Erdoğan nasıl aday olacak
Bugün itibarıyla iktidar cephesi açısından Erdoğan’ın yeniden adaylığını sağlayacak bir formülün bulunma ihtiyacından daha önemli hiçbir konu yok. Zaten çeşitli vesilelerle gündeme getirilmeye çalışılan “yeni anayasa” başta olmak üzere son zamanların tartışma maddelerinin tamamı bu amaca yönelik.
Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için aslında anayasa değişikliğine ihtiyaç yok. Gerçi 2023 seçiminde üçüncü kez aday olabilmesi için bu gerekiyordu ama iktidar tarafı “Bu üçüncü dönem değil, seçim usulünde ve yönetim şeklinde yeni bir sisteme geçildiği için önceki iki dönem sayılmaz” dedi. Yüksek Seçim Kurulu da bu tuhaf görüşü kabul etti. Muhalefet ise “Bunlar sandıkta kazanamayacaklarını bildiklerinden Erdoğan’ı masada engellemeye çalışıyorlar” propagandasına meydan vermemek için bu hukuksuzluğa göz yumdu. Böylece fiili durum oluştu.
Dolayısıyla de jure olarak değil ama de facto olarak Erdoğan’ın bir kere daha aday olmasının imkanı mevcut anayasaya göre de var. Meclisin erken seçim kararı alması durumunda mevcut cumhurbaşkanının yeniden aday olma hakkı doğuyor. Çünkü görev süresini tamamlamamış oluyor. Ancak bir erken seçim kararı alınabilmesi için meclisin en az beşte üçünün, yani 360 milletvekilinin evet demesine ihtiyaç var.
Ama eğer seçim zamanında yapılırsa AK Parti liderinin, kendilerine göre üçüncü, realitede ise dördüncü defa aday olma imkanı 2018 değişikliğinde anayasaya kendi koydukları -veya çıkarmayı akıl edemedikleri- iki dönem şartı yüzünden ortadan kalkıyor.
İşte bunun için erken seçime gitmek, erken seçim için ise 360 milletvekilinin buna oy vermesini temin etmek gerekiyor.
Bir diğer yol ise anayasadaki iki dönem kuralını değiştirmek. Bunun için ise mecliste 400 milletvekilini bulmak lazım. Yani erken seçim için gerekenden 40 kişi fazlası.
Bununla birlikte Cumhur İttifakının anayasada değişiklik yapabilmesine 360 milletvekilinin kabul oyu vermesi de imkan sağlayabilir. Zira evet diyenlerin sayısı 400’ün altında kalmış olsa bile meclisin en az beşte üçünden kabul oyu almış olan bir anayasa değişikliği teklifi cumhurbaşkanının önüne gitmek durumunda. Teklifi meclise geri göndermek veya referanduma götürmek Cumhurbaşkanının yetkisinde. Ancak referandumdan ne çıkacağı belli olmayacağından Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için erken seçim kararı aldırmak anayasa değiştirmekten daha ehven görülüyor olmalı.
Bu durumda geriye kala kala eksik olan sandalyelerin bulunması kalıyor. Müsavat Dervişoğlu, çeşitli vesilelerle birkaç defa Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi amacıyla yapılacak hiçbir düzenlemeye destek vermeyeceklerini açıkladı. Gerçi siyasette her an her şey değişebilir ama bu aşamada İYİ Parti’den destek beklemek yanlış olur.
CHP lideri Özgür Özel ise yine birkaç defa belirli bir tarihten sonra erken seçime izin vermeyeceklerini tekrarladı. İktidar partilerinin bunu kabul etmeleri çok kuvvetli bir ihtimal değil. Çünkü bilhassa ekonomideki sorunlar az çok tolere edilebilir seviyelere çekilmeden sandığa gitmek arzu edecekleri bir seçenek olamaz. Ama yine de ileri sürülen şartlara rağmen ana muhalefet partisiyle işbirliği imkanı tamamen yok sayılmaz.
Bir de DEM Parti var… 59 sandalyesi Cumhur İttifakının oylarına eklenirse arzu edilen bir tarihte erken seçime gitme ve böylece Erdoğan’ın yeniden aday yapma imkanı bulunabilir. Bahçeli’nin Öcalan’ı çıkarma vaadi sonrasında oluşan beklentiler böyle bir işbirliğini söz konusu hale getirebilirdi. Ne var ki İmralı’nın, Kandil’in ve DEM Parti’nin desteğiyle aday olduğunuzda milletten oy istemekte güçlük çekebilirsiniz. AK Parti kanadı bunu göze almamış olmalı ki kayyum sürecini başlattı. Hatta karşılarına çıkacağı muhakkak olan “Bunlar Öcalan’ı çıkaracaklardı” propagandasının önünü kesmek için sınır ötesi operasyon gündeme getirildi son olarak.
Bu durumda DEM Parti’yi de eliyoruz… Peki CHP? Eğer AK Parti ana muhalefet partisi ile işbirliği yapabilse MHP’nin desteğine bile ihtiyacı kalmıyor. Adaylık yarışı yüzünden bugünlerde içi bir hayli karışmış durumdaki CHP ile işbirliği zemini oluşturmak o kadar da kolay olmasa gerek. Ama belki de bu partinin içinin bu kadar karışık olmasını bir fırsat olarak düşünüyor da olabilir Erdoğan.
Siyasette 24 saat uzun bir süredir diye boş yere söylememişler. Beklemek ve her türlü sürprize de hazırlıklı olmak lazım önümüzdeki süreçte.