Bilenler bilir, Ankara’da bir güzel gönül ehlidir Mahir Damatlar.
Militanlıktan gelen yaman bir hayatı var.
Ben onu “Milletin ve devletin derin vicdanı” olarak tanıdım, sevdim.
Muhabbetin bir yerinde “Türk kimdir, kime Türk diyorsunuz?” sorusunu sordum Mahir Damatlar’a.
Aldığım cevap kayıtlara geçecek türden.
Bende kalmasın.
Buyurun muhabbete:
“Türk olarak vebaliniz ağır. Türk’üz, dediğin zaman vebal herkesten fazladır. Bütün mazlumların şemsiyesi olmak zorundasın çünkü. Hangi halde olursan ol. Takatini sürdürmek zorundasın. İnsanlığa umut olmak zorundasın. İnsanlığa umuttur Türk. Kötülerin yönettiği dünyada merhameti ve zalime karşı çıkmayı mecbur kılar. Bu coğrafyanın öyle bir özelliği var; tüm mazlumlar için sığınak olmuş. Sadece Türkleri değil, tüm mazlumların derdini kendine dert edinir Türk.
Koca bir İmparatorluğun bakiyesi olduğunuz için de eliniz kolunuz, hatta gönlünüz Kafkaslardan Orta Doğu’dan Balkanlardan Avrupa içlerine kadar gider. Adaleti ve umudu yaşatmak istersiniz. Biz de şimdi bu topraklarda Peygamber’in adaleti ve merhametini yaşatan torunları olmak istiyoruz.
Tam Kâbe’nin önünde namaz kılıyorum. Namazdayım ama tam da önümde, gözümün önünde olduğu için gözümü alamadığım bir manzarayla karşılaştım. Bir vatandaş Kâbe’ye doğru bize göre biraz uygun olmayan bir şekilde yattı. Bir taraftan namaz kılıyorsun, bir taraftan da vatandaşı uyarmak, oturup kalkmasına dikkat etmesini istiyorsun. Ben böyle bir duygu içindeyken 80’e yakın yaşı vardır muhtemelen, birisinin bağrış çağrışlarla o vatandaşa doğru gidip müdahale ettiğini gördüm. “Bu mutlaka Türk” dedim. Selam verdikten sonra baktım. Türk hacısı. Türk, Kâbe’yi savunandır. Bütün kutsalların gerçek hamisi olandır.
Kâbe’ye gittiğinde görüyorsun, Allah sevgisini, Peygamber sevgisini… Başka bir âlemdesin. Dünyada değilsin başka bir âlemdesin. Allah’la çok yakınsın. Hemen yanı başında, o seni görüyor biliyor, bütün hareketlerini takip ediyor zaten, her zaman öyle de, o kadar da yakınsın. Sonra biraz kendine gelip de kafanı biraz yukarı kaldırdığında korkunç bir manzara görüyorsun. Sonra dönüyorum oğlum Yusuf’a, o zaman yedi sekiz yaşında. ‘Yusuf, ben göremem ama bir gün bunları yık olur mu oğlum?’ diyorum. ‘Kâbe’nin üstüne heyüla gibi çökmüş şu büyük binaları bir gün siz yıkın inşallah’ diyorum.
Ben şuna inanıyorum: Cenabı Allah Türk milletine sancaktarlık görevi verdi. Bu görevi vermesinin sebebi çok abid olduğu için değil, çok zahit olduğu için değil. Yani gece gündüz zikrediyor, gece gündüz ibadet ediyor, öyle değil.
Mehmet Zahid Kotku hazretlerinin vefatında biz cezaevindeydik. Mübareğin cenazesinde bulunan, daha sonra Yozgat Mebusu olan İsmail Durak Ünlü kardeşimiz orada bir başka cenazeden bahsetmişti. Mübareğin cenazesinde on binlerce insan varmış. Orada, Süleymaniye’de bir cenaze daha vardı ama ben onu merak ettim dedi. Araştırıyor kimdir diye. Gariban bir aile çıkıyor aslında. Bu kimdi diyor, gariban birisiydi diyorlar. Ne yer ne içerdi, özelliği neydi? Bu kadar muhteşem bir kalabalığın helalleşmesine ve duasına nasıl mazhar oldu? Cezaevinden yeni çıkmıştı diyorlar.
Cezaevine niye girmişti? Adam öldürmüştü, katildi. Niye adam öldürmüştü? Birisi kahvede Allah’a sövmüştü. O da çekip bıçaklamıştı. Şimdi bak neye muhatap oluyor? Şunu söylüyorum, bu yüce Türk milleti yerde Arapça bir yazı görse onu Kuran zanneder, öper, yüksekçe bir yere koyar. Yazın gelen leyleklere onlar “Hacı leylek” der, Kâbe’den geliyor der. İslam’a müthiş bir saygısı vardır ki biz buna takva diyoruz, en çok saygıyı gösterme duygusuna… Bu duygu Türklerde var. Allah onun için emaneti bu millete vermiş, yani sancaktarlığı.
Türklük bir duruştur. Hz. Hüseyin Efendimiz’in duruşu haksızlık karşısında doğru yerde duruştur. Pahası nedir? Canıdır. Ama o cana 1400 yıldır rahmet okunur, o cana kıyana da 1400 yıldır lanet okunur. Biz hep rahmet okunan tarafta olmak istiyoruz.
Hep rahmet okunan tarafta olmak zorundadır Türk. Türk odur. Türklük zahmetli bir iştir, dertli bir iştir. Allah’ın rızası uğruna yaşamayı göze alan insanların yoludur.
Haksızlık karşısında dik duran, kim olursa olsun bütün mazlumların hamisi konumunda olan… Öyle olunca, işte babası Türk’tü, dedesi Türk’tü, öyle değil. Onun ötesinde bir şey… Anadan, babadan sadece Türk olmak yeterli değil. Çünkü Türklük, bir karakter halidir ve zalime karşı duruşun adıdır. Bu konuda hiçbir kompleksi olmayan, katıksız bir Türkmen çocuğu olarak söylüyorum bunu. Muhataplarımın illaki Türkmen olup olmaması da beni hiç ilgilendirmiyor. Onların duruşu beni ilgilendiriyor. Selahattin Eyyubi örneği var. Mehmet Akif var ortada. İstiklâl Marşı’nı yazıyor. İstiklâl Marşı neredeyse bir anayasa gibi bir şey, bir manifesto gibi bir şey. Ismarlama yapılmaz. Ancak aşkla olur.
Türk’ün gönlünü de, Türkiye’nin sınırlarını da sadece Allah’ın rızası çizer, sadece onun rızası belirler.”
Bu hafta da nasibinize bunlar düştü…
Fuat hocam: Bu arkadaşa keşke kendisinin de bir ara ilçe başkanlığı yaptığı; Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in, artık herkesin yukarılarda kimlerden talimat aldığını isim isim bildiği torbacıya işletilen cinayeti de sorsaydınız.
Yanıtla (14) (2)Bu isimlere uzanan 2. soruşturma dosyası geçen hafta sessiz sedasız kapatıldı. Arkadaş «Türk mazlumun yanındadır» diyor. Sinan Ateş’in küçük kızları mazlum değil mi? Kendisi bir "Türk olarak" bu cinayetle ilgili «zalimliğe karşı çıkan» tek bir cümle etmiş mi?
Her türlü tehlikeli biri olabilirsiniz, her türlü kripto vaziyetine uygunsunuz bence
Yanıtla (1) (9)Vallaha buradan sen de öyle görünüyorsun. Yazarı tanıyoruz ama sen hangi maskenin ardındasın bize karanlık. Biz fâsıkların haberlerine nasıl muamele edeceğimiz bilen Türkleriz merak etme. Fıskına fücuruna devam et.
Yanıtla (0) (0)Çelik Bilek maskeli Ontario kurdu maden katili biliyorsun bize bağırma git hesabını sor.
Yanıtla (0) (0)Müslüman başlığı ile yorum yazan sayın kardeşim. Yorumuna saygı duyuyorum ama Çelik Bilek’in sorduğu soru da yerinde bir soru: Bekir hocanın yazısında görüşlerine yer verdiği kişi, gençliğinde Ülkü Ocağı ilçe başkanlığı yapmış. «Türk tüm mazlumların derdini kendine dert edinir» diyor ama koskoca Ülkü Ocakları GENEL Başkanı bir torbacıya öldürtülüyor, bu arkadaş tek kelime edemiyor, bir başsağlığı bile dileyemiyor. Yukarıdan gelen emir böyle.
Yanıtla (0) (0)Sinan’ın eşi, küçük çocukları mazlum değil mi?
Kâbe ye saygısızlık yapana tahammül edemeyip ikazda bulunan yanıbaşında sokağa tüküren çöp atanlara göz yumanlara Türk deniyor herhalde yazıdan bunu anladım
Yanıtla (8) (2)Ali'yi kılavuz, Hızır'ı yoldaş ilen bir Ehlibeyt muhibbi, kimseye böyle ta'netmez? Sen kimin beytinin ehlindesin efendi?
Yanıtla (0) (0)Bu yazıyı bir Arap okusa Türk'ten nefret eder. size ne oluyor dese haksız sayılmaz. kendini özel görevli gibi görmek. dünyanın kurtarıcılığına soyunmak. Allah'ın rızası ile saflığı karıştırıyor olmayalım.
Yanıtla (11) (3)Arap Türk'ü çok seviyor biliyor musun? Nefret etmemesi için ne diyelim? Bütün Türkler Araptır. Ama inanır mı Arap dudak büker müsta'rab yahut müsta'rabe diye dalgasını geçer.
Yanıtla (0) (0)Ebu Cehil avukatlarına da cehenneme kütük taşımak kalır.
Ben Türk'üm Türkler tarafından zulme uğruyorum. Geçmiş'te değil yaşayan Türk'üm hamasete kapalıyım.
Yanıtla (11) (0)Yalandan kim ölmüş.
Yanıtla (0) (0)Sen kim Türk kim derler.
Yorumlara bakınca insanları gözüyle ve gönlüyle okuyanlar olarak ikiye ayırmak gerekiyor kanaatine vardım. Bazı insanlar bizlere yüklenen anlamı , kendi idrakleri nezdinde iğdiş etmiş. Bu arada biz derken, biz Türk’ler Elhamdülillah…
Yanıtla (0) (0)Bende Türk'ü son parağraftaki gibi bilip,görüp öyle tanıdım,tanıyor ve bunu sürdürmek istiyorum.Balkanların dahabir işlenmesi gerektigini düşünüyorum.Sn.A.Yağmur Tunalı'nın Yılmaz Öztuna bİyoğrafisi sonrası,dahabir inancım arttı.Syglr.
Yanıtla (0) (0)Dini var diye ahlaka ihtiyacı olmadığını düşünenlerin çok olduğu bir dönemdeyiz.
Yanıtla (2) (0)Allah razı olsun Mahir Damatlar’ın görüşlerini bize aktardığınız için.Onunla aynı dönemde Ankara’da ben de öğrenciydim.Bahsettiği görüşler bire bir benim de benimsediklerimdir Allah şahidimdir.Şahsi kanaatimin bire bir örtüşmesi de tevafuk olsa gerektir.
Yanıtla (2) (0)Bu da benim tesbitim:Allah bu belalı coğrafyaya bizleri bekçi dikti çünkü bu kadar musibete tahammül edecek olanları,yani biz Türkleri bu fıtratta yarattı.
Sayın Bekir Fuat,
Yanıtla (2) (1)Öte dünyada hesap gününde insanın etnik aidiyeti ona hiç ama hiçbir şey kazandırmaz. İnsanlığı, ahlakı, haklının yanında oluşu, haksızlığa karşı durusu, yaratıcısına olan imanı ve teslimiyeti….
Türkmüş Kürtmüş, Arapmış Acemmiş…. Bunlar, benim adım Ahmet, senin adın Bekir, onun adı Hasan…. İsim farklılıklarının ne kadar önemi varsa, etnik aidiyetlerinde o kadar önemi var. İkisinde de insanın iradesi yok. Vesselam
Sen yazarın bu Çağ’da savundugu şey korkunç, tek kelimeyle korkunç ve ürkütücü. O muhtemelen diğerleri için iyilik yaptığını düşünüyor.
Yanıtla (19) (3)Doğrusu,“Sayın yazarın” olacaktı.
Yanıtla (4) (1)Kalemine ve yüreğine sağlık. Güzel bir yazı..
Yanıtla (1) (2)Bekir bey teşekkürler; işin özü ne biliyor musunuz?, Erdemli insan olmaktır!. Anadolu insanı tüm etnik yapısıyla gerçekten galip ekseriyeti iyi insandır!. Bakın kötü örnek, teşmil edilemez, 78 kişi yanarak can verdi, nedeni, niçini, sümen altı edilip, kadere bağlanıp, kenara çekilince iş biter mi?. Bizim neden geri kaldığımızı nerede hata yaptığımızı irdelememiz lazım, bu hamasetle, ötekini suçlamakla olmaz!..
Yanıtla (5) (0)Keşke öyle olsa.Avrupa da yaşıyorum. Yabancıların maruz kaldığı ırkçılık Türkiye'deki Suriye lilere yaptığımıza göre yaklaşık 8-9 kat daha az. Maalesef durum dediginiz gibi değil.
Yanıtla (7) (1)"Anlayana sivri sinek saz ,anlamayana davul zurna az."
Yanıtla (2) (0)Bekir abi seni okumaya başlayacağım.
Yanıtla (1) (0)He he canım , Türk demek; Kürtleri, Çerkezleri , Lazları ..vs. adam yerine koyan onların dillerini , kültürlerini asimile etmeyen, aksine yaşatmaya çalışan demektir, maşallah nazar değmesin !
Yanıtla (18) (5)Asimile etseydi yüz yılda ortada hiç bir etnik köken kalmamış unutulmuş olurdu bunu da yapacak güç her zaman vardı.
Yanıtla (6) (7)Adam Allah’a hakaret etmiş bu zat çekmiş bıçağı öldürmüş. Ve bu kalabalık cenazeye mahsar olmuş. Türk bu işte. Daha cahilce bir yazı okumadım. Sen önce kendi ülkende yanında kine yapılan haksızlığı gör ses çıkar. Kabe’de ki towerları gördünde ne oldu?
Yanıtla (21) (2)Allah kitabında diyor ki küfür edenden uzaklaş. Sen adam vuranı öldüreni övüyorsun. Allah'ın kitabından daha çok mu Allah'ın hukukunu biliyorsun.
Yanıtla (8) (0)Bireysel olarak çok sevdiğim, çok temiz çok müslüman uğruna ölebileceğim Türk arkadaşlarım var. Ama yaşadıklarım bana şunu gösterdi Türklerin maşeri vicdanında başka milletleri düşünmek yok. Bu topraklarda başka milletlerin yaşadığını düşünmek bile istemiyor Türk kamuoyu. Ben bakınca bunu görürüm kendi kendine çalıp söylemek kolay..
Yanıtla (8) (2)Bu durumda Anayasa’daki Türklük tanımı sadece kağıt üstünde kalıyor. Yazıdaki kriterleri uygularsak geriye kaç Türk kalır acaba?
Yanıtla (2) (1)Gladyonun adamları Türk İslam sentezi ile amerikanın hizmetinde Türklüğü iğdiş etmekle görevli elemanlar.
Yanıtla (9) (0)Kardeşim bir türk olarak ne övünürüm ne yerinirim. Bu ne biçim yazı berbat!
Yanıtla (14) (3)Katili kutsayan bir konuyu Türk'ü kutsamak için kaleme almak. Katilin beyanını esas alan bir yazı. Dışarda hiç görmediğimiz meleklesmis bir milletin anlatıldığı bir Yazı.Resmen masal yazmış.
Yanıtla (14) (2)Süper
Yanıtla (3) (2)Türk, önce kendi hükümranlık coğrafyasında adil olsun, ümitsizliğin kaynağı olmasın, sonra dünyadaki mazlumlara ümit olmanın hesabını yapsın.
Yanıtla (13) (2)Türk’ün tarihi içerisinde bir kıymeti olmuşsa, İslam’a yaptığı hizmetler nedeniyledir. Yoksa Türk olmakla alakası yoktur bunun. Neseben Türk olmak, irade dışı bir aidiyet olduğundan bu kavramla bu kadar övünülmez, Bu kavrama bu kadar anlam yüklenilmez. Aksi halde iş cahiliye adetine dönüşür ve ilk ırkçı olan şeytan ile farkında olmadan ittifak edilmiş olunur.
Yanıtla (8) (3)İdrak yoksunu gösterilmiş türkler.
Yanıtla (6) (0)Bu tanımı kabul etmiyorum!
Allah razı olsun kardeşim, bu haftaki nasibimiz bizim kim olduğumuzu bize tekrar hatırlattı. Ne mutlu Türk'ü diyene. ????????????????????
Yanıtla (6) (5)Artık bahtın açıktır, uzun etme, arkadaş!
Yanıtla (5) (3)Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş;
Araya gitti diye içlenme baharına,
Huduttan götürdüğün şan yetişir yârına!
Yazıya uyarlarsak;
Artık millet değişti uzun etme arkadaş
Ne dava kaldı bugün,ne saygı ne de gardaş
Araya gitti diye iclenme mefkurene
Hayalini yaşadığın an yetişir teselliye.....
Sraplaşma ile Türklüğü karıştırmış.
Yanıtla (10) (0)