Eski düzenin günahlarını konuşalım da ya yenisi!
28 Şubat Süreci'ni anıyoruz yine, 1997’deki antidemokratik müdahalenin yıl dönümüydü. Demokrasi tarihimizin kara günlerinden biri.
O günkü MGK kararlarıyla başladı süreç ve direniş.
Postmodern darbe, deniyor. Çünkü Erbakan’ın başbakanlığındaki Refahyol Hükümeti’ni hedef alıyordu ve yıkılmasıyla sonuçlandı.
Bin yıl sürecekti, kudretli generaller öyle buyuruyordu.
Fakat ters tepti. Mağduriyet ve toplumsal tepki dalgası, AK Parti'yi iktidara taşıdı.
CHP, statükonun partisiydi. Askeri vesayete, yasak ve ayrımcılıklara karşı özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren cephede yer almamıştı, hâlâ bedelini ödüyor.
Madem anıyoruz, yıl dönümü vesilesiyle bir kez daha söylemekte fayda var. Köprünün altından çok sular aktı. Ne AK Parti, o AK Parti ne de CHP, artık o CHP. Rolleri değiştiler.
AK Parti, ayrımcılık ve yasakçılıkla mücadele edecekti. Güçlünün haklı olduğu düzen yerine haklının güçlü olduğu bir hukuk düzeni kuracaktı.
Vaat buydu ama iktidar, dün şikâyet ettiği ve mağduru olduğu ne varsa bugün karşıtlarına fazlasıyla reva görüyor.
Rahmetli Demirel, dünkü güneşte bugünün çamaşırları kurutulmaz, demişti.
Dünün yanlışları, bugünün yanlışlarını doğru kılmıyor.
Dünün mağdurlarının bugünün gaddarlarına dönüşmesini, 28 Şubat'ın günahları haklılaştırabilir mi?
Zamanın kartel medyası, siyasete antidemokratik müdahalelere çanak tutmuştu. Baskı ve dayatmalarla siyaseti ve toplumu hizaya getirecek mühendislik projelerine destek veriyorlardı. Kendi halkına karşı psikolojik savaş yürüten vesayet rejiminin aparatıydılar.
Yalnız başörtüsü yasağıyla mücadele edilmiyordu, düşünce ve basın özgürlüğü için de mücadele ediliyordu.
Dünyadan demokratik destek ve hak dayanışması görmenin yine suç gibi gösterildiği bir dönemdi. AİHM'de hak arayanlar bile ülkesini dış güç gâvuruna şikayet ediyor, kötülüyor diye karalanıyordu. Hak ve özgürlükleri savunmak, vatana ihanetle bir tutuluyordu.
Bir slogan vardı, yaşı yetenler hatırlayacaktır; 'ya sev ya terk et' zorbalığı körükleniyordu.
28 Şubat direnişi, buna rağmen nasıl mı başarıya ulaştı?
Şimdi öyle değilmiş gibi yapılmasına bakmayın. Batı demokrasilerinin desteğiyle aşıldı, vesayet düzeni yoksa geriletilip yenilebilir miydi?
O günün kara propaganda manşetleriyle çarpışa çarpışa kazanıldı mücadele. Ama dünün manşetleri gösterilerek bugünün bin beter manşetlerine razı edilmek isteniyoruz.
Lâfta daha adil bir dünya mümkünken icraatta daha adil bir Türkiye ve medya düzeni niyeyse mümkün olamıyor.
28 Şubat'ın veballerini elbette konuşacağız. Konuşalım konuşmasına da şunu da soralım kendimize:
Dünden bugüne ne değişti, var mı bugün alkış tutulan haksızlıkları, ayrımcılıkları açıklayacak bir mazeret?
KİŞİSEL VERİLERİMİZ CEMAATLERE Mİ EMANET?
Meclis'teki 8. yargı reformu paketi, kişisel verilerin işlenmesini ve paylaşılmasını kolaylaştırıyor. Daha önce konmuş yasaklar esnetiliyor ve izinler genişletiliyor. İhlâl hallerinde verilen cezalara da itiraz imkanı getiriliyor.
Kişisel verilerimiz üzerindeki korumanın, hem de AB'ye uyum görüntüsü altında kaldırılması, haklı bir endişe uyandırdı.
Mahrem bilgilerimiz kimlerin eline geçecek ve ne amaçla, nasıl kullanılacak?
Dini cemaat ve tarikatların da bu verilere artık ulaşabileceği doğru mu?
Durup dururken çıkmıyor bu sorular, yersiz değil.
Açıklığa kavuşturulması ve tatmin edici cevaplarla kaygıların giderilmesi şart.
Yeni FETÖ'lerin çıkmaması ve din istismarının sonlanması için dini yapılar, şeffaflaştırılacaktı. Merdiven altında, kayıt dışı faaliyettense vakıf ve dernek gibi denetime tabi bir statüde faaliyete zorlanacak, teşvik edileceklerdi. Diyanet'in de katıldığı bir öneriydi.
Dini yapıların şeffaflaştırılmasını beklerken milletin kişisel verilerini onlar için şeffaflaştıracak bir düzenleme, akla zarar. İnanması zor ama 6. Madde'deki değişiklik, buna kapı açıyor.
Vakıf, dernek vesair yapılar, sizle benle ilgili gizli bilgileri ne yapacak, olacak şey mi?















Bakın arkadaşlar gelin beyaz sayfa açalım dün yaşanılan tüm olumsuzluklara rağmen bugünde maalesef fazlasıyla olumsuzluk ve zulüm var. Onun İÇİN 1. Kendine yapılmasını istemediğini başkasına asla yapma. 2.sorunlarımızı empatiyle çözelim, kendimizi karşımızdakinin yerine koyalım. 3.kimseyi hiçbir faniyi kutsallaştırmayalım her yaptığını ve söylediğini doğru bilmeyelim mihenge vuralım mihenk akıl bilim ve vicdandır
Yanıtla (0) (0)Sayın Akif bey
Yanıtla (2) (7)Sizin sosyal perspektifiniz birikiminiz daha geniş olabilir. Söylediklerinizi haklı çıkaracak durumlarda vardır şüphesiz. ama o darbeyi yaşayan ve eğitim hayatı sonlandırılan ben, etrafıma baktığımda ne okuldan atılan ne görevden uzaklaştırılan insanlar görüyorum. Amacım mağduriyet yarıştırmak değil ama bu mesele bu kadar değil. Bir daha düşünelim isterseniz
Durup dururken, niteliği, nerede ne zaman yapıldığı vb. unsurları ile tespit edilmiş bir fiile dayandırılarak belli somut bir suçlama yapılmadan, savunma hakkı tanınmadan, mahkemeye gitme hakkı elinden alınarak yargısız infaz edilen, işinden gücünden edilen, ekmeği ve haysiyetiyle oynanan 150 bin memuru göremediyseniz etrafınızda bravo size.
Yanıtla (6) (3)Leyla Hanım, ben de o dönemi yaşayan bir subay olarak söylüyorum. Binlerce subay, astsubay, uzman erbaş ve askerî öğrenci ya Yaş kararlarıyla ya üçlü kararnamelerle ilişiği kesildi. Ya da yapılan psikolojik mobing neticesinde ya mecburen emekli oldu ya da istifa etmek zorunda kaldı. Ben de bu personellerden biriyim.
Yanıtla (0) (0)Kimsenin yazamadigi, söyleyemediği bir hususla gireyim şu 28 şubat meselesine, tabii taşlanmayı göze alarak:Demokrasiler faziletli, ahlaklı insanlar rejimidir. Her rejim gibi zaafları vardır maalesef. 28 şubat bu rejimin zaaflarından yararlanarak rejimin altını oymak isteyenlere engel olmak maksadıyla gelişmiş bir olaydır.Insanimiz demokrasinin istediği niteliklerde olmayınca birilerinin demokrasiyi koruma iştahı kabarmaktadir.
Yanıtla (5) (4)Şimdi ne kadar da cumhur ittifakını akp MHP DSP BBP yrp ve perinçekgiller ortaklığını beğenmesem de o günün Allah diyeni ve sakallıyı başörtülüyü öcü ve irticacı diye yaftalayıp kamusal alana sokmak istemedikleri gibi şimdinin muktedirleri de Yavuz hırsız misali her türlü haltı yerken yakalanınca kendilerine muhalif herkesi terörist hain yaptılar. Durum budur
Yanıtla (0) (0)"28 Şubat bin yıl sürecekti, ama sürmedi" gibi bir şeyler söyleniyor. Yani artık bitti deniliyor. Bunu benim gibi 28 Şubat döneminde inançları yüzünden mesleğinden ayrılmak zorunda kalan bir kişiye ve aile efradına sorun. 1998 yılında çok sevdiğim hem öğretmenlik hem de subaylık yani öğ. Bnb.rütbesinde 40 yaşımda ayrılmak zorunda kalmak.
Yanıtla (0) (0)Ak Parti'nin Ankara adayı Altınok,Ankapark'ı (Dinozor Park) açacağız diyor.Melih Gökçek'ten ne çekti Ankara.Melih Gökçek Bey'in batıramadığı Ankara'yı batırmaya kararlı herhalde .
Yanıtla (0) (1)Kişisel verilerimizi ne idüğü belirsiz "Cemaat" lere açarsanız onların bunu nasıl kullanacaklarını bilemezsiniz FETÖ tecrübesine rağmen yetkili ve sorumlu olmayan kişilere şantaj malzemesi verirsiniz. Tamam iyi niyetli cemaatlere güvenelim ama "DEVLET" iyi niyete güvenmez bilgilerin kötüye kullanılmasının önüne geçecek bütün tedbirleri alır,almalı ,safmışız aldanmışız diyemezsiniz artık,bu kadar saflık fazla !!
Yanıtla (0) (0)28 Şubat bir istihbarat, fişleme ve sonucunda gerçek delillere dayanarak devlet bürokrasisi, asker ve polis içinde tasfiye olayıydı. Kurunun yanında yaşlar da yandı, aynı 15 Temmuz darbe girişimi sonu devlet çarkı içindeki tasfiyeler gibi. Olmasaydı, bence fetö palazlanmazdı ama daha kötü sonuçları olurmuydu, o da meçhul . Çünkü 28 Şubat hedefe ulaşmadan tasfiye edildi.
Yanıtla (0) (0)Bu gün 28 Şubat hakkında epey köşe yazısı okudum , tesadüfen bu güne denk düşmüş ; o köşelerde değişik yorumlarda bulundum , bu yazıyı okuyunca da aklıma şu geldi : Gerek o zamanki rezillikler ve gerekse ordan bu günkü rezilliklere savrulmamızın yegane suçlusu ahlaksız ve soysuz siyasetçilerdir , bunlar adam olsa bu rezillikleri herhalde yaşamazdık !
Yanıtla (0) (0)28 Şubat'ı uygulamaya koyanlar, bu günü hesaplamıştı, adım adım uyguladılar ve Ülkemizi bu duruma getirdiler. O kudretli generaller biri hariç hepisi piyon olarak kullanıldılar. Şu an hapiste tutulmalarına da hiç üzülmüyorum. Akılsız başın cezasını tüm beden çekermiş. O yılları, seneryonun uygulandıği üniversitelerde birinde üst düzey idari kadroların birinde görev yapan bir vatandaş olarak yaşadığım için biliyorum. Tezgahın içerisinde generallerin dışında cemaat ve tarikatler de vardı.
Yanıtla (3) (7)Murat Kurum,İstanbul'da taksi sorunu var,çözemediler diyor ! Adam kendini yırtıyor geldi geleli! Partiniz engel oluyor yeni taksi alınmasına.Size ne demeli sayın Kurum?
Yanıtla (9) (2)Bu gün 28 Şubat'tan bin beteriz. O günlerde Kartel medyası asker , AYM, DANIŞTAY ve Yargıtay'ı da yanına alarak CHP ile toplu hücum yapıyordu ama AKİT,YENİŞAFAK gibi birçok dindar gazete ve KANAL 7 gibi televizyonlar açıkça kendini savunabiliyordu. Hatta bir zamanlar Filistin'de gerilla eğitimi alan solcular bile dindarların tarafını tutabiliyorlardı. Ama bu gün dindar olduğunu söyleyen cemaat ve tarikatlar yapılan zulümleri alkışlıyorlar. Kendilerini inkar ediyorlar ve dinimizi oyuncak ettiler
Yanıtla (7) (4)Her mağduru aynı kefeye koyabilecek kadar izanı kaçırmışsınız..Bir de CHP yi dünün AK Partisine benzetmeniz yok mu?
Yanıtla (2) (3)Ne kadar çok organize suç örgütümüz varmış meğer! Yakalana yakalana bitmiyorlar.Bu kadar büyüyene ve can yakana kadar nasıl tepelerine çökülmüyor?
Yanıtla (5) (1)28 Şubat'ın kaymağını yiyenler keyiften dört köşe.
Yanıtla (5) (0)AKP'nin aşağılayıcı, ayrıştırıcı,alaycı ve insanlara lakap takan küçümseyici kaba dili gereken cevabı sandıkta alacaktır.
Yanıtla (5) (2)„28 Şubat Süreci'ni anıyoruz yine“ birileri ANDI birileri SUSTURULDU. Birileri anlattı, demokrasi dedi "içini döktü." Birileri yine………..! Ölmez sağ kalırsak, seneye inşallah. Nasıl olsa 28 şubat bin yıl sürecek. Zaman içinde kimin payına ne düştü, yine neler düşecek? 28 şubat´da dindardık, şimdi hareketsiz bırakıldık. Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. ''...bir de döndük baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz.''
Yanıtla (3) (1)Akp iktidarı da bin yıl sürmeyecek elbet.
Yanıtla (4) (1)Başkomutan kim?
Yanıtla (0) (0)CHP hâlâ aynı vesayetçi CHP maalesef Akif bey.
Yanıtla (1) (6)chp ile ak parti yer değiştirmiş. artık chp özgürlükçü olmuş. fıkra bu kadar, dağılabilirsiniz.
Yanıtla (2) (4)Vatandaş olarak bizim için bir değişiklik olmadı. Sadece sırtımıza binenler değişti. 31 Mart seçimlerinde de her ne kadar yerel seçim olsada bu mevcut durumu yani Erdoğan'ın politikalarını oylayacağız. Yani durumdan memnun olanlar AKP'yi, memnun olmayanlarda AKP'yi uyarmak için rakip partilerden kazanmaya en yakın adayı destekleyecekler.
Yanıtla (6) (1)Çok güzel yorumlamışsınız, tebrikler....
Yanıtla (2) (1)Sayın yazar bırak ta yıllar sonra bu günleri de başkaları yazsın.Bu düzenin meyveleri henüz toplanmadı..
Yanıtla (0) (1)Sayın yazar yanlış düşünüyorsunuz, KVKK, şu anda tümüyle uygulanamaz durumda zaten. Tıpkı ana yollardaki 50 km hız sınırı gibi. İstendiği takdirde herkesin başına bela olabilecek bir kanun. Açıkça söylüyorum çok büyük şirketler bile buna tam olarak uyamıyor. Çünkü pratikte mümkün değil. Ayrıca buna tam olarak uyabilmek için ülkece belki yüz milyonlarca dolar yazılım harcaması yapmak gerekiyor.
Yanıtla (0) (0)28 Şubat'ı en iyi okuyan, değerlendiren, kullanan RTE olmuştur. Fetö'yü de aynı şekilde. 20 yıldan fazladır da getirilerinden faydalanıyor. CHP' yi de eski katı halinden kurtaran ortanın solundan merkeze yaklaştıran KK olmuştur. Ancak sol kalemler iktidarı eleştiriyoruz derken bile vazgeçemedikleri din karşılığı yazılarıyla CHP'yi 28 Şubat kafasında tutma çabalarına devam ediyorlar.
Yanıtla (13) (2)Bana göre 28 şubat ölmedi, eskiden tek hakim iken şimdi koalisyon ortağı oldu sadece
Yanıtla (2) (0)Gücü ele geçiren etik ilkeleri yitiriyor. Tarihte pek çok örneğini görüyoruz.
Yanıtla (6) (1)Kuvvetler Ayrılığı...
Eski düzenin günahları ve CHP olmasaydı AKP ve yandaşlar ne ile besleneceklerdi?
Yanıtla (20) (2)Her şey şu sloganda gizli "Acırsan ,acınacak hale düşersin" bu slogan tüm kamu yöneticilerinin anayasası haline dönüştürülmüş ne kadar İslami bilmiyorum amma, öyle bir düzen kurulduki. Kamu kaynakları her halükarda yandaşlara akıyor. Yani acımıyorlar, sen öl ,köle ol. Rab'bim bunların adaletinden sakınsın bizi
Yanıtla (9) (3)28 şubat 1000 yıl sürecek. Çünkü el değiştirdi.
Yanıtla (12) (2)Eskiden bir güven vardı, ya şimdi kim kime güven verecek. Bindik alamete gidiyoruz kıyamete cinsinden. Büyüdükçe küçülüyor isek ne diyelim. Eski şarkılar gerçekleşiyor, yiğit muhtaç oldu kuru soğana, bulabilirseniz yiyin.
Yanıtla (5) (2)önlerinde Yeşil Başlı beyaz Cübbeli hocalarıyla boy boy öğrenciler Geçit töreni yapıyor..Menzile milyonlar uçaklarla lüks araçlarla koşa koşa gidiyor..Eğitim yerlerde sürünüyor çocuklarımıza.. ilim bilim dersleri yerine maket mezar taşlarıyla ölüm korkusu aşılanıyor...Avamı bunlarla oyalarken... Muktedirler ülkeyi Talan ediyor...
Yanıtla (19) (4)İskender büyük, çevik bir paşa için neden "o NATO askeri" dedi? Askerlerin hepsi, bin yıllık bir hedef için mi koşturdu? "Bir"ileri bilerek, bir çoğu bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek, bir plan dahilinde herkes bugünlerin yollarını döşedi taş taş...
Yanıtla (7) (1)28 şubatı hala savunanlar var. Bu kafa bugünün ve yarının 28 şubatlarına laf ediyor bir de. 100 yıl öncenin yanlışlarını savunup bugünün yanlışlarına karşı çıkmak garabet gibi. Anlayamadıkları bu. Bugünün 28 şubatına karşıyım. Dünün 28 şubatın savunursan bugün başarılı olamazsın. Bunu anlasalar değişim başlayacak.
Yanıtla (4) (12)