Cehalet, sefalet, felaket
Bana AK Parti Türkiye’sini özetle derseniz en kısa şekilde bu üç kelime ile özetlerim.
Gelin işin cehalet bölümü ile başlayalım: Türkiye’de bilgi durdu. Bilginin durduğunu iki temel veriden anlıyoruz:
1-Ülkemizin ihracatında teknoloji seviyesine bakıyoruz.
AK Parti gelmeden önce sürekli yükselen teknoloji seviyemiz, adeta 2006-2008 yıllarında stop etti. Hatta yüksek teknoloji ürün payımız yüzde 6,0 seviyelerinden yüzde 3,0 seviyelerine geriledi.
Orta-yüksek teknoloji seviyemiz eski trend içerisinde devam etseydi bugün yüzde 60 seviyesine ulaşacaktı. Lakin tam tersine orta-düşük teknoloji seviyemiz hala yüzde 60’larda seyrediyor. Orta-üst teknoloji seviyemiz ise yüzde 40’lara demir atmış durumda.
Cehalet göstergesini sadece teknoloji ile ölçmüyoruz. Geleceğe bakış ölçümü de çok önemli: AK Parti’nin ilk 2 döneminde gençler ve yüksek öğretimliler çok daha memnun ve umutlu idiler. O dönemde alt eğitim ve ileri yaş grupları daha az mutlu ve umutlu idi. Şimdi iş tersine döndü. Sorumuz şu: Üst eğitim grubunun göremediği feraset nedir?
Ülkede teknoloji ve bilim bitince yerini otomatik olarak fakirlik alıyor. Değer artıramazsanız fiyat artırırsınız. Kısaca ülkede bilim ve teknoloji bitince, akıl rafa kaldırılınca sefalet kaçınılmaz son oluyor.
Çok ama çok net söylüyorum: Bu zihniyet sürecinde ülkemizde asla ve asla kalıcı refah artışı olmayacaktır. Hatta çok ama çok net bir şey daha söyleyeyim: Evlatlarımız bizden çok daha karanlık ve sefil bir ülkede yaşayacaklar.
Gelelim işin felaket bölümüne. Aslında felaket bölümü günümüzde insanların dile getirdiği hayat pahalılığı ve geçim derdi değil. Keşke öyle olsaydı diyeceğimiz daha büyük meseleler.
Size bir grafikle durumun ne olduğunu izah etmeye çalışayım. Bakın bu grafite Türkiye’de kamunun topladığı gelirlere oranla yaptığı yatırımlar görülüyor. 2001 kriz yılında bile kamu topladığı her 100 liranın 11,4 lirasını vatandaşa hizmet olarak sunmuş. Oysa AK Parti ilk iş olarak kamu yatırım oranını düşürdü.
Daha önceleri vermiştim ama tekrar edeyim: Rahmetli Turgut Özal döneminde kamu yatırım oranı %20 seviyelerindeydi. Karanlık 90’lı yıllarda bu oran yüzde 12-13 seviyelerinde gerçekleşti.
AK Parti ve Erdoğan sıkça ‘Eser Siyaseti’ söylemi kullanıyor. Oysa AK Parti ihtiyaç yatırımları yerine şov yatırımları yaparak kamu yatırım oranını %9,5’de tuttu. Ve 2024 yılında kamu yatırım oranı yüzde 8,6’ya çekilerek yine vatandaşa hizmetten kısılacak.
Bunu neden verdik?
Müthiş bir edebiyat yeteneği ile vatandaşa gerçekler hiçbir şekilde anlatılmıyor. Lakin vatandaş da artık ihtiyaç yerine şovlara daha çok önem veriyor.
Durum maalesef bu.
Gelelim yeniden felaket bölümüne.
Bu ülkede nüfus artmıyor çünkü ekonomik durum ve beklentiler çok feci durumda. Millet çocuk yapacak bir ortam göremiyor.
Ülkeden beyin göçü hızla sürerken ülkeye vasıfsız ve savaşçı nitelikte eğitimsiz bir göç alınıyor. Maalesef ki bunlar bizden de değiller: Yani ne Uygurlar, ne Türkmenler ne de Özbekler.
Türkiye Yüzyılı aslında Türkiye’yi Türksüzleştirme projesi.
Yapısal çöküş yaşayan ülkemiz maalesef cehalet içinde sefalet yaşıyor ama aslında büyük felakete doğru koşar adım ilerliyor. Ve birileri de bunu milliyetçilik ve din adına Ülkeyi kurtarmak olarak sanıyor.
Tam da BOP içeriğine uygun şekilde.