HDP’ye tuzak şüphesinin doğrulanması
Anayasa Mahkemesi, Hazine yardımı blokajını kaldırdı ama HDP, seçime kendi listesiyle girip girmemekte tereddütlüydü.
Artık kararı kesinleşti, kendi logosuyla seçime girmeyecek.
Eş Başkan Mithat Sancar, Yeşil Sol Parti’yle devam edeceklerini duyurdu. Gerekçesi ise böylesine kritik bir seçimde, binde bir bile olsa kapanma riski almamak.
Demokrasimizin kalitesini gösteriyor. Siyasi rekabetin hangi eşit şartlarda sürdüğünü, partilerin hür ve adil seçimler için nasıl serbestçe yarıştığını da...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eriştiğimiz bu seviyeyi şöyle tarif etmişti:
“Avrupa ve Amerika, demokrasi ve ekonomide tümüyle yerle yeksan olsa bile biz milletimizi kalkındırmaya devam edeceğiz. Bu Türkiye modelidir. Başka yerde böylesine samimi bir demokrasi, hak ve adalet ideali bulamazsınız.”
Dünyada yok yani bir benzeri daha, demokrasimizin kalitesine Avrupa ile ABD dahi yetişemiyor.
Evren Paşa yaşasa ‘nitekim’li bir cümleye bağlardı muhakkak. Şu minvalde bir şey olurdu herhalde:
“Batı demokrasisini nasıl yaya bıraktığımızı, HDP’yi seçime başka adla girmeye iten korkuda da görüyoruz nitekim.”
HDP olarak seçime katılmazlarsa Hazine yardımını kullanamayacaklar.
500 milyon liradan fazla bir yardımdan söz ediyoruz. Vazgeçilecek bir meblağ değil ki istemesin.
Ama Hazine yardımına tav olur da listeler kesinleştikten sonra kapatılırsa HDP, yarış dışı kalacaktı.
Tuzak mı, değil mi diye yokladılar önce.
Anayasa Mahkemesinden, sözlü savunmalarının seçim sonrasına bırakılmasını talep ettiler. Reddedildi.
Mithat Sancar, “ne anlama geldiğini biliyoruz” dedi.
Burunlarına gelen oyun kokusunun sağlaması gibi değerlendirdikleri anlaşılıyor. Şüpheleri doğrulanmış; tuzaktan korkmakta haklılar, yanılmıyorlarmış.
Ve kapatılarak Meclis dışı bırakılma riskini almamaya karar verdiler.
Dünyayı kıskandıran Şark işi demokrasimize hayırlı olsun.
Erdoğan HÜDA PAR’ı farklı biliyor
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, tutarlı ve dobra konuşuyor. Eşit bir yarıştan yana. Kendilerine tanınan hak ve imkanları, HDP’ye de istiyor. Yargıda ön kesme oyunlarına karşı. Hizbullah’a “terörist” demediği gibi PKK’ya da demiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'sa HÜDA PAR konusunda, HÜDA PAR’dan farklı fikirde.
Erdoğan’a göre: HDP, eşittir PKK.
Oysa “HÜDA PAR’a yakıştırılan bazı çirkinlikler var. Yetkilileri ‘bizim terörle hiç işimiz olmaz’ diyorlar. Tamamen yerli ve milli bir yapı.”
Onun için de “HÜDA PAR’ın, Cumhur İttifakına desteğini önemli ve kıymetli buluyor”.
Ancak HÜDA PAR, “Hizbullah’la işim olmaz” demiyor. PKK’yı da Hizbullah’ı da terör örgütü kabul etmiyor ki terörle işi olsun.
Bakalım bu görüş ayrılığını aşabilecekler mi?
Ya biz ya ABD faizden anlamıyor
Türkiye, ekonomide dünyaya örnek hale gelmişti, faizi indirerek enflasyonla büyüme modelimizin doğruluğunu görmüşlerdi, başarımızı artık kabul ediyorlardı, enflasyonu düşürmek için bizim gibi faiz indirmeye başlayacaklardı.
Fakat Avrupa, faiz indirmeye başlamadığı gibi ABD, çıkarmaya devam ediyor; laftan anlamıyorlar.
Amerikan Merkez Bankası, çeyrek puan daha artırarak faizi, yüzde 5’e dayadı. 16 yılın zirvesiymiş.
Üstelik ABD, halkı enflasyondan kurtarmak için faizi yükselttikçe 3 banka batmıştı. Daha yeni.
Faizi indirerek bizim doğru yaptığımıza yoranlar, haklı çıktığımızı sananlar olmuştu.
Halkı batırma pahasına bankaları kurtarmaksa amaç, bizimki doğruydu, evet.
Çünkü tefeciler ve bankalar, asıl faiz inerken kazanıyordu, bizdeki gibi. Faiz çıkarkense batıyorlardı, ABD’deki gibi.
Yok, tefecilerle ve enflasyonla mücadele etmekse amaç, bizim modelin doğru olmadığı ortada.