Seçimlerin ikinci raundu

Seçim sonuçlarının da sonuçları olur.

Çıplak gerçek ortada: 2023 seçimleri muhalif kesimin üzerinden silindir gibi geçti. Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına dair kuvvetli inanç, ekonomik kriz gibi nedenlere rağmen istenilen sonucu getirmeyince, siyasi ruh halinde bir iniş yaşandı.

Doğaldır, seçimlere indirgenmiş ve hep aynı sonucu veren toplum-siyaset ilişkilerinin bu işleyişi, önce umutsuzluk, ardından siyasete yönelik güvensizlik ve hatta ilgisizlik iklimi üretir. Buna karşılık, kazanan tarafta güçlü bir özgüven yükselmesi yaşanır.

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere böyle bir iklimde gidiliyor.

Yerel seçimlerin buna rağmen ve bu çerçevede birkaç önemli yönü var.

İlk yön 14 Mayıs sonuçlarını teyit edip etmeyeceğidir.

Bu durum, yerel seçimin somut, belediyelere ilişkin sonuçlarının ötesi bir duruma işaret eder.

AK Parti, Cumhur İttifakı ve Erdoğan’ın tekrarlanacak bir başarısı, örneğin İstanbul seçimlerini kazanmaları yukarıda altını çizdiğimiz ruh halini iyice pekiştirecektir. Tersi olur, muhalefetin direnci belli sınırları geçerse, İstanbul’u İmamoğlu alır, genel bir çıkış yakalanırsa, toplumsal psikoloji bakımından kartların yeniden karılma ihtimali bulunuyor.

İkinci yön siyasi yelpazenin kimi unsurlarına, kimi siyasi partileri ilişkindir.

Seçim sonuçlarının bu bakımdan da sonuçları oluyor. Örneğin 14 Mayıs’ta yüzde 9,7 oy alan İYİ Parti’nin bugün kamuoyu araştırmalarında ölçülen oy oranı 5/6 civarında. Bu siyasi parti varlığını koruyacak mı, yoksa yerel siyasi sahayı terk etme noktasına mı itilecek? Yerel seçimler bu bakımdan ciddi bir gösterge olacaktır. Örneğin Zafer Partisi, 14 Mayıs’ta 2,3 oy almışken bugün yapılan ölçümlerde yüzde 6’nın üzerinde seyrediyor. Bu oran seçimlerde teyit edilecek mi? Muhtemel erime ve büyümenin siyasi anlamları neler olacak, toplumsal ruh hali bakımından neye işaret edecekler? 14 Mayıs sonrası bu sorulara ikinci kez yanıt verilecek.

Üçüncü yön, ittifaklar düzeniyle ilgilidir.

Cumhur İttifakı tarafında bir sorun ve tartışma yok. Buna karşılık Millet İttifakı dağılmış durumda. Bunun da ötesinde muhalif partiler arası ilişkiler kaotik, zaman zaman çatışmalı bir seyir izliyor. Pek çok muhalif siyasi parti seçimlere kendi adaylarıyla girme eğilimde.

Bu durumda şu soru önemli: Bir tarafın ittifakı karşısında, ittifak fikrinden uzaklaşan bir muhalefetin tutumu nelere gebe?

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimleri, hem bu soru bakımından hem simgesel açıdan Mart seçimlerinin başpehlivanlık yarışını oluşturacak. İstanbul bir ülke kadar önemli… İmamoğlu CHP’nin adeta eş başkan… Yeni döneminin Kılıçdaroğlu’nun gönderen taşıyıcı ismi… Malum, son yerel seçimleri muhalefetin ittifakıyla kazanmıştı. Kılıçdaroğlu bir koltuğunun altına formel olarak İYİ Parti’yi almış, diğer koltuğa informel olarak HDP’yi sığdırmış, seçimler böyle kazanılmıştı.

Şimdi koşullar değişti…

Belki İmamoğlu’nun şahsi oyu arttı, belki kimi seçmenler kendi partilerinin adaylarına değil, ona yönelecekler. Ancak yine de, bu kez, en azından kağıt üzerinde İmamoğlu CHP seçmeniyle tek başına.

Nitekim İYİ Parti kendi adayıyla seçimlere giriyor. HADEP’in geçen seçimlerde aday çıkarmamasına karşılık bu kez DEM’in de bir aday çıkarma ve bunun belirleyici ihtimali çok yüksek. Ve işin özellikle bu kısmı kritik…

PANORAMATR’nin Ocak ayı gündem araştırmasında DEM ve ittifak konusundaki şu tespitler önemli:

“İstanbul için DEM Parti’nin önünde üç senaryo duruyor. Aday göstermeme, zayıf aday gösterme ve güçlü aday gösterme. DEM Parti İstanbul’da bir aday göstermek istiyor ama bunu iktidarla yürütülecek bir diyalog neticesinde yapmak istiyor. Henüz bir karar verememişken, Başak Demirtaş, Selahattin Demirtaş ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında, DEM Parti’nin İstanbul adayı olma arzusunu kamuoyuna deklare etti. DEM Parti’den yapılan açıklamalar, Demirtaş’ın müdahalesinden duyulan rahatsızlığı yansıtsa da Demirtaş’ın hamlesine kayıtsız kalınması kolay olmayacaktır…”

Başak Demirtaş büyük ihtimalle aday olacak ve İstanbul için kuvvetli bir aday olacak.

Muhalefetin bakımından geçen yerel seçimlerde, HDP kazandıran oyuncuyken, DEM kaybettirme işlevini üstlenebilir.

Bunu muhalefet, ittifaklar, Kürt siyaseti bakımından ciddi ve önemli sonuçları olur.Yerel seçimler bize siyaset hakkında pek çok anlatacak…

YORUMLAR (70)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
70 Yorum