Neyi oyluyoruz?
İktidarı sakın oylamayalım diye, ha babam muhalefeti öne sürüyorlar.
Seccadeye kazara ayak basanları, kıbleyi bilmeyenleri, Allahsızlarla dinsiz, imansız ve kitapsızları oylamaya çağırıyorlar.
İstiyorlar ki Türkiye'nin iyi mi, kötü mü yönetildiğini oylamayalım...
Kim daha iyi yönetir; Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu? Ona karar vereceğimiz bir seçim olmadığını söylüyorlar.
Dış güçlerle, terör örgütleriyle, düşmanla Erdoğan arasında geçiyormuş gibi farz ettiriyorlar seçimi... Milletin iki meşru adayı arasında bir seçim yapacakmışız gibi değil.
Erdoğan bir tarafa, dünya bir tarafa gibi...
Zaten dünya da üç günlük, fani dünya; Erdoğan'ı değişmeye değmez.
Bizi çok düşündüklerinden, dünya hayatımızı boş verdiriyor, ebedi olan âhiretimizi 14 Mayıs'ta oylayacakmışız gibi yapıyorlar.
Dünya işlerimizi kimin daha iyi, adil ve yalansız yöneteceğini seçmeye gitmiyormuşuz da... Cennete muhtar seçmeye, âhiret hayatımızı kimin kurtaracağını belirlemeye gidiyormuşuz gibi.
Soğanla patatesin az parayla alınamaz hale gelmesini ve buna yol açan çarpık sistemi değiştirmeyi oylamayalım, sıra gelmesin istiyorlar.
50 binden fazla insanımız, 3 ay önce göçen sistemin altında can verdi; unutturuyorlar. Asrın yıkımından, kurtarılamayan hayatlardan, geciken yardımlardan kim sorumlu?
Deprem önlenemez ama yıkım, can kayıpları önlenebilirmiş gibi bakmayalım...
Hızlı karar almak için getirilen tek başlılığın; en lazım olduğunda hızlı işlemediğini, Maraş depreminde aksadığını, anlatıldığı gibi çıkmadığını, şahlanmanın yine başka milada kaldığını aklımıza getirmeden oy kullanalım istiyorlar.
Erdoğan ve destekçileri; 'iktidarı oylamayın da neyi, kimi oylarsanız oylayın' diye Türkiye Yüzyılı bile başlatıyor. Durduracaklara karşı oy verme seçeneği de sunuyorlar.
Cübbeli Ahmet dahi sesleniyor; "yok soğandır, patatestir, kıymadır... Bunlar bulunur, vatan bulunmaz. Allah rızası için Cumhur İttifakını desteklemek icap ediyor" diye.
Yeniden Refahçı Erbakan, sapkınları engelleyip deist imam hatiplilere yeniden namaz kıldırmak ve Erdoğan'ın üç bakanlığını dış güç vesayetinden kurtarmak için oy bekliyor.
Cübbesiz Hayrettin Hoca da son hafta Yeni Şafak'tan uyarıyor ki; Allah'ın dinine yardım edenleri korumak ve iktidarda tutmak Müslümanların üstüne borçtur!
Kendi kurguladığı düzmece CHP klibini yayınlamaktan kendi bastırdığı sahte CHP broşürlerini dağıtmaya... Hatta Baykal'a karşı yatak odası kasetini de kendi kullanmışken kasetle geldi diye Kılıçdaroğlu'nu suçlamaya kadar...
Kirli siyaset yaygaraları, karalama kumpasları, yalanla iftira çığırtkanlıkları, haksızlıklar, yolsuzluklar vesair mi? Kim gelse yapacak, bunun için iktidar mı değiştirilirmiş. Normalleştirip seçim kriteri yaptırmamak için bastırıyorlar.
Allah'ın yasakladığı yalan dolan ve aldatmacalarla Allah'ın dinine yardım edilebilirmiş gibi inanalım, öyle oy verelim yani...
Erdoğan eskiden "demokrasiye, dine ve insanlığa suikasttır" diyordu; göz boyayıp Allah ile oy toplamayı artık olağanlaştırıyorlar.
Haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk, kötü yönetim açısından bakıp seçmeyi değil de... 'Bizden mi, değil mi' diye bakıp seçmeyi; Türkiye içinmiş, yüce davaymış gibi gösteriyorlar.
Kandıran ve çalan 'bizden'se sorun görmeyen, 'bizimki'nden şikayeti bile yasaklayan, partisinden olmayanı 'dinden' dahi saymayan bir inançtan dem vuruyorlar. Hangisiyse artık.
Kadınla kadın, erkekle erkek evlenebilsin mi; 14 Mayıs'ta buna karar verecekmişiz. Soylu ısrar ediyor.
Yeter ki kötü yönetim, yoksullaşma, haksızlık ve hırsızlıkların hesabını sormak için sandık kuruluyor sanmayalım.
Yanlışla doğru, yalanla gerçek ayırt edilemesin, sıra iktidarı puanlamaya gelmesin diye seçime sokmadıkları şey kalmadı.
İşgalcilere, darbecilere, küffara seçimle ülkeyi teslim etmemeyi dahi oylayalım diliyorlar.
Su bulansın, kafalar karışsın, seçmenin iradesi sakatlansın yeter ki...
Doğruyu seçmesinden korkmayan, milli iradenin sağlıklı oluşmasını engeller mi? Sormaya fırsat bulmayalım diye bu bombardıman.
Cübbesiz Hayrettin Hoca'nın, 2009 tarihli bir Yeni Şafak yazısının başlığıydı: "Yalanla iman bir arada durmaz."
Yalanın kaybedeceği, gerçeğin kazanacağı bir seçim olsun. İyi olan kazansın ki galibi bile mağlup sayılmasın. Hep birlikte Türkiye kazansın.
Söz millette, haydi sandığa!