Devlet tıkandı
Düşünebiliyor musunuz...! 1,5 yıldır kapalı olan okulların deprem dayanıklılığı yapılmamış ama şimdi okullarda üst üste eğitime geçiliyor.
Oysa öğrenci sayısını azaltıp, sınıfları seyrekleştirmek için belki de ikiye bölünmesi gereken okullarda tam tersine iki okul aynı anda öğretim görüyor.
Bu kalabalık sınıflardan gelen öğrenciler ne kadar salgından korunmuş olacak? Ya da aileleri başta olmak üzere kaç kişiye bulaştıracaklar. Ve bu risk kaç kişiyi salgından öldürecek acaba?
***
Hatırlarsanız geçen yıl salgın başladığında derhal araba vergileri artırıldı. Oysa bu ülke insanları da kendilerini korumak için toplu taşıma yerine özel araç almak istediler. Ama derhal vergi zamları ile önlerini kestik...
Acaba toplu taşıma üzerinden kaç kişi korona oldu ve/veya kaç kişi vefat etti?
***
Hani okul bahçeleri sadece öğrencilere açık olacak, veliler giremeyecekti? Temizlik dahi yapılamayan okullar ve bahçeleri yolgeçen hanı gibi.
Nasıl olmasın ki?
***
Çocuklar artık daha sık hastalanıyor. Çünkü üst üste eğitim var bazı okullarda. Ama durun mesele bu değil...
Aşı olmayan öğretmenler haftada iki test yapacaklardı değil mi? O kural işliyor mu?
Şimdi başka bir şey soralım: Acaba öğrenciler için özel test imkânı oluşturuldu mu? Kendinden şüphelenen öğrenci veya ailesi hastalık ortaya çıkıncaya kadar ne olacak? Bulaştırmaya devam mı edecek?
Yok yok hastaneye gitsin mi diyorsunuz? Dr başına 200 kişilik kuyruktan sizce size sıra ne zaman gelir?
Bugün akşama kadar bekledin ama sıra gelmedi; acaba gece hastanede yatıp yarın da bekleseniz sıra gelir mi?
***
Sosyal medyadan hastalığın muhteşem takip ve kontrol sistemini yazanlara rastlıyorum. Acaba ülkemizde lider partililere ayrı bir sistem mi uygulanıyor?
Hani algı için İsveç’ten ambülans uçakla hasta getiren ama Bursa’da hastane bahçesinde kriz geçiren hastaya müdahale edemeyip vefatını seyreden sistem mi?
Slogan ve sembol ile ülke yönetilince sonuçlar maalesef herkes için acı vermeye başlıyor.
***
Bugün aslında 8,4 milyon işsize rağmen çalışacak eleman bulamıyoruz diyenler de aslında devletin tıkandığını itiraf ediyorlar.
Bugün aslında tarlada bedava ürünün raflarda el yaktığını görüp fiyat etiketi denetimine çıkanlar da aslında devletin tıkandığını ifşa ediyorlar.
Bugün aslında yıllardır o kadar fazladan konut yapımına rağmen kiralar uçtu, ev fiyatları patladı dedirtenler de devletin tıkandığını söylemiş oluyorlar.
Efendim öğrenciler yurt bulamadıkları için parklarda yatıyorsa aslında onlar;
-Mavi Vatan düşmanları
-Terör örgütü yandaşları mı oluyor?
***
Başkanlığın ayak sesleri geldiğinde bir sohbette “ülkeden beyin göçü hızlandı” demiştim. O masada oturan kahramanlar ise “hainler ülkeden gitsin zaten” demişlerdi.
Bugün dr’lar istifa ediyor, beyin göçü son sürat devam ediyor.
Çalışması aksayan devlette, bakanların bile birer oyun kurucu olmak yerine oyuncu olduğu yerde nasıl bir işleyiş olabilir ki?
İşte bu nedenle devlet tıkanıklığı yaşanıyor.
Mesela İsmail Saymaz yazmasaydı, asker katili Gaziantep’te kuş dükkânı işletmeye devam mı edecekti? Ya da TCDD başına atama 10 gün sonra geri dönmeyecek miydi?
Bu nasıl bir işleyiş, görebiliyor musunuz?
Ama asıl görmeniz gereken nokta şu anki sahne değil. Asıl görülmesi gereken nokta, şu anda görülmeyen ufuktaki kara bulutların oluşturduğu karanlık geleceğimizdir.
İşte o karanlık gelecek evlatlarımızı bekliyor.
Gördüğünüzde zaten iş işten geçmiş olacaktır. Umarım biraz gelecek analizi yapabiliriz. Umarım evlatlarımızı biraz düşünebiliriz.
Umarım....