Daha beter ne olabilir!
Uçuyoruz, dünyaya meydan okuyoruz. Oyun üstüne oyun kuruyoruz… Biz gidersek Türkiye yıkılır…
Yalan üstüne yalan… Kandırmak üzerine kurulu bir siyasi dil. Milletin temel duyguları olan din ve milliyetçiliği kullanarak iktidarı sürdürmek.
Ülke ne hale gelmiş, hiç bakmadan tabii yapılıyor bunlar.
***
Farkında mısınız… Yıkılıyoruz. Çöküyoruz…
Toplum umudunu kaybetti. Gelecek yıllar daha iyi olacak diyenlerin oranı yüzde 42’lerden yüzde 23’lere düştü. Çok karamsarım diyenlerin oranı da yüzde 12’lerden yüzde 26’lara fırladı.
Mutluyum diyenler bir zamanlar yüzde 60’ların üzerindeydi. Şimdi mutlu olduğunu söyleyenler yüzde 40’larda seyrediyor.
Kısacası toplum umut ve mutluluğunu kaybetti.
***
Ülkemiz maalesef kalıcı fakirliğe mahkum oldu.
Çünkü bilimi bitirdik…
Türkiye’nin teknoloji seviyesi 2007’den beri aynı düzeyde. Teknoloji seviyesini belirleyen pozitif eğitimle temel problemimiz var. Her yeri imam hatip okulları ile doldurup ülkeyi bilimden-teknolojiden kopardık.
Boğaziçi Üniversitesi bu konuda simge… İktidarın kalite ve bilim düşmanlığının simgesi.
Yıllardır dikkat çekiyorum: İşçi sendikaları, işçiler… Eğer maaşınızın artmasını istiyorsanız gidin Boğaziçi Üniversitesi önünde destek çıkın. Çünkü ülkede değer üretimi, yani teknolojik üretimin durmasının simgesidir orası.
Teknoloji ilerlemezse refah gelmez.
***
Gelir dağılımına bakıyoruz. Toplumun en fakir yüzde 35’lik kesimi Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu yılda %14,34 pay alıyordu. Aynı dönemde en zengin yüzde 5 ise gelirden %18,38 pay alıyordu.
Ve Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu…
Şimdi en fakir yüzde 35’in payı %12,29’a düştü. En zengin yüzde 5’in payı da %24,30’ açıktı.
Grafikte görülüyor. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde sadece en zenginler kazanmış. Ve büyük kaybeden de en fakirler olmuş. Özellikle Nass politikası ile toplum adeta darmadağın edilmiş. Fakirler kaybederken zenginler uçmuş gitmiş.
***
Peki bunlar nelere yol açıyor?
Mesele burası.
Bakın toplum o kadar berbat bir hale gelmiş ki 2014 sonrası adeta kemer sıkarak çocuk yapmayı bırakmış. Yılda 1 milyon 350 bin çocuk yaparken şimdi 958 bine düştü bu sayı.
Evlenme azaldı; boşanma hızla artıyor.
Ve de ölüyoruz.
Yılda 400 bin civarı ölüm artık yılda 500 binlere geldi.
***
Farkında mısınız… Eğitim sistemi çöküşü beraberinde sağlık sistemini de mahvetti. Artık artan oranda eğitimi de sağlığı da özel sektöre havale ediyoruz. Hastanelerde yatacak yer kalmadığı gibi okula yollayacak uygun okul da kalmadı.
Oysa yeni doğanlar bizim gözbebeğimiz olmalı. Çünkü çocuk gelmiyor geriden. Yakın zamanda ithal nüfus olmazsa yerli nüfus hızla azalmaya başlayacak.
Ama biz ithal nüfusu fakir bir ülke olarak alacağız. Almanya gibi zengin olmadan böyle bir nüfus ithali bizi ne duruma getirir.
İnanın düşünmek bile istemiyorum ama durum çok feci.
Acaba bu yazdıklarımı düşünen bir iktidar mensubu var mıdır? Biz bu ülkeyi ne hale soktuk diyerek vicdanı olan bir kişi var mıdır?
Bir ülkeyi içeriden bu hale getirmek için dış düşmana gerek kaldı mı? Lütfen evlatlarınızın gözüne bakın ve Vatanımızın geleceğini düşüşün… Vatan satmak sadece yüksek faizle değil, milleti çocuk yapamaz hale getirmekle de olur!!!