Siyasi irade hukuk devleti karşısında

Erdoğan’ın yeni iktidar dönemindeki esas hedefi, hukuk devletinin geride kalan parçaları veya sistem içindeki direnç noktaları.

Cumhurbaşkanının ideal düzen anlayışında, siyasi iktidarın gücü sınırsız olmalı. O zaman bu gücü sınırlayan kanunlar, hükümler, denetim mekanizmaları, velhasıl hukuk devleti kuralları açık ve ilk hedef.

Anayasa Mahkemesi bunların başında geliyor.

Zira, Anayasa Mahkemelerinin hukuk devleti kurumları arasında ayrıcalıklı bir yeri bulunur. Bizde de öyledir. Görevleri, devletin özgürlüklere dayalı demokratik düzenini korumaktır. Bunun için kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin anayasaya uygunluğunu, siyasi partileri, meclis işlemlerini denetler, bireysel hakların koruması görevini üstlenirler. Siyasi iktidarların keyfi hareket alanını sınırlar, kanun dairesine çekerler.

Bundan ötürü, otoriter yönetimler ve otoriter zihniyetleri tarafından sevilmezler. Halk iradesinin önündeki engel olarak tanımlanırlar. Popülist otoriter düzenler, fütursuzca, halkı hukukun üstünlüğünün zincirlerinden kurtarmayı amaç edindiklerini söylerler. Anayasa Mahkemesi gibi organlar, bu rejimler için, elitist halktan kopuk, halkın iradesine, hatta ulusa karşı olan uluslararası bir liberal anlayışın ürünleridir.

Türkiye tek örnek değil. Macaristan, Polonya gibi ülkelerde de otoriter liderlerin ilk hücum ettikleri, anayasa değişiklikleriyle yetkilerini kıstıkları ilk kurum Anayasa Mahkemeleri olmuştur. Bunlar arasında, Polonya eski başbakanı Kaczynski gibi, hukuk, kanun ve kuralı ulusal “düşman” olarak tanımlayanlar bile çıkmıştır.

Türkiye muhalif direnç pek kalmadı. Yerel seçim sonuçları ne olursa olsun, dört yıllık kesintisiz bir iktidar dönemi ülkeyi bekliyor. Bu dönemde Erdoğan esas arzusu yukarıda andığımız gerekçelerle anayasa değişikliği gitmek, bunu açık bir şekilde dile getiriyor.

Ne var ki, en azından şimdilik bunu gerçekleştirecek güce sahip değil. Sahip olması da pek kolay hatta mümkün değil.

Bu durumda farklı yollar izleyecektir Erdoğan…

Örneğin Anayasa Mahkemesini itibarsızlaştırmak, siyasal iddialarla işlevsizleştirmek, onun kararlarına uyması gereken diğer mahkemeler ve yürütme gibi kurumların meydan okumasını ve baş kaldırması sağlamak, özetle keyfi kanun yorumlarıyla fiili bir durum, kaotik bir hal yaratarak yol almak, bunlar arasındadır ve şimdiden uygulanmaya başlanmıştır..

Sorunumuz sadece mevcut anayasanın anti-demokratik özü değil, sorunumuz aynı zamanda bu anayasanın hükümlerinin bile uygulanmaması…

Nitekim cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk anlarında itibaren, Erdoğan, anayasaya rağmen ve aykırı olarak hareket ediyor.

Birkaç gün önce Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk kararnamesinde yer alan 37 düzenlemeyi iptal etti örneğin.

İptal kararlarının gerekçesi, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’da güvence altına alınan temel haklara ilişkin düzenleme yapma yetkisinin olmadığı, bu konuda kararname çıkarılamayacağı ve düzenlemelerin ancak kanunla yapılabileceği şeklinde…

İptal edilen düzenlemeler arasında, cumhurbaşkanlığına personel ataması, maaşlarının düzenlenmesi, hakim ve savcıların Cumhurbaşkanlığınca görevlendirilmesi, üst kademe yöneticileri hakkında bilgi toplanması var. Ayrıca belediyelerin “gecekondu, kıyı alanları ve tesisleri ile niteliğinin bozulması nedeniyle orman ve mera dışına çıkarılan alanlar dâhil kentsel ve kırsal alan ve yerleşmelerde yapılacak iyileştirme, yenileme ve dönüşüm uygulamalarında idarelerce uyulacak usul ve esasları belirlemek” gibi kimi yetkilerin Erdoğan tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına aktarılması var…

Mahkeme, yürütmeye dokuz ay süre verdi…

Erdoğan’ın pek yeni bir bilek güreşi dönemi geliyor.

Yeni iktidar döneminin ana mevzusu bu olacak belli ki…

YORUMLAR (67)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
67 Yorum
  • O aslan / 02 Mart 2024 10:16

    Valla bilmem ama, kanun yasa kural dediler mı beni bir gülmek alıyor.

    Yanıtla (5) (0)
  • Empati / 02 Mart 2024 21:27

    Katılıyorum biz çok safmışız meğer 10 yıllardır ciddiye aldığımıza bin pişman ettiler bizi.

    Yanıtla (2) (0)
  • Empati / 02 Mart 2024 21:15

    Hep merak ederdim küçüklükten toplu taşımalarda insanlar neden birbirlerinden bir selami bile esirgiyorlar diye. Şimdi buyuyunce öğrendim kimler yüzünden toplum bu hale gelmiş.

    Yanıtla (1) (0)
  • Gerçek / 02 Mart 2024 16:48

    Kürt milliyetçileri sol geçiniyor, nasyonel solcu bunlar da; gına geldi, eleştirdiklerinden bin beterler

    Yanıtla (1) (1)
  • Empati / 02 Mart 2024 21:09

    Kürt milliyetçilerini boşverin hocam. Kürt kardemeşlerimizin %80'i muhafazakar ve geleneklerine bağlı. Bu açıdan bakın. Egemen dilin kendilerini vebalı gibi göstermelerinden nefret ediyorlar haklı olarak.

    Yanıtla (2) (1)
  • Empati / 02 Mart 2024 21:04

    Ali hocam fikrinize sağlık. Çok kaliteli yazilar yaziyorsunuz. Bu ülkenin sizin gibi aydınlara ihyiyacı var.

    Yanıtla (1) (1)
  • Eşref... / 02 Mart 2024 19:47

    İnsanlar uretim yapıp mutlu olamadığı zaman..Çareyi başka yerlerde arar..ama bu asla mutluluk getirmez..tek mutluluk üretimle olur.

    Yanıtla (2) (0)
  • Adnan Topuz / 02 Mart 2024 17:50

    Wittgenstein'ın biraraya getirilmiş olan ünlü sözleri arasında yer alıyor. Asıl kaynak eserlerinden çıkarılmış değil.

    Yanıtla (0) (0)
  • SG / 02 Mart 2024 07:30

    Empati/Bıktık sizin Kürtde Kürt lafından .Sanki Türklerin bir eli yağda bir ELİ balda.Hukuk Türklere göremi uygulanıyor Kürtler önce Kendi iç hukukuna bir baksın Aşiretti ile övünen, Aşiret kanunlarının uygulayan.Once şu beyaz KÜRT LERDEN bir kurtulun.Sonrasi ALLAH KERİM
    TEMEL kaide Hukukta Mazlumun, ZALİMİN Dinî, Irkı,cibilliyeti sorulmaz/Yargilanmaz.

    Yanıtla (9) (0)
  • Empati / 02 Mart 2024 09:31

    Size iyi bıkmalar hocam.

    Yanıtla (0) (7)
  • Karar Okuru / 02 Mart 2024 10:10

    Empati, İstanbul Küçükçekmece Kanarya mahallesi sokak adları farklı farklı kuş isimlerinden oluşan, ev önleri çiçekler ile süslü şirin, temiz, sempatik bir göçmen mahallesi idi. Bu insanlar korkutuldu, sindirildi, kaçırtıldı.Tahmim edin bakalım kim yaptı bunları. Adam, kadın, çocuk öldürüyorlar ayda bir burada.. Sokaklar şiddet ve izbelik.Sizin empati duygunuz bu korkutulan, kaçırtılan, hayatları gaspedilen insanlara karşı var mı yok mu?

    Yanıtla (4) (0)
  • Empati / 02 Mart 2024 10:23

    Başım üstüne hocam. Tabi ki her mağduriyet karşsnda boynumuz kıldan ince. Onu diyorum işte.. kürtler yaptılarsa öyle şeyleri? Bunun sebebi kendi şehirlerinin kaderlerine terk edilmesi ve göç etmeleri. Göç ettirelcek başka diyarlarda huzursuzluk çıkarmalarına sebep olan şartlar oluşturulmayacaktı.

    Yanıtla (3) (2)
  • Karar Okuru / 02 Mart 2024 10:42

    Teşekkür ederim. Yalnız burada gözden kaçan bir nokta var. Devletin üst siyasi kurum olarak yükümlülükleri olduğu gibi toplumların da iç kültür, iç düzen açısından büyük topluma karşı yükümlülükleri var. Örneğin 2000 yılında neolitik aşiret, kabile sistemini terk edecek ve nüfus artışı olarak büyük topluma yaklaşacaksınız. Bu artış oranları ile o bölgede huzur olsa dahi insanların o bölgeye sığma imkanı yoktu. Her 15-20 yılda nüfusu ikiye katlanan bir yapı. Bu doldur boşalt sistemi çalışıyor.

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar okuru / 02 Mart 2024 13:08

    Bu coğrafyanın sosyal, politik, kültürel, ekonomik olara en gelişmiş Kürt topluluğu beğenmediğimiz Türkiye Cumhuriyetindedir. Ne Cumhuriyetin ne Atatürk’ün olmadığı Suriye, Irak, İran Kürt’ lerinin durumu ortada. Orada aşiret seçkini değilseniz ne Selahattin Demirtaş çıkar ne de bağımsız siyasetçi, bırakın kendi dilendeyi, eğitim bile yok. Geride kaldığımız konuları göz ardı etmeyelim ama, gerçeklere de göz kapatmayalım. İleri gideriz diye ümmet kültürü ile iş birliğine giderseniz böyle olur.

    Yanıtla (2) (0)
  • okur / 02 Mart 2024 13:46

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da aşiret, kabile sisteminin devam etmesi hem ordaki halkın daha çok da Cümhuriyetin kuruluşundan itibaren tüm sitasetçilerin vebalidir... Hiçbiri aşiret, kabile sistemine dokunmayı düşünmemiştir. Tek düşünceleri oralarda aşiret, kabile sistemi yönlendirmesi anlayışı ile SANDIK BAŞINA GİDEN vatandaşların (aşiret, kabile sistemi mağduru) kendi partilerine oy vermeleri... Yoksa yanılıyor muyum? Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri aşiret, kabile sistemine savaş açtı da bizim h

    Yanıtla (3) (0)
  • Karar Okuru / 02 Mart 2024 15:30

    Uzun konu. 1950 ile beraber bu konu rafa kaldırılmıştır. 1960 ihtilal komitesi içinde bu konuya dikkat çekenler kaale alınmamıştır. (MBK darbecidir, darbe suçtur) Ancak bunlaın içinde konuya hakim olanlar var ve bir kişiye 7 köyü tapulayan ilkel anlayışa karşı çıkılmıştır. (Örnek Ahmet Türk toprak ağasıdır) Toprak reformu ile topraksız insanlar topraklandırılmak istenmiştir. Ancak kısa süre içinde çok partili sisteme geçilmiş ve sorun halı altına süpürülmüştür.

    Yanıtla (1) (1)
  • Karar okuru / 02 Mart 2024 16:27

    Nasıl bir çocuk 5 yaşından 20 yaşına 1-2 senede gelemez ise bir topluluk da feodal kültürden kısa sürede daha da gelişmiş bir toplum olmaz. Bu gelişmeleri de sadece siyaset ve rejim de belirleyemez. Öyle aklına estiği gibi her rejim ve sistemi lafla, kural ile hayata geçirmek mümkün değil! Burada da olan bu toplum ileri doğru değişime direnir ve olgunlaşıncaya kadar da bekler. Ya da fazla ileri gitmiş ise bugün gibi geriye döner.

    Yanıtla (2) (1)
  • Alp Demir / 02 Mart 2024 17:28

    Düşünmediler tamamen yanlış. Düşündüler ve müdahale de ettiler. Müdahale edilmeseydi, oradaki ağalar şeyhler, (HDP/DEP v.s.) halkı sömürerek yaşamaktan gayet mutluydu. Yol yapılmasını istememeleri, gönderilen öğretmenleri, doktorları öldürmeleri hep bu yüzdendir. O korkak maraba, o öğretmenlere, doktorlara sahip çıkamadı. O korkak maraba, devletiyle birlik olup, ağadan, şeyhten hesap soramadı. Tam tersini yapıp, devlete karşı durdular. Devlet de bunlardan adam olmaz deyip vazgeçti.

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar Okuru / 02 Mart 2024 17:28

    Karar okuru bazı arkadaşlar devleti her şeye gücü yetme anlamında tanrı gibi düşünüyor. Bu konuda size katılıyorum. Ancak ilerleme, değişim konusunda sizin kadar iyimser değilim. Yaşayarak gördük bunu. Bunun zannederim toplumsal yönü olduğu kadar (otorite, aşiret, şiddet kültürü) teolojik yönü de var. Şafi Eşari topluluklar ile ilgili zihinsel bir kısıt. Bu yolu da hak biliyorum elbette.Ancak teknolojiye yatay ilişkilere ve eşit ilişkilere dayalı bir toplumsal sistemde ciddi bir kısıt.Araştırın.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 02 Mart 2024 20:55

    Aslında cumhuriyetin ilk yıllarında feodalitenin temellerini sosyal ve ekonomik olarak sarsacak toprak reformu konusunda çok ciddi çabalar olmuş, bununla ilgili bazı zorlayıcı çabalara da girişilmiştir. Unutulmamalıdırki Türkiye’ de Demokrat parti bu çabalara direnç olarak kurulmuş aslıda bir çelişki olarak feodal sisteme karşı hükumetin çabasına karşı çıkanlar demokrasiye geçişe de vesile olmuştur. Yani sosyal olarak ileri gitmeye direnenler diğer anlamda da ileriye hamle vesilesi olmuşlar.

    Yanıtla (1) (0)
  • Empati / 02 Mart 2024 21:02

    Yerli ve milli oryantalizme cuk oturan, Türkiyenin doğusuna hareçten yabanci bir gazel okuyan izmirli ertugrul özkokçu bi yorum. Temcit pilavı 1 asırlık.

    Yanıtla (0) (1)
  • Eşref... / 02 Mart 2024 21:40

    10;23..Yabaniligin ve vahsiligin mazereti,bahanesi olmaz..Yabani olani al kuş sütü ile besle yine asla vazgeçmez huyundan..Cok iyi biliyoruz birbirimizi gayet net..Allah fırsat vermesin bu yabanilere. Uyanık olup çok dikkatli olmaliyiz, farkli fikirlerde olsakta icpolitikada ama bu yabanilere karşı Birlik içinde olmalıyız..

    Yanıtla (2) (0)
  • Karar Okuru / 02 Mart 2024 22:40

    Siz de şu anda reverse Oryantalizm yapıyorsunuz. Tersten Oryantalizm. Bölge çocuğuyum. Artı İstanbulu ve adı geçen mahalleleri avucumun içi gibi biliyorum. Kendi adıma hariçten gazel okumuyorum. İçinde bizzat yaşadığım bir yapıyı müsade edin de tanıyalım Sayın Empati.

    Yanıtla (0) (0)
  • Siyaset bilimi / 02 Mart 2024 16:39

    Irak,Suriye,İran da Cumhuriyettir.1040 yılında kurulan Türkiye ana gövde, Suriye ve Irak ise gövdeden kopan parçacıklarken; gövde ile parçaları kıyaslamak ve alakasızca konuyu lider tapınma için malzeme yapmak saçmalıktır.Abdülhamit'in aşiretlere dayanma politikasını aynen devam ettirenler, g.doguya chp teşkilatı bile kurmayanlar, Karabekirin kürt raporlarını umursamayanlar bellidir.1950 sonrası iktidara gelenler de tek parti devrinde yetişen ve Atatürkün son başbakanı olan C.Bayar vb isimlerdir

    Yanıtla (1) (1)
  • Karar Okuru / 02 Mart 2024 17:43

    Evet. 1950 yılında bir tür Hamidiye düzenine geri dönüş yapılmıştır. Üç beş aşiret reisi milletvekili yapılmış, 20 yıldır gündemde olan toprak reformu rafa kaldırılmıştır. Siyaset burnunun ucunu görmemiştir. Bölge nüfus patlaması yaşamış işsiz kalabalıklar apoist ilkelliğe kulak kabartmıştır. Sonuç bölge halkı içinde, bu bölgeden göçtükleri bölge halkı üçin de facia olmuştır. Devlet şiddetini savunmam hiç bir zaman. Ancak resmin tamamını konuşan yok.

    Yanıtla (1) (0)
  • karar okuru / 02 Mart 2024 16:51

    Bir yazarımız sosyal medyanın ülkemizde etkin kullanılmasının, yani bir konu üzerinde ısrarla habire yorum yazmasının, bir nedeninin de; yüz yüze tartışmalarda insanlarımızın kolayca susma alışkanlıkları olduğunu yazmış. Düşündüm yüz yüze tartışmalarda neden susma alışkanlığımız var diye. Şundan: 1- Suratına yumruk inme korkusu 2- Seni siyasetçilere şikayet ederler...Yolunda giden işler tıkanır korkusu...

    Yanıtla (0) (0)
  • Tr / 02 Mart 2024 16:35

    Sanki 28 Şubat süreci bitmiş de o 28 Şubatla hiç bir alakası olmayan yeni bir durum varmış gibi anlatıyor yazarlar yorumcular. 28 Şubat'ın misyon şefliği askerden sivil siyasetçilere geçince bin yıl sürecek olan 28 Şubat bitmiş mi oluyor? Bu gün 28 Şubat'ın misyon şefleri erdogan bahçeli ikilisi değil mi? 28 Şubat görevini o dönemin askerlerini hapse gönderip de üstlenmediler mi? Ben böyle anlıyorum yanlış düşünüyorsam biri beni de aydınlatsın.

    Yanıtla (1) (0)
  • SG / 02 Mart 2024 11:38

    Bunların piri FETO/CETO ölülere bile oy kullanırın DİYE emretti onlarda emri yerine getirdi 31 Mart yerel seçimlerde dirilerin sayısı yetmiyorsa ölüler eksikliği tamamlansin Ama kılıfı HUKUKA uydurun.

    Yanıtla (0) (0)
  • SG'ye / 02 Mart 2024 14:04

    Birbirimizden yok farkımız... Bunların piri milletin seçilmiş bir vekili olan Merve Kavakçı'nın milletin meclisinde yine milletin vekilleri tarafından sıralara vurularak yuhalandığı günlerdeki muktedirler olmasın....

    Yanıtla (0) (0)
  • OKUR / 02 Mart 2024 13:53

    Anayasa çocuk yasaya döndü. Yani çocuk oyuncağına. Daha ne kadar kaotik ortama dönüşecek memleket? Toplum alt üst olmuş durumda. Ne güneşler batıyor ya Rab bir iktidar uğruna.

    Yanıtla (0) (0)
  • Fırat baran / 02 Mart 2024 13:42

    Sg dardeşim güzel yorum ama
    Ortaokulda kürt lerin niye devleti olmasın Yahudi var Arap var işit var fars var türk var şiirler var niye sıra kürt lere gelince hepinizin fikri bir oluveriyor
    Cünkü ırkcılık yapıyorsunuz

    Yanıtla (2) (1)
  • Fırat baran / 02 Mart 2024 13:38

    Eksik var fazla yok yasa ve yürütmeyi
    Hepsini kendi kontrol etmese yaşama şansı yok olur

    Yanıtla (1) (1)
  • Empati / 02 Mart 2024 01:44

    Kürt kardeşlerimizin hukuku yok edildiğinde ses çıksaydı bugünkü pespaye durumlara düşmezdik kanaatim sayın hocam.

    Yanıtla (2) (4)
  • Empati'ye / 02 Mart 2024 13:36

    Osmanlı döneminde gayri müslim vatandaşlarımıza karşı konumları nasıldı bir de onu anlatabilir misiniz?

    Yanıtla (1) (0)
  • okur / 02 Mart 2024 13:28

    Farklı farklı güzel kuş isimlerinden oluşan sokaklarda yaşayan , evlerinin önleri çiçekler ile süslü şirin, temiz, sempatik göçmenleri ; mahallesinde bezdirip göç etmelerine neden olan insanlar... Bana SSCB'nin mağduriyeti yüzünden Osmanlıya iltica eden isimlerin yıllardır doğu illerinde yaşayan gayri müslimlerin başına ..... hatırlattı. Mağdurların Zalime dönüşmesi...

    Yanıtla (0) (0)
  • Sahin / 02 Mart 2024 13:23

    Sayın hocam , tebrikler.
    Bu güzel yorumunuz Günün ilk "11"e seçildi.

    Yanıtla (1) (0)
  • Adnan Topuz / 02 Mart 2024 10:04

    İnsanın ruhunu karartan bir yazı. Demokrat olmaya çalışmanın zorluğu da burada. Eğitimsiz, çıkarcı yapıdaki İslamcı muhafazakar ve kafatasçı milliyetçi yapının horon teptiği bir düzene gidiyoruz. İnsanın elinden bir şey gelmiyor. Ünlü filozof Wittgenstein demokrasi insanları sayar, halbuki tartması gerekir, der. Sayılan bir demokrasiden tartılan bir demokrasiye geçebilecek miyiz, bilmiyoruz. Çok ağır bir rövanş dönemi geçiriyoruz.

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar Okuru / 02 Mart 2024 12:55

    Wittgenstein bu konularla pek ilgili değildi. Asosyal derecede uzaktı siyasete ve işiyle yani fizik, dil oyunları ve bilim felsefesi ile ilgiliydi. Yakıştırma olabilir o söz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Sahin / 02 Mart 2024 12:51

    Kim "Tarafsız olacağına"
    Namusu ve şerefi üzerine yemin etmişti?....

    Yanıtla (1) (0)
  • ÖZCAN ŞAHİN / 02 Mart 2024 07:37

    Hak hukuk adalet ve DEMOKRASİ BİTTİ anayasa mahkemesinin düzeltin dediği kanunları bile meclisten yeniden geçirdiler bu iktidar artık herşeyi kendi isteğine göre yapmakta herşey benim demektedir 31 MART SEÇİMLERİ durdurmak için son şanstır 3 BÜYÜKŞEHİR de giderse demokrasinin son haklarına biter.

    Yanıtla (4) (0)
  • okur / 02 Mart 2024 09:23

    Şu son şans hani 28 mayıs 2023'tü....Her seçiminin son şans ilan edilmesi artık İNANIRLIĞINI kaybetti.... Halk binlerce kez seçimlerde aksi yöne oy vererek zaten bu söylemlerin de kendisinde bir karşılığı olmadığını gösteriyor... Sanırım 31 Mart'ta da muhalefet kaybedecek...bu sefer de 2028 seçimleri son şans diye güncelleme yapacaksınız...

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 02 Mart 2024 12:49

    Son şans 2010 ve 2017 de kayboldu artık dönüş yok o günlerden beri her alanda çöküş artarak devam ediyor. Üç örnek İran, Cezayir, Türkiye izlemek gerek.

    Yanıtla (0) (0)
  • Empati / 02 Mart 2024 10:57

    Çok acayip. 2 kişi bir araya gelsek devlet kurarız diyenler vardı. 85 milyon kardeşçe bir Hukuk devletini kuramıyoruz

    Yanıtla (1) (1)
  • Empati / 02 Mart 2024 10:52

    Siyasi irade Ahlak karşısında..

    Yanıtla (1) (1)
  • O aslan / 02 Mart 2024 10:15

    Teşekkürler sayın Bayramoğlu.
    Onbeş yıl önce yazdım.
    On yıl önce yazdım.
    Beş yıl önce yazdım.

    Yine yazıyorum, bunlar daha iyi günleriniz.
    O zaman yazdığımızda gülenler gülmeye devam etsin.

    Yanıtla (0) (0)
  • HAYRETI MUCIP / 02 Mart 2024 09:52

    Hiç problem değil , bildiğini okur , kim hesap soracak ki ! En fazla hepsini , emrindeki meclise gönderir, sarayın vekilleri tarafından kanun haline getirilir , olur biter !

    Yanıtla (2) (0)
  • Emlati / 02 Mart 2024 09:43

    Yönetilme şeklimiz KEYFE KEDER rejimidir. Bizi iyi keklediler son 15 yılda. Geç değil yine de herşeyi için.

    Yanıtla (0) (1)
  • Mehmet / 02 Mart 2024 00:19

    Sn Yazar.Bu ülkeye gel tarihe geçecek bir hizmet yap..Yapacağınız bu hizmetle Türkiye demokrasisinde tüm siyasi dengeleri değiştirecektir..
    Siyasi konumunuz bu hizmete mıktedirdir..
    Gelin hdp/dem siyasi yapısına pkk terör bagajından kurtulma polititika üretmeyi önerin..Sabuncuyu da yanunıza alın.Sn Taşgetiren uğraştı olmadı..inanın terör bagajı olmasın..
    Hdp/dem siyasi hareketi asgari %20 oy alır.ondan sonra tüm dengeler değişecektir.Demokrasi ekseninde mutlu bir gelecek inşa edilecektir.

    Yanıtla (2) (0)
  • Empati / 02 Mart 2024 09:39

    Hocam terör bagajı tamamen bir demagojidir. İnanmayın muktedirlerin her söylediğine orada milyonlarca insan var nasıl terörist diyebiliriz ki. Zaten öyle diye diye toplumu kafaladıkları için yol metod üretemiyoruz.

    Yanıtla (1) (1)
  • Koç / 02 Mart 2024 09:32

    Olmayan Adalet tanınmayan anayasa geleceği Afganistan olan bir ülke yaratmak peşinde olanlar başardı demokrasi benim için araçtır zamanı geldiğinde bu trenden enerim diyenler trenden inmek üzere.

    Yanıtla (1) (0)
  • okur / 02 Mart 2024 09:08

    Sayın Bayramoğlu! Sorunumuz mevcut anayasanın hükümlerinin bile uygulanmaması da değil maalesef...Asıl sorunumuz ABD-Avrupa ekollerinin çatışmalarındaki yeni doğumun sancıları... Merkez medya (siz de dahil) aksini iddia etse de Türkiye Avrupa'nın değil ABD'nin safında...

    Yanıtla (0) (0)
  • karar / 02 Mart 2024 08:27

    Türkiye'nin MISIR-BAE-SUUDİ ARABİSTAN ile ilişkilerini formatlaması, bölgeye bakışının değişmesi, Kürt meselesi, HAMAS, İsrail ile ilişkiler hepsi BÜYÜK DENGENİN KAPIMIZIN önüne koyduğu parantezler.
    Buna rağmen kompartıman ile ilgilenenler çok! Bir adım ileriye gidip bakanlar ise vagon ile ilgili kafa patlatıyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hasan Erzincan / 02 Mart 2024 00:51

    Hukuk kanun yasa mı kaldı? Şırnak’ta Silopi’de Cizre’de vali, jandarma komutanı hastane başhekimi okul müdürleri.... akp adayları ile halk buluşmaları yapıyor. İstanbul’da Ankara’da yada başka illerde ortak çalışmadıkları ne malum. Garantisi var mı? Seçimin güvenliği ne olacak.... toplumu seçim sonrası iyi şeylerin beklemediğini düşünüyorum. Bu ekonomik verilere bakınca tasa etmemek mümkün değil. Yargı paketi ilk adım. Sonrasını yaşayıp göreceğiz.

    Yanıtla (3) (0)
  • mimli / 02 Mart 2024 04:04

    Tüm bu endişeleri yaşamamak için tek yol, tek fırsat var: Düşünce sadece iktidara oy vermeyip belini kırmak olmalıdır. Değişik ve karmaşık düşünceler iktidar lehine olacağı gibi çok önemli bir yerel seçim de iktidar lehine döndürülmüş olur.

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar okuru / 02 Mart 2024 08:12

    Bu zihniyetin buraya varacağı çok açıkça belli idi! Ama gözler kulaklar kapandı tüm uyarılara rağmen bu zihniyetin değirmenine su taşındı. Dünya görüşü, üzerinde siyaset yaptığı sosyal zemin açıkça ortada idi. Şimdi yazarlar köşelerinde şikayet edip, dün kendilerine yapılan uyarıyı şimdi bize anlatıyorlar. Geçti Bor’un pazarı!

    Yanıtla (2) (1)
  • SG / 02 Mart 2024 07:49

    Messi/Ronaldo'nun takımları tüm oyun düzenlerini bu oyuncuların üzerine kurgular lar TC tüm MUHALEFET partileri kamu kurum ve kuruluşları Seçimin kazanılması için RTE ne dedi ise Onu yapacaklar.Daha önce CB seçiminde(Şekil A'daki GİBİ) Abdullah Gül'ün evine HELEKOPTER ile çıkarması yapıldı (indirilmişti )Hemde ANSIZIN.İster Kabul ediniz ister etmeyiniz Hamurabi kanunları geçerli Gerisi iyi günlerde olsun.

    Yanıtla (1) (0)
  • SG / 02 Mart 2024 07:19

    AYM'SİMİN bu kararı Bahçeli'nin arayipta bulamadığı fırsattı doğurdu.Zaten uzun zamandır calismalar yapılıyordu.Demisti ya Bahçeli RTE ANAYASAYA Uymuyorsa Anayasayı RTE uyduralim dedi dediğini yaptımi yaptı.AYM ya Bahçeli ye uyacak ya Statüsü değişecek yâda KAPATİLACAK.

    Yanıtla (1) (0)
  • Berberoğlu / 02 Mart 2024 03:56

    Siyasî irade,yâni iktidarın, hukuku nasıl hiçe sayıp ve milli iradeyi de ayaklar altına almanın hesabını sormanın şu önümüzde günlerdir, yâni 31 Mart. Böyle fırsat kaçırılır ve nasıl olsa iktidar değişecek değil ya diye düşünülüp iktidar yerel seçimde büyük yenilgiye uğratılmazsa böyle bir fırsatın bir daha yakalanması imkansızdır.
    O nedenle böyle seçim fırsatı asla kaçırılmayıp millet olarak fırsatı iktidar lehine değil halk olarak kendi lehimize çevirmenin tam zamanı. Bunu asla unutmayalım!

    Yanıtla (3) (0)
  • Karar okuru / 02 Mart 2024 01:20

    “Cumhurbaşkanının ideal düzen anlayışında, siyasi iktidarın gücü sınırsız olmalı. O zaman bu gücü sınırlayan kanunlar, hükümler, denetim mekanizmaları, velhasıl hukuk devleti kuralları açık ve ilk hedef.” Yetmez ama evet ile açılan yolların yeni farkına varmak ne ile nasıl açıklanır.

    Yanıtla (4) (0)
  • BirOkur / 02 Mart 2024 01:02

    Devleti şirket gibi yönetme sevdasında olan bir Cumhurbaşkanı var. Ama devletin devlet devlet gibi yönetilmesi gerektiğini anlayamıyor. Bu yüzden de her yaptığı düzenlemeyle devleti batırma gayreti içinde. Bu sevdasından da vazgeçmiyor. Çünkü, o meydanlarda dolaşıp nutuk atarken, atadığı cemaat mensupları onun adına devlet yönetme derdinde. Tek dertleri de devletin kurumlarıyla uğraşmak.

    Yanıtla (3) (0)