DEM'li Pervin Buldan'la Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık günü İmralı'da Öcalan'la görüştürüldü. 2 buçuk, 3 saatlik not aldılar.
Acaba o notlar, hangi merkezlere dağıtıldı?
Herhalde görüşmedeki devlet görevlileriyle DEM'liler, notlarını eşleştirmişlerdir. Yani dışarıya iki koldan tek nüsha çıkmıştır.
İlk 'çok gizli' damgalı kopyası da doğal olarak Beştepe'ye gitmiştir. Makama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a arz edilmek üzere.
İkinci kopyasının, DEM Genel Merkezine gittiğini var sayıyorum. Ama kimlere sunuldu? Kim, ne kadarını biliyor? Orası bile 'top secret' bir bilgi.
Heyete Ahmet Türk de katıldı, şimdi destek turundalar, Meclis'teki parti liderlerini ziyaret ederek destek isteyecekler.
Dikkat ettim, dün Bahçeli'yle görüşmeleri yaklaşık 40 dakika sürdü.
Hâl hatır, hoşbeş faslı da var bunun. Az bir süre kalıyor geriye. Öcalan'la 3 saatlik görüşmeyi özetlemeye yetmiş midir?
Bana kısa geldi, sürenin içerik aktarmaya ve üstüne konuşmaya yettiğini sanmıyorum.
Öcalan'la DEM'i konuşturma teklifinin sahibi, MHP lideri Bahçeli. Herhalde Öcalan'ın cevabı, ondan saklanacak değildir.
Buldan'la Önder, kamuoyuna detaylarını açıklamadılar. Liderlerle görüşmeye sakladıkları izlenimi de verdiler.
Öyleyse görüşme notları, 'kişiye özel' bir zarfta MHP Genel Merkezine önden ulaşmış olabilir mi?
Henüz bilmiyoruz, şimdilik orası da sır.
Asıl merakıma gelirsek...
CHP lideri Özgür Özel, hangi şartla destek verebileceklerini söyledi. Ancak 'samimi ve şeffaf bir süreç yürütülürse' kaydıyla.
Demektir ki Öcalan'ın PKK'yı lağvetmek için öne sürdüğü şartları, talep ve beklentilerini bilmeden, gözü kapalı desteklemeyecek CHP.
Şu hâlde DEM heyetinin, görüşmenin bizden sakladıkları detaylarını Özgür Özel'le paylaşmaları gerekecek.
Yoksa dostlar alış verişte görsün, diye göstermelik bir nezaket ya da göz boyama ziyaretinden öteye geçmez.
Dolayısıyla İmralı heyetinin CHP ziyareti, MHP ziyaretleriyle ister istemez kıyaslanacak. Daha uzun sürüp sürmemesinden anlam çıkarılacak. İçerik konuşup konuşmadıklarına dair fikir verecek.
Özgür Özel'e ziyaretleri de içeriksiz görünür ama yine de umdukları desteği alır, eli boş dönmezlerse...
Hangisi daha muhtemeldir, kendinize sorun.
İmralı notlarının CHP Genel Merkezine de özel ulakla ve kişiye özel zarfta gönderildiğini mi düşünürsünüz?
Yoksa başka bir film döndüğünü ve zaman kazanmak, sonuca hazırlamak için kamuoyunu oyaladıklarını mı?
Bana sorarsanız İmralı notlarının elden dağıtım listesine CHP'nin dahil edilme ihtimali, diğer bütün ihtimallerden daha düşüktür.
SADECE MESİHLER Mİ FİLMDE OYNAMAZ?
2024'ün son günlerindeydi, X'te çok güldüren bir paylaşım düştü önüme.
YouTuber ve oyuncu Mahsun Karaca, saçma bir anısını şöyle anlatıyordu:
"Hasan Mezarcı’nın evine gittik, filmde oynatacaktık. ‘Mesihlik çok ciddi bir iştir, mesihler filmde oynamaz’ dedi. ‘Tamam’ dedik, döndük."
Aynadaki akislerine bakmadan nesine gülüyorlar, onu anlamadım.
Memleketin en büyük sorununu yüzümüze vuruyor. Hasan Mezarcı'nın mesihliği ciddiye aldığı kadar işini, kimliğini, konumunu ciddiye almayanların daha gülünç bir parodisi olabilir miydi?
Mezarcı; mesih kompleksi yaşıyor, sanrı görüyor olabilir ama şöhret budalası değil.
Filmde oynamak teklif edilecek, kendinizden kaçıp artist olma fırsatını tepeceksiniz...
Mezarcı'ya gülenlerin kaçı, meşhur olup bol paralı reklamlarda oynamanın dayanılmaz cazibesine karşı koyabilir?
