Mübadilin Kayığı’yla yüzleşme
Sahnede belediye korosu, Ege'nin iki yakasından şarkılar söylüyor. Bu yakadan oraya, oradan buraya yer değiştiren mübadillerin ortak repertuvarı.
Sanatçı dostum Ahmet Güneştekin'in yüzleşme sergilerinden en genişi, İzmir Kültür Park'ta açıldı. Gavur Mahallesi adıyla.
Diyarbakır Sur'daki Hafıza Odası sergisinin açılışında çekilen bir halay, günlerce şimşekleri üstüne çekmişti. Halaya duranlar arasında Ertuğrul Özkök de olduğu için...
Hafıza Odası, ziyaretçi rekorları kırdı. Halkın ilgisi muazzamdı. "Acılarımızın üstünde tepindiriyor" gibi absürt gerekçeler, uyandırdığı ilgi ve merakı durdurmadı. Aksine, iki uçtan gelen sözlü ve fiili saldırılar, ters tepti.
Özkök, piste fırlayıp zeybek oynamadığı için mi, bilmem. İzmir'deki mübadele sergisi, şimşekler çaktıran provokasyonlarla başlamadı.
"Mübadelenin acı hatıralarını deşerek geçmişin travmatik duygularını canlandırıyor" diye suçlayan, "nereden çıktı şimdi bu yüzleşme" yaygarası basan hani!
Tepkilere, saldırılara hedef gösteren kışkırtıcılar, yoktu bu kez ortada.
Bavula sığdırılarak değiş-tokuş edilen hayatların varisleri adına, 'acılarımız istismar ediliyor' gibi zorlama itirazlar yöneltilmedi.
Sergiyi, Güneştekin Vakfıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi birlikte düzenliyor. Başkan Tunç Soyer; zamanlı, yerinde ve İzmir'e yakışan bir iş yaptıklarından gayet emindi, heyecanını yaşıyor.
Soyer, Kültür Park'taki açılışın ardından davetlilere, tarihi Havagazı Fabrikası'nda şahane bir akşam yemeği verdi.
Mübadillerin şarkıları, işte orada seslendirildi. Takas edilen hayatların çok dilli, özellikle Türkçe ve Yunanca müşterek duyguları...
İstanbul'dan sosyetik sanatseverler, medyatik simalar gelmişti yine.
İş ve cemiyet hayatından zeytinci Haluk-Fulya Nayman, eğitimci Fatih-Esra Öztürk, gastronomici Tarık-Arzu Kayar, turizmci Ozan-Bahar Şer, meşhur Elif Dürüst, doktor Melih-Gediz Us, ulaşım endüstricisi Vedat Özçelik, çok yönlü Erol Özmandıracı, modacı Kağan Gökalp, mimar Haldun Kilit...
Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Baban'ı, kategoriler üstü tutuyorum.
Sanat dünyasından aynı zamanda serginin küratörü olan sanatçı Şener Özmen'le eşi Zelal, oyuncu Berna Laçin, müzisyenler Eda Karaytuğ ve İsmail-Esra Özkan...
Siyaset derseniz; eski Bakan Mehmet Şimşek ile Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, ev sahibi Tunç Soyer'in hemen ardından başı çekiyordu.
Galerici Dursun Gündoğdu, yine kaçırmadı Güneştekin sergisini.
T24'ün düzeyli magazin yazarı ve gonzo gazeteci Tuğrul Eryılmaz olsa Ertuğrul Özkök'ü rahat koymazdı. TV programındaki partneri Cengiz Semercioğlu'yla birlikte görüp de iğnelemeden geçer mi, ne mümkün!
Eryılmaz kalibresindeki bir gonzo gazeteci, kendisi gibi orta ve az ünlü isimlere ise tek tek değinirdi.
İstanbul'dan gelenleri sayarken yazar Müslüm Yücel'in adını geçirirdi arada.
İş ve cemiyet hayatını İstanbul dükalığıyla sınırlamaz; Ankara şöhretlerine uzanır, Murat-Ayşe Yıldırım'ı anardı. Adana eşrafından Selçuk Ramazanoğlu'nu da zikrederdi ayrıca.
Bilhassa Diyarbakır'dan; Jiber'in sahibi Fadıl Oğur'la gazeteci Ferit Aslan ve yazar Şeyhmus Diken'i muhakkak not ederdi.
İzmir sosyetesinden katılım mı?
Taşımacı Bernard-Funda Arkas, Urla Şarapçısı Can-Sevda Ortabaş çifti ile sağlıkçı Veysi Kuba başta olmak üzere, hatırı sayılır bir düzeydeydi.
Nuh'un Gemisi gibi çok renkli bir katılım vardı yani. Her renk, en az bir çiftle temsil ediliyordu.
Neyse ki gonzo gazeteci, aramızda değildi. Masalarda konuşulanları, kimse yazmayacak.
Mubadilin Kayığı, serginin merkezinde yer alan eserlerden biri. Bavul ve kayıktan oluşan bu enstalasyonun yükü, ağır. Ama sadece yerinden yurdundan edilenlerin dramını bugüne taşıdığı için değil. Önünde en fazla resim çektirilen eser de olduğu için. Gazeteci Deniz Zeyrek'le ben dahi birbirimizi sırayla orada fotoğrafladık.
Açılıştaki tanınmış isimler, sergilenen eser sayısından çoktu. Öyle diye sizi yanıltmasın, ölçek olarak Türkiye ve muhtemelen dünyadaki en kapsamlı solo sergi.
Mübadele temalı bu sergiye özel ikonik işler, öne çıkıyor. Enstalasyonlar, metal formlu heykeller, video art örnekleri...
Güneştekin'in tuval klasikleri ile Diyarbakır Hafıza Odası'ndan parçalar da eşlik ediyor onlara.
İnsan kaçakçılığının geçiş noktalarından biri, İzmir. Sık sık boğulmaktan kurtarılan düzensiz göçmen facialarıyla gündeme geliyor.
Bu sergi, geçmişin olduğu kadar günümüzün göç trajedilerine de bir ağıt. 5 Mart'a kadar açık, ilgilenenlere duyurulur.