İktidar TÜSİAD’ın kapısını çalmasın da
TÜSİAD, daha önce ekonomiyi düzeltmek için yargı reformu istediğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan yine sert çıkmıştı.
Bir yıl geçmedi; Berat Albayrak’ın istifasını takiben Cumhurbaşkanı, yargı reformları ilan etti. Ekonomiyi iyileştirmenin yolu hukuku iyileştirmekten geçer diyerek.
Kasım 2020’deydi...
Bakanlar, Cumhurbaşkanı talimatıyla TÜSİAD’ın kapısını çaldı, İnsan Hakları Eylem Planı’nı TÜSİAD’a sordular.
Erdoğan, TÜSİAD’a dün yine çıkıştı. Yeni Başkan Orhan Turan, enflasyonla büyüme modelini eleştirdiği, fakirleşerek büyüdüğümüzü söylediği, yanlış teşhis yüzünden ekonomik sorunların çözülemediğinden yakındığı ve NATO’da ipleri koparmadan hakkımızı savunmayı önerdiği için.
Eski Başkan Tuncay Özilhan gibi hedef olmasına yetti...
Sen misin, fikri sorulmadan aklınca uyaran, reform çağrısı filan yapan!
Özilhan, Türkiye düşmanlarının ağzıyla konuşmak, ekonomik bağımsızlık savaşımıza destek vermemek, demokrasi hazımsızlığı, dışarıdan dış güçler vururken ülkeyi içeriden vurmak ve karalamakla suçlanmıştı. Hesabı da sorulacaktı.
“Zavallı” Turan ise CHP ağzıyla konuşmak, yerli ve milli olmamak, bu işleri anlamamak, iktidara ders vermeye kalkmak, dün bir bugün iki henüz yeniyetme bir çırak olduğuna bakmamak ve haddini bilmemekle suçlandı. Kim oluyordu! Bu kafayla giderse de iktidarın kapısını bir daha çalmaması istendi.
TÜSİAD, ekonominin hangi çıkmaza sürüklendiğini baştan görüp iktidarı uyarmayı denediğinde, 3 yıl önce ne olduysa aynısı oluyor.
Fakat o zaman TÜSİAD’ın sadece dediğine değil, kapısına da bir yıl içinde gelmişti iktidar.
Reform vaatleri ise havada kalmıştı.
Ya şimdi yine kendilerine saklamaları istenen görüşlerini sormak için, bir süre sonra TÜSİAD’ın kapısı çalınırsa!
Tarihin tekrar etmeyeceğinin garantisi var mı? Baştan kulak vermeyerek ülkeye kaybettirilen zamana, paraya, enerjiye yazık olmaz mı?
Üstelik bir Japon atasözü de lazım olur diye ipleri koparmamayı öğütlüyorken.
YÖNETİCİ ODALARINI GÖZETLEYEN PARTİ
Birkaç yerden kulağıma geldi. Türkiye’nin göçmen düşmanı aşırı sağ partisi olmaya oynayan bir partide, tuhaf işler dönüyormuş.
Parti yönetiminin istifalarla sarsılmasının arkasında da bu tuhaflıkların yattığı söyleniyor.
Güya genel başkan yardımcılarının odalarına, gizli kameralı duvar saatleri asılmış, gözetleniyorlarmış.
Bu istihbaratçılık merakı da güven krizine yol açmış.
Bazı yöneticilerin, ‘gördüğü lüzum üzerine’ ayrılmaları bundanmış. Gözetlendiklerini fark edip duyulan güvensizlikten rahatsız olmuşlar.
Doğruysa, görülmemiş bir skandal...
Siyaset kulislerinde kulaktan kulağa konuşuluyor.
İlgililerin kulağına gitmemiş olamaz.
Fakat kimse de bugüne kadar çıkıp yalanlamadı.
Doğrulayan, ifşa eden de çıkmadı. Kimse ağzını açmıyor.
Sanki sessizlik yemini edilmiş.
Aslı astarı var mıdır, varsa hangi parti bu, yönetici odalarına gizli kamera koyan kim?
Bilgisi, duyumu olanlar açıklarsa hep birlikte aydınlanırız.
Kulağı delik, pek çok sırra vakıf, tarife uyan bir parti genel başkanından açıklama gelirse o da kabulüm.