RTÜK, TV’lere milyonlarca liralık para cezası kesiyor.
Başkan Ebubekir Şahin, cezaların büyük kısmının yalan beyanla sahtekarlık yaparak halkı kandıran, dini duyguları istismar eden yayınlara verildiğini açıklamıştı.
Şahin, cezaların neden hep FOX, Halk TV, KRT ve Tele1’e denk geldiğini de aynı gerekçeyle izah ediyordu.
RTÜK’ün, muhalif medyayı değil yalan ve dezenformasyonu cezalandırdığı, mücadelesinin süreceği kaç defa söylendi.
İktidar, yalan ve dezenformasyonla mücadeleyi takviye için bir sosyal medya düzenlemesi dahi hazırlıyor.
Halihazırda Emniyet de boş durmuyor.
Son örnek, ayçiçek yağı konusunda yaşandı.
İçişleri Bakanı Soylu, halkın marketlere hücumunu tahrik edenlere göz açtırılmayacağını duyurdu.
Ve Emniyet, ayçiçek yağının zamlanacağıyla ilgili “provokatif paylaşım”ların peşine düştü. Galiba 47 paylaşımdı, haklarında işlem başlatıldı.
Amaç, “şu bitecek, bu bitecek” diye halkın yanıltılarak paniğe sevk edilmesine izin vermemek.
Benzine, mazota her zam öncesinde akaryakıt istasyonlarında kuyruklar oluşuyor.
Fakat vatandaşların nereden haber aldıkları, kimler tarafından panikletildiği tespit edilemiyor ki...Henüz benzin kuyruklarını tahrik eden paylaşımlarla ilgili bir işlem duyulmadı.
Doğru çıkan zam beklentisine sokmak, yağa gelince halkı yanıltıcı paylaşım da benzinde değil mi?
50 lira ucuza araç deposu doldurmak için kuyruğa girilmesiyle 50 lira ucuza ayçiçek yağı almak için market kuyruğuna koşulması arasında bir fark gözetilmiyordur, sanmam.
İkisinin de sorumlularına bir muamele yapılacağına kuşku yok.
Demek ki benzin kuyruklarının sorumluları tespit edilemiyor. Aklınıza başka bir şey getirmeyin.
Müsebbipleri yakalanabilse, benzin kuyruklarına yönelik tahriklerin de önüne geçilecektir.
Halkın, zam korkusuyla rahatının kaçırılmasına, varlık kuyruklarına koşturulmasına müsaade edilmiyor çok şükür.
Eksik olmasın; RTÜK’ü, polisiyle henüz gerçekleşmemiş zam haberlerinin üstüne gidiyor iktidar.
Hamdolsun, yalan ve dezenformasyonla mücadele de bunu gerektirirdi.
Kötü niyetli provokatörlere Allah fırsat vermesin. Tedbir alınmasa halkı, zam gelmeden ihtiyaç karşılamaya kışkırtmayı sürdürecekler.
Neyse ki yetkililer, yalan ve dezenformasyonla tavizsiz mücadele ederek halkı zamlardan koruyor.
Yalandan kimse ölmemiş olabilir ama yanına da kalmıyor artık, ne mutlu (!)
Yalandan kimse kuyruğa da girmeyeceğine göre, demek ki mücadele doğru yolda ilerliyor.
Zam yalanlarıyla pek yaman savaşan yöneticilerimizin kıymetini bilelim, şanslı halkız vesselam.
İKTİDARI YANILTMANIN CEZASI YOK MU?
Can Yücel’in “Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi” dizesini kendine rehber edinenler de yalanlara kurban gidebiliyor.
Halkı yanıltanları cezasız bırakmamak için ellerinden geleni yaparken kendilerini ihmal ediyor, dezenformasyondan koruyamıyorlar.
Yoksa yazar Emine Şenlikoğlu, bir TV’de şöyle der miydi:
“Milli eğitimde Amerika’nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. Atatürk’le İnönü’nün milli eğitimimizi Amerika’ya teslim ettiği anlaşma, 2023’te tamamlanıyor. 2023’te iktidara deist, ateist diye yoğun bir çalışma var...”
Yahut da İçişleri Bakanı Soylu’nun şu sözleri, kanallarda yayınlanabilir miydi:
“Avrupa diye bir şey yoktur. Avrupa, Amerika’nın vagonudur. Başka hiçbir özelliği yoktur.”
Oysa Milli Eğitim Bakanlığı, yıllardır AB’den yüzlerce milyon avroluk fonlar kullanıyor.
AB, zorla da vermiyor parayı.
Öğrenci ve öğretmek yetiştirmekten eğitimin kalitesini artırmaya ve okullaşma projelerine kadar...MEB destek istemek için başvuruyor, proje hazırlayıp AB’ye sunuyor.
Anlaşılan Şenlikoğlu, referans aldığı Facebook allameleri tarafından feci yanıltılmış. Milli eğitimde yüzyıllık anlaşmanın ABD’yle, Atatürk ve İnönü döneminde yapıldığını zannediyor. AK Parti döneminde, AB’yle değil...
İçişleri Bakanlığı fonlarını kullanmıyormuş gibi, AB’nin ne olup ne olmadığı konusunda Bakan Soylu’nun yanıltılması da benzer.
AB fonlarından yararlanan İletişim Başkanlığıyla Emniyet ve RTÜK, yalan dolduruşlarla mücadele hizmetinde önceliği halka verdiğinden oluyor hep bunlar.
İktidar ve kanaat önderlerini yanıltmak da cezasız kalmamalı, belli ki yalana şerbetli değiller.
