Hava ve Politika

Terlemek de politiktir, üşümek de. Ne yazık ki, ama böyle.

Bunaltıcı sıcaklar yaşıyoruz. Her geçen yıl daha da beter geçiyor yazlar. Kışı erittik, baharı çoktan kaybettik. Doğal bir denge değil bu yaşadığımız.

İnsanın zalimliklerini Allah’ın imtihanı gibi sunmaya bayılıyor kimileri, çok konforlu geliyor bu onlara. Kapitalist hayat içinde, emeği sömürüldüğü için geçim derdi çeken insanlara bakıp şükürden bahsediyorlar sürekli. Sanayi toplumunun ezilen emekçisine, tarım toplumunun kıtlığını yaşayan çiftçi muamelesi yapıyorlar.

“Hırsızlığa sabret” diyorlar.

Sıcaklar için de böyle bu. Kapitalist yaşam tarzının bizi mahkum ettiği bu sıcakları da Allah’ın imtihanı olarak sunuyorlar bize. Sabredin diyorlar yine. Oysa zenginler sıcaktan hiç bunalmıyor. Yazlığı, havuzu, kliması, bahçesi serinletiyor onları. Balık istifi mahallelerde, dar dairelerde yaşamıyorlar.

Dünya iyiye gitmiyor, tamam. Kötüye gidişi yavaşlatsak en azından. Şimdilik.

Bu iklimsizlik bizi bitiriyor. Tüm kavganın gürültünün içinde gözden kaçıyor ama dünya bir karadeliğe sürükleniyor. Bunu durdurmak için gürültüden sıyrılıp bazen “havadan sudan” bahsetmemiz gerekiyor.

Sıcaktan nefes alınmayacak bir günde Gülhane’ye kaçtım. Sığındım demeliyim hatta. Bir anda başka bir iklime geçtim; esaretten sıyrıldım, insana benzedim. Kocaman ağaçların içinde gerçek mevsimi hissettim. Gerçekle sahtenin farkını iliklerime kadar hissettim

Elbette insan onuruna yaraşır gerçek bir hayat için çözüm devrimdir. Ondan öncesi için ısrarımız bellidir:

“Ağaç dikiyoruz” kampanyaları düzenleyip şehirlerin dışına ağaç diken tüm kurumların yetkililerini bir mesai düzenlemesiyle beton bir meydanda sabahtan akşama kadar bekletebiliriz. Üsküdar’da, denizin hemen dibinde alev alev yanan o taşların üstünde 1-2 saat bekletebilirsek bir şeyleri anlatabiliriz. Beyazıt’ta, Taksim’de ve tüm beton meydanlarda, aynı şekilde.

Başta Kanal İstanbul olmak üzere, şehri daha da büyük bir şantiyeye dönüştürmeyi planlayan, kalabalıklaştırmayı vaad eden tüm projelere günlük kavgaların esiri olmadan itiraz etmeliyiz.

Daha yeşil politikaları uygulamak için yetkilileri terletmeliyiz. Yazlık saraylardan, bedava kalınan lüks otellerden fark edilmeyen bu sıcaklığı hissettirmeliyiz.

Sanayi atıkları başta olmak üzere doğal dengeye zarar veren ve buna göz yuman her kuruma “tehlikeli atık” muamelesi çekmeliyiz.

Terlemek de politiktir, bunu fark etmeliyiz.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
7 Yorum
  • HACI MURAT / 07 Temmuz 2021 10:09

    Bu yazının içinde geçen Kanal İstanbul'a itiraz cümlesi yazının muhtevası ile ters düşüyor. Kanal İstanbul başka hiç bir şey değilse bile sonuçta sudur.Su hayattır,medeniyettir, serinliktir.Kaldı ki sadece su olarak da kalmayacak Kanal İstanbul;İstanbul'u kurtaracak bir proje bu,hiç bir ekonomik getirisi olmasa bile. İstanbul devasa gemilerin sağa sola çarpması yüzünden az mı tehlike atlattı?Petrol yüklü tankerler günlerce yanmadı mı boğazda?Devasa savaş gemileri çok mu yakışıyor boğaza?

    Yanıtla (1) (4)
  • Karar okuru / 07 Temmuz 2021 15:32

    Herseyi bir tarafa birakalim hukumet bu konuda bile durust degil.Cumhurbaskani kanal Istanbulun maliyeti 15 milyar dolar diyor ardindan derhal Cumhurbaskanligi sitesindeki Kanal Istanbulun onceden 75 milyar dolar olarak yazilan maliyeti 15 milyar dolar olarak degistiriliyor.Zaten Boyle buyuk bir projenin 15 milyar dolara yapilmasina imkan yok.Bakin deprem ve bilimsel olarak bu uygun mu degilmi hic bu konulari bilmiyoruz bile

    Yanıtla (0) (1)
  • HACI MURAT / 07 Temmuz 2021 20:59

    Doğru rakam 15 milyar dolar.Kanal İstanbul ilk defa gündeme geldiğinde maliyetinin 75 milyar LİRA olacağı söylenmişti ki,15 milyar doların karşılığı idi bu.Şimdi doların değeri yükseldiği için TL karşılığı da yükseldi.Ama asla 75 milyar dolar değil.Çünkü 75 milyar dolar,Türkiye'nin 2021 yılı bütçe gelirlerinin yarısından fazlasına tekabül eder.

    Yanıtla (0) (0)
  • Şaban Çetiner / 07 Temmuz 2021 13:29

    Şehir içlerine ağaç dikmek Belediyelerin yetkisinde; şehir dışlarına ise Orman İdaresi (ogm.gov.tr) ağaç dikiyor.

    Yanıtla (0) (1)
  • Bir okur / 07 Temmuz 2021 10:47

    Tarım arazilerini bile yatirim için satın alıp etrafını ceviriyorlar,yaban hayvanları bile kıstırılmış durumda ,hayvanlara gezip avlanacak yer yok,işine gelince vatandaşa kendi tarlasında çadır bile kuramazsın, işine gelene tarlanın dibinde villa yapan bir sistem,ormancılar ayrı avanta peşinde, dikili yerleri trasliyorlar ki rant için yer açılsın,bu çürük sistemi değiştirmek için devrim gerek

    Yanıtla (1) (0)
  • Kurtkaya Er / 07 Temmuz 2021 09:46

    Sayın yazar, takdirlerimi iletmek istedim. Çok güzel yazmışsınız. Sırf yaranmak için kaleme alınmış tonlarca köşe yazısı kirliliğinde boğulmak yerine sizi okuyarak duruldum. Gazetenizde, okunacak yazarların çokluğu önemli. Her birinize hürmetlerimi sunuyorum. Yalın ama şık üslubunuz yazınızı bir çırpıda okutuyor. İklime dair kaygılarınız için emekli bir Coğrafya öğretmeni olarak müteşekkir olduğumu söylemeliyim. Allaha emanet olunuz..

    Yanıtla (2) (0)
  • İclal / 07 Temmuz 2021 09:17

    Çok güzel bir noktaya dikkat çekmişsiniz sayın yazar teşekkür ederim.

    Yanıtla (1) (0)