Türkiye Yüzyılı'nda ne bu şiddet
Hadi Kılıçdaroğlu'na Çubuk'ta linç girişimi daha önceydi, Türkiye Yüzyılı başlamamıştı...
Saldırganın eli öpülüp Osman Amca diye kahramanlaştırılması, tebrik kuyruğuna girilmesi, heykelinin dikilmek istenmesi, Kılıçdaroğlu'nun suçu kendinde aramaya çağrılması ve yediği yumruğun haklılaştırılması o zamanlar hadi normaldi...
Suçu ve suçluyu övmekle şiddeti teşvik filan iktidar sözcülerine diyelim ki eskiden meşruydu, muhalefetten ayrıcalıklarıydı....
Hadi son birkaç yılda sokağa inen siyasi şiddeti, dövdürülen muhalif gazeteci ve siyasetçileri de bu kapsamda gördük, onlar sayılmaz, Türkiye Yüzyılı'ndan önceydi...
Yahu, daha önceki akşam Meclis Genel Kurulunda DEM Partili Bozan'a atılan yumruğu da kutsuyor, alkışlıyor, haklı ve gerekli gösteriyorsunuz. Buna ne diyeceğiz!
Eski Bakan Karaismailoğlu, galeyana gelip DEM'li Bozan'a tekme, tokat girişiyor, yüzüne yumruk sallıyor.
İki gün boşa bekledim; AK Parti Sözcüsü'nden yumruğa bir kınama gelecek mi, diye.
Aksine bilindik hızlı AK Partililer, sosyal medyada saldırıya uğrayanı, yumruğu yiyeni kınama kuyruğuna girdi. Yumruğundan dolayı Karaismailoğlu'nu kutlamak için de birbirleriyle yarışıyorlar.
E hani daha geçen hafta AK Parti Sözcüsü Çelik, "demokrasilerde şiddet asla kabul edilemez" diyordu!
Sadece Batı'da, özellikle de ABD'de ve bilhassa Trump'a yönelikse mi, şiddet asla kabul edilemez?
Yerine, adamına, dayağı veya kurşunu kimin atıp kimin yediğine göre değişiyor mu?
İktidar namına savrulan yumruklar helâl, şiddet yasağı onlar için geçerli değil mi?
Bazı istisnaları var, karşı taraf hak ettiyse şiddet gerekli ve mazur mu?
Tabii ki DEM'linin şamarı hak ettiği, geç bile kalındığı, Karaismailoğlu'nun o yumruğu millet adına attığı tezahüratlarından geçilmiyor. Heykelini dikecekler handiyse.
Polis de şiddeti övmekten, propagandasını yapmaktan, teşvik ve özendirmekten tek işlem yapmadı.
Bir de sanki terör propagandası yaptığı için Bozan'a saldırılmış gibi göstermezler mi!
Oysa kürsüde 'hırsız var' diye bağırmış...
Evet, "TÜİK eliyle hırsızlık yapıyorsunuz" suçlaması ağır ve kışkırtıcı. Ama bu, şiddeti haklılaştırır mı? Anlık öfkeyle tahrike kapılınca, provokasyona gelince şiddet eylemlerinin sorumluluğu ortadan kalkıyor mu?
TRUMP'A BİLE ŞİDDETE SİPER OLANLARA BAKIN
DEM'li Bozan da tahrik etmese, lâfını mı bilseydi?
Şayet hak edişe göre bakarsak ona gelene dek neler var...
Trump'ın doğrudan tehdit ve hakaretlerine maruz kalmışız.
Başkanken bir telefonuyla TSK'ın terörle mücadele operasyonunu durdurduğunu öne sürmüştü. "Kürtleri haritadan sileceklerdi" suçlamasını da ekleyerek.
Ucuz popülist şov, güç gösterisi uğruna ettiği lâflar, lâf mıydı? İtibarımızla oynamış, bizi küçük düşürmüş olmuyor muydu?
Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "eşsiz ve müstesna bilgeliğimle belirlediğim sınırları aşarsanız ekonominizi mahvederim" tehdidi savurmamış mıydı?
Ve istediği Rahip Brunson'u hapisten almamış mıydı?
Haydut gibi davranmış, gururumuzu incitmiş, gücümüze gitmiş olsa da Trump'a şiddet asla kabul edilemez elbette.
E madem kanunsuz şiddeti kimse hak etmez, Trump bile, bunun hiçbir mazereti olamaz...
Ve mektup yazıp hakaret de etmesine rağmen, madem ki Cumhurbaşkanı'nın Trump'ı arayıp cesur liderliğiyle demokrasiye güç kattığı için övmesinde bir sakınca yok...
Hatta madem ABD'de Trump'ı seven Netanyahu'yu da sevip Hamas'a düşmanken bizim yerli ve milli Trumpçılarımızı bu dahi Trump sevdasından, öne atılıp ona siper olmaktan alıkoymuyor...
Nasıl oluyor da iktidar adınaysa kendi insanımıza karşı şiddet ve yumruk savunulabiliyor ve iktidar taraftarıysa saldırganı milli kahraman ilan etmek yasak değil de serbest? Suçu, suçluyu ve şiddeti içeride övme pervasızlığı nereden geliyor?
Türkiye Yüzyılı'nda ne bu şiddet, bu celâl!