Kemal-i rezalet

Bu kadar kolay oynayıp altın gole çevireceği pası, AK Parti’nin siyasi aklı ve basireti İmamoğlu’na eskiden vermezdi.

Öyle ya!...

Belediyede işe alınanların ‘terör’ geçmişi varsa adliye niye ‘temiz kağıdı’ verdi? Haklarında mahkeme kararı yoksa nasıl terörle suçlanabiliyorlar?

Sonradan ‘terör’e bulaştılarsa, bu kişiler temiz kağıdıyla İBB’ye girerken İçişleri neredeydi? İçişleri’nin görevi sadece tespit etmek midir? Kim yakalayıp yargıya sevk edecek? Polis neyi bekliyor?

Bakan Soylu, terörle irtibatlı 557 kişinin İBB’ye alındığını 2 hafta önce söyledi. Biliyorduysa niçin yakalatmadı da iki hafta sonra soruşturma açtırdı?

Tersinden sorarsak: İçişleri Bakanı, henüz soruşturma bile açılmadan bu kişiler hakkındaki ‘iddia ve ihbar’ların kesin doğru olduğunu neye dayanarak söyleyebildi?

Kimin suçlu olduğuna artık mahkemeler yerine siyaset mi karar veriyor? Adli sicil kayıtlarının yerini dedikodu fişleri mi aldı?

Bu durumda İçişleri’nin, bir pazar akşamı Twitter’dan duyurduğu soruşturma, kararı baştan verilmiş ve sonucu belli bir tiyatro olmuyor mu?

Hani ülkede terorist sayısı 200’ün altına indirilmişti, Bakanlık kendi başarı iddiasını kendi ağzıyla çürütmüyor mu? Nerede kaldı terörle mücadelenin ciddiyeti, inandırıcılığı?

Soylu, ‘konu siyaset değil güvenlik meselesi’ diyor.

Öyleyse İmamoğlu, gereğini yapmak üzere resmi yazıyla istediğinde neden belediyeye bilgi verilmedi?

İçişleri, kendi Bakan›ının iddialarıyla ilgili soruşturmayı İBB›den sonra açtı. Meğer İBB, duyar duymaz ciddiye alıp daha önce soruşturma açmış. Bu gecikmenin altındaki ciddiyetsizlik nedir, sırıtacağı düşünülmedi mi?

Neden iktidar, muhalefetle siyasi rekabetine terörle mücadele süsü veriyormuş gibi görünüyor?

Sulandırmak, hem terörle mücadeleye hem de demokrasiye zarar vermiyor mu? Yazık edilmiyor mu?

Bu ucuz propaganda işe yarasaydı, AK Parti bırakın 19 yıldır başta kalmayı, hiç iktidara gelemezdi.

Hadi onu unuttunuz, eğer tutacak olsaydı 2019 İstanbul seçimlerinde tutmaz mıydı?

Alası denendi, Ekrem İmamoğlu’na iki seçim zaferi kazandırmadı mı?

Devletin verdiği temiz sabıka belgesine, iyi hal kağıdı deniyor. Eski adıyla hüsnühal kağıdı. İBB’ye girenlerin elinde bundan var.

Fakat ne zaman denendiyse hep kaybettirmiş bir yöntemle muhalefetin üstüne gitmeye hüsnühal kağıdı verecek kimse çıkar mı?

Shakespeare’in “İyi Biten Her şey İyidir” adlı oyunundan da anlaşılacağı üzere, sonu kötü biten şeyler iyi değildir.

Bizim din literatürümüzde iyi sona, ‘hüsnühatime’ denir. Allah herkese hayırlı final nasip etsin.

İzlenen yöntemin hayırlı, mutlu son getirmediği ortada.

Attila İlhan, “Hangi Seks” kitabında, bir müstehcen yayın yargılaması için “kemal-i rezalet” ifadesini kullanıyordu. Dört dörtlük, eksiksiz, tam bir rezalet manasına.

Durum, ancak bununla tanımlanabilir.

Yalnız, buradaki rezaletin kahramanı Bay Kemal değil. Dilerim iktidar, hepimizin iyiliği ve ülkenin selameti için bunu tekrar düşünür.

Acından değil kahrından ölürmüş insan

Faiz yetmezse kur farkı ödenmesine, hem de “açık faiz” diyen hocalar var. Ama Hayrettin Karaman “örtülü faizdir” bile diyemezmiş. “Devletin ödemesi hibedir” dermiş, o da helal olurmuş.

Hibe, bildiğiniz bağış demek.

Faizi hiç değilse bankalar veriyordu. İsteyen parasıyla alıyordu, istemeyen uzak duruyordu.

Şimdi bağış adı altında Hazine üstleniyor.

Faiz yiyenlerin olası zararını, Hazine karşılayacak. Bankada parası olmayan fakirden de faiz yemeyenden de alıp faiz yiyen zenginlere bağışlayacak.

Ama adı ‘faiz’ değil ‘bağış’ olacak.

Kendi zekata, sadakaya muhtaçken devlet eliyle bağışsever yapılan fakir fukara nasıl kahrolmasın!

Sadece faizin adı değişmedi, başka şeylerin de ismi değişti.

Ekmeğini büyütme savaşının adı; dış güçlerle din, ezan, bayrak adına bağımsızlık savaşı oldu.

Hülya Avşar, Ahmet Özhan gibi müzik, magazin şöhretleri en önde savaşıyor.

Kimi bu uğurda ekmeği bir yerine yarıma düşürmekten, kimi gerekirse ekmek yerine simit yemekten dem vuruyor.

Yanlış ekonomi politikalarının bedelini kuru ekmeğe talim ederek, aç kalarak ödeyenlerden rol çalmıyorlar mı bir de!

Fakir fukara aç kalıyor, fedakarlığını tok kahramanlar satıyor.

Ekmeği küçülenler nasıl kahrolmasın!

YORUMLAR (134)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
134 Yorum