Gel 2071 gel
Daha doğrusu, “2023 vizyonumuzun çoğunu hayata geçirmiş olmanın şevkiyle gözümüzü 2023’e diktik” dedi.
Erdoğan şunu da ekledi; Türkiye için 2053 ve 2071’den öteye uzanan hedefler de artık birer hayal değil.
Yani yüzyıllık planlar yapmaya devam ediyoruz inşallah.
Fakat 2023 hedeflerinden sadece biri tuttu, o da 2023’e ulaşmış olmamız. Başka da başarılan bir hedef yok. Ne kişi başına 25 bin dolar milli gelir, ne 500 milyar dolar ihracat, ne dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisine girmek ne de bir başkası...
Aksine, ilk 20 ekonomiden geriye düştük. Kişi başı gelirimiz de 2013’teki 12 bin 500 dolar seviyesinin altına geriledi. 2023 hedefi olarak bile artık, ancak 16 bin dolar kişi başı gelir vaat edebiliyor iktidar.
O açıdan gözü 2053’e dikmek, hayalleri 2071 ve sonrasına ertelemek gerçekçi maşallah.
Esmeray’ın “gel tezkere gel” şarkısını Türkiye Yüzyılı’na uyarlasak yeri: Gel 2071 gel, bitsin bu hasret!
Şunun şurasında ne kaldı; dişimizi sıkar, dayanırız 2071’e evelallah da...
Önceki yüzyılda gömdüğümüz dış güçler de peşimizi bırakmıyor, Türkiye Yüzyılı’nın bismillah daha başında hortladılar.
Aynı konuşmada Erdoğan; kendilerinin çözeceği ekonomik sıkıntıları, hep başkalarının çıkardığını tekrarladı.
Sıkıntıların büyük kısmı, dış saldırı ürünüymüş. Yoksa iktidar, az kusurla ekonomiyi çok iyi yönetmiş. O kadarcık kusur, kadı kızında da olurmuş. Ama bizi faiz, enflasyon ve kur cenderesinde tutmak isteyenler varmış. Onların siyasi oyun, operasyon ve tuzaklarıyla boğuşarak Türkiye’yi, bugünlere getirmeyi başarmışlar.
Gizli parmaklar, bir ara faizi bize indirtip enflasyonla doları zıplatmak suretiyle gül gibi halkımızı üzdürür ve yoksullaştırırken iktidar neredeydi? Onu bilemiyoruz.
Tek bildiğimiz; iktidar, faizi tekrar yükselterek dış güçlerin bozduğunu, düzeltmeye çalışıyor. Esad’ına, Sisi’ne kadar hepsiyle barışarak dost olmadık dış güç bırakmamakta da kararlı.
2018’de seçilip göreve başlarken Erdoğan, ne yetki istedilerse milletin verdiğini ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde artık mazerete yer kalmadığını ilan etmişti.
Üstünden 2023 seçimleri geçti, Türkiye Yüzyılı’na da girdik.
Fakat ülke iyi mi, kötü mü yönetilmiş; hâlâ fark etmiyor. Hatta kim yönetmiş, o da bir şey değiştirmiyor. Savunmamız yok. Dış güçler, istediği gibi saldırıp oynayabiliyor bizimle.
Baksanıza, ülkeyi yönetenler de milletle birlikte arkadaki öcüleri arıyor.
Allah Allah, emeklilere maaş zammını kim engelledi acaba?
Faiz-enflasyon deneyine bizi kim sokmuş olabilir ki?
Ya mülteci akınlarını üstümüze kim salıyor, dersiniz?
Hele asrın icadı diye, şu Kur Korumalı Mevduat tuzağına bizi iteni bir bulsak var ya...
2071’i bekleyelim de korkuyorum; ya biz yüzyıllık planlar yaparken dış güçler yine boş durmazsa!
MUHACİR KARDEŞLERİMİZİ KİM ÜSTÜMÜZE SALIYOR?
İktidar farkına varmış ki, düzensiz göçmenlerle de bize operasyon çekiliyor.
Oyun, büyük yine.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi mezuniyet töreninde gereken yerlere, gerekli mesajı şöyle verdi:
“Türkiye’yi, mülteci akınlarıyla köşeye sıkıştırma senaryolarını boşa çıkarıyoruz.”
Nasıl yaptığımızı da açıkladı; sınırdan girişlerini engelleyerek, kaçakları yakalayıp sınır dışı ederek.
Geriye, bize mültecilerle saldıranı bulmak kalıyor.
Macaristan Başbakanı Orban; kendilerine mülteci operasyonu çekeni, güya bulmuştu. Yahudi Soros’tu o. Müslüman göçmenleri Avrupa’ya taşıyarak Hristiyan yaşam biçimine saldırıyordu. Kiliseye düşman, Hristiyanlara tehditti. Çanları susturmak, yerine ezanlar okutmak istiyordu. Tehlike büyüktü, din ve vatan elden gidebilirdi.
Orban; dini ve vatanı Müslüman istilâsından kurtarmak adına, Soros’a karşı oy isteyerek seçim kazanıp duruyor.
Ama İslam’a, Müslümanlara ve ezanlarımıza saldırmadığına göre bizim senaryodaki öcü, Soros olamaz.
Hem bize yönelen göç akınını, Ensar-Muhacir ilişkisiyle açıklamıyor muydu iktidar?
İçinden çıkamıyorum, kafam karıştı.
Fesuphanallah! Muhacir din kardeşlerimizi, biz Ensar’ın üstüne kim gönderiyor peki?