık karşılarına diye KORKU yaşanıyor.Akp,de benzer yollardan geçerek iktidar oldu. O gün Erdoğan’a yapılanlar da yanlıştı, bugün İmamoğlu'na yapılanlar da yanlıştır. Herkesten önce iktidar, siyasi rakibinin hukukuna sahip çıkmalı ki, hem halkın gözünde saygın olsun.
Cumhur ittifakı /İktidar seçimi gerçekten kazanmak istiyor mu ki? Ya da seçimde kazandırılmak istenilen tarafa psikolojik olarak toplum kanalize mi ediliyor?
Yanıtla (5) (2)iktidar için rekabet azaldıkça, iktidarı kaybetme riski düştükçe keyfilik artar, kalite düşer, rehavet başlar.
Yanıtla (16) (0)Bu moda geçen iktidarlar ülkelerine artı değer katmak bir yana ülkelerinin kısa, orta ve uzun vade de kaybetmesine geri kalmasına neden olurlar.
Genelde düşüşler bu tür iktidarlar zamanında başlar, ancak çürüme iş işten geçtikten sonra anlaşılır. Rekabet ortamını kaldırdığı içir rekabet etmeyen, kendini yenilemek, düzeltmek ve düzenlemek ihtiyacı hissetmeyen iktidarlar topluma yüktü
'' Seçim kazanmanın yolu bu değil ''
Yanıtla (35) (1)1) Gerçekten, Seçim yapılacağına inanan var mı?
Veya,
2) Lehine sonuçlanacağını, önceden kesin olarak bilmediği kurgulanmamış bir seçim yapılabilir mı?
“Bu tutumun doğurduğu tepki adayın kim olduğuna bakmaksızın sandığa yansıyabilir.” Serbest seçim olursa tabi. Bu arada darbe dönemlerinde bile seçim geldiğinde seçimden şüphe edilmezdi.
Yanıtla (28) (0)Korku zalimleri azgınlaştırır.
Yanıtla (38) (1)Ben bu 75 yaşıma kadar, yaşadığım Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hiçbirinde ideolojik veya kişisel ihtiras dışında arkasında yolsuzluk dosyalarının bu kadar kabarık olduğu bir dönemi hatırlamıyorum.
Yanıtla (37) (0)Telaşın bir nedeni de acaba bu olsa mı, gerek...
Çivisi çıkmış dünya... Kıyamet yakın.
Yanıtla (7) (0)Yazınız realiteye oturuyor; tebrikler. Keşke ders alınsa!
Yanıtla (14) (0)İktidar siyaset mühendisliği yaparak başarı elde edeceğini düşünüyor. Bu sadece günü kurtarır. İmamoğlu şimdiden halkın gözünde Nelson Mandela oldu. Bu saatten sonra ne yapsalar boş.
Yanıtla (35) (0)Bütün bu tablonun tek sorumlusu; “ geliyor gelmekte olan”, “ alo ben Kemal “ diyerek adaylığını dayatan Kılıçdaroğludur. 2023 seçimlerinde aday Mansur veya Ekrem olsaydı asla Erdoğan seçimleri kazanamazdı.
Yanıtla (32) (2)Ya rab RAMAZANDA nice alınlar secdeye gidiyor.Allah'ın ismi dillerden düşmüyor,Bir oy uğruna ne tavizler veriliyor,Hak hukuk adalet çigneniyor Birinin saltanatı uğruna memleket ateşe atılıyor,Nice ahlar arşu âlaya yükseliyor,Nice yetim kul hakları yeniliyor,Bir koltuk uğruna YARAB ne güneşler batıyor,Dünün mazlumlarının
Yanıtla (41) (3)bugünkü muameleleri ibretlik
Hz Ömer adaleti deyip, turist Ömer gibi yaşanıyor.