Adalet Sarayı önünde toplanan halkın hatırlattıkları…
Bir büyükşehir belediye başkanının kalabalıklar önünde yaptığı konuşmalar yüzünden cezaevine düştüğü en son olayı hatırlarsınız herhalde.
Evet, doğru hatırladınız: 28 Şubat günlerinin, yıldızı İstanbul büyükşehir belediye başkanlığında parlayan ismi: Recep Tayyip Erdoğan…
O sıralar ’post-modern darbe’ diye anılan 28 Şubat dönemi idi ve askerler, başbakanlığa yürüyüşünün önünü kesmek için, yargıyı da kullanarak, 12 Aralık 1997 tarihinde Siirt’te yaptığı konuşma yüzünden, Erdoğan’ı siyasi yasaklı hale getirmişlerdi.
Sonradan, AK Parti döneminde, yargılandı 28 Şubatçı askerler…
Bizde tarih sürekli tekerrür eder ya, benzerliği bulunan bir olay şu günlerde yaşanıyor: İstanbul’un büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu da, kalabalıklar önünde yaptığı bir konuşma yüzünden yargılanıyor.
Muhtemelen benzerlik önümüzdeki günlerde tamamlanacak ve bu dönemin yargısı tarafından kendisini siyasi yasaklı hale getirecek bir ceza alıp hapse de girecek İmamoğlu…
Önceki gün, İstanbul/Çağlayan’daki Adliye Sarayı’nda savcılara ifade veren İmamoğlu, sonrasında, destek için gelen kalabalıklara hitap etti.
Son zamanlarda pek görmediğimiz türden etkileyici bir kalabalığa…
Dikkat edilirse, iktidar partisi toplantılarını ancak kapalı salonlarda yapabiliyor artık; Adalet Sarayı önünde toplanan muhalif kalabalık ise, birkaç büyük salonu dolduracak sayıdaydı.
Görüntüleri önemsiz saymayın; siyasette kalabalıklar olağanüstü önemlidir.
Önemini anlamak için AK Parti’nin kuruluş dönemindeki mitinglerin kalabalığını aklınıza getirebilirsiniz. Her gittikleri illerde, AK Partili hatipler, büyük kalabalıklara hitap ediyorlardı.
Daha önce de, siyasi yasağını getiren konuşmayı yaptığı Siirt, o güne kadar, Erdoğan’ın kalabalığı gibisini görmemişlerdi.
Siyasette her gün yeni bir gürültülü olayın yaşandığı günlerden geçiyoruz ve ben bir yandan gelişmeleri izlerken bir yandan da siyasi hayatımızın tek partiden çok partili döneme evrildiği günlerini Metin Toker’in gazetecilik anılarından okuyorum. [Gazeteci Olan Adamın Hikayesi, Cumhuriyet Kitapları, 2024]
Demokrat Parti (DP) kurulmasıyla birlikte halktan muazzam bir ilgi görmektedir ve bu, faaliyete geçtikten hemen sonra yapılacak seçimin kampanyasında parti ileri gelenlerinin katıldığı mitinglere halkın gösterdiği ilgiden belli olmaktadır.
Adana’da 28 Haziran 1946 günü yapılan mitingi izlemiş çalıştığı Cumhuriyet gazetesi adına Metin Toker. “Ben o tarihe kadar öyle büyük bir kalabalığı görmemiştim” diye aktarıyor izlenimini.
Ona göre siyasette üç türlü kalabalık oluşur: 1. Kendi kendine oluşanlar… 2. Devlet desteğiyle oluşanlar… 3. Devletin engelleme çabalarına rağmen oluşanlar…
“Adanadaki birinci ile üçüncünün karışımıydı” diyor ve ekliyor “Mersin’de halk tam altı saatten beri muhalefet liderini bekliyordu. Saat 23 olmuştu. Binlerce kişi ayaktaydı.”
Sonrası biliniyor: ‘Kapalı oylama - açık sayım’ uygulaması yerine ‘açık oylama - kapalı sayım’ halinde uygulama ve devlet kurumlarının araya girmesi, iktidar partisine 1946 seçimini kazandırmıştır ama, halk bunu bir sonraki seçimde -1950- tersine çevirmeyi bilecektir.
Günümüze ışık tutabilecek bir başka tespiti de Metin Toker’in, haberlerin yalnızca gazetelerden alınabildiği 1950 öncesi ortamında basının durumudur.
Okuyalım: “Hiç şüphe yoktur ki, DP’yi tutan gazetelerin tesiri, çoğu itibarını kaybetmiş ve yazarlardan bir kısmının ‘çıkar karşılığı’ partiyi tuttukları bilinen CHP yanlısı gazetelerinkinden büyüktü.”
CHPliler, seçime gidilirken seçmenin muhalefet partisi DP'ye değil de kendi partilerine oy vermesini sağlayacak en değerli unsuru belirlemede hiç zorlanmamışlar.
Ne olabilir o en değerli unsur?
Tabii ki, ülkeyi 1938 yılından beri yöneten Milli Şef İsmet İnönü…
Metin Toker’den okuyalım:
“CHP oy pusulalarının üzerinde İnönü’nün fotoğrafı vardı. Parti o noktada pek titizdi. Aman, basit vatandaş aldatılmasın, İsmet Paşa’ya ait oy pusulası yerine bir başkasını kullanmasın!”
Kampanyanın hatipleri de, Ankara’da, hoparlörlü bir otomobil içinden, halkı İsmet Paşa’nın partisine oy vermeye davet ediyorlarmış… Yazar, etraftaki pastanelerde oturmakta olanların, özellikle de gençlerin, Milli Şef hakkında latifeler yaptığını ve o propagandanın geri tepen bir top olduğunu da yazıyor…
Herhalde, İstanbul/Çağlayan’daki Adalet Sarayı önünde toplanan halk ile başlayan bu yazının tâ 1946 yılına tanıklıkla bitmesi bazılarınızı şaşırtmıştır.
Bu da öyle bir yazı olsun.















AK Parti içindeki rantçı, gözüdoymaz bir gruh ve bazı zevatın çocuklarının yaptıkları imamoğlu gibi vizyonsuz birini belediye başkanlığına taşıdı, sahayı iyi okumazsa, halkın tepkisini doğru anlamazsa, yaptığı hatalardan ve vitrindeki bazı AKP'li bay ve bayanları geri çekmezse, korkarım ki İmamoğlu gibi biri ülkenin başına cumhurbaşkanı da olur.
Yanıtla (1) (1)Adalet, ehliyet, liyakat, şeffaflık herkese lazım ve her zaman iyi sonuçlar verir.
imamoğlu ve yavaş cuma namazlarını asla aksatmamalı, bol bol mütedeyyin halkın içinde görünmelidirler. bu, türkiyede icraattan daha önemlidir. hatta özgür özeli de ikna etseler, tadından yinmez.
Yanıtla (14) (2)Keşke. Nerdee. Laikliğe sığar mı canım. Bir Cumhurbaşkanı bile davet ettikleri halde Kabeye girmemişti Netekim Laaikim deye. E belli olur. İmamoğlunun soyismi bir tarafa İmamoğlunu bilmem ama Mansur belki. Özgür de chp genel başkanı olmasaydı giderdi kesin de CHP başkanı olalı beri çook değişti çook.
Yanıtla (2) (15)İmamoğlu cuma aksatmiyor. Gecen yıl umreye gitmişti.
Yanıtla (3) (0)Bir de seçmenlerini uyarıp Mukaddes değerlerimize daha saygılı olmalarını yanlış yapanları ayırmadan tüm Müslümanları tahkir ve tezyif etmemelerini söylerse kazanma yoluna adım atmış olur.
Yanıtla (1) (4)@Karar okuru'na..Mansur Yavaş, Türk Islam ülkücüsüdür; Ekrem Imamoğlu ANAP'li bir aileden gelen sağ kökenli siyasetçilerden.. Onlar zaten cumaya gidiyorlardir..Seni de yanlarına alsınlar da en azından sen de cami ile cemaat ile tanışmış olursun.
Yanıtla (8) (4)Olmaz. aslı varken kopyasına kimse bakmaz. camide yatıp kalksa gene olmaz. bu işlerin ustası Ak partidir.
Yanıtla (4) (4)Henüz daha ortada kesinleşmiş bir ceza yokken, senin yaptığın şovu, millet anlamıyor mu sanıyorsun, Ekrem bey..
Yanıtla (2) (1)Senin yaptığın şov..
Tayyip beyin yaptığı, gerçek bir vedalaşma..
Taklit, aslın yerini tutmaz, Ekrem bey..
Hele hele senin gibi ikircikli adamın taklidi, aslının yerini hiç tutmaz, Ekrem bey..
Sen niye taklidi başaramıyorsun, biliyor musun Ekrem bey..
Sen ikirciklisin.
Fehmi bey; "Bu da öyle bir yazı olsun." demişsiniz sonuçta. yazıdan anlaşılan "böyle olmasını dilerim" şeklindedir. bunu doğrudan yazsanız daha tutarlı olurdunuz. şeffalık iyidir.
Yanıtla (1) (3)Yazar ERDOĞANLA İmamoğlu 'nun davalarını
Yanıtla (15) (34)aynı kategoride değerlendiriyor,çok yanlış.
Sayın ERDOĞAN müfredat
ta yer alan bir şiir okudu
diye hapse konuldu.
İmamoğlu,yolsuzluk,kamu
görevlilerine hakaret,cumhuriyet baş savcısını çocukları üzerinden
tehtit etmek,terörle içli dışlı
olanlara sahip çıkıp,yarğı
mensuplarını tehtit etmek
suçları ile yargılanıyor.
Biraz gerçekçi olalım.
milleti aptal yerine koymayalım.olaylar tüm milletin gözü önünde oluyor.
Terörle içli dışlı kişilerle İmamoğlu'nu eşleştirirken, Apo'ya gazi madalyası takmanıza ramak kaldığını hatırlatırım.
Yanıtla (9) (1)Yazıyı tekrar okumanı tavsiye ederim...
Yanıtla (1) (1)Bu kadar akıldan, izandan yoksun olabilir mi kendi kendine sorar insanoğlu ama Cemal Şimşek'in yorumunu okuyunca olabiliyormuş diyorsun. Peki nedir insanı insan olmaktan çıkaran davranış, şahsi çıkarlar mı hiç bir bilgiye sahip olmadan körü körüne biat ve itaat kültürü mü her neyse bu ama inasanı utandıran davranışlardır. Allah aklımızı başkalarına kiraya verelim diye bize bahşetmemiştir.
Yanıtla (4) (0)Türkiye de politikacilar kendi koltugunu korumak icin calisir, toplum icin calismaz.
Yanıtla (2) (0)Onun icin ilerleyemiyoruz.
O kalabaliklarda kisisel cikari icin oradalar.
Sarayda yasayani herseye sahip olani alkislar, kendiside eve nasil ekmek götürecegim diye ugrasir.
Bu kadar tezat bir ülke,
Toplanan halk mı yoksa militarist bir kesim mi
Yanıtla (4) (10)Hey yavrum hey
Yanıtla (6) (3)Hall Ekonomiden her şeyden bunalmış. yirmi yılda çıkmış bir umuda da mahkeme yolları görünmüş.
Vatandaş sahip çıkmak için meydana inmiş.
Iktidar yanlılarının söyleyebileceği şey, zavallı vatandaşı militan ilan etmek...
Ellerinde kalasnikoflar falan mı vardı yoksa?
Eski ezberler bitti kardeş...
Sonra da bu şekilde pirim kazandırıldı şimdi de aynı şeyler İmamoğlu için mi yapılıyor aynı durum mu acaba diye insan sormadan edemiyor.
Yanıtla (2) (0)Bu durum neyin göstergesi olabilir? Erdoğan'a bir şeyler yapıldı mağdur göstermek için
Yanıtla (1) (0)Sayın Koru, arzu ve temennisine göre yazıyı düzenlemiş. Ayrıntılarda haklı olduğu bazı hususlar olabilir. Ama şunu unutuyor galiba: İmamoğlu asla bir Erdoğan değil. Asıl görevini yapmadığı konusunda yaygın bir kanaat var. ki: O günün CHP'si ile bugünün AKP'si aynı değil. Kaç seçimdir benzer öngörüler dile getirildi. Tamamı çöpte. Bakalım bu defa ne olacak?
Yanıtla (5) (11)Kurtulusu kisilerden bekledigimiz surece sorunlari cozemeyiz. Sorun sistem sorunudur. Bu sistem degismedikce her gelen once mazlum, sonra zalim olur. Cunku oyle yetkileri var ki en durust insani bile zivanadan cikarir. Cozum parlamenter sisteme donustur. Kim bunu garanti ederse onu secerim. Yoksa oy vermem.
Yanıtla (4) (0)Mukayese, eşitler arasında olur. Kasapla doktor, şapla şeker, temiz ile pis arasında mukayese olmaz; tercih olur. Millet zaten 75 yıldır tercihi ortaya koyuyor. Ama eski bir okurunuz olarak bu mukayenizi size yakıştıramadım. Hata, yanlış olabilir düzelmesi içi açık açık eleştiri, uyarı ve ısrarla ikaz hakkımızdır yapmazsak Allah sorar. Ama maksatlı olarak kurt-kuzu mukayesesini bu millet yemez sizleri de zehirler.
Yanıtla (8) (13)Fehmi bey iki olayın benzemez olduğunu Sizde bal gibi biliyorsunuz ama ben ne diyeyim. Benzeyen tek şey Ekrem Beyin İstanbul B. Belediye başkanı olması. Onun dışında Millet Erdoğan’a niye oy verdi. Onu hapse atanlar niye attı ı kısmı ile hiç ilgilenmiyor. Tabi batılı entelijans ile kaçamaklarında ayrı bir konu.
Yanıtla (8) (7)Sayın Koru tamam güzel de siz konunun sadece siyasetini yapmışsınız. Nedan çağırıldığına ilişkin bir değerlendirme neden yapmıyorsunuz? Muhalefettekiler özellikle Chp ne yapsa yeridir mi diye düşünüyorsunuz? Bu kodamanların neler çevirdiklerini de bir yazsanız.. Hristiyanların Rab İsaya inandıktan sonra ne yapsanız zarar görmezsiniz inancı gibi bunlar her haltı işleseler de mi bir işlem yapılmasın?
Yanıtla (7) (7)Yorumcular beni yanlış anlamasınlar. Peşinen Erdoğan'ı desteklemekle suçlamasınlar. Ama yazarın atladığı bir kısım var. İki dönem arasında. 28 Şubat döneminde Askerler etkiliydi. Seçimle onları halk tercih etmemişti. Halkın seçtikleri emrinde olmaları gerekiyordu. Ama seçilmişi halkın kendilerini düşmana karşı savunsun diye verdiği silahın zoruyla refüze etmişlerdi. Şimdi ise halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı var. Zaten bu yüzden bazı CHP'liler halkı suçlayıp duruyor.
Yanıtla (9) (21)Normalde halkin seçtiği siyasetçiler zevahirde bile olsa demokrasi hukuk vs konularında yanlış yapmamaya çalışıyor. 28 şubat ve 12 eylülün uygulamalarını açıktan hiç bir siyasetçi destekleyemedi.
Yanıtla (10) (2)Bugünkü uygulamalar ise seçilmişler tarafından yapılıyor. Yandaş Politikacılar destek izhar etme kuyruğunda.
Çürümenin büyüğü burada işte maalesef...
Hakkı bey bu saatten sonra kimse sizi Erdoğan'ı desteklemekle suçlayamaz. Erdoğan bunca yanlışına rağmen kamuoyu yoklamalarında yüzde 47 ile hala en güvenilir lider. Destekleyenler de desteklemeyenlerin umurunda değil. Ben şahsen hiç umursamıyorum. Dün 14 binlira emekli maaşı alan 52 yaşında bir işçiyle konuşurken dönüp dolaşıp Erdoğan'ı vatana yaptıklarından dolayı desteklediğini söyleyince ben dediklerini duymadım bile:)))
Yanıtla (6) (4)Vakti gelince olacak olan oluyor mu yani..
Yanıtla (1) (1)Evet şaşırdım, iki türlü mücadele vardır, birincisi haklı olduğunda haksızlığa karşı mücadele, aynı Erdoğan'ın yaptığı gibi haksız adalete karşı millete güvenerek karışıklık çıkarmadan milleti sokağa dökmeden yapılan, diğer taraftan haksız olduğu halde sırf iktidara karşı olanları kışkırtarak milleti aldatmaya çalışan mücadele, zaman kimin haklı kimin haksız olduğunu her zaman göstermiş yine gösterecektir.
Yanıtla (9) (40)Zaman gösterir de insanın ruhuna işlemişse partizanlık karşıdaki süt gibi ak pak olsa kirli görür. Partizan gözler ayırt edici değildir. Hiçbir iktidar yetkilisi sokakta göremezsiniz. Biliyorlar neler yaptıklarını ancak güvendikleri siz ve sizin gibiler maalesef. Rabbim layiginiz gibi muamele eylesin.
Yanıtla (8) (2)Ben sahsen Imamoglu'nun yerinde olsam , böyle havadan sudan bir suçlama için adliyeye gitmezdim , kendileri zorla gelip alsaydılar, cok büyük bir sükse yapmış olurdu !
Yanıtla (15) (1)Ya da Kılıçdaroğlu gibi ses getiren manifesto savunma yapsaydı. İmamoğlu mahkemede nasıl savunma yaptı hiç bir bilgim yok, medyada dikkat çeken bir haberle karşılaşmadım.
Yanıtla (2) (0)Hiç ibret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi.
Yanıtla (1) (0)Belki de bu bir tolum mühendisliği vakıa si.
Bizim gibi ülkelerde üst akıl yeni otoriter liderini halka benimsetmek için hala geçerli bir yol biliyor.Şimdiye kadar
kusursuz işlemış.Üst akıl kendine iktidarın yollarını otobana çeviren gücün sözünden çıkmanın neye mal olacağını anlayacak kabiliyette olanlardan seçtiği çelik çekirdeğin sertlik derecesinin göstergesi değil mi.
Tarihte en büyük zalimler, mazlumlardan çıkmıştır.
Yanıtla (4) (0)iyi güzel has da tamam imamoğlu bir şekilde ilerliyor ama kardeşim bu milletin karadenizli analardan başka memlekete lider vasıflı evlet doğurmaya kabiliyetli olan analar yok mudur yahu? ula birinden kurtuluyoruz diye sevinirken ikincsine yakalanmayalım.
Yanıtla (16) (2)Buradan vurarak güya muhalefet safında tereddüt oluşturacağız
Yanıtla (2) (1)"Ordu göreve" diye sloganların atılarak adeta bir rüyanın ve bir hayalin haykırildıği; yüz binlerce ilerici, laik, Kemalist, bilinçli sol kesimin katıldığı meşhur Cumhuriyet Mitingleri ile halk arasinda Anadolu Fırtınası ve Tırt Osman diye de anılan rahmetli Osman Bölükbaşı'nın sandiklara bir türlü yansımayan meşhur meydanlara sığmayan kalabalık mitingleri geldi aklıma..
Yanıtla (1) (1)Sayın KORU,
Yanıtla (3) (0)Elmalarla armutlar toplanmaz, varsa söylenecek bir söz açıktan söyleyebilirsin .İmalı yollarla sözü dolandırmaya gerek yok. İşte geldik, gidiyoruz.
Fehmi bey sizi severek takip eden bir okuyucunuz olarak acizane yazmak zorunda kaldım,
Yanıtla (4) (4)Birincisi İBB ye Ekrem bey döneminde alınan personel sayısı 46 bin,işten atılan ve emekli edilen personel 33 bin.
Yani alırım-atarım,atarım -alırım prensibi yani ekmeğin benim elimde gel diyorsam gel ,git diyorsam git.
Olayın omurgası bu.
Tabiki CHP isterse oraya 100 bin kişiyide toplar İstanbul kayıtlı üye sayısı 500 bindir.
İkincisi siz herhangi bir partinin miting alanında kongre yaptığını gördünüz mü?
Halk diyor ki,
Yanıtla (28) (2)Hak yok,
Hukuk yok,
Adalet yok,
Eğitim yok,
Para yok,
Yokluk ,yoksuluk çok.
Daha ne desin emekli?
Ben çocuklarima torunlarima böyle bir adalet özgürlük demokrasi anlayışı olan ülke bırakmak istemiyorum.
Yanıtla (11) (5)Tek parti dönemi 27 Mayıs 28 Şubat dönemi altın dönem kutsal dönem..miras olarak bırakılır..
Yanıtla (2) (9)Mağdur olan mağdur edermi?
Yanıtla (6) (2)Maalesef bizim siyasi kültürümüzde bu gelenek hiç bozulmadı. En son ve somut örneği cb dır. Roller değişince tam tersi mağduriyetler hic suphesiz devam edecektir. İşin garip tarafı bu durumu dışarıdan çok net bir şekilde gören halkın tepkisiz kalması beni çok şaşırıyor. Bence ilk önce kendi taraftarları karşı çıkmalı bu işe yoksa bu iş yıllar yıllar boyu devam eder hemde öyle bir devam ederdi Allah muhafaza evlat acısı kuyruk acısına döner.
Her seferinde sonuç aynı olacak diye bir şey yok
Yanıtla (2) (4)Bu güne kadar hiç bir seçim tahmininde yanılmamış biri olarak söylüyorum; muhalefet adayı İmamoğlu veya Yavaş olsun, Erdoğan’ın seçim kazanma şansı sıfırdır. 14 Mayıs 2023 seçiminde de İmamoğlu veya Yavaş aday olsaydı bu gün Erdoğan Cumhurbaşkanı değildi. Ama Kılıçdaroğlu ve onun bu halkı tanımayan akıldaneleri seçimleri Erdoğan’a hediye ettiler.
Yanıtla (43) (5)İkinci kısım doğru ama birinci kısım kesin değil. Bu kadar iddialı konuşuyorsun ama bunu yazarın kalabalıkkara dikkat etmesine bağlıyor olmalısın. Bence o kısmı hatta yazının tamamı CHP'ye destek için değil AKP'ye uyarı için yazılmış. Arada fark var. Kalabalıklar için de aynı şeyi söylemek mümkün. Ne kadarı CHP'ye destek için geldi ne kadarı AKP'yi eleştiri için. İkisi farklı şeyler unutma ikisi farklı. Yerel seçim içinde aynı nakaratı tekrar edebiliriz. Ne kadarı destek ne kadarı köstek.
Yanıtla (4) (5)Millet; Devletine sahip çıkacak başka şansı yok.
Yanıtla (23) (2)Milleti mecbur tutamazsın. Zorlayamazsın. Hele devlet kelimesi ne yazık ki ülkemizde uzun süre askerle eşit anlamda anlaşıldı. Mecbur kelimesi ile birleşince ne hatırlanır bilirsin. Dikkatli olmazsan kaybedersin.
Yanıtla (0) (6)Tarih tekerrürden ibaretse neden aynı hataya düşerki insan.zaten İstanbul'u iki seçimde de aldı İstanbul Türkiye nin özeti değilmi
Yanıtla (7) (1)Evet özü özeti doğru ama tam değil.
Yanıtla (3) (5)Şimdi İstanbul bir şehir. Yöneticisi yerel yönetici. Ülke yönetimi deyince işin içine başka şeyler giriyor. Mesela 28 Şubat hala hatırlanıyor. İstanbul yerel seçimlerini etkilemez ama genel seçimleri etkiler. Darbeler hala hatıralara kan akıtmaya devam ediyor. Yerel seçimi etkilemez ama genel seçimi etkiler. Yerel seçimden sonra chpliler başörtüsü ve irticadan bahsetmiyorlar ama Erdoğana eleştiri yapıyoruz ayağına yatıp bütün Müslümanları onun yanına gönderi
imamoğlunun farkı.salt chp li ve solcu olmaması.tam türkiyeli.
Yanıtla (4) (3)chp li büyük şehir belediye başkanı
babası anap teşkilatından
milliyetçilere yakın
kuran kurslarında okumuş
alevi ve kürtlerle proplemi olmayan
prezentable
hatip
yani erdoğanla aynı çizgide
ortak yönleri çok
trabzonlu yani karadenizli olması yetmez mi
haydi hayırlı olsun
o da bizim uşşaktur daa..
Kalabalıklar meselesi önemli.
Yanıtla (0) (1)İmamoğlunun hapse atılacağını iddia ediyorsunuz. Neye dayanarak?
Yanıtla (3) (11)"Muhtemelen benzerlik önümüzdeki günlerde tamamlanacak ve bu dönemin yargısı tarafından kendisini siyasi yasaklı hale getirecek bir ceza alıp hapse de girecek İmamoğlu…" Kesin cümleler kullanmış yazar. İhtimalden bahsetmiyor. Cekli konuşuyor. Zevkli mi deseydim acaba?! Yani adaletin, hukukun böyle cekleneceğini üstü açık bir şekilde kabullenmiş. Pardon cenk diyecektim. Dilim sürçtü. Yazarın dediği doğru çıkarsa; adalet ve hukuk kavramları kapsamında, yazarlar arasında cenk yaşanır ülkemizde.
Yanıtla (1) (1)Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini yokmu kurtaracak yiğitler adalet yok ekmek yok soygun çok yolsuzluk diz boyu emperyalizmin artıkları köşeleri tutmuş tek kurtuluş Mustafa Kemal'in askeri olmak katil apoyu mecliste konuşturmak isteyenler emperyalizmin uşakları dir.
Yanıtla (5) (0)Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Evet, tarih tekerrür eder, ders alınması lazım. Ama hiç bir şey eskisi gibi gerçekleşmiyor.
Yanıtla (0) (0)Elit siyasilerin horoz dövüşünden halka ne? Her on yılda bir ihtilal, ekonomik kriz ile deprem Türkiye'nin tekerrür eden acı/tatlı gerçeği. Hukuksuzluğu da ekleyiniz! Bırakınız siyaset mühendisleri işlerini yapsınlar.
Sahi.. Bırakalım mı?
Biz bunu ülkece hep yapıyoruz zaten.
Adalet Sarayı önünde Mansur Yavaş ve İmamoğlu açıklamalarda bulundular fakat hiçbirisi de gelecek seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olacaklarını açıklayamadılar. İlk defa adayını açıklayan Yeniden Refah Partisi oldu ve Dr Erbakan da aday olduğunu açıkladı. Gelecek seçimlerde süpriz yapacak iki parti var birisi YRP ve diğeri de Zafer Partisi olacaktır.
Yanıtla (1) (5)Sessiz çığlıklar ancak MİZANDA karşılığını bulur. Çünkü orada tek güçlü O
Yanıtla (1) (0)Görünen köy kılavuz istemez...
Yanıtla (5) (0)Sn yazar,medreselerde bir söz vardır. Dervişler sırayla birbirine binerler. Ülkede yılardır yapılan budur. Bu doğru bu doğruysa ülke kaybeti, her seferinde elli yıl geri hayırlısı…
Yanıtla (3) (5)Tarih tekerrürden ibaret tiyatronun oyuncuları ile dekorunu değiştir yuttur millete dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz yıllardır belki bir arpa boyu yol ya aldık ya almadık
Yanıtla (4) (2)2. Devlet desteğiyle oluşanlar
Yanıtla (5) (1)Taşıma su ile değirmen dönmez
Ha gayret, gündeme yetişmeye başladınız.
Yanıtla (8) (0)