Muhalefete yeniden şarkılar söyleten masa
Rüzgar döndü, cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda kazanma şansı geri döndü, muhalefette bayram havası esiyor.
Kılıçdaroğlu, CHP Grubu'na veda konuşmasında payı olanları, rolleriyle sayıp teşekkür etti.
İlk teşekkür, ev sahibi de olan Saadet lideri Karamollaoğlu'naydı. Altılı Masa'daki buz kırıcı. Önyargı putlarını kırıyor. Sağduyunun sesi. Ayrıştırmanın, kavga siyasetinin panzehiri. İktidarın kavga ettirdiği ortak değer ve sembolleri barıştıran, buluşturan lider. Nefret siyasetinden geçinenleri delirtiyor. Kıılıçdaroğlu, bu yüzden onu bilgeliği ve cesaretiyle anıyordu.
Öğreniyoruz ki Davutoğlu, tüm taraflarla görüşebilme birikimini kuşanıp ara buluculuğunu konuşturmuş. Düğümün çözülmesinde oynadığı rolü, Kılıçdaroğlu da teslim ediyor. Reçetesi işe yaramış, tıkanılan yerlerde ortayı o bulmuş. Kılıçdaroğlu'nun tabiriyle "süreci toparlayanlardan". Uykusuz geceleri kurtaranların başında geliyor. Her masaya lazım bir deneyimli formül bulucu.
İmamoğlu ile Yavaş başkanlar, hızır diplomat gibi yetişti. Kılıçdaroğlu'yla Akşener arasında mekik dokudular. Millet İttifakının sadece iki kilit belediye başkanı değiller. Aynı zamanda acil durum jokeri gibi, her krizde göreve hazır bekledikleri görüldü.
Sakinliğiyle bilinen Babacan, Akşener'le gerilmiş masada. İpler az daha kopuyormuş yine. Taşların, yerli yerine oturtulmasında o da gerekli. Yüzleşmeyince ertelenen sorunlar sonra patlıyor. Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin perişanlığını gidermek"te çok iş düşeceklerden biri diye anlattı Babacan'ı.
Uysal ise masadaki gençlik enerjisi olarak tarif edilebilir. Peki Kılıçdaroğlu mu neyi temsil ediyor?
Akşener'in masaya vurduğu yumruğu bile 'mertlik' göstergesi diye övdü Kılıçdaroğlu. Girdikleri yolun zorluğunu anlatmak için "bu deliliği birlikte yapacağız" dedi. Emeği inkâr edilemez. İlmek ilmek ördü, masanın sabreden dervişi de o.
MASAYA 'TEKRAR BİSMİLLAH' DEDİRTEN KADIN
Akşener'e gelince; muhalefete yeniden heyecan, iktidar tribünlerineyse hüsran yaşattı. Ayrı bir başlık açmayı hak ediyor.
İktidar fedaileri, masanın kahramanlarından iki isme çok kızgın...
Biri, Karamollaoğlu. Bir kandil gecesi dualı ağzıyla, Saadet Partisinde CHP liderini ortak cumhurbaşkanı adayı ilan ettiği için. Yetmezmiş gibi, besmeleyle girilen parti binasına Atatürk posteri de astırdı. Din kavgası çıkararak, ortak değerleri ve sembolleri çatıştırarak bedavadan seçim kazanma hesabını bozdu.
Nefreti körükleyenler, silahlarını ellerinden aldığı için Karamollaoğlu'nu affedemiyor. Köpürüyorlar.
İkinci sıradaki hedefleri ise Akşener. Arifeyi gösterip bayramı göstermediği için ona da çok saldırıyorlar.
Dün "milletimizin iradesiyle tarih yazacağız" paylaşımını görünce Saadet binasında Atatürk posteri görmüş gibi döndü gözleri.
Akşener'in köprüleri atan konuşması; anlık öfkeyle, bir hışımla masadan kalkıp yapılacak fevri bir çıkış değilmiş. Yüz yüze baktırmayacak laflarmış. Kapıyı kapatmış, artık dönüşü yok diye inanmışlar. Zaten "ya tarih yazacağız ya tarih olacağız" cümlesi, uzunca düşünüp taşınarak kafada tasarlanmadan kurulmazmış. Hani ölümü gösterip sıtmaya razı etmek isteyenlerin zorlamalarına, dayatmalarına boyun eğmeyecekti; sonucu gönülsüz kabul ettiği yüzünden de belliymiş vesair...
Muhalefeti böldü diye sevinip umutlananlar, şimdi de hayal kırıklığı içinde. Kopmamak üzere kendini bağlayarak masayı tekrar birleştirdi. Akşener, hayalleriyle nasıl oynar diye küplere biniyorlar.
Kılıçdaroğlu'nun ilk turda kazanma şansını gidişiyle bitirdiğine sevinenleri, dönüşüyle mateme boğdu. Ama başta karalar bağlayanlara da önceki geceden beri bayram ettiriyor.
Amaçlamamış olsa dahi muhalefetin dünkü coşkusunda Akşener'in yaşattığı üç günlük heyecanın payı büyük. Hop oturtup hop kaldırdı. Masaya burun kıvıranları, ortak adayı beğenmeyenleri silkeleyip canlandırdı. Kaybettirdiğini geri buldurarak; Altılı Masa'nın ve Millet İttifakının kıymetini, bilmeyenlere de gösterdi.
SAVUNMA BAKANLIĞINDAN CEVAP VE DÜZELTME METNİ
MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğince gönderilen metni, cevap hakkına saygı gereği aktarıyorum:
"Gazeteniz ve internet sitenizde 7 Mart 2023 tarihinde, Akif Beki tarafından yazılan “Akşener'in gizli ziyaretçisi olsa ne yazar” başlıklı asılsız iddia ve yorumların yer aldığı bir köşe yazısı yayınlanmıştır.
Basın Meslek İlkelerine aykırı şekilde kaleme alınan söz konusu yazıdaki; Sn. Bakanımızın şahsını hedef alan, duyuma ve söylentiye dayalı olduğu içeriğinde de vurgulanan afaki ifade ve değerlendirmeler gerçeği yansıtmamakta ve kamuoyunu yanıltma amacı taşımaktadır.
Bahsi geçen yazının; tamamen siyasi saiklerin gölgesinde yazıldığı, yanlı ve subjektif bir bakış açısıyla hazırlandığı ve mesnetsiz iddialar ortaya atarak kamuoyunda Sn. Bakanımız hakkında olumsuz algı yaratmaya yönelik olduğu aşikârdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."