Leş çiçeklerini kim koklar?
Çürük et gibi kokan bir çiçek bile vaatkar olabilir. Kimi, neyi cezbetmek istediğine bağlı.
Her koku seven, güle talip değil sonuçta.
İbrahim Tatlıses söylerdi, bir uzun havadaki gülü seçmeme gerekçesi şuydu: “Ben sana gülüm demem, gülün ömrü az olur”.
Gülün ömrünü, şoklayarak uzatabiliyorlar gerçi.
Ama ömrü uzun da olsa gülü tercih etmeyecekler var.
“Rızasız bahçanın gülü derilmez” diyordu Neşet Ertaş.
Razı etse, izni koparsa bile gülü koparmaya el uzatmayacaklar çıkar.
Halbuki kınaya benzetirler. Toplarken gülcülerin eline geçen gül yağının kokusu, kolay çıkmazmış.
Gıda, ilaç, kozmetik üreticileri için en değerli gül, kına gibi olandır. Endüstriyel gül derler...
Şairler için de gülün hası, güçlü koku verenidir. “Kokmayan gülü neyleyim”cidirler.
Gülden su, yağ almakla işleri yoktur aşıkların, murat alıp alamadıklarına bakarlar.
“Karaçalıda gül bitmez” deyimindeki gül de bu çeşittendir. Karaçalı bir bitki, gülse bir çiçek türü değildir burada.
“Dikensiz gül olmaz ama her dikenin de gülü olmaz” sözündeki dikenle gül, yine semboldür. İnsanı anlatırlar.
Fuzuli’nin, biri için bin dikene su verdirdiği güller de gülden, rayihadan ibaret değildir.
“Güneş ikisinin üstüne aynı anda doğar, fakat biri gül biri leş kokar” metaforunu, bir esans eksperi bulmadı. Hassas, uzman olmayan burunlar da pekala ayırt eder o kokuları.
Kaldı ki kokusuz gülün bile talibi çoktur. Kozmetikçilerin ilgilenmediğiyle estetikçiler ilgilenir. Vazo gülüdür, süsü yeter.
Sezai Karakoç, Mona Roza’da gülün envaiçeşidini hatırlatır: “Siyah güller, ak güller, Geyve’nin gülleri...”
Pembe ve kırmızı güller, kozmetikçilerin aradığı kokuları yayar.
Tabii herkes, kokulu gül alıp satmaz.
“Çeken bilir ayrılığın derdini, bülbül kaça aldın gülün narhını” sitemlerini, bülbüle yollamıyor zaten Cengiz Özkan.
Kul Nesimi’nin “Gülden terazi yaparlar, gülü gül ile tartarlar, gül alırlar gül satarlar, çarşı pazarı güldür gül” dediği gülü, çarşı pazarda koklayamazsınız.
Asalet ve zarafetiyle gülü utandıran güzeli ilk görüşünü, şöyle anlatıyordu Kul Emrah:
“Salındı bahçaya girdi, çiçekler selama durdu, mor menekşe boyun eğdi, gül kızardı hicabından”.
Erkan Oğur’la İsmail Hakkı Demircioğlu, “Gülün kokusu vardı” albümünde okumuştu. Alır götürür...
Müzeyyen Senar da “Kırmızı gülün alı var”ı fena okur, kendinizden geçersiniz.
Fakat rengi hep kalsa bile gül, kokusunu keser bir yerden sonra.
Çünkü gül, parfümcülerle kolonyacılar bayram etsin diye kokmadığı gibi...Aşıkları mest etmek, şairleri coşturmak, şarkılar ilham etmek için de kokmaz.
Bütün çiçekler gibi tek bir amacı vardır; hayatta kalmak ve çoğalarak soyunu sürdürmek.
Bunun için, üreme tozlarını birbirlerine taşıyacak aracılara ihtiyaç duyar. Ama kim, niye taşısın?
İşte sineklerle böcekleri, kuşları çiçeklere çeken o ayartma stratejisi, kokmaktır.
Kokuyla teşvik ederler. Polenlerini kime taşıtacaklarsa, onlara hitap eden kokular çıkarırlar.
Amaçlarına ulaştıklarında ise kokmayı bırakırlar. Tutumludurlar, tasarruf moduna geçer, enerjilerini hayatta kalmaya ve tohumlarını yeşertmeye harcarlar.
Leş kaktüslerinin yaptığı da budur. Çürük et kokarak etrafa haber salarlar. Tohumlarını taşıyacak leşçileri, ziyafet vaadiyle kandırmak için.
Yine de çiçekler, taliplerini suya getirip susuz götürmez. Estetik zevk ve kokudan fazlasını verir, umduklarını sunmasalar dahi onları beslerler.
Çiçekler kendileri için kokar, evet. Başkalarına koklatmaları, onları kullanmak içindir.
İnsanlar da kendileri için yaşarken başkalarından yararlanmazlar mı?
Aşk, sevgi ve şefkat tek taraflı olmadığı sürece kullanan ve kullanılan yoktur, karşılıklı bir fedakarlıktır.
“Önce can, sonra canan” prensibi, karşılıklı olmak şartıyla sevenleri birbirine eşitler.
Fakat asılsız çıkan aşklar ve vaatler hiç olmasa, hayal kırıklıkları gülle bülbül üstünden şiirlere, şarkılara dökülür müydü!
Verecek bir şeyi olmayan siyasetçilerin yine de vaatkar kokmalarınaysa, ‘seçim kazanma stratejisi’ deniyor.
Çiçeklerin üreme stratejisi gibi. Ayakta kalma, ömür uzatma mücadelesi yine. Yalnız, kullanılana bir ödül yok.
Müzeyyen Senar’dan öneririm: “Güller arasında seni bensiz gören olmuş.”















Yeryüzünde ve göklerde her şey insana hizmet için yaratıldı. Ancak insan nankörlükte ısrar edip sırf yaradılış gayesini savsaklamak için bunu bir türlü kabullenmez. Eeee tabi sayın yazar da bu insanların içinden biri olunca o da bu ilahi kanunu savsaklamak için geveliyor cambaza bak diyor vs. Bence siz yazarı değil Kul Emrah’a kulak verin. “Salındı bahçaya girdi çiçekler selama durdu mor menekşe boyun eğdi Gül kızardı hicabından”. Egosuz, diklenmeden, azmadan, kul Emrah gibi olmaya çalışın.
Yanıtla (0) (0)Siyasetçiler , 1-Para kokusu yayan 2-Hicbir koku yaymadan ömür boyu milletvekili vs. olan 3-Beka kokusu yayan 4-Bizim ülkeye hiç nasip olmamış Demokrasi kokusu yayan
Yanıtla (8) (0)Bir bitki vardı birileri gül diye bağrına bastı onu ulaşamayacağı yere koydu. Baktı ki gül sandığı şey nankörlük yaptı azgın dişlerini çıkaran kurt misali dikenlerini ona muhabbet besleyen kişilerin kalbine batırdı. Ve gördük ki o gül değil tam bir hain çiçeği imiş ne yazık ki. Şak şakcıları da arkasından methiye düzüyorlar.
Yanıtla (0) (0)Erişti nev-bahâr vakti figâna başladı bülbül Değil bülbül yalınız ol gül-i ranâda yangın var
Yanıtla (1) (0)Şehirlerdeki muhtarlar ne iş yapar dört bin liralık maaş neden hak ediyorlar iktidar kafayı yedi.
Yanıtla (21) (0)Hic birsey yaptiklari yok.kimse tanimiyor onlari zaten.akp nasil imamlarin maasini arttirip Kadrolu secmen yapti.bunlarin da oyuna muhtac akp.bu muhtarlarin çoğu Emekli zaten bu para ne?haber aliyoruz bazi koylerdeki muhtarlarin coguda emekli bir iste yaptiklari yok.
Yanıtla (7) (0)Gül bülbüle bülbül güle yar olmadi gitti...
Yanıtla (6) (0)Güzel bir yazı olmuş. Bu ağır havada ara sıra bu tarz yazılara ihtiyaç vardır.
Yanıtla (2) (0)20 yıllık iktidar. ne muhalefete, ne hukuka, ne topluma ve ne de dıj güjlere hesap vermek derdi yok! her istediğini yapıyor. her karar, yasa, yönetmelik bir imzalık mesafede. yani, imkan sıkıntısı yok. ama ülke çok kötüye gidiyor. dibe batmaktayız. elli yılımız satıldı. ama adam hala iktidar istiyor. niçin? düzeltecekmiş. kardeşim her imkan elinde, tutan mı var. şimdi düzeltsene.
Yanıtla (5) (0)İnsan güller içerinde bir gülü seçer ve sever. O gülü sahiplenir; diğer güllerden sakınır, korumaya çalışır. Kokusunu kendisinden başkalarıyla paylaşmasını kıskanır, istemez.
Yanıtla (1) (0)Her kokunun bir taliplisi vardır. Gün gelir o talipli de bıkabilir, koku tercihini değiştirebilir. Bu onun değişime açık olduğunu gösterir. Bakarsınız gerçeklere dönen bir siyasi topluluk bireyleri de tercihlerini değiştirme zamanının geldiğini düşünebilir. Umarım doğru tercih yapar, mutluluk, refah, huzur ve barış ortamı kokan adaletin eşit dağıtıldığı , gelirin eşit paylaşıldığı mis gibi çoğulcu demokrasiden yana tercih koyarlar.
Yanıtla (2) (0)Az önce sayın Bahçeli, Kılıçdaroğlu'na 'ne gelirse insanın başına meraktan gelir' diye bir cevap verdi. gül alıp satmak zor iş.
Yanıtla (7) (0)Tabakhane ortam zihniyetliler ve duyguları orada olanlara Gül bahcesi sadece görüntüdur,,,necaset kokusu icine işlemiş çünkü..asla vazgeçmez...
Yanıtla (3) (0)Kaleminize sağlık. Bu yazı tarzınız gül kokusu gibi bizi buraya çekiyor.
Yanıtla (4) (1)Akif bey, Alaatin karaca, Mehmet ocaktan pazar yazıları ve senin kültür kokan yazılarını beğeniyle okuyorum, teşekkürler. Beşir ayvazoğlu üstadın yazıları yok. Kitabı çıkardı anladık, fakat yazmıyor, sebep? Tüm takipçilere ve Karar ailesine, Edebiyat ve Sanat'ın her dalıyla mutlu geçen günler dilerim.
Yanıtla (7) (0)Allah razı olsun gönül bahçemizin güzelliklerinden bahsetmişsiniz. Bu gün gönülden ve gülden sadece kaç para edeceğini düşünenler çoğunlukta olsa da. Gönüldeki aşk ve sevgi duygularının unutulduğu günümüzde baharı müjdelemişsiniz.
Yanıtla (2) (0)makamına o kadar çok inanmıştılar"ki ölmeyeceklerini sanıyorlardı.Ama bilmiyorlardı'ki"Tüm çiçekleri koparsanız da baharın gelişini engelleyemessiniz"Bu yazıyı yazarken bir taraftan da çok değerli kardeşim, arkadaşım Türk Sanat Müziğinin duayenlerinden sevgili Bahadır Özüşen'in söylediği "Güller Arasında Seni Bensiz Gören Olmuş"şarkısını büyük bir keyifle dinliyorum.
Yanıtla (5) (1)Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Barış Manço, Sezen Aksu ne büyük sanatçılardır, çok şanslıyız.
Yanıtla (14) (1)evet...
Yanıtla (5) (0)Bizim kültürümüz ve yetiştirilme tarzımız sebebiyle kendimiz için pek kokmadık.Hep etrafımıza güzel kokular yaymaya çalıştık.Vatana insanlığa dürüstçe hizmet etmek gibi Çünkü rahmetlik Muhsin Yazıcıoğlu'nun dediği gibi biz yayla çocuklarıydık.Derler'ki"Sen çiçek olup etrafa gülüçükler dağıtmaya söz ver,toprak olup seni başının üstünde gezdirirler."Ama birileri de çıkıp "toprağın hakkı çiğnenmektir,alır başına koyarsan ya kokar ya sıkar"diye tutturdular.Kaybeden kendileri oldu,ama dünya malına,
Yanıtla (3) (0)Akif Bey sahi şu anka park ne oldu? Hani şu anki parayla 12 milyarcık nere gitti.
Yanıtla (3) (1)Diyarbakır Bismil'de newroz kutlamalarında beş yaşında iki çocuk gözaltına alınmış.
Yanıtla (2) (1)Leş çiçeklerini nankörler koklar. Ve ömürleri hep yalakalıkla geçer.
Yanıtla (3) (1)Tek kelimeyle HARİKA bir yazı olmuş.. Adeta gül ???? rayihası yazının ruhuna sinmiş.. Kul Emrah'ın şu dizeleri mest etti.. Salındı bahçaya girdi, Çiçekler selama durdu, Mor menekşe boyun eğdi, Gül kızardı hicabından...
Yanıtla (2) (0)Acaba bir tane gül kaç TL olmuştur?
Yanıtla (7) (0)bunca şeyin arasında kafanı taktığın şeye bak.. memlekette her şey sudan ucuz.! yerliye değil, turist hansâ mansâ. haaa birdeee dolar'la maaş alanlara, birdeeee döviz garantili iş yapanlaraaaa..! ucuz ucuz herşey..
Yanıtla (1) (0)Gülü susuz, Turkiyemizi 'de lüdven AKP siz bırakmayalım...! Yirmi sene yetmemiş kendi kendilerine, daha yeni başliyorlarmış, Öyle diyorlarmış, bir yirmi sene daha nasip olsa diyorlarmış...! olsunmuuuu... helâlmiiiii... Saraydaki yemek değil yaa,, hemen yanlış anlıyorsunuz.. 20 sene diyorum, helalmiii, olsunmuuu, verelim miiiiiii....!
Yanıtla (6) (2)Gul dikesiz olmaz,vatanini seven dikenine katlanir,simdi birlik ve beraberlik ve uzlasma kulturunu olusturma zamani ,yoksa namerde muhtac oluruz ,bizi saraylarada almiyorlar/ kendilerinden baskalarini sevmiyorlar/ agalara beylere beles/ vatandasa gelince laf salatasi yersen yeme yemesen yeme
Yanıtla (16) (0)Yazınızı okuyunca 50 yıl öncesine gittim İzmir fuarı çamlık senar aile çay bahçesi tahta sandalyeler’de oturuyor müzeyyen senar hanımefendi’yi dinliyoruz insanlar coşkulu, insanlar güleç yüzlü ve herkes her kesimden halk eğleniyor bilmiyorum şimdi varmı böyle her kesimin birlikte oturup şarkı dinlediği güleç yüzler varmı bilen duyan gören varmı yoksa benmi göremiyorum hani diyorlar ya eski kötü günler……
Yanıtla (24) (1)Yine mesajlar veren müthiş bir yazı bilgi birikimine kalemine yüreğine sağlık
Yanıtla (13) (0)Aşk karşılıklı fedakarlık değil , karşılıklı çıkar ağıdır , ortada istifade olmasın kimse kimseye dönüp bakmaz bile , Gül üzerinden altı ortağa seslenmeye çalışıyorsunuz, doğru yapıyorsunuz , belli ki şüpheniz var , benimde var , hata yapma şansları yok , Tarih masasının altında çöp kutusu var , ya masanın üstünde dururlar , yada kapağı açık kutuya düşerler , ama ülkeye yazık olur , Güçlü muhalefet demokrasilerde elzem bir harekettir , olmazsa demokrasi olmaz , otoriter rejim olur ,
Yanıtla (17) (0)Aşk cikar iliskisi degil,emektir.Çikar iliskisi olan yerde ask ufak ufak uzar,gider.Asik insan üce bese bakmaz,sevdiginin gozunun icine bakar.Bir gülücügu yeter sevdiginin,butun omrunu adamak icin.Cikar bunun neresinde ?
Yanıtla (11) (0)