Seçim tarihi belli
Elbette bu kadar da düşüncesiz olamazlar. Hazineye yüklenen ve yüklenmek istenen yüklerin taşınamayacağı belli.
Bakın 2020 yılını 1 trilyon 813 milyar borç yükü ile kapattık ama 2021 yılı Kasım sonunda borç yükümüz 2 trilyon 708 milyar liraya yükseldi. (2020 sonu borç stoku bizde 1,8 trilyon lira gözüküyor ama AB tanımlı borç stoku aynı tarihte 2 trilyon liradır)
Borç artışında elbette kur yükselişi çok etkili oldu. Ama sonuçta kur kasım ayı seviyesinin altına düşmedi; hatta daha da üzerinde seyrediyor.
Bu arada iç borçlanma maliyeti aylık bazda nisan 2021’den beri yüzde 18,0’in üzerinde seyrediyor. Öyle ki, stok borç maliyeti yine nisan 2021’de %15,4 seviyesinden kasım 21’de %17,3 seviyesine yükselmiş durumda. Borçlanma maliyetimiz de hızla artıyor.
Kısaca artık hassas yerimiz Hazine oldu.
Kasa boşalıyor.
Gerçi Lütfi Elvan gitmeden son bir sağlam bütçe bıraktı. Hazine nakit gerçekleşmelerine göre bu yıl ilk 11 ayda nakit denge sadece -50 milyar lira açık verdi. Öyle ki, faiz dışı fazlamız 97,4 milyar liraya ulaştı.
Geçen yıl nakit dengenin -181,9 milyar lira açık verdiğini, faiz dışı dengenin de -65,6 milyar açık olduğunu belirtelim. Hatta 2019 yılında da Hazine nakit açığının -130 milyar lira olduğunu ve faiz dışı dengenin de -37,7 milyar açıkta olduğunu not düşelim.
Ya da şu şekilde söyleyelim: Hazine 2015 sonrasında ilk kez bu yıl 11 ayda faiz dışı fazla vermiş durumda.
Son iyi Hazine dengesini de 2022’de şimdiden bitirmeye başlamış olduk.
Bakınız, sorunları bir bir Hazineye yükler olduk.
Mesela doğalgaz da artan fiyatları konutlara yansıtmıyoruz. BOTAŞ sanayi ve elektrik santrallerine 4 bin liradan sattığı gazı meskenlere 1400 liradan veriyor. Ve şimdi BOTAŞ’ın Hazineye görevlendirme borçları siliniyor.
Yük Hazineye bırakılmış olacak. Biriken borç yaklaşık 50 milyar lira.
Keza, benzer şekilde elektrik sektörü şu anda zam bekliyor. EPİAŞ piyasasında toptan diyeceğimiz fiyat 1,2 liraya çıktı. Oysa konutlara satılan elektrik tüketim fiyatı 92 kuruşta seyrediyor. EPİAŞ fiyatı ile nihai tüketim fiyatı arasında iletim, dağıtım, kayıp-kaçak ve vergiler gibi bir çok faktör devreye giriyor. Son EPİAŞ fiyatlarına göre elektriğe ocak ayında yeni tarifeye göre yüzde 100-150 arası bir zam gerekiyor.
Muhtemelen o zam da olmayacak.
Ve elektrik tüketiminde de Hazine devreye girip açığı kapatmak zorunda kalacak.
***
Bildiğiniz gibi yıllık 75-80 milyar liralık akaryakıt vergisi alınamaz noktaya geldi. Gerçi şimdi ÖTV yükleyecekler ama bu fiyattan zor dayanılır.
Asgari ücret ve gelirlerden asgari ücret kadar olan kısım da vergi dışı bırakıldı. Buradan da bir 70-80 milyar liralık feragat yapıldı.
Tabii biz vazgeçilen vergileri, yani gelirleri sayıyoruz ama asıl mesele giderler kaleminde. Mesela Osmangazi Köprüsü geçiş fiyatı bu kur seviyesinde 750 lirayı aşıyor. Burada bir indirim yapılarak geçen vatandaş adına Hazine müteahhide ödeme yapıyor. Kur artışına bağlı olarak Hazine garantili müteahhitlere ödeme bütçeye konulan 44 milyar liranın çok üzerinde olacaktır.
***
Dövize endeksli mevduat güvencesi verdik ve kurlar düştü. Ama asıl düşmesini hedeflediğimiz faizler düşmedi.
Hala tahvil faizleri yüzde 22-24 aralığında seyrediyor. Çünkü tehlike bütçe açığında ve buna bağlı olarak enflasyonda.
Faizleri düşürmek için çıktığımız yolda başardığımız tek şey faizleri yükseltmek oldu.Hazinenin bütçe dengesi şaşmaya başladığında asıl tehlike oradan gelecek.
Bizi açık bütçe riski bekliyor. Ya da enflasyon riski diyelim.
Bu iki bileşen ise faizleri düşürmeyeceği gibi daha da yükseltebilir.
Acaba kur baskısı ile bütçe açığı dengesinde ne kadar yol alabiliriz? İşte bu soru bizi seçimlere götürüyor.
Uygulanan politika hastayı bayıltmaya benziyor. Şu an baygınlık noktasında bekliyoruz ama tedavimiz yok.
O zaman tek çıkış yolu seçim olarak kalıyor. Çünkü bu politika tercihi ülkemizi 2022 sonuna taşıyamaz.
Haziran 2018’de reel kriz başlamadan yapılan seçimin benzeri en geç 2022 yaz aylarında yapılmak durumunda. Muhtemelen bu kadar basit dengeyi politika uygulayıcılar da bilecektir.
Zaten kapıda bekleyen 3600 ek gösterge, EYT ve emekli-memur zamları ile son ulufeler de dağıtılmış olacak. 2023’e ise kala kala sadece enkaz kalacaktır.
Sizce enkaz altında seçime gidecek bir yönetim olabilir mi? Ben hiç sanmıyorum. Ve erken seçimin ya da baskın seçimin 2022 yılı ilk yarısında tamamlanacağını bekliyorum.
Yazdım bir kenara ve açıkça söyledim. Bakalım ne olacak?