Mücadele terörle miydi İBB’yle mi?
Kandil’de çekilmiş 2016 tarihli fotoğrafı çıkan bir kişi, İBB’de gözaltına alınmıştı.
İBB açıklamasından öğreniyoruz ki...Meğer bu kişi, bir sosyal hizmet projesi için geçici statüde belediyede bulunuyor, maaşı da ilgili uluslararası kuruluşlarca ödeniyormuş. Yine de adli sicilden temiz kaydı alınmış, dosyasında duruyormuş.
Ayrıca 2015’te Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı bir kurumda, sonraki 2 yıl özelde ve halen Sultanbeyli Belediyesiyle irtibatlı bir dernekte görev aldığı da tespitliymiş.
Üstelik aramaya ilk geldiğinde polise, kişinin ameliyat olmak için izne ayrıldığı söylenmiş. Takip eden 8 gün boyunca yattığı devlet hastanesinde ve sonra evinde yakalamak mümkünmüş. Fakat işe döndüğü gün ve dakika beklenip İBB hizmet binasından alınmış...
Bravo, tahmin ettiğiniz gibi. Böylece “terörist yakalandı” haberi, İBB logosuyla servis edilebiliyor.
İBB’yle terör örgütleri arasında ilişki kurma çabası, İçişleri Bakanı Soylu’nun 5 ay önceki bir suçlamasıyla başlamıştı.
Güya terörle irtibatlı 557 kişi, İmamoğlu döneminde İBB’de işe alınmıştı.
İmamoğlu, resmi yazıyla İçişleri’ne sormuş ama teröristlerin isimleri, gereği için ne İBB’ye ne de terörle mücadele polisine bildirilmişti.
Onun yerine, İBB’ye idari teftiş işletilmişti.
Geçen 5 ay içinde yakalana yakalana, 6 yıl önce terör örgütü kampında fotoğraf çektirdiği iddiasıyla bir kişi yakalandı. Kaldı 556 kişi...
Fakat İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, bu başarılarının yeterince takdir edilmemesinden şikayetçi. Bir tivitle tepkisini ortaya koydu.
İBB’yi terörle ilişkili gösterme gayret ve fotoğrafıyla nasıl ilgilenilmez, ilgilendi elbette iktidar medyası. Ama istendiği kadar büyümedi, büyütülemedi demek ki.
Bu yazıyı, Bakan Yardımcısı’nın hayal kırıklığına duyarsız kalamadığım için kaleme alıyorum.
Serzenişi şöyle:
“İBB’ye sosyal hizmet uzmanı olarak işe alınan PKK’nın kamplarında eğitim görmüş terörist Şafak Duran, polis tarafından İBB binasında gözaltına alındı. Ama ne acıdır ki basın da siyaset de köre, sağıra yattı. Malum medya hiç görmedi. Sanki bu terörist İBB’de yakalanmadı.”
Acaba diyorum, uzak duranlar, terörden çok İBB’yle mücadeleye benzediği için uzak duruyor olabilir mi?
İçişleri, bir terör operasyonunun niye algı çalışması gibi göründüğüne kafa yorsa cevabı bulur sanki.
Allah’tan, devlet yetkisi kullananların kumpas kurmayacağını adınız gibi biliyorsunuz. Bilmeseniz, olayın gelişimine bakınca, İBB’nin dediği gibi İmamoğlu’na siyasi kumpas kurulduğuna dahi inanırsınız.
Fesüphanallah... İktidarın, muhalefete siyasi operasyon çektiği, terörle mücadelenin de buna alet edildiği izlenimi nereden çıkıyor ki? Bakan’ın ve Yardımcısı’nın beyanlarının bununla bir alakası olabilir mi?
ENFLASYONUN SORUMLUSU DA GEZİ'YMİŞ
AK Parti Milletvekili İbrahim Aydemir, Meclis’te bir basın toplantısıyla şu mesajı vermiş:
“Gezi’de dolar 1,70 TL’den 2,40 TL’ye çıktı. Bu yeterli ihanet değil midir arkadaşlar, her şey siyasi ikbal değil, biraz bu milletten yana olun arkadaşlar...”
Aydemir, enflasyonla faizden de Gezi eylemlerini sorumlu tutmuş.
Bunu beklemiyordum işte!
Kavala’ya casusluktan beraat ettirilip yanına başkaları da katılarak Gezi davasından ceza yağdırılması, boşa değildi.
İktidarla muhalefeti Gezi üstünden kutuplaşmaya kışkırtmasını, toplumda bir provokasyon etkisi uyandırmasını bekliyordum.
Muhalefet, bu ağır tahrik karşısında Gezi savunmasına geçince, iktidar bandosu da başlayacaktı Gezi’yi kötülemeye.
‘Gezi öcüsü’ hele bir hafızalarda hortlatılsın; hemen peşinden ‘gene saldırıyorlar, yetişin ey ehli din, neredesiniz ya ehli vatan’ tantanası gelecekti.
Tutarsa; iktidar tabanındaki Gezi paranoyasını kaşıyacağı, tehdit ve tehlikenin geçmediği duygusunu besleyeceği belliydi.
Gezi korkusunu ve güvenlik kaygısını tırmandırması ise iktidara yarayacak, kenetlenmeye zorlayacaktı.
Dolayısıyla ‘dinimize, inancımıza, partimize, iktidarımıza, liderimize saldırıyorlar, Allah’ını seven defansa koşsun’ propagandası, beklenmedik değildi.
Fakat ekonomiyi karıştırmaya cesaret edileceğini hiç ummazdım.
‘Tam şahlanacaktık ki Gezi’yi tezgahladılar’ mazereti, zamanında kullanılmıştı.
Ama ‘hamdolsun püskürttük, dış güçler şahlanmamızı engelleyemedi engelleyemeyecek, zafer bizim’ hamasetine dönülmüştü. O başarı hikayesi ne olacak?
Hem sormazlar mı...Gezi’den 8 yıl sonra dolar, 8 liradan 18 liraya kadar çıktı. 70 kuruşluk artışa sebep olmak ihanetse bu nedir arkadaşlar ve kim sorumlu?